a) aileniz homurdanmaya başlar,
b) eski tanıdık ve akrabalar evdekilere sorar: ne zaman? diye
c) yeni tanıştığınız insanlar eşiniz (!) ve çocuklarınıza selam söylerler.
d) bekar olduğunuzu öğrendiklerinde, dünyanın en garip hatta ucube kişisiymişsiniz yada sanki bulaşıcı hastalık taşıyormuşsunuzda karantinadan kaçmışsınız gibi bakarlar.
e) güçlü kişilikler içinaşırı baskı yapıldığında:çekmişim isyan bayrağını dalgalanır başımda hür şarkısını söyletebilir.
16. Dünya Kupası bu sefer Avrupa'da düzenlendi. Fransa'nın ev sahipliği yaptığı turnuvaya 32 takım katıldı ve 64 maç oynandı. Sekiz grupta 4'er takımın mücadele ettiği organizasyona gruplarda ilk ikiye kalan takımlar bir üst tura çıkıyordu. Fransa'nın ilk defa Dünya Şampiyonu olması, Hırvatlar'ın yarı finale yükselmesi ve Zidane gibi dünya yıldızını futbola sunan Fransa 98'de birbirinden ilginç maçlar yaşandı.
Brezilya ve Fransa gruplarında lider olarak ikinci tura çıktı. ikinci turda oynanan ve David Beckham'ın kırmızı kart ile oyun dışı kaldığı maçta Arjantin, penaltı atışları sonucunda ingiltere'yi kupa dışına itti. ikinci turda Fransa uzatmalara giden maçta Blanc'ın ayağından bulduğu altın golle Paraguay'ı 1-0 mağlup ederken oldukça zorlandı.
Brezilya ise Şili'yi Ronaldo ile yıkarken karşılaşmadan 4-1'lik zaferle ayrıldı. Tunuvanın sürprizini Hırvatistan yaptı. Suker'in iki gol atıp yıldızlaştığı maçta Almanya, Hırvatistan'a 3-0 kaybedip 1994'ten sonra yine çeyrek finalde hüsran yaşadı.
Fransa ile italya arasındaki çeyrek final karşılaşmanın normal süresi golsüz berabere bitti. Uzatmalarda da ses çıkmayınca penaltı atışlarına geçildi. italya'da Di Biagio penaltıyı direğe nişanlayınca Fransa yarı finale kaldı. Brezilya ise Hollanda karşısında yenik duruma düşmesine rağmen Rivaldo'nun kişisel becerisiyle iki gol bularak rakibini 3-2 ile geçmesini bildi.
Yarı finalde Fransa, dramatik geçen maçta Lillian Thuram'ın iki golüyle tunuvanın flaş takımı Hırvatistan'ı 2-1 yendi ve finale yükseldi. Brezilya ise penaltılara kalan maçta Taffarel'in kurtardığı iki penaltıyla Hollanda'yı saf dışı bırakarak finale adını yazdırdı.
12 Temmuz 1998'de Stade de France, tarihi ana şahitlik etti. 75 bin futbolsever Fransa ve Brezilya arasında oynanacak final için toplanmıştı. Ronaldo hasta hasta ilk 11'e çıktığı maçta fazla varlık gösteremedi. Zinedine Zidane ilk önce 27. dakikada daha sonra 46. dakikada attığı iki güzel kafa golüyle ilk yarıyı Fransa'nın 2-0 üstünlüğüyle bitirmesini sağladı. Son sözü Emmanuel Petit söyledi ve şık bir plase ile maçın sonucunu belirledi: 3-0. Bu sonuçla Fransa tarihinde ilk defa Dünya Şampiyonluğu'na ulaştı ve Brezilya'nın hayallerini yıkmış oldu.
Fransa'da üçüncülük mertebesine Hollanda'yı 2-1 yenen Hırvatistan ulaştı. Gol krallığını ise 6'şar golle Ronaldo ve Suker kazandı.
2002 yılında Japonya ve G.Kore'de düzenlenen Dünya Kupası bir çok ilginç gelişmeye sahne oldu. 1998 şampiyonu Fransa'nın gol atamadan ilk turda elenmesi, Milli Takımımız'ın 1954'ten sonra ikinci kez kupaya katılması ve Dünya üçüncülüğünü elde etmesi, ev sahibi G.Kore'nin hakem hatalarıyla yarı finale kadar ilerlemesi, Arjantin'in ingiltere, isveç ve Nijerya'nın yer aldığı ateş grubundan çıkamaması ve Brezilya'nın 5. kez mutlu sona ulaşması turnuvanın en önemli satır başlarıydı.
