zargana
462 (kalburüstü)
üçüncü nesil silik 11 takipçi 300.70 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ruhu yatalak insanlar

    1.
  1. yaşıyor taklidi yapan insanlardır!

    sevgiye açken sevgisiz yaşamayı seçenlerdir!

    aşkın sarhoşluğunda kaybolmak için kalbinden yalvaran , diliyle aşk yok diye haykıran insanlardır!

    hayatı bir gün başlayacak bir şey sanan budalalardır!

    evlenince mutlu olacağını sanan insanlardır!

    boşanınca mutlu olacağını sanan insanlardır!

    evlenip boşanıp bir daha evlenmezse mutlu olacağını sanan insanlardır!

    çocuklarını bütün kurslara yazdırınca süper evlat sahibi olacaklarını sanan insanlardır!

    ağlamayı taviz sanan gözyaşı cimrileridir!

    ağlayarak her şeyi elde etmeye çalışan duygu orospularıdır!

    kariyerle mutluluğu aynı, güçlü olmakla güçlü görünmeyi aynı, sevmekle sevilmeyi aynı sanan körlerdir!

    gitmekten bahsetmekle gitmenin aynı, özlemekle özlediğine koşmanın aynı, anlatmakla yaşamanın aynı olduğunu sananlardır!

    okumakla anlamanın, bakmakla görmenin, sevişmekle sikişmenin, yalvarmakla duanın, eksiklikle kompleksin, güçle egonun, gururla kibirin aynı olduğunu sananlardır!
    9 ...
  2. yagmurlu bir gundu

    5.
  3. geriye alınamayacaklar

    3.
  4. aldatılmış kadın

    12.
  5. pencere önü teyzesi

    1.
  6. doğuştan ayar verme özelliğine sahiptir. yoldan geçen çiftlere laf atmadan duramaz;

    - kızııım hiç öyle öpüşülür mü?
    - sana ne teyze. napsaydık yani.
    - dilini emsene dilini!
    - hönk!
    5 ...
  7. hitim hitsin hit hitiz hitsiniz hitler

    0.
  8. kontrgerilla
    kontrollü gerilla
    kontrollü gerilim
    kontrollü gerilirim
    gerilirim gerilirim bi vururum kontrolünü kaybedersin!
    2 ...
  9. yüzüne şarkılar çarpar ağlarsın

    7.
  10. çok sevmişsinizdir bir kadını. yaşanacak her şeyden kaçınmış, onu gözünüzden sakınmışsınızdır. öpmeye kıyamamış, kutsal bilmişsinizdir. birlikte filmler izleyip uyuyakalmanın tadına varmışsınızdır. onu kucağınızda yatağına taşırken incitmemek için bit tüy tanesi gibi davranmışsınızdır. üstünü değiştirmek, rahat uyumasını sağlamak istemişsinizdir. sormuşsunuzdur pijamaların nerede diye. çekmecededir. açarsınız çekmeceyi çekinerek. sevgilinizin üşümememsi herşeyden önemlidir ama özeline girmekten daha önemli değildir. ama hayat oyunlar oynamayı sever insanlara. özenle katlanmış cici pijamaların ortasından bir resim düşer döşemeye ve saf bir hayalin üstüne. vesikalık siyah beyaz bir kız çocuğu resmi. şiir okuyan saçları örgülü bir kızın resmi.kenarları tırtıklı olanlardan. sevgilinizin, o an bütün masumiyetiyle uyumakta olan, kızıl saçlarını yatağın üzerine sermiş kadınınızın çocukluk resmidir. içiniz burkulur çocuksu güzelliğini görünce. ama asıl yangın resmin arkasında sarmıştır dört yanınızı. bir resmin arkasında bütün hayatın acı bir özeti olamamalıdır.ama bazen hayat dizginleri ele alır ve eyersiz biner masumiyetinizin üstüne.
    sevdiğiniz kadın beyaz yakalıklı çocukluk resminin arkasına keşke hep çocuk kalabilseydim, büyüdüm, kirlendi ruhum ve etim yazmıştır. işte o zaman resmin tırtıklı kenarları içinize batar.kanarsınız. kimler kirletmiştir saf hayallerinizi, kimler almıştır sevdiğinizi, kimler öpmüştür. cevap odada ki hınzır bir cdçalardan gelir;

    biz büyüdük ve kirlendi dünya
    3 ...
  11. osmanlı derin devleti cumhuriyeti kurdu

