--spoiler--
"Başbakan recep tayyip erdoğan dolmabahçe-bomonti tünelinin açılışında, "12 Eylül'de yapılacak referandumla 12 eylül darbecilerinin ve onların yardımcılarının hesap vereceğini söylemiştir. Başbakan'ın söylemi, Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına dayanmaktadır.
Bu söylem gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü, geçici 15. madde kaldırılarak 12 eylülcülerden hesap sorulabilmesi hukuken olanaklı değildir. açıklamaya çalışalım
1) Öncelikle belirtmek gerekir ki, AKP, Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasını, 12 Eylül ile hesaplaşmak için değil, kendi sivil dikta rejimini sağlayacak yargı darbesine ilişkin değişiklikleri gözden kaçırmak ve bu yolla referandumda "evet" oyu çıkması için araç olarak kullanmıştır. Yani bu geçici maddenin kaldırılması bir tuzak değişikliktir.
Çünkü, geçici 15. maddenin yürürlükten kaldırılması 12 Eylülcülerin yargılanmasını sağlayamaz; buna hukuken olanak yoktur.
Her şeyden önce geçici 15. madde bir "af normu" niteliğindedir. 12 Eylül'ü yapanlar için af getirmiş, eylemi suç olmaktan çıkarmıştır. Geri dönüp, affı kaldırıyorum, eylemi yapanları yargılayacağım demek olanaksızdır. Aleyhe düzenleme içeren yasaların geçmişe yürümedikleri bilinen bir hukuk ilkesidir. Geçici 15. maddeyi kaldıran yasa da yürürlüğe girdikten sonra hüküm ifade edecek, geçmişe yürümeyecektir.
ikinci olarak, Anayasa'nın 38. maddesine göre, hiç kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Türk Ceza Yasası'nın 7. maddesinde de, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. işlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz kuralına yer verilmiştir. Yine TCY'nın 7. maddesinde, suç işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır denilmektedir.
bu kurallar karşısında, anayasa'nın geçici 15. maddesinin yürürlükten kalkmasıyla "12 eylül darbecilerinin ve onların yardımcılarının hesap vereceğini iddia etmek, hukuk bilmezliğin itirafından başka bir şey değildir.
ayrıca belirtmek gerekir ki, tcy'nın 71, 68 ve 311. maddeleri uyarınca olayda zamanaşımı süresi de dolmuştur. (Av. Uğur Yetimoğlu, Cumhuriyet, 03.08.2010) Bu nedenle de, 12 eylül darbesini yapanları yargılamak olanaksızdır.
bu hukuksal nedenler, anayasa'nın geçici 15. maddesinin yürürlükten kalkmasıyla "12 eylülcülerden hesap sorulamayacağını" ortaya koymaktadır.
demek ki, "12 eylül'den hesap sorma" söylemi de, değişikliklerin gerçek amacını gizlemek ve referandumda "evet" çıkmasını sağlamak için kurulan tuzaklardan yalnızca biridir."
--spoiler--
daha kapsamlı okumak isteyenler için; http://www.telgrafhane.co...et/596-15maddetuzagi.html
biraz önce bakkala tutku almak için gittiğimde tutku kalmamıştı. ben de biskrem alayım dedim. eve geldim açtım biskremin içinden tutku çıktı. şanslı günümdeyim lan herhalde.
ünlü insanları bokunu yiyecek derecede seven insan olmaktır. bunlar o fanı olduğu insanı tanrı gibi görürler ve ne kadar acınası duruma düştüğünün farkında değildirler. acınası insanlardır.
faşist insanların çıkarmış olduğu oyundur. oyunun amacı sitede ''yolumuzu kesmeye çalışan korsan devlet israil' in yamyam askerlerini öldüyoruz ve gemimizi gazze'ye ulaştırıyoruz... '' sözleriyle tanımlanıyor.
sözlükte bulunan ateistlerin allah'a inanmayarak zeki olduğunu sanmaları durumudur. halbuki kendilerinin ve evrenin tesadüfen oluşması gibi bir olasılık yoktur...
açlığımı bastırayım derken az daha ölmeme sebep olan olay. evde ekmek kalmamıştı ve acıkmıştım. bakkaldan salam ekmek alayım dedim. almaz olaydım. o anki açlıkla bayat ekmeğe yumulunca boğuldum sağ olsun bakkal amca imdadıma yetişti ve beni ölümden kurtardı. ama salam güzeldi..
uçan otomobiller ilk Türkiye'de üretilecek ve kullanılacak. düz giden arabamız yokken uçan arabamız olacak. artık gerçekten tek rakibimiz türk hava yolları olacak!!
genellikle öğretmenler ödev verdiği zaman yazılan hikayelerdir ve hayal gücünün sınırları sonuna kadar dayanır.
adamın biri varmış. herkesten nefret edermiş ve herkesi öldürürmüş. bir gün yine adam sokağa çıkmış önüne geleni öldürüyormuş. karşısına bir adam çıkmış. bu adama kurşun işlemiyormuş. adamı öldüremeyeciğini anlayınca kaçmaya başlamış. adam da arkasından ateş etmeye başlamış. sonra vurulmuş sonra bu adamı hastaneye götürmüşler. hastanede adamı japon yapıştırıcısıyla yapıştırmışlar ve adam iyileşmiş. sonra da kimseyi öldürmemeye karar vermiş.