Dün hükümet tarafından göz göre göre silah yığılmasına müsaade edildi çözüm sürecinde, Akp bölgeden oyları yarı yarıya düşünce "pkklılara rahat battı, kanları bitlendi" deyip çözüm sürecini buzdolabına kaldırdı ve operasyonlar başladı. Sonrası malumunuz, bodrumlarda ölen pkklılar, ankara'nın göbeğinde patlayan bombalar derken şu sıralar hdplilerin dilinden düşmüyor "duygusal kopuş" teranesi, sanırsın ki bu adamlar sabah akşam duacıydı vatanın selametine, pkk itleri hükümet tarafından şımartılırken eline iki tane Türk bayrağı aldı diye bu vatana aidiyet duydu sanki aq, her neyse işte hdp diyor ki "dün göstermelik bayrak alanlar bugün kinleniyor devlete" hayır polisi, askeri öldüren yeterince kinli değildi sanki dün, her neyse bu ağızlarından düşürmedikleri duygusal kopuş sizin cenahta değil emin olun türkler arasında büyüyor.
Bak kardeşim, ben düne kadar kürdlere zulmedildi, pkk'yı anlamak lazım diyen bir adamdım bugün "jitem az bile yapmış" diyorum, kaldı ki yaşım 31 yani az çok biliyorum 90'ları falan. Bugün ben "90'lar yaşanmasaydı bugünkü şiddet sarmalı olmazdı" diye değil, "90'lar olmasaydı da bunlar aynı saikle terör estireceklermiş" diye düşünüyorum, çünkü baktığın zaman iyi kötü sana karşı en fazla adımı atmış, en fazla hakkı vermiş adama sen tarihte görülmemiş bir kin güttün, hani "iyilikten maraz doğar" derler ya, ben bugün bizzat görüyorum kardeşim.
Bir ara hdp tayfasından bolca duyduğumuz bir söz.. Fakat bugün nevruzlarda "çözüm masasına oturulsun" diye ağlıyor demirtaş, hatta Avrupa Birliğine Kürdler üzerinden aba altından sopa gösteriyor, "Hükümeti masaya oturtun yoksa yüzbinlerce kürd vizesiz geçişle ülkenize akar" diye. Ne oldu peki? Bol bol atıp tuttukları o "müzakereye yanaşmayan kindar nesil" cizre'de bodrumlarda geberdi, Yüksekova'da leşini kedi-köpek yiyor, silah sıktığı devletin ambulansını beklerken hewal suuu diye ağlıyordu en son.. Kısacası o nesil komple yok edildi, ediliyor. Artık bir 20 sene sonra bugün eline silah almaya götü yemeyen pkk sempatizanları "Bakın müzakere edebileceğiniz son nesil biziz :'( diye ağlayacaklar.
Birayla iftar masasına oturulmasını meşru görenlerin, kurban ibadetini cinayet(!) olarak niteleyip "vegan iftarı" diye saçma sapan etkinlik düzenlemesi üzerine aklımdan geçen iftar çeşidi. Şimdi bu adamların zaten iftarın o manevi lezzetinden istifade etmek gibi bir dertleri yok, bunlar için varsa yoksa akp'li kitleyi kafalayalım, şirin gözükelim olduğundan böyle bir iftar düzenlemeleri çok isabetli olacaktır. Zaten ramazan'ı da, iftarı da bir taraflarından anlamış bunlar, aynı madaya oturuyoruz paylaşım dostluk çok güzel kafasındalar, madem paylaşım çok güzel alın size paylaşımın kralını yapabileceğiniz swinger iftarı, fikir benden ilk adım sizden sevgili iftar düşkünleri..
markadan falan pek anlamam ama geçen sene var mısın yok musun'un çekimlerinde esat yontunç'ta gördüğüm, fakat markasını bir türlü sorup öğrenemediğim kot markasıydı. bu sene abd'ye geldim ve en sonunda öğrenebilme fırsatım oldu, gerçekten insanda inanılmaz fit duran bir kot. diesel, tommy, abercrombie diye ağlaşan yurdum tikky gençliğinin favori markası olur diye düşünüyorum, bilen biliyordur gerçi. kotları 180 dolardan başlıyor, he tabii goodwill'den 8-10 dolara düşürebilirsen düşürüyordur muhakkak.
