kendisi, bugün bir yakının ölüm günü olsa, yine de bu düğün olayına girişecek midir acaba...tabi ki hayır.
o mecliste oturabiliryorsa, Atatürk ve aynı ateşi yüreklerinde yaşatanlar sayesindedir; yaptığı hareket bu farkındalığa
sahip olmadığının bir göstergesidir.
Bunu düsünmek zorunluluğundadır, o koltukta oturduğu süre boyunca...
bazı günler, sabahları açık olan, akşam iş çıkışlarında hava durumuna göre hele de yağmur olunca sanki arabaların gökten zembille inip , bir araya geldiği kargaşa bütünü...
Alf in yandan yemişi bir maskot kullanan idaş reklamları. Neden diye sormak geliyor? neden bu kadar kötü. madem bir işe kalkışılmış biraz daha özenin. gidin orjinalini bulup buluşturun bizlerle.
Emek, ter, gözyaşı, gayret, güç ve sabırla; elleriyle, kalpleriyle tek bir yumruk olmuş insanların tarihe yazılmış bir
mücadeleyle elde ettikleri güzelim topraklar üzerinde kurulmuş bir ülkedir, Türkiye.
Güzelliklerin tüketildiği, geçmişin unutulduğu, insanın değerini kaybettiği bu dünyada, maalesef değerlerini yitirmekte olan bir yer, Türkiye.
Yıktığımız, yuttuğumuz, çaldığımız kendi hayatlarımız aslında.
Gördükleri ve yaşadıklarıyla, karşı karşıya kaldıklarıyla, kalbi kırık bir ülke, bence Türkiye.
görmek; gözün, doğal ve istemdışı olan bir hareketi olabilir.
bakmak; akla ve iradeye sahip olan canlıların, diğer bir canlı veya cisim üzerine kararlı bir şekilde gözlerini dikmesi olabilir.
ya da tam tersi.
evlilik zorunluluk değildir; evlenmeden aynı evde yaşamanın zorunluluk olmadığı gibi. kendi ayakları üstünde duran kadınların artmasıyla tercih edilme oranı artan bir yaşam şeklidir. kimi insanlar "imzamızı attık, artık özgürce koklasabiliriz", demek yerine beraberliklerini bu şekilde sürdürebilirler.
kişisel tercihtir, herkesin kendi bileceğidir.
her mahallenin bir deli kadını vardır herhalde. mesela bizim sokakta tek başına yaşayan 60 yaşlarındaki emine teyze gibi...pencereden dışarı bakar, bakarken sallanır, sallanırken hayallere mi dalardı bilinmez ama... peşimizden koşturup, çığlıklarla yıkadığı zaman sokağı korkudan altımıza işerdik. rahmetli oldu kendisi, zaten biz de büyüdük.