    7.
  12. --spoiler--
    "nasil oldu da bir gecede ondokuz sehzade bogdurulup sarayburnu'ndan cuvallar icinde karanlik sulara atildi?
    nasil oldu da plevne'nin düz ovasinda on askere siyah kepekten ancak bir kara ekmek, bir kurtlu bakla corbasi, birkac aci ve cürük zeytin?
    nasil oldu da üc kitayi fetheden cins arap atlarindan yaralilari tasiyacak bir topal katir, bir sütcü beygiri kalmadi?
    kafalari ceviz gibi kirilip, keklik gibi avlandilar.
    hamile kadinlari camilere doldurup, yakarak yaglarini aylarca akittilar!
    ve artik ruhlardan bir parca kopartilir gibi ezanlar!

    nasil oldu da üc kitadan ganimetler yagan sehirde, yagmurdan islanan köpekler üstüne atilacak bir yirtik kilim parcasi kalmadi?
    yok olma, iflas etme dehsetiyle karincanin tasidigi bugdaydan bile vergi alan allah'in halifeleri.
    gök gibi ulu padisahlarin kellesini ucuran sokak serserisi yeniceriler!"
    --spoiler--

    köpekleşmenin tarihi - nihat genç
    2 ...
  13. yeni başlayanlar için öpüşmek

    111.
  14. --spoiler--
    Eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim kadınla öpüştüğüm ilk gün... Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
    Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın."
    --spoiler--

    (bkz: başucumda müzik)
    13 ...
  15. deliliğe duyulan özlem

    7.
  16. --spoiler--
    karmasık gorunen tarafında umudun,hulyanın,
    bir adım bir adım daha ilerlerken deryaya dogru,
    boguldugunu anlayamaz belki sarkıyı soyleyen kadın....
    oyle ya,
    bir deli ileriye baktıgında ufuk dikeydir...

    katafalka konulacak kadar degerli bulunmayabilir mevta,
    her dönümünde celenkler de yıgmazlar...
    yahut bir numara verilmez ölüm ilanlarında
    olduramayanlar ve yetemeyenler vakfi adına...

    halbuki olmuştur ve artmıştır dunyaya
    kapladıgı alandan ziyade bir quantumdur deli,
    notrondur ve aynı zamanda her yerde...
    bu yuzden belki de,
    bir deli gittiginde aklı eksilir dunyanın...
    --spoiler--
    1 ...
  17. bir aşk bir çok aşktan yapılır

    3.
  18. sevgilinin içinde yaşama isteği

    4.
  19. kontrolden çıkmış halaybaşı

    67.
  20. - saffet abi dört yıldır halay çekiyoruz, bir dakika ne yorgunluk, ne pişmanlık, ne de açlık duydum. ama kolbastı diye bir şey çalındı kulağıma. yeni bir tad yeni bir coşkuymuş abi. ne dersin abi?
    - tadını coşkunu sikeyim osman. çoluğu çocuğu aç bilaç bıraktık evde, varsa yoksa halay.bu böyle gitmeyecek artık kol mu basacak ben mi belli değil.
    2 ...
  21. hayat

    641.
  22. insanların bitirilecek işlerden, okunacak okullardan, yaşanacak evliliklerden, doğacak çocuklardan, kazanılacak paralardan sonra başlayacağını sandığı şey.
    4 ...
  23. bir tek seni seviyorum ile mutlu olabilen sevgili

    2.
  24. insan sevdiğini bilir zaten, sevilmek, sevildiğini bilmek ister en çok. insan kendi sevgisine acıkmaz, kendisine duyulan sevgiyi duymaya, hissetmeye acıkır.
    4 ...
  25. severse orospuyla serseri sever

    1.
  26. köpek gibi sevmekse sözkonusu olan, aşktan delirmekse, yollara düşüp perişan olmaksa, bir çift gözün peşinden seyyah olup psusulayı şaşırmaksa evet severse orospuyla serseri sever.

