evinin önünde ya da arabasının yanında top oynayan çocukları uzaklaştırmak için cama çıkıp haykıran teyze ya da amcaların kült olmuş tehditkar cümlesidir.
edit: hepinizi keserim demek istiyorda olabilir. *
el çabukluğu ve kurnazlık birleşimi bir tokatlama oyunudur. eskiden sokakta bu oyunu oynatan kurnazların sayısı bir hayli fazlaydı. elinde üç iskambil kağıdı bulunan adam el çabukluğu ile gözlerinizin önünde 3 kağıdı karıştıurıp arkası kapalı olarak masaya serer sizde karo olanı bulmaya çalışırsınız.
bir yere son konuşunu yaptığının farkında bile olmayan sineğin karanlık odada bilgisayarı ile entry girmekte olan yazarın monitöründen gelen ışığı bir bok zannedip konmasıdır.
değişik bir satış politikası güden satıcılardır. mesela; terlik satıyordur ancak abidik gubidik bir şekilde bağırarak dikkat çekmeye çalışırlar ve başarılıda olurlar. terlikçi diye bağırmak yerine ; aydelerriiiiyii falan gibi saçma bir haykırış ile dikkatleri üzerine çekerler. normalde terlikçi diye bağırsalar çoğu kişi tarafından umursanmayacaklarını bilirler. çakal satıcılardır.
karpuzun en güzel kısmını dişlemektir. bilindiği üzere karpuzun öncelikle şapka denile sap kısmı kesilir. kalan bütün ortadan ikiye ayrılır ve bu iki yarım parça 4 ya da beş parçaya bölünerek kesilir. akabinde düzgün dilimler oluşturmak için kabuk ve karpuz bıçaklan sıyırma yöntemiyle birbirinden ayrıştırılır ve dilimlenir. işte tüm bu alengirli işlemlerden sonra karpuz servise hazırdır. ancak kabukta kalan karpuz dişlerle kemirircesine yemek gibiside yoktur. genellikle anneler karpuzu bu şekilde kesip dilimler ve çocuklar bu kabuktaki atmanı dişlerler. anneler bu duruma kızarlar evladım gözün doysun burda varya eşlek misin sen onu kemiriyorsun derler ama bilmezler ki karpuzun en leziz en güzel kısmı kabukta kalan kısmıdır.
çift vardiye yazarlık yaptığımdan, yani geceleri evden, gündüzleri ise iş yerimden yazdığımdan kısa sürede anlamış olduğum bir gerçektir. aynı zamanda bunun birebir örneğini kendimden bilmekteyim. şimdi şöyle ki; gece sözlükte yazarlık yapmak daha bir verimlidir. zihin boştur ve düşünüp yazmaya müsaittir. günün stresi bitmiş. ses soluk kesilmiş el ayak çekilmiştir. gece yazarları daha üretken olduklarından kanımca okuyup oylamaktan çok yazıp durmakla meşguldürler. yine kendimden bildiğim için net konuştuğum gündüz yazan yazarlar ise; entry girmekleyetinmeyip ufkunu genişletmek açısından okumayıda tercih ederler. buı nedenle genellikle oylamalar gündüz yazarları tarafından gerçekleşmektedir.
sıklıkla zihnimi meşgule düşüren içsel bir sorudur. teknolojinin çok hızlı ilerliyor olması ile paralel bir sorudur. örneğin atıyorum ben 30 sene sonra toprağa karışıp çürümeye başladığımda yazdıklarımı hala okuyan birileri olacak mıdır? artı ya da eksi verecekler midir? sözlük şimdi ki kadar popüler olacak mıdır? yazıyor ve okuyor olmak hala bir tutku olacak mıdır? ileriki yıllarda teknoloji ile birlikte sözlükte evrimleşecek ve çağa ayak uydurup devam edebilecek midir? şimdiye dek yazılanlar baki kalabilecekler midir? gibi soru içerisinde sorular sorduran ve başlı başına soru işaretinden oluşan bir düşüncedir.
genellikle içsesimizin karşımızdaki her şeye bok atan hiç bir şeyi beğenmeyen tiplere olan sitemidir.
+ aman ya bu ayakkabıda berbatmış yaa bir şeye benzemiyor
- hmmm evet haklısın zaten bende kullanmıyorum uzun süredir. ( burada içses devreye girer; seni kim beğensin lan totoş )
kavurucu yaz güneşinde sokakta yürüyorsunuzdur. güneş eritecek kadar yakıyor boncuk boncuk terletiyordur. bir anda karşınıza, bir bina altı ya da market ve benzeri dükkanların tenteleri gibi bir yer çıkar ve oradan geçersiniz. o an kısa sürelide olsa kavurucu güneşten kurtulmak insanın canına can katar.
sikindirik yarışma programlarına eklnemesi muhtemel olan yarışmadır. kolbastının ülkemizde bir anda patlamasıyla birlikte olmaz olmaz demeyin denilecek cinsten olabilitesi yüksek yarışma programıdır.
adı soyadı okunduğunda , dile getirildiğinde bir anlam taşıyan kişilerdir.
(bkz: mesut bakkal) sanki işinden memnun parayı bulmuş bir bakkal sahibidir.