2002 Dünya Kupası aslında Milliler'in gövde gösterisine dönüştü. C Grubu'nda Brezilya, Kostarika ve Çin ile eşleşen A Milliler ilk maçta Brezilya karşısında 2-1'lik şanssız bir yenilgi alarak turnuvaya kötü bir başlangıç yaptı. Bu maçta hakemlerin Brezilya lehine verdiği kararlar çok tartışıldı. ikinci maçımızda Kostarika karşısında Emre ile öne geçsekte 86. dakikada Parks'ın golüne engel olamadık ve 1-1'lik skora razı olduk. Son maçta rakip Çin'di ve mutlak kazanmalıydık. Ama bizim kazanmamızın yanında, Brezilya'nın da Kostarika'yı yenmesi gerekiyordu. Sonunda beklenen oldu Milliler, Çin'i Hasan, Bülent ve Ümit Davala ile 3-0 yıkarken, Brezilya'da Kostarika'yı 5-2 ile geçiyordu. Türkiye bu sonuçla son 16 takım arasına kalma başarısını gösterdi.
ikinci turda rakip ev sahiplerinden Japonya idi. Japonlar'ı 45 bin seyircisi önünde Ümit Davala'nın şık bir kafa vuruşuyla 1-0 mağlup etme başarısını göstererek çeyrek finale yükseldik.
Çeyrek finalde rakip turnuvanın flaş takımı atletik Senegal'di. Maçın normal süresi berabere bitti ve uzatmalara gidildi. Uzatma dakikalarında Ümit Davala'nın isabetli ortasına mükemmel vuran ilhan Mansız attığı altın golle Milliler'i yarı finale taşıdı. 1-0'lık galibiyetten sonra tüm Türkiye sokaklara dökülmüştü. 48 yıl aradan sonra katıldığımız Dünya Kupası'nda yarı finale kalmıştık.
Yarı finaldeki rakibimiz, daha önce grupta karşılaşıp şanssız şekilde yenildiğimiz Brezilya'ydı. Maçta çok iyi mücadele etsekte Ronaldo'nun golüne engel olamadık ve 1-0'lık mağlubiyetle çok yaklaştığımız final şansını kaçırdık.
Yarı finalde Almanya'ya 1-0 kaybeden ve final şansını kaçıran G.Kore ile yaptığımız üçüncülük maçını ilhan'ın (2) ve Hakan Şükür'ün golleri ile 3-2 kazandık ve büyük bir başarıya imza attık. Dünya üçüncüsüydük... Millilerimizin ilk golünü atan Hakan Şükür 11. saniyede attığı golle Dünya Kupası tarihinde atılan en hızlı golün sahibi oldu.
Final maçında ise Brezilya ile Almanya karşılaştı. 69 bin biletli seyircinin izlediği karşılaşmayı Brezilya, Ronaldo'nun 67. ve 79. dakikalarda attığı iki gollerle 2-0 kazandı ve 5. defa Dünya Şampiyonluğu'na ulaştı.
Gol krallığına 8 golle Ronaldo ulaşırken, Yaşin ödülünü Almanya kalecisi Oliver Kahn aldı.
Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenen 15'inci Dünya Kupası birbirinden ilginç olaylara sahne oldu. Bulgaristan'ın çeyrek finalde Almanya'yı eleyip yarı final oynaması, Maradona'nın doping kullandığı için turnuvadan ihraç edilmesi ve Kolombiyalı Andres Escobar'ın kendi kalesine attığı golden dolayı ülkesine döndüğünde mafya tarafından öldürülmesi turnuvaya damgasını vuran olaylardan bir kaçıydı.
Statü yine değişmedi. Gruplardan çıkacak takımlar, önce ikinci tura oradan da tek maçlı eleme sistemine giriyorlardı. Gruplarda çok büyük sansasyon olmasa da Suudi Arabistan, Hollanda'nın önünde grubu ilk sırada bitirme başarısını göstererek herkesi şaşırttı. Suudiler, son 16'da isveç'e 3-1 yenilmekten kurtulamayınca kupaya veda etmek zorunda kaldı.
Brezilya, ev sahibi ABD'yi 1-0 ile geçerken, son şampiyon Almanya'da Belçika'yı zorlu maçın ardından 3-2 mağlup etti. 1990'ın finalisti Arjantin'in, Romanya'ya 3-2 kaybetmesi ve çeyrek finale ulaşamadan elenmesi yine turnuvanın şaşırtıcı olaylarındandı.
Çeyrek finalde ise büyük sürpriz yaşandı. Bulgarlar, Almanya'yı 1-0 geriye düştükleri maçta Stoitchkov ve Letchkov'un golleriyle 2-1 yenerek son şampiyonu kupanın dışına itmiş oldu. Diğer bir yarı finalist Hollanda'yı 3-2 ile geçen Brezilya olurken, italya ispanya'yı 2-1 yenerek bir diğer yarı finalist oldu.
Yarı finaller çekişmeli maçlara sahne oldu. Brezilya, isveç'i 1-0 mağlup etme başarısını gösterdi ve 24 yıl aradan sonra finale kaldı. italya'da Bulgaristan'ı 2-1 yenerek finalde Sambacılar ile eşleşti.
94 bin kişinin izlediği final maçında Brezilya ve italya arasındaki eşitlik normal süre ve uzatmalarda bozulmadı. Penaltı atışlarında Roberto Baggio son penaltı atışını kaçırınca Brezilya 24 yıldır özlemini duyduğu kupayı kazandı ve toplam kupa sayısını 4'e yükseltti.
