bağdat'ı talan ederken yapma etme eyleme aksi söz söyleme dendiğinde hülagü; 'siz nasıl yoldan çıktınızda allah size benim gibi bir belayı gönderdi, açın bakın kitabınızda yazıyor ona göre davranırsınız artık' der.
isveç ismi Eski ingilizce'de yer alan ve şalgamcılar anlamına gelen Sweoeod sözcüğünden türemiş. *
eski ingilizce; -anglo-saxon'ların tabiri ile englisc- şu anki ingiltere olan bölgenin belli bölümlerinde ve Güney iskoçya'da 5. yüzyılın ortalarından 12. yüzyılın ortalarına kadar konuşulmuş ingilizcenin eski şeklidir. Bu dil, Batı Germenik dillerinden birisidir germen dilinden türemiştir. bununla birlikte; Kuzey Germenik dil grubundan Eski Nors dilinin de büyük etkisi altında kalmış. bu sebeple isveç isminin ingilizce bağlantısı anlamlı olabiliyor.
hintavrupa dili re' (saymak, akıl yürütmek) den tureyerek, latince reri,rat (saymak, muhakeme etmek, akıl yürütmek) ve italyanca ragione (akıl,mantık, usül, düzen) 'e kadar süren bir yapısı var. * sanırım biz italyanca ragione yani usül manasında, kâbında italyan mafyasından aldık türkçeye, derin ve ağır abilerimiz sağolsun.
yardımlarımla sözlüğe yazar olmus can dostum, kader ortağım, kan kardeşim...eksi 10 derecede 40 derece kadar sıcak samimiyet paylaştığım 8 senelik dertdaşım, gönül dostum. saçındaki tel sayısı kadar okumusluğu ile bizleri aydınlatacaktır.
yanık yüreğinle
bir of çekerek
özümü dinleten
bir türkü söyle
içini dökerek
boynun bükerek
ağlatıp inleten
bir türkü söyle
bir türkü söyle bana ateşleri yandıran
bir türkü söyle bana yüreğimi andıran
bir türkü söyle notayı utandıran...
Bir sürgün kasabasıydı
Bir eski zamandı kasımdı
Çocuktum ideolojik şiir yazmıştım
Gelip ona sığınmıştım
Bir gün aksilik oldu polis kuzeni buldu
kuzen kaçıp kayboldu.
o bagajlarla konusuyordu haberi yoktu.
Polisler onu bulduğunda elinde kahve vardı tekti felaketti
Herkes meydanda birikti
anarşistlere yataklık ediyor dedi
ve polis götürürken;Ansızın dönüp bana baktı,
Anladın mı, dedi
Anladım dedim, anladım
Gülmekten Kendimi alamadım..
Diğer adı ile siyenpiler olan bu türk hanedanı m.s 3. y.y. baslarında hun hükümdarlığını ele geçirmişlerdir. çin üzerindeki baskıları oyle büyüktü ki çin içlerine kadar ilerleyip onların yaşam tarzına çok alısan bu türk hanedanlığı -oyleki kendi türk kültürünü hor görmeye baslamıstır bir süre sonra ve türkler'in kılık kıyafetini yasak ederek onları çinliler gibi giyinmeye zorlamışlar- medeniyetin sadece çin'de olduğunu ve çinliler'e benzedikçe daha medeni olacaklarını düşünmüşlerdir ve bir süre sonra bu türk kavimi çin içerisinde eriyip gitmiştir. artık medeni olmuslar mıdır bilemeyiz.
bilirsin **** enişte duygusunu tam mahiyetiyle yaşamamış biri olarak duygu dunyama yeni bir zenginlik olarak girdin en uykusuz saatlerimde cebime 400 lira koyman ile..* nerde mimar değilsin duygu inşa ediyorsun işte, yureğimiz hak yolunun sağ tarafında verimsiz bir ovada olsa da..ayrıca sarelle olsa ne biçim yerim.. soğuk olacak... ya biliyormusun burada sarelle bile yok saka saka ben yine concerto de aranjuezi açtım ondan bole hüzünlendim * bende seni tanıdığıma memnun oldum, sen de sevgi ve su an için mef'un bulundugun sevgi ile mesud olman dileklerimle...hayatta karsına çıkacak tüm güçlükleri yenmen temennisiyle...
ihtiyar heyetinin seçtiği kişi muhtar, yani 'seçilmiş.' Arapça gramerde ixtiyâr,seçmeye muktedir, muxtâr ise aynı terimin mef'ulü yani olunmusui seçilmişi gibi, yani edilgen ortay, eyleme maruz kalan şey. Eski devirde muhtarı ihtiyar heyeti seçermiş. Şimdi artık öyle değil, ama adı kalmış. Yalnız bizde değil, Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da muhtarlık kurumu bir Osmanlı kalıntısı olarak devam ediyor. *
osmanlı'nın 18.- 19. yy'da yozgat'ta hüküm süren bir sülale...osmanlı bu dönemde can çekişirken anadolu'nun yarısında bu sülalenin hakimiyeti oldugundan bir işin altından çapanoğlu çıkması deyimi buradan geliyor.
âl-i Cengiz, yani 'Cengizoğulları', tıpkı âl-i Osman gibi. Kırım'da üçyüz küsur yıl Osmanlı egemenliği altında hüküm süren han sülalesi... Cengiz Han soyundan geldiği için osmanlı'da Âl-i Cengiz diye anılıyormus efendim. Bu sülale 18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya'nın da dahil olduğu birçok siyasi entrikaya bulaşmışlardı da o yüzden Kırım elden gitmişti. Sanırım âl-i Cengiz oyunu deyimi o devirde piyasaya çıkmış olmalı. *
her daim gülmek için çabalamalarıma ortak olmus işimi kolaylastırmıs yazar bende tesekkür ederim. meksika'dan domates ithal edicez onunla beraber, somaliye fahis fiyatla satıcaz. *** bana doğru yazmayı öğretecek aynı zamanda.. bende onun lugatını genişleticem. **
ispanyol balı fransız menekşesi farklı kültürlerin bulusma adresi, rumuzun da bile belli ediyor bu halet-i ruhiyeyi bi de ben ekleme yapayım bal kelimesi moğolca da da aynı anlamda kullanılmaktadır. avrupadan orta asya ya olan kültür yolculugunda her daim basarılar.
ilk kez 1933 tarihli Derleme Sözlüğünde Ege Bölgesinde, iç Anadolu'nun Batı ve Kuzeyine yayılan alandaki halk ağızlarında tesbit edilmiştir. Yatırmak fiiliyle birleştirilmesi muhtemelen halk etimolojisidir. kaynak nisanyansozluk