çok defa yaparım ben bunu. eminim siz de yapıyorsunuz, gurbette vatan özlemi çekince, sevgilisini düşününce, ölen anne akla gelince bir tutam gözyaşı dökülüyor insanın gözünden. ama işte ortam kalabalıksa, hemen esniyor gibi yapıyorsunuz gözyaşlarınız belli olmasın diye.
ciddi anlamda merak ediyorum ben. Boyle yöresel kıyafetleri giydirmişsin emre aydın'a, tezgahın başına geçirmişsin turistlere laf atıyor falan. Komik lan.
tamam bdp'de yapıyor güzel kardeşlerim sizinle hemfikirim. Peki 6 haziran diyarbakır mitingi nedir kardeşlerim? Elbette orası vatan toprağı fakat bunca senedir neredeydi devlet bahçeli nin aklı? Yoksa pornoculardan dolayı orta anadoluda yaşayacağı oy kaybını diyarbakır mitinglerinde yaşanacak olaylarla toparlama planları yapıyor olmasın? ondan sonra dşyecek ki vatan elden gidiyor, kendi ülkemizce miting yapamıyoruz bunların yüzünden. işte porno üzerinden yapılan ahlaksızlık bile bu kadar bayağı değildir.
ben anlamıyorum bunları, şimdi birileri akp'nin oyu düşsün diye saçmalıyor ya "mhp bu ülkenin teminatıdır, mhp mecliste olursa ülke bölünmez" diyen arkadaşlar var, ya arkadaş siz hiç tarih okumamışsınız galiba. ulan ülkeyi bölen her zaman aşırı milliyetçilik olmuştur, sırbistan niye bölünde a salaklar? çetnikler yüzünden bölündü o topraklar, miloseviç gibi sırp milliyetçisi kasap müslüman boşnakları öldürdü de bölündü sırbistan. işte sizin savunduğunuz adamlar da bu kafadan, asıl bu ülkede mhp iktidara gelip aynı söylemlerle devam ederse bölünür bu ülke. sen bunlar azdı, bunları asalım keselim dedikçe kürtlere bilendikçe ülkede iç savaşın yolunu açmış olursun aslan parçası. ondan sonra sen pkk'lıları öldürdün, avrupa amerika hiç ses çıkarmaz dimi? Hayallerde mi yapıyorsun be güzel insan? Gerçekten kafanın çalışma prensibini kafam almıyor güzel insan.
şimdi sözlükteki tıfıllar hatırlamaz, reha muhtar'ın show tv'de freak show habercilik yaptığı yıllar. Her gün bir kaset patlardı, aman efendim feto şöyle dedi, feto böyle dedi. Aczmendilerin porno kasetleri, adnan hocacıların grup seks görüntüleri, refah partililerin ikinci eş vukuatları. bugün mhp ve deniz baykal adına utanç duyanlar, yapılanın haksızlık olduğunu, siyasetin böyle yapılmaması gerektiğini dile getirenler o zaman leşe konan akbaba gibi avuçlarını ovuşturuyorlardı. E ne demişler, bugün bana yarın sana. Hani diyorsunuz ya yarın akp'lilerin kaseti de çıkar, hiç merak etmeyin güzel kardeşim o kasetler şu an birilerinin zaten elindedir, yarın bir gün akp'nin bir yamuğunda çatır çatır sürülürler piyasaya...
bunu yapanlar o kadar şeresizdir ki, çoğu da zaten oyunu mhp'ye verecekmiş. tutuştular abi adamlar, bir de şunu savunmuyor mu; bu kaset olayı mhp'ye yaradı. Ah güzel kardeşim, git bakalım orta anadolu'ya durum nasılmış, ulan mhp'liler seçim çalışması bile yapamıyor utançlarından sen hala çıkmışsın mhp'nin oyu artacak diyorsun, istanbul'daki 3-5 marjinal mhp'liye bakarak mı tespit yapıyorsun kuzu?
