şuraya girilen entryleri okudum. hepsinde bi afra tafra bir topluma sövme durumu var. hepsinin içinde buram buraqm bizim ülkemizdeki yobaz insanlar aşağılık kompleksi var. bakın öncelikle pedofili bir cinsel sapkınlıktır. dünya üzerinde bütün toplumlarda görülmektedir. bu ne kadar uygar, çağdaş ve cinselliğin baskılamasına göre değişilik gösterse de bu bütün toplumların ortak sorunudur.
bu sorunu çözebilmek için öncelikle kabulenmek gerekiyor. Bunu yaparken sanki pedofilinin bir siyasi parti, dini inanç ile alakalıymış gibi kabullenmek en büyük hatalardan. şu içine düştüğünüz 3 yaşındaki çocuğa cinsel istek duyacak insan yaşamamalı kavramınız gerçekten çocukları ne tecavüzden korumakta ne de oranını azaltmaktadır. bu küçük beyinlerinizi bu sorunla başa çıkmak için yok sayma davranışı içine girmesinin göstergesidir. çocuk tecavüzü istismarı vardır, sayısı oldukça fazladır.
gel gelelim bunun nasıl çözüleceğine. bakın durumu örtünmek olarak algılayan bazı densizler var. bu konunun bununla alakası yok. bir çocuk onu çıplak ya da kilotluyken kimlerin görebileceğini öğrenmeli. çocuğunuzu çıplakken görebilecek kişi sayısı anne ve bakıcı ile sınırlı tutulmalı. onu iç çamaşırlarıyla göebilecek insanlarda bir bir çocuğa öğretilmeli. bu amca olmalı mı olmamalı mı bunu söylemek bana düşmez ama çocuğa bu bilgi verilmeli. otürüp kızım/oğlum seni iç çamaşırlarıyla şu insanlar görebilir. seni sadece tuvalete ben ve şu insan götürebilir. senin dokunulmaması gereken bölgelerin bulunmaktadır. bunlara dokunmaya yeltenen çalışan biri olduğunda hemen ordan kaçıp bana söylemeye geleceksin anlaşması yapılmalıdır.
yurt dışında ne yapılıyor bu konu hakkında derseniz herkesin bildiği çocukların kendilerni güvende hissetmedikleri durumlarda sığınabileceği bir güvenli evleri bulunmakta. bu uygulama türkiyede başlatılmalı. sokakta kendilerini güvende hissetmeyen çocuklar buralara gitmeyi öğrenmeli.
şu vıcık vıcık akrabalık ilişkilerini bi köşeye atın. istismar ve tecavüz olaylarında istismarcı kişi genellikle yakın bir aile ferdi olmaktadır. çocuklarınızın popolarını vurup sevilmesine engel olun. kendi bedenini sınırlarını çizmesini bilmeli. tobüste çocuk hiç taımadığı birinin kucağına oturmamalı, her hangi bir tanıdık onu tuvalete götürmemeli, kendisinden yaşça büük insanlarla aynı yatakta yatmamalı. bunları öğretin o küçük beyinlere.
her zaman desatekleyici olun. onun güvende hissettiği yer sizin yanıız olmalı ki karşılaştığı problemleri sizle paylaşabilmeli.
öncelikle kabul etmek önemli. bunu ülke ne hale geldi diye yorumlamak, sapıklık olarak alıgılamak, bunu bir zihniyet meselesi haline getirmek, farklı çerçevelerde bunun olmasının iğrenç bişey olduğunu dile getirmek bu sorunu çözmez kardeşim. çocuklara dokunuyorlar, istismar ediyorlar, tecavüz ediyorlar. bu bir gerçektir. bu kahredici ve sorundan uzak çıkarımlarınız ise bu sorunu çözmek dursun sebep olmaya devam edecektir.
siz anne ve babalar; çocuklarınızın sınırlarını belirginleştirin. onları korumak istiyorsanız, kabullenin ve mücadele edin.