Üçüncülük maçını Bulgaristan'ı 4-0 yenen isveç kazanırken, gol krallığı ise 6 golle Stoitchkov, Salenko ve Romario arasında paylaşıldı.
italya'da düzenlenen Dünya Kupası Schillaci, Roger Milla gibi isimlerin ön plana çıktığı bir turnuva oldu. Salvatore "Toto" Schillaci, italya'nın üçüncü olmasında attığı 6 golle destek olurken aynı zamanda gol krallığına da ulaşıyordu. Milla ise Romanya'ya attığı golle 38 yaşında turnuvanın en yaşlı golcüsü ünvanına ulaşmıştı.
Kupada statü 1986'daki gibiydi. Kupanın favorilerinden Almanya ikinci tura fazla zorlanmadan çıkarken, italya 3 galibiyetle gruptan fire vermeden çıktı. Turnuvanın sürpriz takımı Kamerun ilk tur maçında Arjantin'i 1-0 yenerek herkesi şaşırtmıştı. 52 maçta 115 golün olduğu kupada maç başına 2.21 gol ortalaması düştü.
Son şampiyon Arjantin, son 16 maçlarında karşılaştığı Brezilya'yı 1-0 ile mağlup edip çeyrek finale yükseldi. Almanya Hollanda'yı 2-1 ile geçerken, Kamerun, Kolombiya'yı 2-1 yenip adını çeyrek finale yazdıran bir diğer takımdı.
Çeyrek finalde Kamerun yine yapacağı yaptı. ingilizler'i bayağı bir sallasa da yıkamadı ve uzatmalarda rakibine 3-2 yenildi fakat herkesin sevgisini kazandı. Almanya da Çekoslovakya'yı 1-0 mağlup etme başarısını gösterdi.
Ev sahibi italya, Schilacci'nin golüyle irlanda'yı aşarken, Arjantin penaltı atışları sonucunda Yugoslavya'yı 3-2 yendi. Yarı finallerin her iki maçı penaltı atışlarına kaldı. Arjantin italya'yı, Almanya ise ingiltere'yi eledi.
Büyük final ünlü Roma Olimpiyat Stadı'nda yapıldı. 73 bin seyircinin izlediği Almanya - Arjantin arasındaki final maçının tek golü 85. dakikada Brehme'nin penaltısından geldi ve Almanya dört sene önceki rövanşı Arjantin'den alarak rakibini 1-0 mağlup etti.
italya ise üçüncülük ile yetinmek zorunda kaldı. ingiltere'yi 2-1 yenerek bu ödüle ulaşan italya'da tek teselli Salvatore "Toto" Schillaci'nin 6 golle gol krallığına ulaşması oldu.
Kolombiya'da ekonomik kriz olunca Dünya Kupası Meksika'da düzenlendi. Kupa'nın başlamasına az bir süre kala Meksika'da deprem olunca büyük yıkımlar oldu ve 10 binlerce insan hayatını kaybetti. Fakat karar bir kere verilmişti. Yani Dünya Kupası Meksika'da oynanacaktı.
Statü yine değişti ve toplam 24 takım 6 gruba ayrıldı. ilk iki takım bir üst tura kalırken, üçüncü olanlardan en iyi 4 tanesi ilk ikiyle birlikte 16'ya kalacaktı. ilk 16'ya kalan takımlar şöyle oluştu; Arjantin, italya, Meksika, Paraguay, Sovyetler Birliği, Fransa, Brezilya, ispanya, Danimarka, Almanya, Fas, ingiltere, Polonya, Uruguay, Bulgaristan ve Belçika.
ikinci turda favoriler fazla zorlanmazken, ingiltere Paraguay'ı 3-0 ile geçti. Arjantin, Uruguay'ı zor bir mücadelen sonra 1-0 ile kupanın dışında iterken, Almanya aynı sonuçla Fas'ı geçiyordu.
Çeyrek finalde tam bir Maradona şov vardı. Önce Shilton'ın üzerinden elle attığı gol ve sonrasında kendi sahasından aldığı topu bütün sahayı katederek bir çok ingiliz oyuncuyu çalımlayıp "Yüzyılın golünü" atıyordu.
Almanya, penaltılara giden maçta ev sahibi Meksika'yı 4-1 ile geçip yarı finale kalmıştı. Yarı finalde, Arjantin, Belçika'yı 2-0 ile mağlup edip finale ulaştı. Almanya aynı sonuçla Fransa'yı 2-0 yenme başarısını gösterip finale adını yazdıran diğer isimdi.
Azteca Stadyumu'nda yaklaşık 115 bin seyirci, muhteşem bir maç izledi. Maça hızlı başlayan Tangocular, 23'de Brown ve 55'de Valdano ile 2-0 öne geçti. 74'te Rummenigge ve 80'de Völler karşılaşmayı 2-2'ye getirdi. Ama son sözü söyleyen Burruchaga, Arjantin'in 8 yıl aradan sonra tekrar kupa kazanmasını sağlıyordu.
Üçüncülüğe uzatmalarda Belçika'yı 4-2 yenen Fransa ulaşırken, Gary Lineker 6 golle gol krallığını kazandı. http://www.superspor.com