Ulan soysuz, ulan şerefsiz. Sen değil miydin iki aşık elele tutuşunca ayrılın diyen, sen değil miydin öpüşen çiftlere müdahale eden? Bre alçak, bre şerefsiz hadi şimdi de çıksana "Ulan bizim mücadelemiz bu muydu?" diye yürüsene parti genel merkezine, dikilsene devlet bahçeli'nin karşısına, çıksana ulan ortaya kahpenin çocuğu, çıksana lan.
aileden solcu, antalya-izmir-ankara dışında "anadolu" ya geçmemiş burjuvazi eksi sözlük entellerinin sanrısı. Bu arkadaşlar zamanında "akp bu seçimde oyları düşecek" diye bir sanrıya kapılmış, akp oylarını artırarak seçimi kazanmıştı. şimd "mhp'nin oyları düşmez" diyen kitle çevresindeki yedi göbek kadıköylü mhp'lilerden böyle bir kanaate varmıştır muhtemelen. E o adamlar değil ki zaten mhp'nin muhafazakar omurgasını oluşturan kitle, git bakalım iç anadolu'ya mhp'nin esamesi okunuyor mu? doğma büyüme çankırılıyım, mhp'nin adayları neredeyse seçim çalışması yapamayacak noktaya geldiler lan utançlarından halk o kadar tepkili bu adamlara, bu adamlar barajı geçerlerse kıl payı geçerler o kadar söylüyorum. he belki orta anadolu'dan oy kaybeder de solcular mhp barajı geçsin diye oy verir orasını bilemem.
düne kadar sövüp sayıyordunuz arkadaş bu adamlara? Haluk kırcı'lar, oral çelik'ler değil mi masum solcuları katleden faşistler? Ne oldu da şimdi 180 derece döndünüz ulan? Bu muydu sizin solculuğunuz gebeş herifler. denize düşen yılana sarılır misali öyle bir tutuştunuz ki mhp barajın altında kalacak diye, ülkücülerden daha büyük yaygara koparıyorsunuz arkadaş. Sizin gibi omurgasız yavşaklar yarın akp ile işbirliği yapıp mhp'ye saldırır.
ulan yarın sınavım var, ama oturmuş bu kızı yazmak istiyorum. eksi yazarlığım 2 sene önce uçtuğu için uludağ'dan yazayım dedim.
şimdi ssg kızdan gelen maili almış, başlığa koymuş. kız şikayet ediyor "kilolarımla dalga geçiyorsunuz" diye. Bak kızım, ailen tarafından şımartılmış, özel üniversitede okuyan birisin diye tahmin ediyorum. Gönderdiğim mesajda planking felsefesi diye bir nanemolladan bahsetmişsin, ne felsefesi lan bu? ski daşşana denk, götüyle trampet çalan kanadalıların falan uydurduğu bir zıkkımdır. çim biçme makineleriyle yarışmak, big foot'larla araba ezmek falan kesmemiştir böyle saçma sapan eylemlere merak salmışlardır içine de felsefe diyerek doldurmuşlardır. Hayır bir de demişsin ki "ay kilolarımla dalga geçtiniz, ühühüh" arkadaşım, sen milletin önüne kendini atarsan kendini göstermek için bunları göze alacaksın, ne demelerini bekliyordun? Planking denen yüce felsefenin peygamberi olan kız mı? Hem insanların gözüne girmeye çalışacaksın hem de negatif eleştiri alınca geri vites yapacaksın, yok öyle.
elbette başlığın orjinali bu değil, aslında başlık falan değil gerçek hayatın ironisi lan. şimdi az önce çok samimi bir arkadaşımla konuştum ve ortak bir arkadaşımızın babasını kaybetmiş olduğu haberini aldım. en azından facebook'tan yapılacak bir şey var mı gibisinden sorayım, başsağlığı dileyeyim diye sayfasına girince ağzım açık kaldı. çocukcağız muhtemelen çoook önceden üye olduğu bir fetiş sayfasında adını gayet müstehcen bir fotoğraf üzerine etiketlemişler. umut sarıkaya'nın bir karikatürü vardı, iki sevgili face chat'te konuşuyor birisi atatürk avatarı, diğeri de filistin lideri yaser arafat'ın fotoğrafını kullanıyordu, erkeğin iç sesini duyuyorduk "nasıl bir ilişki yaşıyoruz lan böyle!!" diyerekten. işte ben oradan çocuğun duvarına yazacağım "samet başın sağolsun" diye, taziye mesajımın altında ise
fantazik deri ürünleri giymiş yarı çıplak bir kadının fotoğrafı.. hayat hakikatten çok garip lan, en hüzünlü anında bile mizah çıkıyor anasını satayım.