az sayıdaki öğrenci lükslerindendir. gerçekten bir günün gereksiz yere enerjik, fazlasıyla mutlu, dağlarda bayırlarda sevgiliyle el ele koşmak kadar tatlı geçmesini istiyorsan o gün dersi ekeceksin dostum. o ders sabah 9 dersi ise ohoo tadından yenmez bir mutluluk. ama bunun vize final dönemindeki etkisen gelecek olursak. ''lan biz bunu ne ara işlemiştik amk'' cümleleri ile pişmanlığınıza pişmanlık katacak ama en sonunda geçer not alıp iyi ki gitmemişim diyeceksiniz. Mutlu ders ekmeler.
iki farklı cins arasında hala arkadaşlık kurulabileceğine, kankanın karşı cinsten olabileceğine inanmış kızımızdır kendisi. çok büyük ihtimal kadınları yüzeysel ve şeytani bulan kızımız vaktini yakın erkek arkadaşlarıyla geçirip kızlara atıp tutar. yanlız bilmediği çok büyük bir gizem var. erkekler üçten fazla gördüğü dişi varlığa aşık olduğunu düşünme eğilimi göstermetedir. bu yüzden bu arkadaşlıkların çoğu bir hoşlantı ile başlayan ilişkiler sonrasında darmaduman olur. en sonunda kızımı tiki kızlar ortamına dönmenin en mantıklı olduğuna karar verir, erkeğimiz ise kadınların ne kadar anlaşılmaz olduğundan dem vurup gerizekalılığını örtmeye çalışır. son.
kuyruksuz primatlerde görülen bu davranış kur davranışı olarak karşımıza çıkıyor. özgüvensiz primatlar bu şekilde topluluğun gücünü kullarak kendilerini etkili ve çekici hissetmektedirler. diğer insanları rahatsız etmeyi onları etkilemekle karıştıran bu primat türleri genellikle liselerde, üniversite hazırlıklarında ve mahalle kültürü olarak adlandırılan çoğrafi bölgelerde görülür. en belirgin özellikleri yüzyıllardır milleti kesmeye çalışmaktan oluşan şaşı gözleri ile sürekli saçlarını düzenlemek olarak görülmektedir. bu primatlar günlerinin çoğunu arkadaş grubuyla hayvanımsı kahkahalar atıp, hayali cinsel birlikteliklerini birbirlerine ballandıra balladıra anlatıp anlatılan hikayelere inanıyor gibi yaparak geçirir. zerdüştle belgesel kuşağından şimdilik bu kadar. esen kalın.
her sabah şu işe gelme enerjisini nasıl bulduğumuz. her allahın günü saat dokuz olmadan gelip, hayatımızın bir bölümünü kiralayıp temel gereksinimlerimizi sağladığımız hatta çok nadiren lükse kaçabildiğimiz şu hayat için nasıl hala enerji bulabiliyoruz. kariyer kisvesi altında bize kapitalizmin enjekte ettiği üret, üretmezsen hiçsin mantığı daha ne kadar bizi sabahın köründe sıcak yatağı, yumaşak sevgili koynunu bıraktırıp bizi asık suratların, uykusuz gözlerin, orda bulunmaktan dolayı oluşan memnuniyetsizliklerin arasına daha ne kadar sokacak gerçekten anlam veremiyorum.
yaşın kemale ermeye başlamasıyla birden mantar gibi insanın etrafında türeyen kızlardır efendim. marjinal marjina takılıp en son yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar modunda, ya şu gelinliğin işlemeleri de güzelmiş moduna girmekten hiç bir kadın kurtulamayacaktır. o yüzden ergen kardeşim, az sabır. pipinin kalkıyor olması evleneceğin, evleneliecek kız araman anlamına gelmiyor.
not: yanarım seninle evlenecek kıza.
