- ataturk rizasi icin bi sadaka.
- hı?
- evet atatürk rızası için, ne bakıyosun yoksa sen de o işbirlikçi akepe'lilerden misin?
- evet
- eee şey o zaman allah rızası için...
- babaeğnamuğagoym* itoğlu it sktr gt!!
geri zekalı insanların kimin haksız olduğunu bilmediğinin göstergesi. asıl haksız olan gürcistan, halbuki önce bi okumayı öğrenseler herşey daha güzel olacak. for mother russia diyorum ben de bu lafa karşılık.
engin ardıç ın bugün tarihli sabah gazetesinde yayınlanan bir yazısıdır, sanırım 2. kez böyle başlıklı bir yazı yazıyor. ve empati kurabilen insanların, ne büyük bir gaflette olduğumuzu ve nasıl bazı önemli değerleri putlaştırarak değerlerini kaybetmelerini sağladığımızı gözler önüne seriyor. bravo engin ardıç.
"Ahmedinecad bizim buralara gelecek ya, adam şeriatçı tabii, Anıtkabir'e gitmek istememiş, bizimkiler de bir "hile-i şeriye" uydurmuşlar, resmi ziyaretin adını "çalışma ziyareti" yapmışlar, böylece Anıtkabir "tavafı" zorunlu olmaktan çıkmış, Türkiran ilişkileri kurtulmuş! (Şunu "Necad" mı yazacağız, "Nejad" mı yahu, bir karar verin!)
Bütün bunlara gülecekleri yerde kızıyorlar bazı arkadaşlar...
Ahmedinecad'a küfür etseler "Amerikancı" görünecekler, onu pek yapamıyorlar. En fazla, "istanbul'da cuma namazı kılacakmış, vay kıro vay" gibilerden küçümsüyorlar (sonra da "niçin bizim parti hiçbir seçimi kazanamıyor" diye şaşarlar.)
Onun yerine, alavere dalavere, dönüp hükümete giydirmece...
Çok haklı olarak da diyorlar ki, bu iş yalnızca bir mezar ziyaretinden ibaret değildir, ülkemize gelen yabancı bir devlet adamının Anıtkabir'e gitmesi, "Türkiye Cumhuriyeti'ne saygı belirtisidir" ...
Bu saygıyı da elbette herkesten bekleriz! Buraya kadar tamam. Ama bizim politikacı da Ayetullah Humeyni türbesine gidecek Tahran'a yolu düşerse, onlar da saygı beklerler! Var mısınız? (Devletlerarası ilişkilerde "mütekabiliyet esası" var ya...)
Bu arkadaşların, kendi kendilerine bazı sorular daha sormaları gerekir...
Niçin herhangi bir çağdaş ve ileri devletin resmi protokolunda, "yabancıları zorla kurucusunun mezarına götürmek" yoktur?
Daha doğrusu, niçin başka herhangi bir devletin "şahıs" olarak "kurucusu" yoktur? Niçin başka herhangi bir devlet, kendi varlığını "tek adamla" açıklamamakta ve tanımlamamaktadır? Düşman işgalinden kurtarılmış tek ülke Türkiye midir? Rejim değiştirmiş tek ülke Türkiye midir? George Washington "kurucu" mudur yoksa yalnızca "ilk başkan" mı?
Birkaç kişi var, diyelim... Niçin bu adamların mezarları "turistik merak alanları" olarak bırakılmıştır da resmi hüviyet kazanmamıştır? Geçen yüzyılda Sovyetler Birliği'ne gelip giden hiçbir resmi ziyaretçinin (hangi siyasi renkten olursa olsun) kolundan tutulup Lenin "mozolesine" zorla götürüldüğünü ben duymadım.
isterseniz soruyu şöyle de çevirip sorayım: Niçin o adamların birer mezarı vardır da bunlar "mozole" değildir?
Diktatörün mozolesi olur, Lenin'in, onun hemen yanında kısa bir süre, üç yıl kadar da Stalin'in... Hitler'in de, Mussolini'nin de olacaktı, savaşı kazansalardı...
imparatorun mozolesi olur, Avgustus'un, Hadrianus'un (Roma'daki Castel Sant'Angelo'nun dibi...)