22 ağustos filtrelemesiyle ortaya çıkacak paket. standart paketle xhamster'a giriş serbest mi yasak mı beni ilgilendiren tarafı o tabii, giremeyeceksek o modemi hakikatten bir tarafınıza sokarım ilgili merciiler.
var olmayan fotoğraflardır. Ulan fotoğrafları geçtim de insan bu başlığı hangi hastalıklı ruh haliyle tıklar ya? Kendinden utanmalısın, tenhada kendine "Allahım ben ne yaptım hangi kafayla kayıtsız kalamadım bu rezilliğe" diye sor, gerçekten yap bunu.
abicim vardır ya böyle bir klişe, [sese cem yılmaz tizi vererek] asıl katiller bebeklerden katil yaratan zihinlerdir. Ulan düşününce lanet ediyorsun hakikatten, öfkeleniyorsun bu bebekten katil yaratan zihniyete. "halbukiiiii o bir bebekti doğduğunda çevresinde hiçbir şeyden haberi olmayan bir masummm, fakaaaaat bu sabiyiii bir takım karanlık emellere sahip güç odakları aldılar ve bir ölüm makinesine dönüştürdüler..."
Ya buraya kadar her şey iyi güzelde, e be abi peki bu karanlık zihniyetler dediğin adamlarda bir zamanlar bebekti, onu ne yapıcaz? Sonra büyüdüler, büyürken zihinleri kirletildi ilk gençlik yıllarında Cia'e, Fbi'a katılanlar oldu. muadilleri de kendi ülkelerinin özel servislerine katıldı, ondan sonra uluslararası toplum manipületörleri oldular, rejimi değiştirmek için zihinleri yıkadılar, katil yarattılar hani. Yani demem o ki bunun sonu yok aga, bebekten katil çıkaran zihniyetin bebekliğine indikten sonra onları büyütenlerin de bebekliklerine eğilip kısır döngüye sokarız meseleyi.
aslında bu durum biraz megamind animasyonundaki duruma benziyor, bize hep kötülerin büyük mücadelelerinin hep hayal kırıklığıyla bittiği öğretilmiştir, fakat kazandıkları ihtimalini düşündüğümüz zaman ortaya koca bir boşluk çıkıyor. bu da böyle anasını satayım, ihaleyi hep "bebekten katil çıkaran zihniyete" kesiyoruz ama o adamların da bir zamanlar bebek olduğunu görmezden geliyoruz.
ulan sizce de bir gariplik yok mu bu işte yoksa ben de mi bir anormallik var?
çok ciddiyim birebir şahit oldum bu duruma. adam bildiğin telefonu çaldı, sakin sakin "sana bacağımı sokayım" diye açtı. hayır ortam müsait değildi de "bu saatte niye aradın" manasında mı yoksa öncesinde aralarında bir husumet geçti de ona binaen mi, veyahut küçükken muslukta beynini delmiş bu arkadaşın (hiç abartım yok birebir kendi tabiridir) kafasına tütün basıldığından(aynen bu da kendi tabiri) mütevellit arayan kişilere alo kimi aramıştınız? yerine böyle hitap etme gereği mi duyuyor bilmiyorum.
dırrrn dırrn
-Sana bacağımı sokayım.
+He musa naber?
-g.tune yumruğumu sokayım.
+yapma be?
-sabah yediğin yumurtayı da s.kiyim.
