-i-phone'lar, lüks saatler, ipad'ler.. işte şehir hayatının doyumsuz bireyi sen, felsefi bir ders vermeye geldim sana.
-gerçekten de inanılmaz felsefi dayanakların var hırsız kardeş.. yalnız ben spiritüelim, bi bilgisayarım, bir de cep telefonum var..
-haa o zaman ben gideyim başkasına çamur atayım..
yüzde doksanı berbattır. nedeni de samimiyetsiz olmaları. ahanda iyi bir komedi filmi yaratmanın sırrı: samimiyet. mesela çalgı çengi'yi niye sevdik? samimi. içinde inanılmaz espriler olmasına gerek yok.
evet sinema zor iş. hele komedi filmi daha zor. ama kasmayan, biraz doğal olan işler izlenmeye değer.
böle bakıyosun gariban bi adam var. kendi halinde bi adam. sonra noluyosa ajan smith bunun bedenini ele geçiriyor, bi anda sistemin savunucusu oluyor adam. yazık lan.
olay şundan ibaret, üç tane takım var, bütün türkiye bu üç takımdan birini tutuyor, bunlar bi şekilde 5.000 kişiye oynayan sikko anadolu takımlarını yeniyorlar, avrupada harbi takımlarla karşılaşınca siki tutuyorlar.
hiç anlamam ankaralı biri niye galatasarayı tutar, gençlerbirliği veya ankaragücü varken. bu, anadoluda güce tapınma fenomeniyle alakalı. sen ankaragücüne, manisaspora destek versen galatasaray daha dişli takımlarla oynayacak sene boyu, avrupa maçlarında daha başarılı olacak.
yani güce tapan anadolu insanı konyasporu, antalyasporu desteklese üç büyükler avrupada daha başarılı olacaklar.
izlediği medeniyet çizgisini, dört bir yanını süsleyen antik kentleri ve o kentlerin mücevherleri olan heykelleri gördükten sonra anlayabilirsiniz. hitit, hellen, likya, roma ve niceleri.. şahane yapılar, tapınaklar.. ve günümüzde, onların üzerinde görebileceğiniz yazılar: hasan/ayşe, cimbom, seni seviyorum, gülizar/batuhan. işte o heykelleri, tapınakları, şehirleri kuran adamların torunları olan bizler, o yapıların üzerine adımızı, yavuklumuzun adını kazıyoruz. ve ölümsüzleşiyoruz biz de.
bir zamanlar anadoluda, osmanlı devrinde şahane bir halk tiyatrosu geleneği vardı. bir çok kavim, din iç içeydi tabi. ermeniyi canlandıran bir karakter ortaya çıkar, oyununu oynardı. bu karakter üzerinden, ermenilerle dalga geçilirdi. en çok da, oyunu izlemeye gelen ermeni arkadaşımız gülerdi. sonra kürt bir karakter, arap, sonra türk, rum.. böyle giderdi.. herkes sahnede kendini görür, hem kendine, hem de diğerlerine gülerdi.
bugün, bir televizyon programım olsa, ve mesela konyalı bir karakter olsa ve bu karakter üzerinden konyalılarla dalga geçsek, konyalılar ayaklanır. hataylı, erzurumlu bir karakter yaratsak.. mesela kürt bir karakterle, kürtlerle dalga geçsek, kanala mesajlar yağar, faşistler diye. arap bir karakterimiz olsa ulusalcı oluruz, izmirlilerle dalga geçsek ertesi gün izmirliler yürüyüş düzenler. ermeni karakter yaratamayız bile, anadoluda ermeni kalmadı.
oo james bond gibi ajan. mesela görevli bu, bi evden siktir yiyerek kovuluyor. yetenekli, başarılı, süper bir ajan. tırsmış baya. gözlerinden okunuyor.