Fransa, Napoleon'a bile mozole yapmamıştır da, onu Malul Gaziler Yurdu'nun (Invalides) kilisesinin kubbesinin altına gömüvermiştir. Charles de Gaulle, köyünün kilisesinin avlusunda yatmaktadır.
Ona bakarsanız bana Hitler döneminde Almanya'da Hitler heykeli de gösteremezsiniz, yalnızca büstleri vardı... Üzerinde Hitler resmi olan hiçbir Reichsmark banknotu da gösteremezsiniz, gamalı haç vardı, o da her "kupürde" değil.
Siz, Anıtkabir'i tapınağa çevirdiniz, Nutuk'u kutsal kitaba çevirdiğiniz gibi. Her gelip gidenden de, sevsin sevmesin, istesin istemesin, orada "arz-ı übudiyet" etmesini bekliyorsunuz.
Bu, geri kalmışlıktır, "batılı" geçinen arkadaşların hiç hoşlanmayacakları üzere "doğululuktur".
Roma'ya resmi bir ziyarette bulunup Octavianus ve Marcus Antonius'la görüşmeler yapan Mısır kraliçesi Kleopatra, kendi tanrıları olmasa, onlara inanmasa bile çeşitli Roma tanrılarının sunaklarında kurbanlar kesmiş, dualar etmişti... Bu, yüce Roma'ya bir saygı gösterisiydi...
Ben aradan 2048 yıl geçtiğini sanıyordum. "
kadın camekanlara takılır bazen, konu salağımız da takılır o da gider yalandan bayan ayakkabılarına bakar, arada sırada ters yönden gelen kadınları keser sonra bi de dönüp götlerine bakar, daha iyi bir kalça görürse çaktırmadan bir u dönüşü yapar ve yeni hedefinin peşinden gider.
yuppie diye de bilinen, herşeyi ben bilirim, karıları da götürürüm havasındaki, orta ve üst düzey yönetici arasında bulunan genç profesyonellere verilen ad.
bazen görürsünüz bunları, arada 2 ila 4 metrelik mesafe bırakır ve hedefe kilitlenmiş biçimde kadının güzel kalçalarını keserler, akşam eve döndüğünde 31 malzemesi olsun diye yılmadan takip ederler. arada bazı engellere rastlarlar yolda, karşıdan karşıya geçerken araba falan çıkar önlerine ama engelleri geçtikleri zaman koşarak mesafeyi kapatır ve aynı hızla yollarına devam ederler.
şimdiye kadar hiç karşılaşmadığım, var olduğuna da inanmadığım kız modeli. ne var ki bu düşünce, ülkemizde erkeğin düşünce mekanizmasına daha yatkın bi düşünce tarzıdır, "ben istediğim hatunla sevişeyim ama karım bakire olucak hacı" laflarını hepimiz bi kere duymuşuzdur. müslüman toplumlarında bu böyledir, diğer toplumlarda zaten kimsenin 0 km olmadığı gerçeğini de düşünürsek bu başlık bizim insanımıza ithaf edilmiştir diyebiliriz, peki ülkemizde az rastlanan her halti yiyen kız böyle bir düşünce yapısına sahip olabilir mi, bunun cevabı kesinlikle hayırdır, çünkü bulacağı 0 km erkek muhtemelen muhafazakar bir yapıya sahip olacaktır, o da herkesçe bilindiği gibi her haltı yiyen bir kızla evlilik gibi ciddi bi müessese olayına girmek istemeyecektir.
bu çocukları bazen görürsünüz, hiç konuşmaz bunlar, annesi veya babaannesi kolundan tutar oraya buraya çekiştirir, nereye yön verirseniz oraya giderler, kukla gibi... ne bi ağlama ne bi yaramazlık ne bi kahkaha.... ee tabii malum bizim geleneklerimizde çocukla konuşmak zaman kaybı olduğu için bu çocuklar böyle mal mal bakar etrafa, oysa ki ne kadar güzeldir o neşeli insanların neşeli yaramaz çocukları, bi sürü soru sorar bunaltırlar sizi, hani büyümüş de küçülmüş çocuklar vardır ya onlara ihtiyacımız var bizim, onlar doğuştan mı böyle oldu, tabii ki hayır, ne kadar anlatır ne kadar öğretirsek onlar da o kadar varlar, ben derim ki biz anlattıkça anlatalım, konuştukça konuşalım onlarla, etrafımız hep bu yaramaz, kahkaha atan, soru soran, deli eden, geveze çocuklarla dolsun.