+Tamam o zaman daha sonra görüşürüz.
ulan hepiniz o kadar haysiyetsizsiniz ki, hem tayyip erdoğan deniz baykal ve kılıçdaroğlu'na kaset üzerinden saldırınca "çirkin siyaset", "alçaklık" diye atıp tutuyorsunuz, ondan sonra çıkıp ortada sadece "dedikodu" dan ibaret şeyler üzerinden demediğinizi bırakmıyorsunuz, alayınız yavşak ulan başka bir şey değilsiniz. He yarın o kaset çıkar, tamam derim panpa sen haklıymışsın, ama varsa o zaman delilini masaya koyacaksın, masa zangır zangır titreyecek tamam reyiz diycez, büyüksün.
he tamam anam, kurgu var montaj odasında makaslıyorlar mesela, ama şimdi senin tüm her şeye kurgu demen abes-e iştigal ben diyim. ulan sanki tv sektörünün içinde doğup büyüdün, iki tane farazi arkadaş geyiği duyuyorsun "abi aslında x programındakiler oyuncuymuş, ekipte bizim arkadaş var", "benim oyuncu arkadaşım var, ajanstan onu istemişler" vs diye ondan sonra gelip buraya ahkam kesiyorsun onların hepsi kurgu diye. Eğer kurgudan kastın "sahtelik" ise, ki bu sahtelik nedir? mesela sabah programı sunan biri yayın öncesinde gerginse, ekrana güler yüzle, şen kahkahalarla çıkınca "kurgu bunlar, aslında böyle değiller" diyorsan harbi gerizekalısın. ulan adam canlı yayına çıkacak, onun gerginliği var üzerinde. hayır ne bekliyorsun ki? Sabah akşam, "ooo hoş geldiniz canlarım, bacılarım benim hadi kıvıralım hooop yandan" falan diye mi gezmeli bu adam gerçek hayatında da? Ya da bakıyorsun bir yarışma programı, adam başlıyor "o programlar sahte ya, hepsi oyuncu.." hayda, ulan ben yarıştım geçen sene var mısın yok musun'da, benden iyi mi bileceksin aq? Hakikatten aradan bir sene geçti hala görüştüğüm adamlar var, hatta geçen hafta buluşma bile ayarlandı ben şehir dışında olduğum için katılamadım. sen düşün bakalım 10 yıllık olupta 1 seneyi aşkın süredir görüşmediğin kaç arkadaşın var? Ulan orası askerlik gibiydi, sabah akşam birlikteyiz, sürekli aktivite vs. ne bekliyorsun? yarışma bittikten sonra yüzümüzdeki maskeleri çıkarıp ertesi güne kadar birbirimizden haberimiz olmadığını mı? Yani elbette dedikodular şunlar bunlar oluyordu, senin çalıştığın işyerinde, okuduğun üniversite kampüsünde olmuyor mu sanki bunlar? vallaha billaha hasta ruhlusunuz arkadaş siz ya..
TAmamen fethullah gülen gerçeğidir. Yani direkt olarak o emretti diyemeyiz belki ama, her söylediğine vahiy gözüyle bakan müritlerinin, "internette çentleşiyorlar" sözünü emir telakki edip düğmeye basmasıyla ortaya çıkmıştır büyük ihtimalle. iyi de arkadaş sormazlar mı sen kimsin ki başkalarının hayatına karışıyorsun? Hayır öyle bir takiyyecisiniz ki ünlüleri kendi saflarınıza çekebilmek için yedikleri boklara sesinizi çıkarmıyorsunuz, biz liberaliz, ılımlı islam'a, hoşgörüye inanıyoruz ayakları çekiyorsunuz ama içten içe islam'ı iyice dayatalım amacındasınız bu kadar basit.
adana'da küçük saatin orada bulunan kebapçı. gece fasıl mekanına dönüşür. ben adana'ya gitmeden önce kebap yememişim diyordum, kazancılar'a gittikten sonra da ben adana'da kebap yememişim dedim. Böyle müthiş bir kebapçıdır.
Bir 3t klasiğidir, ama tüm bu fedakarlıklara rağmen ne olurrr? Meter denen adam gider yarışma sonrası belki takılacağı gızlar için taner'i sırtından vurur. meter çog gızdım sana bildiğin gibi değil. ütü gibi tütüyorum şu an.
ben var ya o küfür eden adamın ana...a neyse siz anladınız işte, ehehehe.
