efenim yan dairemde oturan nurcuların hareketlerini gözlemledikten sonra daha bir tescillenmiş olan durumdur. telefonlarındaki zil sesinin bile kadın sesi olmaması gerektiğinden tutunda, yolda bir bayan gördüklerinde hemen kafalarını çevirmeleri ve yere bakmalarına kadar bir çok kanıt vardır bununla ilgili. sevgililerimden biri bana geldiğinde tesadüfen kapıda karşılaştıklarındaki hallerini görmeniz lazım. kafalarını yere dogru eğip alel acele kapıyı kapatıyorlar. akabinde hemen banyodan su sesleri geliyor. ya abdest alıyorlar yada 31 çekiyorlar günahları boynuna o ayrı mesele ama kesin olan bir şey vardır ki nurcular kadınlara şeytan olarak bakmaktadırlar.
ilk genel seçimde chp nin ezici bir çoğunlukla seçilmesidir.
akp nin tek başına seçildiği zamanı hatırlayın. neden akp ? çünkü o zamana kadar başta olan siyasi partilerin bir şey yapmamasından dolayı halk denenmemişi denemek için akp ye oy verdi. bu oylar içersinde chp den de dsp den de anap ve mhp den ve diğer bir çok partiden oylar da vardı. ikinci seçimde halkın yarısı mecburen akp ye oy verdi. bir çoğu "istikrar bozulmasın" bir çoğuda " kimse bize kömür ve beyaz eşya vermemişti kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyelim" mantıgında oy verdiler akp ye.
fakat onca vukuattan sonra artık halkın gözü açılmış durumda. vatan toprağının 500 km2 lik bir bölümünü mayınlı arazi bahanesi altında 48 yıllığına israile parsel parsel satmaya çalışmalarından ve terör örgütüyle masaya oturup diz boyu taviz vermesinden sonra artık halk yapmış olduğu hatanın farkına varmıştır. ve akp nin ilk seçimde secilmesi gibi halk denenmemişi deneyerek atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlı ülkesini seven ve kanınn son damlasına kadar bu ülkeyi daha leri taşımaya çalışacak olan chp ye oy vererek tek başına iktidara taşıyacaktır. bu kaçınılmaz sonun gerçekleşceği günü sabırsızlıkla beklemekteyiz..
nurcu yada allahçı yada muhammedçi olunabilir rahatlıkla , zira bunları olmak için çok fazla zekaya ve araştırmacı ruha sahp olmaya gerek yoktur. birinin söylediğine inanın gerisini onlar zaten sizin yerinize yönlendirir.
ama herkes kemalist olamaz ! kemalist olmak zeka, potansiyel, kapasite, bilgi ve yürek ister. ulu önder mustafa kemal atatrük e ilkelerine ve inkılaplarına gönülden bağlı olmayı gerektirir.
atatürk ilke ve inkılaplarına yürekten bağlı, aydın gazeteci ve siyasetçilerin haksız yere hapis yattığı silivri ceza evine ziyaret için istanbuldan otobüs kaldıran fedakar ve bilinçli kemalisttir.
geçenlerde yine çağdaş yaşamı destekleme derneğinde toplantı halindeydik. geç saatlere kadar süren toplantıdan çıkan kararla silivride hapis yatan kemalist aydınları ziyaret etmek için harekete geçtik. atatürkçü düşünce derneği ile koordineli olarak hareket etmemize rağmen yoğun talebi karşılamak için çeşitli yollar düşündük. herkes taşın altına elini koyarak elinden geleni ardına koymadı. bende şahsım adına büyük bir otobüs kiraladım ve moda iskelesinden bir pazar sabahı yola çıktık. onca insan ceza evi kapısında saatlerce bekledikten sonra kimseyi göremeden geri döndük. ama dışarda olduğumuz sürede " tayyip baksana kaç kişiyiz saysana" slonganlarımızı eminimki tuncay özkan, mustafa balbay ve dğer aydınlarımız duymuşlardır. bunu bilmek bile insanın içini acayip rahatlatıyor.
maklube yemiş bir nurcunun nasıl anlaşılacağını sorgulayan yersiz ve gereksiz bir sorunsaldır.
yan dairedeki nurcularla sabah uyanma vaktim çakışıyor. aynı anda banyoda oluyoruz çoğu zaman. bu sabah sporumu yaptıktan sonra gelip duşa girdiğimde takır tukur sesler duydum yan banyodan. daha sonra afedersiniz ama "zaaaarrtt" diye bir osuruk sesi geldi. 10 saniye geçmemiştiki nurcumuz bu sefer de " seher vakti bülbüller nede güzel öterler" isimli ilahiyi söylemeye başladı... anladım ki bu nurcu dün akşam maklube yemiş. karman çorman bir yemek olan maklubeyi yiyen nurcu sabah kendini tutamayarak afedersiniz patır patır osurarak tüm dengemi alt üst etti.