    --spoiler--
    Yusuf : Çocuk neden sakat abi?
    Bekir : Doğuştan... Doğuştan denmez aslında. Hamileyken babasından ağır bir dayak yemiş.
    Yusuf : Babası nerde?
    Bekir : Sinop'ta
    Yusuf : Hapishanedeki?.. Geçen gün Uğur ablayı hapisaneye giderken gördüm.
    Bekir : Sevgilisi.
    Yusuf : Onu için mi bu şehirdesiniz?.... Sen?...
    Bekir : Uzun hikaye.. Karışık.. Bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. Mevlana Kapıda.. Babası zabıtaydı.. Alkolik hasta bi adamdı.. Rahmetli erken gitti zaten.. Bu anasıyla yoksul, perişan.. Bizim tuzumuz kuruydu. Hacıbabam yapmış bişeyler.. Bi de Zagor vardı.. Bizim eski evin kiracısının oğlu.. Babası filmciydi Yeşilçam'da.. Cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte.. Ama sevimli, yakışıklı oğlandı.. Bizimkini aşık etmiş kendine.. Ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar.. Öylece büyüyüp gittik işte.. Ne bok varsa askerliği bekledim hep.. Dört sene kaldı, üç sene kaldı.. Sonunda o da geldi gittik.. Bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. Ev düzüldü, kız bulundu falan filan. Nikahlandık.. iki taksi bi dükkan verdi peder. dükkanda koltuk moltuk satardım.. Bi gün bu orospu çıka geldi.. Hiç unutmam.. Görür görmez cız etti içim.. Böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok..Üstünde açık bi bluz.. Saçlar maçlar.. Pırlanta anlıyacağın. Şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle.. Kanıma girdi o gün.. tabii taktım ben bunu kafaya.. Ertesi gün bir soruşturma.. Dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede.. Ama asıl Zagor'a kesikmiş.. Zagor da kaptiden içerde o zaman.. Bi gün süslenmiş püslenmiş zınk geçti dükkanın önünden.. Yazıldım peşine.. Tuhafiyeciye gitti.. Pastaneden çıktı.. Minibüs, otobüs geldik Sağmacılar'a.. Benim içimde bir sıkıntı.. işi anladım tabi.. Zagor'u ziyarete gidiyor.. Bir tuhaf oldum.. Piçi de kıskandım.. Uzatmayalım, çaresiz evlendik ötekiyle.. O ara Zagor içerden çıktı.. Sonra bi duyduk kaçmış bunlar.. Altı ay mı, bir sene mi kayıp.. Hep rüyalarıma girerdi orospu.. O gün dükkana gelişini hiç unutmadım.. Benimkine bile dokunamaz oldum.. Sonra birde duydum ki iki kişiyi deşmiş Zagor.. Biri polis.. ikisinin de gırtlağını kesmiş.. Karakolda beş gün beş gece işkence buna.. Arkadaşlarının öcünü alıyorlar..Kaltağa da öyle... Önce öldü dediler Zagor'a; sonra komalık.. Ankara'da oluyor bunlar.. Bizimki bi gün çıka geldi mahalleye.. Zagor içerde.. En iyisinden müebbet.. Bi sabah dükkana geldim baktım bu oturuyor.. Önce tanıyamadım.. Anlayınca içim cız etti... Cız etti de ne tornavida yemiş gibi oldum.. Çökmüş... Zayıflamış..Bembeyaz bi surat, ama busefer başka güzel orospu.. Orhanın şarkıları gibi... Kalktı böyle dimdik konuşmaya başladı.. Dedi para lazım.. Çok para.. Zagor'a avukat tutacakmış.. ileride öderim dedi.. Esnafız ya biz de nasıl diye sormuş bulunduk.. Orospuluk yaparım dedi.. istersen metresin olurum.. içime bişey oturdu.. Ağlamaya başladım... Ama ne ağlamak.. işte o gün bi inandım orospuya tam yirmi yıl geçti.. Uzatmayalım Zagor'a müebbet verdiler.. Ama rahat durmaz ki piç.. Ha birini şişledi, ha firara teşebbüs, o şehir senin bu şehir benim cezaevlerini gezip duruyor.. Orospu da peşinden.. Sonunda dayanamadım ben de peşinden..Önce dükkan gitti... Ardından taksiler... Karı terketti, peder kapıları kapadı.. Yunus gibi aşk uğruna düştük yollara.. iş bilmem, zanaat yok.. Bu durmuyor hiç.. ilk yıllarda ufak kahpeliklere başladı.. Sonra alıştı.. Gözünü yumup yatıyor milletin altına.. Gel dönelim diye çok yalvardım.. Evlenelim.. Pederi kandırırım... Zagor'a bakarız... Kancık köpek gibi izini sürüyor itin.. Ne yaptı buna anlamadım.. Kaç defa dönüp gittim istanbul'a.. Yeminler ettim, doktorlar, hocalar kar etmedi.. Her seferinde yine peşinde buldum kendimi.. Bir keresinde döndüm biriyle evlenmiş bu, hamile.. Beni ağbisiyim diye yutturduk herife.. Nedense rahatladım.. Ohh dedim kurtuluyorum.. Bu da akıllanmış görünüyor.. Yüzü gözü düzelmiş.. çocuk diyor bişey demiyor.. Sinop'ta oluyor bunlar.. Ben de döndüm istanbul'a.. Doğuma yakın Zagor bir isyana karışıyor yine.. Hemen paketleyip Diyarbakır Cezaevin'e postalıyorlar.. Çok geçmeden bizimki depreşiyor yine.. O halinle kalk git sen Diyarbakır'a.. Üç gün ortadan kaybol.. Herif kafayı yiyor tabi.. Dönünce bi dayak, eşek sudan gelinceye kadar.. Kızın sakatlığı bu yüzden.. Sonra çocuğu doğuruyor.. Durum hemen anlaşılmamış.. Ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyor herife bıçağı.. Çocuğu da alıp vın Diyarbakır'a.. Zagorun peşine.. Allahtan herif delikanlı çıkıyor da şikayet etmiyor.. Ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum.. Epey bi zaman böyle geçti.. Yine her gece rüyalarımda bu.. Zagor'un Diyarbakır Cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra.. Bi gece bi büyükle eve geldim.. Hepsini içtim... Zurnayım tabi.. Bi ara gözümü açıp baktım karlı dağlar geçiyor.. Bi daha açtım başımda bi çocuk kalk abi Diyarbakır'a geldik diyor.. Baktım sahiden Diyarbakır'dayım... Bi soruşturma, Kale mahallesi vardır oranın... Bi gecekonduda buldum.. Malımı bilmez miyim.. Görünce hiç şaşırmadı.. Hiç bişey demedik.. O gece oturup düşündüm.. Oğlum Bekir dedim kendi kendime "Yolu yok çekeceksin.. isyan etmenin faydası yok.. Kaderin böyle..Yol belli... Eğ başını usul usul yürü".. O gün bu gündür usul usul yürüyoruz işte..
    --spoiler--