(bkz: seda sayan) sanki tek gayesi ne kadar seda varsa bulup saymak gibi bir işi olan kişi gibi algılanır.
+ senin adın ne ?
- sena
+ yok sena olmaz seda sayıyorum ben.
bir entry yazmışsınızdır. ama öyle böyle değil emek verip uzun uzadıya yazmışsındır. ekle butonu ile ekleyip, kısa süre geçmeden ben butonuna baktığınızda yeni girmiş olduğunuz entry nizin eksi ya da artı oylandığını görüp şaşırırsınız ve içten içe bu soruyu sorarsınız.
dalton kardeşlerin karakter özelliği taşıyan en önemli ikilisi olmalarından kaynaklanan hededir. boy sıralamasında avarel en uzun ve salak tip, joe ise en kısa ,kurnaz ve kompleksi olan tiplemedir. diğer iki kardeş düz adam olduklarından çoğu kişi tarafından adları dahi bilinmemekete, hatırlanmamaktadır.
sabri sarıoğlu ve guiza nın sözlük yazarlarınca en çok eleştirilen, alay edilen ve aşağılanan kişiler olması nedeniyle intikam almak için yazarlık alarak sözlük yazarlarının sinirlerini zıplatmak istemeleri ihtimali ile paralel ihtimaldir. guiza ispanyol olduğundan biraz daha düşük bir ihtimaldir. ancak herifte para boktur. bir çevirmen tutmuştur kendine okudukça kinlenip ispanyolca söyleyerek türkçe yazdırma ihtimalide bir hayli yüksektir. bu kadar manyak olabilme ihtimali çok yüksek değildir ancak neden olmasındır. sabri sarıoğlu nun bluevelve olma ihtimali tabii ki daha yüksektir.
(bkz: komplo teorisi)
80 lerin keyif veren tatlarındandır. commodore 64 benzeri bir alettir. aralarındaki tek fark atari800xl oyunlarının kafa ayarı yapmadan açılabiliyor olmasıdır. ancak commodore 64 oyunlarının eline su dökemez cinsten oyunları mevcuttur ve oyunları kafa ayarı istemiyor olsada çok geç açıp oyun yüklemesinde uyuya kalmanıza neden olurdu. ama yinede güzeldi be hacı kıvamındadır.
dizinin son bölümünde farketmiş olduğum hededir. muhtemel olarak ondan gören hayranlarıda sağ koluna takmaya başlayacaktır. yıllardır bende saati sağ koluma takarım ancak benim bu konudaki idolüm guns n roses solisti axl rose olmuştur.
genellikle seçtiği karpuzun süper olduğunu kanıtlamak için siz istemesenizde, sen dur abicim bak keseyim sana bak tadına eğer kötü ise para vermeden al götür diyen sinir bozucu manavdır. eğer karpuzu siz seçmişseniz tartması için ya da poşete koyması için verdiğinizde kendiside bir yoklayıp muhtemelen beğenmeyerek başka bir karpuz seçen ve bir şeyler ıspatlamak istercesine seri üç bıçak darbesiyle karpuzdan oyarak üçgen parçayı size tatmanız için ısrarla uzatabilecek kadar küstah manavdır.
başarılı futbolculuk dönemlerinde oldukları gibi hatırlanmak istiyor olmalarından kaynaklandığını düşünmekte olduğum hededir. o kadar çok örneği vardır ki neredeyse tüm eski futbolcular imajlarını korumaktadırlar.
sözlüğümüzün aldığı abidik gubidik reklamlardan birinin sloganıdır. yürüyerek boy uzatmakla ilgili bir tanıtımın sloganıdır. sloganın vurguları daha çok borç takıp kaçan birinin sloganı gibidir.
başlık açmışsındır ve o başlıkta gözden kaçırdığın bir hata yapmışsındır. bir anda başlığın altında tüm yazarların sana ayar verdiğini görürsün ve utandırıldığın için tribe girip eksiyi basarsın. sanki diğer yazarlar etrafını çevirmiş hep bir ağızdan saaalaaak saaalaak demeye çalışıyorlarmış gibi gelir. bu nedenle gereksiz bir tepki olarak al sana eksi al sana da eksi al lan ibne sende eksiyi hakettin diyerek önüne gelene basarsın eksiyi. gereksizdir. acemicedir.
(bkz: evet bende yaptım)
yamulmuyorsam 90 lı yılların ortalarında sabah gazetesinin abartılı reklamları ile yine yamulmuyorsam 59 kupona verdiği sözüm ona süper fonksiyonel dev müzik setidir. dev dediğime bakmayın göt kadar müzik setidir. ama o kadar küçük göt yoktur orasıda ayrı konudur. reklam filminin müziğide sezen aksu nun beni al beni al onu alma şarkısı idi. öyle bir abartılmıştı ve reklamdaki müzik seti o kadar cezbediciydiki ilgi büyük olmuştu. ancak verilen müzik seti küçücük bir şey olduğundan tepkide ilgi kadar büyük olmuştu.
Birbirinden enteresan ve ender rastlanan sağlık problemeleri olan kişilerin hayatını ve tedavi süreçlerini uzun uzadıya anlatan, vay anasını dedirten, iç burkan bir discovery belgeselidir.
