bana göre serinin en iyi, hayatımda oynadığım oyunlar içinde de ilk 10'a rahat rahat giren oyundur kendileri. ilk başladığımda daha karaya ilk ayak bastığımda, şöyle bir etrafa baktım da dedim güzelmiş ya baya ortam falan. Sonra zamanla ilerledikçe oyunda dedim kesinlikle üçlemeyi *** aratmayan bir oyun olmuş. Sonra artık oyunun iyice içine girince yok ya bu cidden serinin en iyi oyunu tespitini yaptım. Ama bence bu oyunu serinin bir parçası olarak düşünmek yerine ayrı bir oyun gibi düşünmeliyiz. Aldığı olumsuz eleştirilerin çoğu seri ile olan uyumsuzluğu sebebiyleydi. Dediğim gibi ayrı olarak düşünürsek muhteşem bir oyun.
uplay'dan dün 1.8-1.6 mb/s ile başlayan müthiş indirme maceram şu an itibariyle 27.5 kb/s'e inerek beni derin düşüncelere sevk eden oyun. Galiba tüm dünyanın 27 mayıs tarihine geçmesiyle herkes saldırmış durumda. Ama tabi kafasızlık bende. Arkadaş sen niye mal gibi saat 12 gibi bakmazsın ki aktivasyon kodu gelmiş mi gelmemiş mi diye, geç kalırsan aha da böyle olur kalan süre 2 saatten 84 saate çıkar.
playstore'dan 65 liraya satın aldığım oyun, lakin kampanya bitmiş şu anda 108 liraya satılıyor ama bana göre hala oradan alınabilir zira steam'de 60 dolar şu an. Onun haricinde bunu yazdıktan sonra oyunla ilgili birkaç önyargım var. Bu oyun ilk baştan itibaren gta 5 e rakip olarak çıkartıldı ubisoft tarafından. Özellikle dev afişlerde los santos için 2 ay yeter chicago ya gelin gibi iddialı sözler söylediler ( tabi sonra çıkaramadılar vaktinde o ayrı) ilk başta herkes gibi ben de çok çok büyük beklenti içine girmiştim ama sonra izlediğim videolar niyeyse o kadar da cazip gelmedi bana. Hele hele gta 5 için çok zayıf geldi ki bana göre direk onu hedef göstermesi yanlıştı. Çünkü gta yıllardır artık gelen bir gelenekten ve tecrübeden dolayı zaten aşmış bir oyundu. Ha onun haricinde hala heyecanla bekliyorum o ayrı ki hayatımda ilk kez önsiparişle bir oyun aldım zaten. Telefon ve hack olayı özellikle çok oriinal bir fikir ve bence en ilgi çeken kısmı o gibi olacak oyunun zaten adamlar da onun üzerinde kurmuşlar daha çok. Buradan eğer başı dik bir şekilde çıkarsa ubisoft ve assassin's creed gibi her yıl 1 oyun hatta 2 oyun çıkaracağım derdine düşmezse gta dan sonra 2. bir efsane açık dünya oyunumuz olur.
bildiğim kadarıyla oradaki kız değil bir erkekti ki bugün "başbakanın yumrukladığı adam olarak" televizyona çıktı. En son kendisi özür diliyordu "sayın başbakanından". Diyordu ki başbakanımı seviyorum eminim o da isteyerek yapmamıştır. Ben kendisi sayesinde çalışıyorum falan filan. Sözlük ahalisi kimseye kefil olarak böyle sözler söylemeyin. Unutmayın ki reyhanlıda da aynı öfke aynı acı vardı sonra akp yüzde 60 ile kazandı orayı. Onlar gene aynı partiye oy verecekler, yine akp'ye oy verecekler bu olayı kader, kaza ya da buna benzer şeylere bağlayacaklar. O madende başkaları çalışacak ve yeni bir kaza olana kadar bunlar unutulup gidecek. Biz o yüzden şu işe işte tam da bu yüzden tayyip e akp ye küfretmeyi, saldırmayı bırakalım, sağda solda protesto etmeyi bırakalım. Asıl insanlığımız gereği o madencileri düşünelim sadece ve bir daha bunun olmaması için birilerinden adım atmasını beklemektense kendimiz bir şeyler yapmaya çalışalım. En başta şu "sözde" sendikaları hizaya getirelim. Asli görevleri olan işçinin şartlarını düşünmek yerine sürekli her olay için sokaklara çıkıp, su, gaz yemeyi bırakmalarını sağlayalım. Daha çok örgütlenelim ve her işçinin daha çok örgütlenmesini sağlayalım ama buna zerre kadar siyaset karıtırmayalım. Madenler, inşaatlar, tersaneler hala çok tehlikeli yerler. Artık tayyip i akp'yi bırakalım önce kendilerini yerine daha çok ailesine ekmek götürmeyi, çocuklarını okutmayı düşünen işçi kardeşlerimizi, onların can güvenliğini düşünelim. Biz daha rahat kesim olarak önce bu insanları düşünmeliyiz. Unutmayalım bu işin sorumluları siyaset bile olsa biz onlarla kavga ederek bir yere varamıyoruz.