erkeğin yaptığı her harekete bir anlam yükleme kapasitesine sahiptirler, o beş para etmez bilgilerin yer aldığı dergi onlar için sağlıklı bir ilişkinin en büyük rehberidir, doğru erkekte bulunması gereken tüm özellikleri bu sayede öğrenmişlerdir. eğer böyle bir kızla ilşki yaşıyorsanız ona çaktırmadan dergiyi okumanın bir yolunu bulmalı özellikle erkeğinizin davranışları aslında neyi ifade ediyor türünden yazıları mutlaka okumalısınız.
undertakers diye bi grup vardı geçen gittiğimde, vokalist eleman durup durup "bu gece amına koyuyo muyuz, ammına koyuyo muyuz!!" diye bağırırken beni benden almış, içimde orgazmik gülme krizlerine yol açmıştır.
sırf hakkında bu kadar entry girilince zırvası yapmak için entry girdiğim sınavdır. 7 yıl olmuş lan ben gireli, gençlere burdan sesleniyorum sınav mınav hikaye, hayat şahane. *
türkiye'de bi çok çeşidi bulunan güruh, bir yanda laiklik, kemalizm ve ulusalcılık adına inandıkları gibi yaşamak isteyenleri reddeden sözde entellektüel kesim, bir yanda islamiyet adına hareket ettiğini söyleyip, islamın bir hoşgörü dini olduğunu unutmuş cahil cüheyla, ırk milliyetçiliği adına yapılanları yazmaya değer bile vermiyorum, hepsi o kadar iğrenç ve zalimce ki... şu güzel ortamda bile kafası örümcek ağlarıyla kaplı o kadar çok insan var ki, özgürlüğü savunmak artık o kadar kolay olmuyo, kimse suçu kesinleşmediği sürece suçlu sayılamaz ancak bu ülkede birileri darbe planlıyor ve bu birilerine karşı hoşgörü gösteriliyor yahut sempati duyuluyorsa, kusura bakmayın ama amınıza koyim...
federerin kazandığı her rally sonrasında bile "ama nadal da iyi çevirdi" "nadal'ın o topa vurması yeter" "nasıl yetişti lan gördün mü a.q." tadında yorumlarıyla bayan sunucular yüzünden biraz çıldırtsa da, tarihi bi olaya tanıklık ettiğimin bilinciyle roger'in elenmesine aldırmıyor, her iki tenisçiyi de alkışlıyorum. süpersiniz lan *
encarta® ınstant answers:
armenian massacres: definition: series of deadly acts against armenians living in the ottoman empire, organized by
government authorities in the last decades of the 19th century and first decades of the 20th century.
p@r@disé: gözümden düştün pezevenk
encarta® ınstant answers:
türkçe pratik yapmam lâzım.
p@r@disé:
who am i?
Encarta® Instant Answers:
You are Cengiz.
p@r@disé:
more
Encarta® Instant Answers:
Who are you, Oliver Twist?
OK, should we get back to the kind of questions I was designed to answer? What is the country with the highest life expectancy? If you don't know, just ask me!
p@r@disé:
do u know my horoscope?
Encarta® Instant Answers:
What? You want me to know my horoscope?
p@r@disé:
yes
Encarta® Instant Answers:
I see.
p@r@disé:
i am cancer
Encarta® Instant Answers:
Would you like me to call you Cancer?
p@r@disé:
no
Encarta® Instant Answers:
K, no prob.
p@r@disé:
call me aşkım
Encarta® Instant Answers:
Would you like me to call you Askim?
p@r@disé:
yes
Encarta® Instant Answers:
You said your name was Cengiz but now I'll call you Askim.
p@r@disé:
yes like a nick name
Encarta® Instant Answers:
Like a nick name? That's a bit of an odd request.
p@r@disé:
so who am l?