Ya bu arada herifçioğlunun biri çıkıp, değil başbakan normal birinin bile karşısında bile öyle bağıra çağıra provake etmeye kalksa dayak yiyeceği şeyleri başbakan'ın karşısında söyleyince, (ki yalan yok başbakan'ın en ufak bir eleştiriye de pek tahammülü olduğu söylenemez) başbakan'da "ananı da al git" için demediğinizi bırakmadınız arkadaş, yani bu kadar büyük tayyip nefreti olur mu? E peki ona küfür diyordun buna ne diyeceksin güzel kardeşim? Çifte standartın su yüzüne çıktı ya, at bakalım daha da atabiliyorsan artık. he atarım diyorsan ben gerçek hayatta senin ana..a.aa yani anladın işte sen onu...
az önce eksi'de gördüm, çocuğun birini öldürmüşler bu yüzden. Şimdi ben adana'da ikamet ediyorum, çevremde pkk'lı çocuklar var. Komşum falan, oturup sigara içeriz muhabbet ederiz yeri gelince pkk'yı, yeri gelince devleti eleştiririz beraber. şimdi bu adamlarla ortak paydada buluştuğumu düşünürüm genellikle, fakat ne zaman ki okula gitsem bu adamlar toplanmış. bir anda tiksinirim hepsinden. topluluk psikolojisi midir nedir ne mücadelelerine, ne ezilmişliklerine empati kurarım o an. Tiksinerek bakar, geçer giderim yanlarından. şimdi bu başlığa haber olan arkadaşı bilmiyorum, tanımıyorum. Ama şunu biliyorum ki bu ülkede gerçekten bir şeyler değişti son 10 yıldır. yani artık birçok insan dağa çıkan pkk'lıya "yediği kaba sıçan bir avuç şerefsiz" gözüyle bakmıyor, devletin de birçok hatasının olduğunun farkında insanlar. Şimdi bu diyalog ortamından ben memnunum, beraber barış dolu yaşamanın ilk basamağı bunlar, ilerde bir gün sana düşman diye belletilen insanların derdini kendine dert edeceksin ey sevgili ulsualcı faşist, ben buna inanıyorum. gün gelecek, nasıl ki bugün 80 kuşağı birbirlerini sağ-sol diye bölen saçmalığa bugün gülüp geçiyor işte bizim kuşağımızda utanacak düşündüklerinden, söylediklerinden, yaptıklarından. fakat işte zurnanın zartladığı yer burası, bunu yapmak zaman alacak. yani yarın uyanacağız, ve geleceğe umut dolu bakan insanlar ortaya çıkmayacak, yavaş ve adım adım geleceğiz o sürece. Ama şimdi birileri o sancılı süreç geçmeden, taksim'in orta yerinde sarı, kırmızı, yeşil puşi takarsa işte bir takım tasmasız ırkçıların da damarına basmış oluyor arkadaş. he ilkel adamlar bile bu açılım süreciyle evrildi aslında, barbar herifler 10 sene önce kürtçe duysaydı birilerinin boğazını keserdi ama işte yavaş yavaş demokrasi, insanlığı kabul ettirdik bu adamlara. Ama sen de tutup sanki bu memlekette bunlardan hiç kalmamış gibi davranıp kafana estiği gibi yapma be arkadaş işte, istanbul'un orta yerinde yapma bunu. bak gördün mü? öldün anasını satayım lan, bundan daha ızdırap verici bir şey olabilir mi insanlık için? Artık sevgilinin elini tutamayacaksın, yılda bir iki görüşeceksiniz o da toprağını sulamaya gelicek sadece.annen elbiselerine sarılıp ağlayacak günlerce, aklına geldikçe gözünü kaçıracak insanlardan gözyaşları gözükmesin diye, değer miydi sarı, yeşil, kırmızı puşi takıp taksim'de gezmek için? Geçen ben de gördüm adana'da sarı kırmızı yeşil bileklik takıyordu gencin biri, "hay a... kodumun şerefsizi" demiştim içimden, ama bugün taksim de öldürülen gencin haberini okuyunca üzüldüm, boşver o da yaşasın. napalım, bir insanın hayatından değerli mi lan bir bileklik?