o değil de osurduktan sonra tuvalette ilahi söyleye nurcu da ilk defa gördüm... garipmiş...
beyin yıkama ünitesinde görülen ve orada ne işi olduğu anlaşılmayan küçük bir çocuktur.
bildiğiniz üzere yeni taşındığım apartmanda yan dairemde nurcu öğrenciler kalmakta.
dün akşam evimde chill out dinleyip kitap okurken birden kapım çaldı. otomatiğe bastıktan sonra kapıyı açtım. karşımda 40 lı yaşlarda hafif kel, temiz görünümlü, gömleği yakasındaki son düğmeden ilikli ve gözlüklü bir adam. ve elinden tuttuğu 7-8 yaşlarında küçük bir çocuk.
aramızda ;
- iyi akşamlar, kusura bakmayın ben yan daireye gelmiştim ama yanlış çaldım zili sanırım.
- önemli değil. iyi akşamlar.
şeklinde bir konuşma geçtikten sonra yan dairenin kapısı açıldı ve içerden çıkan uzun boylu nurcu gelen kişinin karşısında el pençe durarak "hoşgeldiniz abi buyrun" diyerek kendisine terlik uzattı. adam küçük çocukla birlikte o eve girdi !!!
o an beynimden vurulmuşa döndüm. daha yeni yeni büyüyüyen taze bir fidan olan bu çocuğa bu yaşta nufuz edip empozeye başlamak nasıl bir sinsiliktir diye sorguladım bir an kendimi. daha sonra içeri geçip kitabımı okumaya devam ettim.
çok geçmeden yan daireden garip ve tedirgin edici sesler gelmeye başladı ! hemen kulağımı duvara yaslayıp daha net duymaya çalıştım. yetmedi gittim banyoya ( en net banyodan duyuluyor) ordan dinledim. ilahiyle karışık mevlüt okur gibi bir şeyler okuyorlardı. daha sonra birisi konuşmaya başladı sohbet tadında çeşitli nasihatler verdi. bir ara sesler kesildi ama çok sürmeden kuran okunmaya başladı.
o an düşündüm bu zavallı çocuk bunca saattir nelere maruz kalıyor içerde ! halbuki atatürkçü düşünce derneğinde yetiştirilip eğitilse vatanına ülkesine faydalı ve bilinçli çağdaş bir birey olacak. ama bir de şu içinde olduğu duruma bakın !!
aradan 2-3 saat geçtikten sonra yan dairenin kapısı açıldı ve hemen koşup kapı deliğinden baktım. akşam gelen adamı uğurluyorlardı içerdeki nurcular. adam hepsiyle son bir kez daha selamlaştıktan sonra çocuğun elinden tutup merdivenlere doğru yöneldi. o an gördüklerime inanamadım. küçük çocuğun gözlerinin altı torba torba olmuş adeta küçk bir fettoşa dönüşmüştü...
şu sıralar gündemde olan anayasa değişkiliğini oylayıp onaylayacak olan iki muhtemel partiden birinin çok yakın bir zamanda terörden dolayı diğerinin de irtica ve laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmasından dolayı ceza almış olması durumudur.
mhp ve chp bu anayasa değişikliğine karşı çıktıklarından dolayı destek vermiyor bu kesin. geriye bir tek bdp kalıyor ve akp mecburen bdp ile anlaşıp gerekli çoğunluğu sağlamak için bir çok şeyden taviz verecektir.
anayasamızı değiştirecek olan partilere bakın. biri irticacı diğeri bölücü. kmlerin eline kaldık.
not: eğer bu değişiklik olursa bir çok konuda darbe anayasasını özliyeceğiz bir çoğumuz. demedi demeyin.
oto boka ağlayıp üzülen ama öt yandan 10 kasım günü ulu önder mustafa kemal atatürk ün ölüm yıl dönümünde iki damla göz yaşı dökmeyen riyakar ve vefasız insanlardır.
devletin maaşlı imamları ve müezzinlerinin haricinde korsan olarak mezarlıklara gidip elindeki kuranı okuyarak gelen ziyaretçilerden utanmadan para alan sözde allahçıdır.