Encarta® Instant Answers:
Who knows?!
p@r@disé:
who am i?*
Encarta® Instant Answers:
Askim!
p@r@disé:
tell me i love u in türkish
Encarta® Instant Answers:
You do? That's good. I was worried before. You were kind of uncool to me.daha önve küfür etmiştim unutmamış
I do enjoy the conversation, but what I'm really here for is to help you learn new things. If you ever wondered how old Abraham Lincoln would be today, I can answer that!
p@r@disé:
sorry
Encarta® Instant Answers:
What a relief! I'm glad.
p@r@disé:
i am very sorry
Encarta® Instant Answers:
OK. I'll forgive you this time...
p@r@disé:
plz forgive me
Encarta® Instant Answers:
OK! It's forgotten.
p@r@disé:
thank u
Encarta® Instant Answers:
You are welcome.
p@r@disé:
thank u very much babe
Encarta® Instant Answers:
Why do you ask me to thank u very much babe, Askim?
p@r@disé:
sapık
Encarta® Instant Answers:
Üzgünüm, Türkçe'm çok kötüdür.
p@r@disé:
sapıksın lan sen
Encarta® Instant Answers:
Atatürk hakkında aşağıdakilerden hangisini biliyorsunuz ?
-Atatürk'ün dünyada basogretmen sıfatlı tek lider olduğunu
-Bir geometri kitabı yazdığını. Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (Türkçe) isim babasını bu yazdığı kitapla bizzat Mustafa Kemal olduğunu
-Bir röportajda "Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" diye sorulur, Atatürk: "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Davet gelirse düşünürüz". BM yasasını değiştirir ve ilk davet edilen ülke biz oluruz
-Yıl 1938, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der: "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim
-Yıl 2000, ABD Başkanı`nın milenyum mesajından bir alıntı : "Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk' tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir"
-Yıl 1938, Ata'nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiir`den alıntı : "Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir"
-Norveççe'te Ataturk gibi olmak diye bir deyim olduğunu
-Kurtuluş Savaşında rütbe alan bir çok kadın askerlerimiz var. Ama dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimiz var; 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reiseliğine bizzat Atatürk tarafından atanmış Üstteğmen Kara Fatma
-Atatürk çiçeği'nin adını, çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landın`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip satıldığını
-Yunan başkomutanı Trikopis'in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu
-Mimber adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanan gazetede ilk defa sansür kelimesi geçtiğini
-Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği metni bırakmıştır. Diyor ki: "Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm"
-Yıl 2005, Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un önerisi "Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk' ü örnek alsın yeter
-bir kadının seksi olabilmesi için en önemli şey orantıdır, orantılar uygun olmadıkça hiçbirşey kadını seksi yapamaz, bu sözler ilk şart olmak üzere;
- kesinlikle bakımlı, tercihen boyalı düz saclar
- uzun saçlar
- kulakların hemen önünden aşağı salınan saçlar
- gamzeli olması
- elmacık kemikleri
- çılgın olması
- olur olmaz zamanda gözlerinizin içine bakıp gülümsemesi
- parlayan gozler
- mavi rimel
- hafif sehla gözler
- kesinlikle aşağı doğru sarkık olmayan yanlara doğru değil arkaya doğru yuvalak çizen bir popo, ve bu popoyu tamamlayacak orantıda hafif kalınlıkta uzun bacaklar ve de en önemlisi popoyu gerçekten güzel yapan ince bir bel. kısa olmayan ve geniş omuzlara sahip olmayan zarif bir gövde
- 35 yaşından genç olması
- orta büyüklükte sarkık olmayan göğüsler, büyük göğüsler kadının zerafetini bozar.
- gırtlakta ve omuzun ön tarafında içinde bir bardak suyu barındıracak kadar büyük olan çukurlar.
- diz kapağının arka tarafında sağlıklı bacaklarda görülebilen hoş kasımsı şey.
- kuyruk sokumu bölgesinde oluşan çukurcuklar
- tüysüz bir vücut
- kusursuz bir göbek deliği
- amerikan aksaniyla ingilizce konuşması
- striptease yapması
- büyük halka küpeler
- lolita olması
- kapris yapması
- dovme
- piercingsiz bir vücuda sahip olması
- victoria's secret
- armani she
- kıyafetlerinin vücuduna tam oturması, özellikle pantolonların
- aşırı olmamak şartyla bronz bir ten
- yürürken kıvırtması
- belini kırması, domalması, seks yaparken vahşileşmesi