    (bkz: masumiyet)
    5 ...
  27. bir aşk bir çok aşktan yapılır

    1.
  28. her aşk başka bir aşkın hammaddesidir!

    Bir sabah çıkıp geleceğim kapına habersiz. Sen şehvetli bir gecenin yorgunluğu, tatlı sarhoşluğuyla, üstünde sıvılarla, tuzlarla karşılayacaksın beni. Yatağında hala o kadın-kadınlardan- biri varmıdır bilmeyeceğim, merak ta etmeyeceğim.Çünki her kadın kendini, aşık olduğu adamın gözünde, en özeli, en güzeli, en sonuncusu olduğunu düşünmez mi, istemez mi?içeriye istemeden de olsa gözümün ucuyla bakacağım, ağzına kadar dolu kül tabloları, bitmiş sigara paketleri, yerlere yuvarlanmış boş içki şişeleri, dibinde tamamı bitirilemeden- muhtemelen sevişme başladığı sırada- bir kenara bırakılmış rakı bardağı, (kenarında kırmızı ruj izi kalmış), kırışmış kanape örtüsü, yere fırlatılmış yastıklar, - muhtemelen kur yapma esnasında birbirine fırlatılmış-, bir çift erkek çorabı, kot pantolonun, gömleğin(nasıl soydu seni bilmiyorum o kadın, kadınlar heyecanlandın mı onlar seni maharetli parmaklarıyla soyarken, onlara da çok tatlısın bebeğim! Dedin mi?

