birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu olan çiğdemli ilköğretim okuluna yapılması istenen yardımlardır.
zor koşullarda öğretmenlerimiz eğitim ve öğretimi sürdürmeye çalışmaktadır. sizinde katkılarınız olsun istiyorsanız lütfen yardımcı olun. aklınıza gelen her türlü yardıma muhtaç olan çocuklarımız var. en küçük bir katkınız bile yüzlerde kocaman gülücükler oluşturacaktır.
Diyarbakır' ın Silvan ilçesinde 12 okul müdürü, okullarında hizmetli personel bulunmadığı ve verilen ödeneklerin yetersizliğini öne sürerek, istifa etti.
Aralarında Profilo ilköğretim Okulu Müdürü Murat Işıkalan, Gazi ilköğretim Okulu Müdürü Ebubekir Korkan, Silvan ilköğretim Okulu Müdürü Mehmet Akçara ve Fevzi Çakmak ilköğretim Okulu Müdürü Yılmaz Çalman' ın da bulunduğu 12 okul müdürü dünden itibaren görevlerine devam etmeyeceklerini açıkladı. Kaymakamlık ve Silvan ilçe Milli Eğitim yetkilileri ise konu ile ilgili açıklama yapmadı.
ya benimsin ya karatoprağın diyen adama söylenecek sözdür.
ya bela mısın sen?
edit: bu tip önce seni istemiyorum havalarına girer, daha sonra sen istemeyince zorla sevdiririz mantığı yürütendir. bela mısın? cümlesi böyle oluşmuştur.entry de anlatamadım.
ev sahibi iki gün kira geciksin yolumuza çıkar, sabahın körü işe gitmek için servise yetişmeye çalıştığım anda arar, evle ilgili demirbaşları bizim ödememizi isteyen bizi buna zorlayan şahsiyettir.
edit: eksileyen sahip olduğum ev sahibini sana gönderiyorum.
bugüne kadar sevdiğin, saydığın değer verdiğin kişi ve ya kişiler senin küçük bir hatanda seni silebiliyorlarsa; elin adamı arkandan dolaplar çevirip iftira atabiliyor ve birkaç cücük beyinli buna inanıyorsa; seni huzursuz etmek için elinden geleni yapan varsa; iki güzel muhabbetini çekemeyip içine etmeye çalışanlar oluyorsa...
eski sevgilinin kuzeniyle tesadüfen tanışıp arkadaş olup sevgilinin kuzeni olduğunu öğrendikten sonra telefon görüşmesi esnasında eski sevgiliyle tekrar konuşmaktır.
çerez kasesi içinde fındık, fıstık, badem, leblebi vs. olan kasedir.
biz bu kasenin mecazi tarafına bakacağız.
önünüze gelen fındık, fıstık, badem, leblebi, çekirdek.. dolu bir çerez kasesini düşünün..
siz gençliğin verdiği bir şımarıklıkla şunun kabuğu var, bunun şurası kötü dersiniz elinizin tersiyle itersiniz.. zaman ilerler fındıkları bademleri tek tek başkaları seçer.. siz yine dönüp bakmazsınız... zamanla çekirdekler leblebilerde seçilir ve yenir...
siz zamanın farkına vardığınızda çerez kasesi kabuklarla dolmuş olacaktır...
size kabuklar arasında aramak kalmıştır artık.. çürük, bozuk ne kaldıysa razı olursunuz artık..
belki de hiç birşey kalmamıştır ve yemediğiniz için üzülürsünüz...
zaman geçmeden fındıkların fıstıkların farkına varın...
marangozlukla ilgisi olmayan kaba saba adamları yola getireceklerini düşünen kadınlardır.
elimizde kıssadan hisse tadında bir hikayemiz var.
işi gücü olan bir hatun arkadaşımız arkadaşları aracılığıyla bir beyle tanışır. bu beyefendi çok yakışıklı, zengin, kültürlü, daha önce evlenmiş boşanmış bir odundur.hatun arkadaşımız ilk tanıştığı gün beğenir erkeği, kendini beğendirmek için küçük jestler yapar erkek. önce romantik bir manzaranın bulunduğu lüks olmayan fakat doğayla iç içe olan bir yerinde gün batımı izlenir, bu arada gelecekten neler beklediklerini konuşurlar,sonrasında şehrin en güzel yerinde müzik eşliğinde bir akşam yemeği..
herşey yolunda gitmektedir şimdilik.
