'yürümek ara vermektir, mola almaktır hayattan' demiş david le breton.
hayattan mola almış birinin gardı düşüktür ve tanrıya fena halde ihtiyacı vardır.
düştüğü zaman oturduğu yerden kendine gülen insanla aynı saçmalıktadır. 'insan kendine gülebilmeli' diyerek, erdemli olduğunun altını çizer. acımadı ki, acımadı ki demenin estetize edilmiş yorumudur.
çirkine güzel görünmek yakışır, güzele çirkin görünmek yakışmaz. aslında çirkine altın semer vurmuşlar çirkin yine çirkin yine çirkin, güzele çuval giyse yakışır.
sevgilisinin ilk gülümsemesi ile iyi bir çıkış yaptığını düşünen adamın, kendini durduramayıp düştüğü acı durumdur. ilk gülümseme dalga geçecek kişiye güven verir, yapmayın çarpın tokadı.
Oyun mu kültürden kültür mü oyundan geliyor? sorularıyla 'homo ludens' de cevabı bulunabilir sanıyorum. sevmediğimiz ve bunu belli ettiğimiz kişilere, işimizin düşmesi sonucu 'sanırım beni yanlış anladınız aslında pek çok ortak yönümüz var', diye bilme oyunculuğudur.
geride bıraktığı eşi dostu, zırt pırt zahmete sokmayan insandır. uyanık adam bunu yaşarken de yapar, özel günlerin bir günde toplanmasıdır, örneğin evlilik yıl dönümünü doğum gününe denk getirmek.