güzel kızlar pis olabilir ama bu çirkin kızların da pis olabileceği ihtimalini saf dışı bırakmaz. yakışıklı erkeklerde pis olabilir, çirkin erkekler de, abazalar da, gerizekalılar da, dengesizler de. herkes pis olabilir lan. ne var yani bunda.
bakınız herşey bu dilde bitiyor. kendine baktıramayan kızmış. burdan iki anlam çıkıyor, erkekler bakmıyor kadınlara tüm suç kadınların, onlar kendine baktırıyor. ikincisi zaten dekolteyi bizi kendilerine baktırmak için giyiyor, onlar istiyorsa tabi bakarız mantığı. o kadar ikiyüzlüsünüz ki, o kadar da gereksiz. bu dil düzelmedikçe bişey düzelmez.
sıkılmak. olum bişey yapmalısın ama ne, bu yapacağan şey öyle bişey olmalı ki, hem önceden yaptığın bişey olmamalı hem de o an yapabilecek mümkünlükte bişey olmalı, aynı zamanda ilerleyen zamanlardaki işlerine uygun olmalı, fiziksel kapasiten elvermeli, sevgilinin bunda gönlü olmalı falan. ya resmen üç milyon bilinmeyenli denklem çözüyorum.
anime izlediği için kendisini diğer insanlardan üstün hisseden erkektir. lan oğlum şöyle saçma şeylerle üstünlük mü olurmuş. sanki cern de tanrı parçacığını keşfediyor pezevenk, izlediğin bişeyle övünmek nedir?
öyle sosyal mesaj falan vermeyeceğim arkadaşlar. kim büyütecek kim besleyecek, kim hasta olunca ilgilenecek, kim bütün mal varlığını eğitimiine harcayacak falan, üşeniyorum amk. çocuk yapmamamın sebebi şu sikik dünya değil tamaamen benim.
zeki insanların sosyal zekalarının diğer zeka işlevlerine göre daha düşük olduğu birçok dizide karakterinde, sinema karakterinde işleniyor, ancak durum bundan daha farklı. zeka hiç bir şekilde tam olarak ölçülemeyen ve hiç bir zaman işlevleri anlaşılamayan şeydir. tam olarak zekayı ölçmek mümkün değildir. kaldı ki zekanın en geniş tanımı problem çözme becerisidir. eğer yanlız olmak bir problemse ve zeki insan bu problemi çözemiyorsa burda zekilikten bahsetmek doğru olmaz. insanları anlamak, kendi istekleri doğrultusunda manipüle etmek, değişken ilişkilere yönelik taktik belirlemek hepsi zeka işlevidir.
zeki insanlarla ilgili tespitim az arkadaşları olduğudur. çünkü basit tiplerden çabuk sıkılan bu insanlar kendi zevklerine sahip geek diye tabir edilen insanlarla arkadaş olurlar. ya benim sadece gelip yüzüklerin efendisi için yeni ırklar tasarladığım arkadaşım vardı. adamla tek muhabetim buydu. sosyalleşiyorduk, eğleniyorduk, kafa yoruyorduk o kadar
bugün test yaptığım bir konyalı danışanıma benim de konyalı olduğunu söyledim, test sonrasında benden özel işleri için torpil yapmamı istedi. o yüzden yo dostum yo, konyalılar olmaz.
medyada yansıtılan zayıf, korunmaya muhtaç, bütün derdi alış veriş olan, tek ilgilendiği şey nasıl göründüğü olan, duygusal, ağlamaklı, ilişki problemlerini ağlayarak halleden, terkedilen, aldatılan, dövülen öldürülen kadın imgesinini zavallı zihinlerdeki yansımasıdır bu. kültürel olarak varlığını sadece kadınlar üzerinde güçlü olmaya adayan erkek nüfusunun kadının kendini koruma gücü olmadığına, korunması gerektiğine, onların yüzüysel şeytanı varlıklar olduğuna inancı ile kadınları hep kendi cinsinin altında görmeye devam etmektedirler. kadınların askerlik yaptığı bir çok ordu mevcut. hatta kadınların erkeklere oranla daha iyi keskin nişancı olduğuna dair bilgiler var. lütfen bize öğretilen şu cinsiyet rollerinin birazcık ilerisine gidelim, bize dayatılanları değil, kendi hissettiğimiz dünyayı yaşayalım.