geçen sabah moralim çok fena halde bozulmuştu. sabah kalkar kalkmaz "darbe olmuş mudur acaba" ümidiyle pencereden dışarı bakıp tank görmek isteğiyle birden fırladım yerimden. pencereden baktığımda darbe namına bir şey göremeyişim beni hüzünlendirmişti yine. o gün bir işim olmadığı için samimi olduğum bir kaç kemalist arkadaşımı arayarak türkan saylan hocamızın mezarını ziyaret etmeyi teklif ettim. hemen kabul ettiler..
zincirlikuyu mezarlığına geldiğimizde bizi kapıda eşarp satan seyyar satıcılar karşıladı. neymiş efendim mezarlığa girerken bayanların başını kapatması gerekiyormuş ta falan fişmekan. tabiki eşarp falan almadık ve direkt olarak türkan saylan hocamızın mezarına gittik. yanımızda getirdiğimiz çiçekleri mezara bırakıp bir kaç tane de mum yaktıktan sonra tam gidecektik ki kafasında takke elinde kocaman bir kuran olan sakallı bir meczup yanı başımızda bitiverdi. "ölmüşlerinin ruhuna bir yasin okuyalım rahat yatsın yerinde rahmetli" dedi. arkadaşlarla birbirimize bakıp hafifçe tebessüm ettik ama sonradan hepimiz bir anda sinire kestik. içimizden birisi " hocam pardon ne kadar ödeme yapıcaz acaba size" şeklinde bir soru sordu. meczup " gönlünüzden ne koparsa ama bi 50 kağıt atarsınız çorba içerim bende" dedi. meğer bu adam ve bunun gibi daha bir çok kişinin mesleğiymiş bu ! mezarlıklarda ellerinde kuranla dolaşıp ölen kişiye hiç bir faydası olmayacağı halde kuran okuyup ziyaretçilerden para alıyorlarmış. kendisiyle daha fazla muhatap olmadan hızlı adımlarla oradan ayrıldık. gördüğümüz bu tablodan tiksnirken öte yandan türkan saylan hocamızın mezarını ziyaret etmemizin verdiği huzurla evlerimize dağıldık.
başlatıldığı taktirde çok büyük anlam taşıyacak olan kampanyadır.
en başa dönecek olursak klişeleşmiş bir söz vardır herkesin bildiği." atatürk olmasaydı senin adın coni olucaktı şimdi". bu bağlamdan hareketle eğer ulu önder mustafa kemal atatürk olmasaydı şu an camilerin yerinde klise olacaktı ve namaz kılanlarda namaz kılmak yerine vaftiz edilip günah çıkartıyor olacaklardı.
diyanet işlerinin binasında her makam odasında bile bir atatürk portresi varken neden camilere atatürk büstü yada portresi konmaz ki ? hadi diyelimki camide put ve resim olmaz diye bir kural var. e ozaman en azından girişine koyun çok mu zor ? nedir bu riyakarlık ve nankörlük ? üstüne üstlük bir de vefasızlık ve saygısızlık yapılmakta dinin özgürce yaşanmasını sağlayan bu yüce insana karşı !
konu gayet basit ; ulu önder mustafa kemal atatürk olmasaydı ne ezan okunurdu bu topraklarda nede gönül rahatlığıyla camilerde namaz kılınablirdi. hadi büst ve portreyi de geçtim en azından iki kelam dua edin yada bir kaç kelime güzel şey söyleyin. o da mı çok ? azıcık saygı lütfen...
bu ülke dinle yönetilmediği için dini inançlar tamamen kişisel bir durumdur. bir kişi evinde yüksek sesle kuran okuduğunda yan dairedekilerin bu durumdan rahatsız olabileceğini düşünmek zorundadır. eğer bunu düşünmeyip kendince "kuran kutsaldır" kafasında hareket edip başkalarının kişisel haklarına tecavüz ediyorsa örümcek beyinli bir maldan başka bir şey değildir.
kuran senin için kutsal olabilir buna lafım yok. ama benim için değil ! bu ülkede senin ne kadar hakkın varsa benim de o kadar var!
sen benim sevişme seslerimden rahatsız olduğunda yada müzik seslerinden rahatsız olduğunda nasıl ki şikayet edebiliyorsan bende senin okuduğun ezandan yada kurandan rahatsız olabilirim. bu senin olduğu kadar benim de hakkımdır.