Tanım: kontrolünü kaybetmiş bir insanın yaptığı harekettir.
bu sene son kez katılacağım etkinliktir. Mezun olduktan sonra herhalde böyle bir şeye gitmem zaten kendi okulumun şenliklerinde de en fazla 1 ya da 2 gün gidiyordum.
galatasaraylıyım ama sonucu beni zerre kadar ilgilendirmeyen maçtır. Türkiye kupası malum zaten ne saygınlığı ne de herhangi bir esprisi var. Tek olayı es kaza büyük takımlar eşleşirse birbirleriyle taraftarların yarattığı heyecan oluyor o kadar. Onun haricinde galatasaray her ne kadar ligde 2. şampiyonlar liginde de 2. turda elendiyse de bana göre oyun anlamında çok başarısız bir sezon geçirmiştir. Ligde 2. liği kesin olmamakla beraber liderle arasında uçurum vardır ki şampiyonluğu da çok çok öncelerden bırakmıştır. Şampiyonlar liginde evet gruptan çıkmak iyi ama chealsea ye tamamen o şekilde kişiliksiz bir biçimde teslim oluşumuz hiç hoş değildi.
yakışıklı olmadığımdan mütevellit hiç duymadığım iltifatlardır. Sahiden ya bir kız da günün birinde hadi iltifat falan etmeyi geçtim o konuda beklentim yok zaten de hiç değilse hoşlansın ya ama yok arkadaş.
seçmenleri bu seçimin kaderini belirleyecek olan partidir. chp akp değil, bu seçimi ülkenin bundan sonraki gidişatını kendileri belirleyecek, seçmenleri belirleyecek. o yüzden kime oy vereceklerse çok çok iyi düşünsünler. tabi burada sözüm sabit mhp seçmenlerinedir.
her ötv zammnında olduğu gibi bunda da sanki hayallerimin çalındığını hissettiren zamlardır. yahu şu dünyadan artık ne iş ne eş konusunda ahım şahım bir beklentim var. tek istediğim güzel bir mercedes alabilmek, hep zam hep zam. bir o hayalimi gerçekleştirmek istiyorum onu da benden alıyorsunuz çok gönül koydum size bu zammı her kim koyduysa. ya bir arabanın vergisi kendisinden 2 kat 3 kat fazla nasıl oluyor ya. alt tarafı istediğim arabaya bir şekilde para biriktirip binmek istiyorum. bu kadar mı batıyo birader. vergiyi böyle abidik kubidik şeylerden artıracağına biraz daha doğrudan vergileri almaya çalışsana. bak gez gör, çık sokağa hala fatura, fiş kesmeyen binlerce işletme var git onlardan almaya çalış. hatta direk adres sana, git ortaköydeki o camiyle the house cafe arasında kalan cafelere git. hala pos makinesi yoktu, sırf vergi vermemek için. fiş falan zaten yok git sor bakalım birader sen ne ayaksın diye. ama yok illa bu bünyenin mercedesine göz dik sen.
başlığın aslı ak parti hükümetinin herkese 5 milyon dolar + ayakkabı kutusu vermesi idi lakin karakter sınırı malum.
ülkemizin gündemini meşgul eden yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sebebiyle büyük ak parti hükümetinin yapması gereken eylemdir. şimdi şöyle durumlar var, eğer madde madde sıralarsak;
malumumuz kendileri hapis olaylarına çok sıcak bakmıyorlar yani pek tarzları değil hapse girip ceza çekmek.
e diğer bir durum olarak adı karışan bakanları da görevden almak istemiyorlar istifa kültürü zaten bizim ülkeye ters.
lakin her ne kadar dış güçler, israil, faiz lobisi, geziciler vs. dese de evlerde çıkan 4.5 milyon dolarlar ortadadır. şahsen şöyle bir önerim var eğer yaparlarsa hem olay bence kapanır en azından büyük bir çoğunluk için, hem de ak parti hükümeti bu zorluğun üstesinden gelebilir. önerim devletimizin herkese 5 milyon dolar+ ayakkabu kutusu vermesi yönünde. malum hem iç işleri bakanının oğlunun evinden, hem de halkbank genel müdürünün evinden 4.5 milyon dolar çıktı demek ki bu olaylarda kişi başı gelir bu kadar en azından evde saklanan kısmı. e 500 bin dolar da çok gerildik çok sıkıldık onun için artık o kadar olsun. 5 milyon + ayakkabı kutusu benim açımdan olay kapanır. hem böylece tüyü bitmemiş yetimin hakkı da yenmemiş olur.
kendini çok bi bok sanan esas sığırların söylediği sözdür. ulan demeyim demeyim diyorum da birader, senin ülkendeki devlet üniversiteleri sanki dehşet vahşet eğitim veriyor da kalkıp bunlara sonra bir de buralarda okuyanlara laf ediyorsun. bir kere kafadan girdiğin öss gibi ,ya da yeni ismiyle her ne haltsa, saçma ötesi çoktan seçmeli ve sözüm ona neyi ölçtüğü belli olmayan bir sınavı başarıyla geçtin diye sen iyi bir cacık olmuyorsun. kaldı ki bu sınav senin sığır olduğun veya olmadığın gerçeğini değiştirmiyor. sen kabul etsen de etmesen de bir çok özel üniversitedeki eğitim kalitesi hemen hemen devlet üniversitelerinin tamamına yakınından daha iyi bir kaç istisnayi saymazsak. bunları bitirdiğinde de devleti bitirdiğinde de sonuçta torpilin yoksa büyük ihtimal işsiz kalıyorsun. ya da torpilin varsa istersen hakkari de oku istersen lise mezunu ol çok kral iş bulabiliyorsun.bu ilk kısım idi.