ölümün getirdiği kaygı ve belirsizlikten kaçmak isteyen benliğin kendisini güvende hissedeceği ve sonsuza kadar varolacağına dair inancı gçlendirmek için ihtiyac duyduğu inanç sistemine bağlılığın artması gayet normal aslında. bu kaygılı dönem bu inançla daha rahat atlatılmaya çalışılmaktadır. hatta bu kaygı o kadar büyüktür ki, ateistler ile inançlıların ortalama yaşam süreleri arasında anlamlı bi fark bulunmuştur. inançlılar inançlı olmayanlara göre daha uzun yaşıyormuş. dipnot olarak yaşanılan hayatın kalitesi kafalardaki soru işareti.
olum şu cümle tamamen aşağılık kompleksi yemin ediyorum: ''kandırmayalım birbirimizi türk kızları ne kadar güzelse türk erkekleri de o kadar yakışıklı''. bir kere türk kızı bildiğin tartışmasız güzel. ne o rusun allıkla kapatmaya çalıştığı sırıtan bir beyazlığa sahip, ne de afrika ülkelerinin siyahiliğine. çok güzel bir ten rengi var. çok fazla makyaj istemiyor. doğal güzelin karşılığıdır türk kızı. orta avrupa kızlarının kaşsız kipriksiz yüzlerine bakıldığında türk kızı sanat eseri gibi kalıyor yemin ediyorum. ortadaki sorun türk kızı tavrı/tribi. bütün alımlılığı, temizliği, sevecenliği alığp götürüyor. duygu oruspusu ayrıca. o kadar duygusallıkla dolmuş taşmış ilişkiler istiyor ki, ilgi delisi olduğu için iki dakika rahat bırakmıyor insanı. bakın bu deneyimleri şahsen kendim deneyimledim. türk kızı ve türk erkeği erasmusun popüler çocuklarıdır. erkekleri erkek güzelidir kızları egzotiktir. bakın bu deneyimleri şahsen kendim deneyimledim. sıfır deneyimle izlediğin bi iki yabancı dizi ve sayısız pornodan yola çıkyorsun, farkına var. kendinizi küçümsemeyin. yabancıların hepsi sığ, kültürsüz, seviyesiz, antisempatik, yılışık, yapışık, karaktersizdir.
hayatta herşey para değildir yeaa duyduğum en ezik cümledir lan. sanki paramız olduğunda mutsuzluk, depresyon, doyumsuzluk, aile içi sorunlar özetle sürekli başımız belada olacakmış gibi konuşmayalım. ya parası olan insanların aslında mutlu olmadıklarını düşünerek tatmin oluyoruz, şu boktan,değersiz ve zorluklarla mücadele şeklinde ilerleyen hayatımıza dayanabilmek için bir sebep buluyoruz, tv lerde özenmemiz için yapılan zengin aile dizilerine sırf çok izlensin diye koyulan dramları gerçekmiş gibi zannediyoruz ama yine de içimiz giderek izliyoruz, tamam hepsini anlıyorum ama gelip ''yı hırşy pırı dıgıl tımım mı'' demeniz tamamen zırvalık. para olduğunda istediğin ülkenini vatandaşlığını satın alabiliyorsun, istediğin yeri görüp gezebiliyorsun, istediğin kadını elde edebiliyorsun, istediğini yiyebiliyorsun, içebiliyorsun, seviliyorsun, seviyorsun, çalışmak zorunda olmadığın için kendini geliştirmeye, ilerletmeye, sanata, felsefeye zaman ayırıyorsun rahat rahat. bol güvenlikli evlerde yaşıyorsun, insanların senin yaşadığın yerlere sadece turistlik gezi yapabiliyor o derece, hukuk da seni koruyor, kayırıyor, sahip olmadaığını düşündüğün herşeye sahip olabiliyorsun. soruyorum parası var diye illaki dünyanın en rezil insanı olmak zorunda mı bu insanlar?