ama malesef ki bu ülkede ki mahalle baskısı ve örümcek beyinler yüzünden kurandan yada ezandan şikayet eden kişi anında düşman ilan edilir ve hatta hakkında tonla dedikodu bile çıkarılır. kafirinden tutunda satanistine kadar her türlü yakıştırma gönül rahatlığıyla yapılabilmektedir. kuran yada ezan yahut din hakkında olumsuz bir şeyler söylediğinizde adınız hemen " saygısız"a çıkmakta. peki kuran okuyarak beni rahatsız eden kişi saygılımı sayılyor ? adalet ve anlayış denen şey bu işin neresindedir ?
bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu ulu önder mustafa kemal atatürk ün açtığı yolda gösterdiği hedefe ilerlemek ve atatürk e hak ettiği saygıyı gösterip vefa borcunu ödemek varken, nankörlük edip sarıklı ve cübbeli günlere dönmek için kıçını yırtan hayalperesttir.
sevgiliyle ateşli bir şekilde sevişirken yan daireden gelen nurcu sesleri duymaktır.
malumunuz bildiğiniz üzere yeni taşındığım evin yan dairesinde 5 adet nurcu öğrenci kalmakta. evde olduğum zamanlarda sabah ve yatsı namazlarının kılınışını duvarlar ince olduğu için naklen duyabiliyorum. arada bazıları aşka gelip kuran okuyup sela da verebiliyor. kısacası tam bir keşmekeş.
dün akşam yol üzeri uğradığım çağdaş yaşamı destekleme derneğinden döndükten sonra yine sevdiceğimle sevişirken tam da en ateşli yerinde yan taraftan birden bire yüksek sesle kuran ve amin sesleri gelmeye başladı. önce donup kaldık bir ara. sonra aniden kahkaha atmaya başladık. 30 saniyelik bir dumur anından sonra hiç bir şey olmamış gibi sevişmeye devam ettik. fakat olmuyordu ! konsantre denen bir şey kalmamıştı.. o an aklımıza nurcularla back to back yapmak geldi ve hemen harekete geçtik. gelen kuran seslerine sevişme sesleriyle karşılık vermeye başladık. ahhlar ohhlar amin sesleri arasına karıştı. nedendir bilinmez bu durum her ikimizide daha çok tahrik etmişti. iyiki varsınız nurcular...
allah ın tek seferde din gönderememesiyle bağlantılı olan sorunsaldır. allah neden devamlı yeni din ve kitaplar göndermiştir ? kabaca cevabı bir önceki din ve kitap bozulduğu içindir.
peki günümüzde müslümanlık ilk çıktığı zamana kıyasla bozulduğu ve çarpıtıldığı halde neden yeni bir din gelmemektedir ? günümüzde ben müslümanım diyen insanların çoğunluğu islamın şartlarından neredeyse hiç birine uymayıp öte yandan günah ve şirk çinde yüzmektedir. içki içip zina yapıp sonrada cuma namazına gitmek islamın hangi kuralına yada hangi şekline uymaktadır. türbelerden medet ummak, faizle kurban kesmek islamın hangi kuralına ve şekline uymaktadır ? bu ve bunlara benzer daha bir çok sebeptendir ki islamiyet günümüzde büyük ölçüde bozulmuş ve çarpıtılmıştır.
peki ozaman neden islamiyet son dindir ? neden allah bozulan ve çarpıtılan bu dini düzeltmek yada yenilemek için bir şey yapmyor ? "din hakkınız doldu yeter size bu kadar din bu son kıymetini bilin hee" bu mudur mantık ? demagojden uzak bir şekilde cevaplanamayacak olan bu sorunsal, aklı başında ve tepeden inme kulaktan dolma bilgilere kulak asmayan kişilerin devamlı suretle kafasını meşgul eden sorunsaldır.
türkiye de "ben müslümanım" diyip namaz kılanların neredeyse tamamının yaptığı eylemdir. namaz kılarken okunan dua yada surelerin ne anlama geldiğini bilmeden yarım yamalak türkçeye uyarlanmış seslendirmesini ezberleyip ruhsuz olarak namaz kılmanın inanılan değerlere saygısızlıktan farkı yoktur. en azından türkçe oku ne dediğini bil anla idrak et dimi ! ancak boşu boşuna dudaklarını kımıldatan kısır insanlar işte ne bekliyorsunuzki başka.