    Demişsindir mutlaka..benim ne farkım varki onlardan.. Birbirine karışmış sıvı, ter kokuları , kadın, erkek parfümü karışımının o tuhaf hissi. Sen yorgun, bitkin bakacaksın bana, hemen yapışacağım herbir noktasını öptüğün kadınların tadının, sıvısının sindiği dudaklara..ikimiz, üçümüz, hepimiz öpüşeceğiz, tatlarımız sıvılarımız hislerimiz birbirine karışacak.Sen, uyku mahmuruyla öperken, kimi, niye öptüğünü anlamayacaksın. Ben de bir kadın değilmiyim işte. içine girmek için onca taktikler geliştirdiğin, sonra kendini bu sıcak karanlığa bıraktığın binlerce kadından biri değil miyim? Dağınık yatağa götüreceğim, yok hatta zorla itekleyeceğim seni . Buruş buruş olmuş çarşaflı, sıvılarla dolu yatağa atacağım seni, uzun kızıl saçlarımı sereceğim henüz kırmızılığı geçmemiş taze yanaklarına, örteceğim yüzünün her bir santimetresini, uzun alev saçlarımla, sırf yüzümü görmeyesin diye, senden aldığım hazzı görmeyesin diye saklayacağım yüzümü senden. Parmaklarımın ucuyla dokunacağım sana, incitmemek için, tıpkı bir heykeli inceleyen, keşfe çalışan sanatsever gibi, tüm iniş çıkışlarını, tüm kabartılarını ruhuma kazıyarak, hiç çıkarmamacasına seveceğim seni. Kulağına nefesimi bırakacağım beni en iyi böyle hissedebilirsin diye, uzun saçlarımı dans ettireceğim göğsünde, karnında..dudaklarımın ucuyla dokunacağım hatta yavaş yavaş içime çekip yutmaya çalışacağım seni. Memelerimin ucuyla dokunacağım ıslak dudaklarına , hepsini öpmene izin vermeden gezdireceğim yorgun ama aç dudaklarında. Dudaklarının benim , göğüslerimin ikimizin olduğunu hissedene kadar,bir avuç kum tanesinin yere dökülüşü gibi sessiz ve usulca ince ince titrek titrek seveceğim seni. Göğsünün inip kalkmasını, nefesinin hızlandığını hissedip bu güzel anı seyredeceğim. Sonra terine gözyaşım karışacak, önce anlamayacaksın, alışkın olduğun kadınsı sıvılardan biri zannedeceksin, ağladığımı farkedince şaşıracaksın . Öyle ya insan zevk alırken ağlar mı hiç? Belkide aklına kötü bir olay geldi bu kadının onun için ağlıyor deyip sen benimle sevişmiyorsun diyeceksin. Hayır Sevgilim!

    Senin ruhuna ulaşmanın en iyi yolunun ancak bedenine ulaşmakla mümkün olduğunu bildiğim için bu gözyaşları.Haz değil! Mutluluk!

    Ele geçirilememiş, bir türlü ulaşılamamış mutluluğun yaşları. Bu şekilde atıyor duygularım kendini dışarı.

    Ve zevk anı, kendinden geçiş anı. Sana herşeyi vermek istemiyorum doyup gitme, bıkma benden diye, aç ta bırakmak istemiyorum bana gelmekten vazgeçme diye, yalnızca seks seni bana yaklaştırıyor çünki.

    Zevk anı..... senin kendi dünyanda kayboluşunu, titreyişini, bir süre çok kısa bir süre, huzurlu karanlığa doğru döne döne indiğini , arada kornaları sesleri, titreyişleri birbirine harmanlayıp tek bir noktada patladığını, koptuğunu , derin iç çekişini, huzuru bulduğun anı seyredip, giyinip hemen çıkıyorum. Gecenin ayazı, soğuğu, tuzlu gözyaşlarım, dağınık yatakta senle beraber gidiyor, bende yüzlerce seni alarak yanıma evimin yolunu tutuyorum . Ve yatağında bir kez daha farklı sıvılar, kokularla başbaşa bırakıyorum seni. Yürürken içimde sıvının dolaştığını bilmek senin hala içimde olduğunu hissetmek az da olsa mutluluk veriyor. Yıkanmak istemiyorum, sevmiyorum sevişme sonrası yıkanmaları, pislikten arınmak istermiş gibi.

    Soğuk yüzüme tüm gerçekleri , yalnızlığı vururken bir tek dudaklarımdaki sana ait o
    sıcak tat ve koku beni kendime getirebiliyor. Sevişme sonrası kalmak istemiyorum yanında, o hüznü, o gerçek dünyadan kopuşu senin yanında yaşamak istemiyorum. Böyle daha uzun sürüyor benim zevkim. O yatakta bitmiyor, seni öyle bırakıp gittiğimde, seni hayal ederek, tekrar tekrar titrediğini- kaybolduğunu karanlıkta- hayal ederek, büyük zevkler yaşıyorum. Mutluluklar değil!

