"Everyone has their own Robin - the person that you loved very much, but you cannot be with. And whoever you'll meet, whatever you'll do, nothing will be like it would be with Robin." dır.
Yaklaşık 7 aydır yaşadığım şehir. istanbul'dan gelmiş biri olarak sürekli istanbul ile kafamda entegre etmeye çalışmalarım devam ediyor.
Nedenini bilememekle birlikte bana huzur veriyor. Cinnah'da yürümek, Tunalı'da eğlenmek, Seğmenlerde üşüyerek bira içmek offf Ankara romaniği oldum resmen
underground tarzına ait isminin hakkını veren gerçekten mini bir techno club'dır. en çok içip kafan bir miktar güzel olduktan sonra striptiz direğinin olduğu odada saçma sapan hareketler yaparak arkadaşlar ile gülerek yerlere yatmak keyif vermektedir.
2020 Mart ayında son kez gittiğim şuan gitmeyi deliler gibi özlediğim Taksim'de bulunan eğlence mekanı. istanbul'daki diğer eğlence mekanlarından ayıran en önemli özelliği bence mekanın tarihi bir bina olması ve iç tasarımı.
Kapıdaki sırayı bile özledim. Lanet olsun pandemi.
altın satmaya kalktığım zaman mutlaka altın düşer sevgili sözlükçü arkadaşlarım. bu böyledir. 1 sene altın alırım tam satacağım zaman yüzde otuz değer kaybeder ve ben satarım.
4 hafta sonra işten ayrılacak olmam sebebiyle sabah 9da kalkıp bilgisayarı açıp hiçbir şey yapmıyorum. Aynı şekilde 4 hafta sonra ev değiştirecek olmam sebebiyle evde de bardağı bile yerine koymuyorum. Bir de üstüne dışarı çıkamamak eklendi mi.. her şeyden sıkılmak kelimesinin vücut bulmuş haliyim.
Şuan ki yaşadığım durum. Her ne kadar en yakın arkadaşlarım bu gruba dahil olmasa da arkadaşlarımın yarısına yakını evlendi ve çocukları olmaya başladı. Nedense beni asla rahatsız etmeyen durum. Büyük ihtimalle yalnız yaşayıp kafam rahat şekilde öleceğim. Net daha iyi.
Bir ay içerisinde hem yaşadığım şehri hem çalıştığım iş yerini değiştireceğim. Bu kadar zor iki kararı bir anda verebilmemin biraz çılgınlık olduğu gerçeğini kabul etmem gerek. Durup düşündükçe "lan ben ne yapıyorum" dedirtiyor.
Senelerdir istediğim bir şehre taşınıyor olduğum gerçeği beni rahatlatması gerekirken beni çok geriyor.
boyalı da saçların ruhuma dolanırken tel tel
boğuluyorum aman yok ilacı bunun tez gel!
kollarında kördüğümler çözülmez mi gönül?
ağrısında durur cevabı ama bakmıyor iki gözüm...
her müphem bir fırtına olur kalır gizi...
göremediğin gözyaşımı, silemedim gömleğine
ya bu sitemi kollarına al, yanayım ya ben derdime...
yitiremediğim, doyuramadığım, bitiremediğim aman...
ben bu canı şerefine vurdum ama öldüremedim...