hayatımda gördüğüm en güzel şiirlerden biri (biri de anna şiiri).
Pardon,siz aşk mısınız?
Ö.S.Ö
ince belli bir bardağın
dudağın ile buluştuğu noktada,
aklım herhangi bir hayale dalış hazırlığında…
Kalp nikelaj kaplı plastik bir acıda,vuku…
Çıplak bir tevazu,
Pardon?
Biraz,mütevazı ölür müsünüz lütfen?
O.B.
Kulağımda barut uğultusu,
karşımda flu bir aşk.
Dinleyin lütfen!
Bakın bakın yine sesinize bürünmüş kuşlar.
Fermanım yazılmış kahpe bir elle,
avucumda mermi çekirdekleri
ölüm teorileri besliyorum ellerimle
ve iki el silah sesi:
Big bang!
Gözünüz aydın; revolver galip geldi
ruhum paramparça…
Ö.S.Ö.
Daha anlaşılır bir dilde,Farsça’da mesela,
daha lüzumsuz bir vurguya konu olsanız hani…
Ben sizi bütün “sıhhatler olsun”lu dileklerle karşılayabilirdim,
padişahların döndüğü Viyana kapılarında…
Lütfen bana biraz,
kanunlardan bahseder misiniz?
Sahibi olduğunuz coğrafyanın surlarından atlamak,
kaç ölüm ediyor?.
Acaba biraz,
siner misiniz
içime?
O.B.
Ben öyle güzel severim ki sizi,
kokunuz ikinci ten olur tenimin üzerine.
Dinolar’ın Abidin bile bakakalır elindeki samur fırçayla
ve sözlükler mutluluğu tarif edemez
bknz: ile işaret ederler beni.
Yedi köyün delisi gelip muntazaman akıl alır benden.
intihar kalkar aşkın müfredatından yerine gözlerinizi eklerler bir köşeye.
Hişşş!
Şimdi siz susunuz,
içimin misafirlerini göndermeliyim bir tas suya.
Hepsi yedi uyurlar ve iyi sıhhatte olurlar inşallah….
Ö.S.Ö.
içinde"umman"ın geçtiği bir masalı
Ankara’nın karasal ikliminde uyuyan bir çocuğa izah etmek gibi sizi sezmek..
Hani “deniz nedir?” dese
gözlerininizi tarif etmem gerekecek…
Afedersiniz?
Biraz tanımlar mısınız kendinizi?
Hiç bir edebi ağıza sığmaz sıfatlar sizi tarif ediyorsa,
eliniz örneğin,
saçlarınız mesela…
Daha önce rica etmiştim,
lütfen biraZ,
mütevazı olur musunuz..?
Sizi,
seviyorum da…
O.B.
Küçükken gök gürleyince bilinçaltıma kaçardım ben,
şimdi aklımın en ücra köşelerinde bile gözleriniz var…
Ne mutlu!
Gözleriniz;
akıl coğrafyamda sürgün yemiş bir devlet memuru,
her kıvrımında beynimin varlığı ve birliği!
iki dünya arasında kayıp kıta gözleriniz,
Atlantis dedikleri
koskoca bir yalan sizi görebilenlere…
Siz aslında
aşkın en yalın halisiniz,
siz aslında
annemin birkaç nesil uzaktan benzerisiniz…
Ö.S.Ö
Size komik gelebilir ama,bir telefonun rakam şemasında arıyorum sizi,
numaranızın isabet ettiği bütün harflerden anlamlar çıkarıp
cevaplamadığınız aramalarıma nedenler yaratıyorum.
"Duymadı"önce..
"Sessizde"sonra..
"Açmıyor" eylemine yaklaşılamıyor akılda...
Siz eskiden ne güzel "alo "derdiniz...
Hatırlıyorum ses tonunuzda Orpheus’un lir'i vardı,
susuşunuzda Artemis'in oku..
Size gelinse deniz yoluyla,
Atina ne dost bir liman,
deniz ne dalgasız,
barış ne sıcak kelime…
Bakar mısınız?
Cürmünüz,bir kıta,
örneğin antartika,
eridi..
Çokça güler misiniz?
"Nazım" hayalinizle şiir yazmakta…
O.B.
Şair dediğin zaten
bir çift göze gezegenleri sığdırabilmekte usta olmalı…
Fakat Tanrı sizi yaratırken öyle cömertçe
ve beni yaratırken öyle cimrice davranmış ki,
akıl fakirhanemde
size benzetilecek bir tek söz öbeği dahi bulamıyorum bu karda kışta!
Siz aslında bir gamzeye saklanmış cennet kokususunuz,
kim bilir belki de evrenin yaradılış sebebisiniz…
Sizin sebebinize yaratıldı belki Havva ana kaburga kemiğinden Adem babanın,
sırf siz bir başkasına aşık olun diye yaratıldım ben belki de
Belki de hüzün benim göbek adımdır…
Belki de babanız şairdir ,
ve şiir koymuştur adınızı…
Belki de bu yüzden gece gündüz şiir okuyuşum,
Sebebinizedir…
Ö.S.Ö
Bayan,şimdi lütfen kendinizi,ömrüme adapte eder misiniz?
Ki, siz ne de güzel ömür olursunuz…
Lütfen…
Saat geç oldu…
Bütün çocuklar uyumaklı ve inanmıyor artık Ankara’da çocuklar
suyun oluşturduğuna denizi,
gözlerinizin yanında..
O.B.
Siz en iyisi mi izmir olun,
gözleriniz denize nazır bi sayfiye yeri olsun mesela…
Bense emekli ikramiyemle yatıya geleyim gözlerinize…
Sarma tütün olsun cigaram,
teneşirden önce siz paklayın mesela beni…
Siz en iyisi mi sevin beni çokça,
benim sizi
deniz kadar sevdiğim gibi…
Özcan Bülbül/Oğuz Bal —
Hocamız Oytun Erbaşın nadide bir sözü vardır bu konuda: aşık olmayın, aşkı yaşayın. aşık olmak bir çeşit duygudurum bozukluğuna yol açar, aşkı yaşamak ise mutluluğa.
Allah'a gerçek manada inanan hiçbir insan ahlaksız olamaz, çirkinlik barındıramaz. Sizin gördükleriniz toplumun içinde yaşama şartı olarak Allah'ın adını kullanmak demek ve o başka birşeydir; gerçek manada iman etmek çok başka birşey. Kainatın görülebilen düzeni ve herşeyin bir sonunun ve sınırının olması, zaman adı verilen kavramda sıkışıp kalmamız bizlere zamanın olmadığı bir alemin varlığının delilidir.
Özet olarak okuyun arkadaşlar, Allah'a inanın diyemem o sizin seçiminiz ama okuyun öğrenin ki boşa geçen bir ömrünüz olmasın. Benim inandığım ve yaşadığım kadarıyla da 'Kalpler ancak Allah'ı anmakla tatmin olur' ayeti aldığımız her nefeste cereyan ediyor.
ayetleri kendimizce yorumlamayalım ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeyelim derim. Din alimlerinin yorumlarından faydalanmak daha gerçekçi ve mantıklı olur.