şimdi esas olay olarak öğrenci boyutunda incelersek; ki bak genç adam, sen sosyal hayat namına tek yaptığın gittiğin okulun cafesinde ( artık nasıl olduğunu söylemiyorum bile ) bütün gün batak oynarken bu adamlar krallar gibi geçiriyor. ha çok mükemmel çevren mi var? yok arkadaşım kusura bakma ama maalesef devlet üniversitelerinde de sığırlar var çoğunlukla. ya kafayı dersle bozmuş tipler, ya tamamen siyasetle ilgilenenler ya da tek düşündüğü bi kız bulsak da yatağa atsak/ şöyle zengin bi çocuk bulsam düşüncesinde olan çok büyük bir kesim var. kimse bana aksini iddia etmesin. özelde de var evet ama devlette de var. sığırlığın bunlarla alakası yok yani.
sonuç olarak bu kadar sinirle yazdım şundandır ki bir çok okul gezdim hem özelde okuyan hem devlette okuyan. ama büyük çoğunluk olarak özelde okuyan arkadaşlarım çok daha memnunlar hayatlarından devlettekilerin ise genelde berbat bir sosyal hayatı ( parasal durumla alakalı değil) var. kendimde türkiyenin sözde iyi sayılabilecek üniversitelerinden birinde okuyorum sığır mıyım bilemiyorum ancak sığır gibi bir hayatım var ondan eminim.
insana " o zaman ülke olarak uefa'yı siktir et, girelim asya grubuna oh her yıl mis çatır çutur kupa alırız." dedirten, fatih terimin kovulmasından beri uyuz olduğum tipin beyanatıdır.
benim için hiç doğru dürüst gidemediğimden paris caddesidir. ha orada ne var ne yok bilmem bir kere geçtim içinden baktım 10 numara daha da geçmek nasip olmadı.
90'larda yaptığım en önemli faaliyetlerdendir kendisi. ya bu arada o değil de galiba pokemondan sonra adam gibi çizgi film gelmedi. hani diyorum biz büyüdük tabi takip edemiyoruz falan ama, bakıyorum ne televizyonlarda ne başka bir yerde hiç öyle aman aman lafı edilen bir çizgi film yok. hadi animasyonu da içine katarsak pepee diyeceğim ama o da yani bir yere kadar. bi pokemon değil.
çeşme'de bizzat gördüğüm tiptir. adamımız belki daha da yaşlı olabilir hatta bence en az 55 var kız da en fazla 22-23'tür. 3-4 saatte edindiğim izlenimler. adam sürekli bir şeyler sipariş etti, kıza sürekli laf soktu, aşağıladı. kızın sesini duymak nasip olmadı o kadar saat. sonunda o yiyip içen tipler bizden daha az hesap ödedi o da ayrı bir durum tabi.
bu sene aslında tam solda olmalık taraftı kazık takımlar hep birinci oldu ama bizim gruptan bu şekilde çıkmak bile büyük olaydır. tahminlere gelince galatasaray haricindekiler beni ilgilendirmiyor ama niyeyse psg bana yakın taraf. mantık şöyle ki;
- biz tur atlarsak en çok kime laf sokarız?
- fenere
- fener en son kime yenildi?
- fethiyespor
- fethiyespor'un forması = psg'nin forması
- aynı forma yüzünden dahi bize geyik malzemesi çıkar mı?
- çıkar
işin başka bir boyutu da, yıllar önce ronaldinho ile kim kıyaslanıyordu?
- ibrahimoviç ( o yıllarda beyaz ronaldinho diyorlardı.)
- ronaldinho o zamanlar hangi takımdaydı?
- psg
- biz psg ile eşleştik mi?
- evet yanılmıyorsam 2000-2001 sezonundaki ikinci tur gruplarında, deportivo, galatasaray, milan ve psg'nin olduğu grupta psg sonuncu olmuştu.
- psg'yi saf dışı ettik mi?
- ettik.
- ibrahimoviç şimdi hangi takımda?
-psg
-biz yine ikinci turda mı eşleştik.
- evet
demek ki galatasaray çeyrek finalde.
tanım: galatasarayımızın psg, manu, chealsea'den birini çekmesini umduğumuz kura çekimidir.
getirdiği mükemmel avantajının yanında ( karşı cinsi etkileme) benim hiç bir şekilde kabul etmediğim dezavantajlardır. şöyle ki eğer bir erkek uzun boylu ise kısa boylulara göre her daim 1-0 öndedir.