gece birlikte kalmak zorunda kalırlar, hatun kızımız iyi aile kızı olduğu için istediklerini vermez beyefendiye. neyse efendim zar zor sabah edilir, geceki kibar düşünceli erkek gitmiş, sıkıcı, odunumsu bir erkek gelmiştir yerine. kız birlikte olamayacaklarını hisseder ve açıkça sıkıldım der.
sonrasında önceden saymış olduğum özelliklerinden dolayı kız bir şans daha hak ettiğini düşünür. bir hafta sonra erkek de görüşmek ister tekrar. bu kez daha uzun bir arada olunacaktır. güzel bir ilimizde güzel bir haftasonu tatiline çıkarlar.
gidilen tatil köyü, herşey çok güzeldir fakat adam odunluktan vazgeçmez. tatil hatun kızımız için işkenceye dönüşür. son gece göz göre göre çapkınlık yapınca erkek kız resti çeker ve tek başına son gecenin tadını çıkarır.
ertesi gün yolda tek kelime konuşulmaz. sade bir hoşçakalla yollar ayrılır.
ve hatun kızımız anlarki daha önce de eski eşi tarafından yontulmaya çalışılan kalas asla odunluğundan vazgeçmeyecektir.
kıssadan hisse: can çıkar, huy çıkmaz.
bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur.
not: erkek yaklaşık bir - bir buçuk ay sonra tekrar arar fakat kız kapıyı suratına şaaaaaaaaakkk!!!! diye kapatır.
farklı zamanlarda farklı mekanlarda tanıştığım ve çok sevdiğim iki arkadaşımın başına gelen olaydır.anlatayım.
erkek üniversite yıllarından tanıdığım, sevdiğim, saydığım, fırlamalıkta üstüne tanımadığım, pirim: f
kız bir yıldır tanıdığım, sevdiğim, saydığım, hanım hanımcık, saf, hiç ilişkisi olmamış bir kız: e
1 yıl önce tanışırlar ikisi ortak tanıdıkları vardır. kızın ablası. bizim çapkın delikanlı kızın istanbuldan geldiğini ve orjinal birşey olduğunu görünce hayatına usul usul girmeye başlar. ilişkinin adını da bir türlü koymaz, herkesten de gizler. kız her sorduğunda 'sana değer veriyorum,ama ne olacağını şimdiden kestiremiyorum' der ve kızı oyalar. kız zamanla aşık olur. erkek kızın faydanılamayacak kadar saf, temiz olduğunu anlayınca arkadaş kalalım der. kız perişan fakat bunu erkeğe yansıtmaması gerekir. her daim neşeli görünmeye çalışır, ablası dahil çevresinde bulunan kişiler bu kız ile erkek arasında olanları bilmezler. bilseler bile bilmiyormuş gibi davranırlar bu işlerine gelir.
neyse efendim bunlar çok sık bir araya gelirler, hatta erkek bir küçük bir müzik grubunda çalar. en hüzünlü parçalarda kız geçmişe doğru dalar, ağlamamak için kendini zor tutar.
bunları uzaktan gören ben ise iki tarafı da sevdiğim ve saydığım için birşey yapamaz durumda olur ve sadece kızın haline üzülürüm.
erkek ise amaç belli olduğundan durum umrunda bile değildir.
tüm hayatı ambargo altında olan insandır. herkese istediğinde hayır diyebilen söz konusu aile olunca susup kalan, tüm bir yazını ailesinin yanında geçirmek zorunda kalan, her başladığı ilişkiyi aileye uymuyor diye tepki görüp karşısındakini tanımadan bitiren; sonrasında vicdan azabından ölen, kahrolan, hayatından bezmiş insan.
diyarbakırın tarihi mekanında van kahvaltısını sollamış kahvaltı salonları olan bir yerdir.
sıcak menü: kavurmalı yumurta
patates kızartması
sigara böreği
közlenmiş biber ve patlıcan
soğuk menü: envai çeşit peynir
ev yapımı çemen
domates salatalık söğüş
yeşillik
ballı muz
file fındıklı terağlı bal
böğürtlen reçelli yoğurt
sınırsız çay
kahvaltı sonrasında: isteğe göre kahve çeşitleri
çocukluğumun ayrılmaz ikilisiydi.ilkokula giderken teneffüste mutlaka birçok çocuğun yığılmış olduğu kantine gider küçük boyumla aralarından sıyrılır,bazande acıyıp beni kaldıran bir abi ya da abla bulunur,tadına doyamadığım şalgam ve simidi alır sonra büyük bir keyifle yerdim.bugün yine bir teneffüs saatinde muhteşem ikiliyi çok özlediğimi farkettim.çocukluk anılarımda onların yeri büyük.