bu yazıyı tatile çıkmak için bi yıl kesintisiz çalışmak zorunda olan biri olarak yazıyorum. şimdi bana kim para herşey değil diyebilir.
insanların kurşunla, bombayla, açlıkla, savaşla, petrol hırsıyla, kandırmacayla öldüğü şu sikimsonik dünyada senin boktan erkek arkadaş ve aile problemlerin gerçekten seni dünyanın en mutsuz insanı yapar mı bilmiyorum sığ arkadaşım ama dünyanın en bencil insanı olabilme ihtimalini görüyorum.
tanım: ''dert çük gibidir, herkes en büyüğünün kendinde olduğunu sanır.'' cümlesini haklı çıkaran başlıktır.
güzel yağıyor vesselam. ama tutmadı yahu. çılgınlar gibi kardan adam yapma planlarım vardı. ankaralıyım ve ilk defa bu sene arkadaşlara uludağa mı gitsek yeaa demeye başladım. ankaralıyım lan ben. soğuğun keskin, ayazın delici, karın yerden kalkmaya üşendiği, adamın mert olduğu yer burası. son dediğim pek gerçekçi değildi neyse. uludağ nedir amk. bizi bu sene kara hasret bırakan yüksek basınç alçak basınç arasındaki amansız ayrılık ve tripleşmeden çok muzdaribiz. sen ankarasın, allahını seversen bi on cm karın olsun.
yürüyüş esnasında uzun boylu insan evladının adımları uzun olduğu için o yürüme şeklinde ilerken kız koşu temposunda ona yetişecektir. hayatını sürekli bu koşumsu yürüşle geçiren er kişi ne kolestrol ne obezite ne kalp sorunları ne de perde asarken olan boyun fıtığı sorunları olmayacaktır. yani uzun erkek tercihi ömrü uzatıyor. kesin bilgi yayalım.
yüzüklerin efendisinde hobbit veya cüce olarak oynama şansı var.
yerden yansıyan ışınları direkt alabildiği için daha çok ısınabilir.
yağmurlu şimşekli havalarda eğer kalabalığa yıldırım düşer ise kısa olduğu için asla paranoter olmamak.
aynı yerde yaşayan uzun insanlara oranla deniz seviyesine daha yakın olduğu için basınca bağlı sağırlık burun kanaması gibi şikayetleri asla olmaz.
yerçekiminden daha çok etkilendikleri için eğer dünya hızını arttırır ise dünyadan daha zor uçarlar.
duş alırken daha az suyla işini halledip tasarruf sağlarlar.
kaza anında eğer bir tıra arkadan çarpıldıysa tırın arabayı biçme ihtimalinden kurtulabilecek kişidir. kafası kopmayacak olandır.
kalbi uzun uzuvlar için kan pompalamadığı için daha az yorulacaktır. uyuşma hissi nedir hiç bilmeyecektir.
sevişirken ayakta sevişmeyecektir. hem karşındaki için yeni pozisyonlar arayışına girmeyecek, hem az efor sarfedip ertesi gün işe gidip kas ağrısından gebermeyecektir.
türkiyede yaşayan bir kısa ise kız popülasyonun yüzde seksenine yazılabilme ihtimali olduğu için daha fazla sevgili bulma ihtimali var. yanımızda kısa sevgiliyle görüldüğümüzde Shaquille O'neil benzetmesine maruz kalıp şu ünlü tüneli delip gecen tren gifiyle mesaj kutumuz dolduğu için böyle bir sorununuz asla olmayacaktır.
türkiyede yaşamakta olup kısaysanız hayat gerçekten mükemmel!
