felç olmuştum sanki. uyuyup bir daha uyanmamak istiyordum. uyanıp ilaç alıp tekrar uyuyordum. yemek yemiyordum. su içmek ve tuvalete gitmekte onun yokluğunu uzakta olduğunu hatırlatan yaşam belirtisiydi. bir daha göremeyecektim, bir daha gelmeyecekti. sonra ne mi oldu. bişeyler oldu o ara hayata döndüm. rejenere ettim kalbimi ve ruhumu. üstüne yıllar geçti. yıllar sonra daha geçende aşık oldum. o da beni terketti. uzaklara gitmesi gerektiğini söyledi. hep gidenlere aşık olmak kaderim mi benim.
bizim versiyon yirmi sene sürer kesin, oyuncular da memura bağlar, yaprak dökümünde fikret zaten beş on yılını doldurdu sanırsam, ehh bu dizide de emekli olur, dizi kanal d yapımı olduğu için beyazıt oyuncuları konuk alır, sanki mucizevi bir iş yapıyorlarmış gibi onlara tüm yalakalığını yapar.
havası temiz, bereketli, yemekleri lezzetlidir. adananın yerli insanı iyi eğitimli, görgülü, moderndir. şehir hem sanayisiyle hem tarımıyla kendisine yeten bir şehirdi, ancak mevcut hükümete destek vermemesi sebebiyle bir çok yatırımdan mahrum bırakıldı, sanayisi ve tarımı bitirildi. şehir çok fazla göç aldı, kendi insan yapısı bozuldu. şu anki haliyle bile bir çok şehirden iyi durumda. kentte yapılaşma düzgün, alt yapı sağlam, doğal güzellikleri çok olan, düzenli bir şehirdir. haberlere sadece çingeneleriyle ve adliye kavgalarıyla girmesinin sebebi politiktir. adanalı değilim, gittim, gördüm, gezdim, hayran oldum.
saçmalıktır. saygı tüm insanlara, doğaya, yaşama duyulmalıdır zaten. müslüman kişinin kendisini diğerlerinden üstün görmesi, dolayısıyla daha fazla saygı beklemesi onun müslümanlığının fasa fiso olduğunun açık kanıtıdır.