    Taa ki, bir sonraki karşılayışına kadar beni kapıda, tutkulu sevişmeler sonrası yorgun, içi küllerle dolu tablaları, boşalmış şişeleri ve üstüde yüzlerce sıvılarla dolu teninle beni karşılayıncaya kadar. Tekrar geleceğim, sana ait tek masum yanını, - kırmızı yanaklarını- öpmeye geleceğim ve bu tatlı kırmızılığa sermeye geleceğim, uzun kızıl saçlarımı ..

    edit: yıllar önce odama bırakılmış bir mektubun tarafımdan kurgulanmış halidir.
    13 ...
  29. köpek gibi aşık olmak

    39.
  30. ogrendigim tek yabanci dil senin dilin agzimda
    paRmaklarin gevserken bogazimda..
    2 ...
  31. ölene dek sürecek aşk

    27.
  32. doğdugu günden beri kalbinde bir delik,
    almak için bütün sizilari içine..
    1 ...
  33. bir kente veda etmek

    7.
  34. " burası benim, ben burda doğdum, annemle beraber kovuldum burdan"

    (bkz: yazı tura)
    3 ...
  35. sevişme öncesi ritüelleri

    1.
  36. her insan ayrı bir hikayedir, her sevişmeyse ayrı bir masal. masalın ritüeli olmaz ama başlangıcında aynı tekerlemeler söylenir. bir varmış bir yokmuş...;

    (#4000795)
    3 ...
  37. anneler ve oğullar

    1.
  38. tuzla yara gibidir!

    --spoiler--
    geçmiş olsun denmez bir anneye. çünkü geçmez çocuklar annelerinin içinden. ne şimdi, ne de sonra. başın sağolsun denmez bir anneye. çünkü başı önemli değildir çocuğunu kaybetmiş bir anne için.
    --spoiler--
    4 ...
  39. bir kadının henüz öpülmemiş yerini öpmek

    6.
  40. kendi bedenine hiç dokunmamış kadın

    4.
  41. bir kadının terini içmek

    16.
  42. kendi bedenine hiç dokunmamış kadın

    2.
  43. sonunda acı var diye aşık olmak istemeyen kadın, birisiyle kötü bir deneyim yaşadığında acısını ondan değil kendisinden ve karşısına çıkan başka kişilerden çıkartan kadın, randevusuna beş dakika geç giderek kıymetinin artacağını zannederken farkında olmadan sevgilisiyle geçireceği zamandan beş dakika çalan kadın, güçlü olmakla mutlu olmayı aynı şey zanneden kadın, kırk yaşına geldiğinde elinde yirmili yaşlarda çok önemli zannettiği ve herşeyi çözeceğini zannettiği kariyerinden başka bir şeyi kalmayan kadınla aynı sularda yüzen kadındır!

    ayrılık da sevdaya dahildir diyen kadın, her insan ayrı bir kişiliktir, her aşk ayrı bir hikayedir diyen kadın, hayatı zamana bırakarak değil zamana tutunarak yaşayan kadın, bir konuda başarılı olmanın, biriyle evli olmanın, istediği mesleği yapmanın, herkesten üstte olmanın, acıyı yoksaymanın, aşkı yoksaymanın mutluluğu getirmediğini bilen ve hepsini ayrı ayrı ele alan kadın, düşünmeye değil yaşamaya kilitlenmiş kadınla da hiç ilgisi olmayan kadındır.
    1 ...
  44. bir sevgi başlarken ve biterken

    9.
  45. insan annesinden iki kere ayrılır. biri doğarken biri ölürken. insan iki kere bağlanır birine. biri başlarken biri biterken..
    4 ...
  46. bir kadının terini içmek

    13.
  47. bir kadının terini içmek

    12.
  48. bir kadının terini içmek

    3.
  49. daha önce yaşamadığı her şeyi iğrençlik sayanların, bir gün kocası yatalak olduğunda altını değiştirmeyi de iğrençlik bulacakların, sevmenin öğrenilmeyeceğini, her aşkın ayrı bir hikaye olduğunu anlayamayacakların,birinin terini içmenin, birinin gözyaşını içmek kadar masum bir duygu olduğunu anlayamayacakların sayısız basitlikte ayarla eşlik edeceği mevzu.
    sanırım bazıları sevdiği insanın terini içmeyi, bardağa konulan bir şeyi içmekle karıştırıyor. dilerim en kısa zamanda yaşamadığı her şeyi yaşanamaz sanan, iğrençlik sanan herkes aşkla sınanır, tutkuyla işmtihan edilir. dilerim herkes karşısındaki adama/kadına öyle kapılır , öyle tutulur ki terini de, ruhunu da, herşeyini de içer. mevlana' ya sormuşlar neden sarhoşsun bu kadar aşktan diye; ben ol ki bilesin demiş. ben olana kadar iğrençtir bu anlatılan. ben olduğunda onsuz yaşayamayacağın andır.
    10 ...
  50. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük