Sarhoşum şu an.
Kaç kadeh rakı içtim hatırlamıyorum.
Beynimde toparlayamadığım bir sürü şey var yüreğim acıyor.
Aşık olmuştum bir yıl önce.
Sanırım aşk.
Tamam dedim bu adam benim yüreğim.
Yakışıklı karizmatik zengin ve aşırı zeki değildi.
Fakat konuşurken yüreğimin atışını duyuyordum.
Sesini ilk duyduğumda ne hissettiğimi şu an hatırlamıyorum sarhoşum dedim ya.
Sonra bir gün aşık olduğu kadından bahsetti.
insanın beyni duruyor sarhoş oluyor bir kaç saniye.
Ağladım dakikalarca.
Kalkıp yüzümü yıkadım ve ona umarım hep mutlu olursunuz dedim.
Ben sanmıştım ki o da beni...
engel olamadım kendime mesaj attığında hep saatlerce konuştuk.
Kaç kez sesiyle sabah ettim ben o adamın bilmiyorum.
Bir arkadaşımın ağzından konuştum.
kendimi anlattım uzun uzun.
boş ver değmez dedi yıpratma kendini.
Günlerce ağladım.
sulu göz değilimdir oysa.
Şimdi benim de hayatımda biri var.
Onun varlığı yüreğimi ısıtıyor.
Fakat geceden beri içtiğim içkiler niye hala onu hatırlatıyor.
Aramam değil mi?
Gözlerim acıyor uykusuzluktan ve göz yaşından.
Gülmeyi özledim.
Azeri türkçesidir o.
Ne komiktir ne gülünç, hiç bir dili böyle fişleyemezsiniz. Garipsersiniz anlarım. Ben de türkçeyi garipsiyordum ilk zamanlar. Fakat alışınca geçti.
Kullandığınızdan daha fazla öz türkçe vardır. Arada rus sözcüklerin olmasının tek nedeni geçmiş. Siz sömürülmediğiniz halde ingilizce kelimeleri, arapça kelimeleri kullanıyorsunuz. Cümlenin sonuna yes, okey dediğiniz de kahkaha atmıyorum gülünçte gelmiyor. Sadece yazık diyorum.
Babam avcıdır arada bir çıkar ben de giderim çoğu zaman öldürdüğü hayvanları da fakire fukaraya dağıtır. Şimdi bu niçin rahatsızlık olsun? Eti yenmeyecek hiçbir hayvanı ne o ne ben öldürdüm.
Eğer bilginiz varsa hamile olup olmadığını anlarsınız.