şüphesiz ki fethullah gülen e olan sevgisini ve aşkını kontrol edemeyip hoca efendiye özenen şakirttir. henüz 20 li yaşlarda olmasına rağmen estetikle yaptırdığı göz altı torbalarıyla sohbetlerde gönüllü ağlama elemanı olarak bulunan nurcudur ayrıca.
kendini izlemiş olduğu kasedin etkisine fazla kaptırıp bir yandan yediği space kekin etkisiyle bilincini kaybederek kendini kesen nurcudur.
oturduğum dairenin yan tarafında ki daire de kalan 5 adet nurcu öğrencinin seslerini dinlerken şahit olduğum durumdur. eve yeni taşındığım dönemlerdi ve daha televizyon ve internet bağlatmamıştım. can sıkıntısından erkenden yatıp uyuyacağım bir gün yan daireden sela sesi duymaya başladım. hemen kulağımı duvara yanaştırdım ve nurcuların ezan ve sela sesleri arasında namaz yada zikir gibi ona benzer bir şey yaptıklarını anladım. bir değil 3 değil bu kaçıncıydı naklen yayın. iş yerinde zaten streslerden streslere gark olmuştum ve en sonunda dayanamayarak bir hinlik yapmaya karar verdim.
dünden yapıp fazlasını dolaba attığım space keki dolaptan çıkarıp ısıttım ve yan dairenin kapısını çalarak içerden gelen takkeli ve nur yüzlü çocuga vererek " alın yiyin ellerimle yaptım " dedim. bin bir teşekkürden sonra içerden gelen zikir seslerinin daha fazla duyulmaması için kapıyı hızla kapattı. hemen duvar dibindeki yerme koşarak kulağımı duvara dayadım ve olacak olanları dinlemeye başladım. bu esnada namaz ve zikir bitmiş video izleme safhasına geçilmişti. video başladı ne izlediklerini merak ederken birden duyduğum ses çok tanıdık geldi. allaah alaaahh sesleri arasında ağlayan bir ses ! önceleri eski bir arabesk film sandım ama kimse onun gibi ağlamayazdı, bunu bildiğimden kasedin ne oldugundan tam olarak emindim..
götürdüğüm kekleri çay eşliğinde yediklerini çıkan çay kaşığı seslerinden anlamıştım. aradan 15-20 dk geçti hiç bir değişiklik yoktu artık sıkılmaya başlamıştım. tam dinlemekten vazgeçecektim ki içerden duyduğum çığlık sesiyle kulağımı daha bir kuvvetle dayadım duvara. haykırışlar, bağırmalar ağlamalar arasında bir yandan da videodaki allaah allaaah sesleri olayın heyecanını daha da arttırmaktaydı. önceleri kasedin etkisine fazla kapıldıklarını sandım. derken nurcuların kapısının açıldığını duydum ve hemen dış kapıya koşarak kapı deliğinden olanları izlemeye başladım. iki nurcu bir arkadaşlarını aralarına almışlar kanlar içersinde dışarı arabaya yetiştirmeye çalışıyolardı. hemen arkalarından gelen bir diğer nurcu ise elinde ki küçük kurandan ağlayarak ve titreyerek bir şeyler okuyarak kendilerini takip etmekteydi. hemen kapıyı açıp ne olduğunu sordum " arkadaş jiletin üstüne düştü" şeklinde bir cevap aldıktan sonra anladım ki kamufle etmeye çalışıyorlar bu durumu. daha sonradan duvardan dinlediklerimden öğrendiğim kadarıyla " space kek"i yedikten sonra kendini kaybeden nurculardan biri banyodaki jiletle boynunu keserek " allah ım sana geliyorum" demiş. hasıl kelam çocuk sonradan iyileşti maşşallah bişey yok şimdi.
eğer eviniz yan dairede kalan 5 adet nurcu öğrencinin odalarından biriyle bitişikse gayet mümkün olan hadisedir.
bu eve ilk taşındığımda yan daire de öğrencilerin kaldığını duyduğumda pek bi sevinmiştim aslında. hani gençler eğlenceli olur falan fıstık. taşındıktan sonraki sabah yüzümü yıkamak için banyoya gittiğimde duyduğum kuran sesiyle irkildim. ertesi sabah annem de "yan daire de ezan okunuyor" diyince mevzuyu idrak ettim iyice.
her gün yatsı namazının cemaat halinde kılınışını ve sabah namazlarını naklen yan taraftan dinliyoruz ister istemez. peki bu insanlar hiç mi düşünmüyor başkalarını rahatsız ettiklerini acaba ? bu nasıl bir saygısızlıktır ? ben mecbur muyum her gün sizin dini nağmelerinizi dinlemeye ?
hayır gidip uyardığın ikaz ettiğin zaman da adın kuran düşmanı yada din düşmanına çıkıcak biliyorum. sonra uğraş dur saçma sapan dedikodu ve ön yargılarla.