gözümün nuru, hayatımın güneşi, alev saçlı prenses,
yol ortasında biber gazı yiyen kırmızı elbiseli kız, belalım
seni anlayamaz bu amına koduklarım
bir hayvan leşinden beter kokacaklar dirayetinin önünde diz çöktüklerinde
ve her köşeden çıkagelecek seni düşününce götlerine çöken nefretleri
bilmedikleri bir dilde küfür ediyormuşsun gibi nefret edecekler senden
konuşamayacaklar bile seninle
ve her köşeden çıkagelecek sana aşık ölüler
kayıp mezarlarından çıkan ölüler
küflü duvar kenarlarında çürümeye terkedilen ölüler
şahitsizce veya şahitlice...
hepsi sana aşık ölüler
çıkagelecekler
sol frame de bolca gördüğüm. cumadan cumaya namaz kılan yozlaşmış, ezan okunurken müziği kapatmayan dinsiz, tehşircilik yapan fahişe vs. başlıkları bu başlıklara örneklerdir. bu başlıkları açanların da tabii ki beyin gramajları sorgulanmalı ölçümleri devlet istatistik enstütüsü tarafından yapılmalıdır.
sol frame de bolca gördüğüm. cumadan cumaya namaz kılan yozlaşmış, ezan okunurken müziği kapatmayan dinsiz, tehşircilik yapan fahişe vs. başlıkları bu başlıklara örneklerdir. bu başlıkları açanların da tabii ki beyin gramajları sorgulanmalı ölçümleri devlet istatistik enstütüsü tarafından yapılmalıdır.
erkekler tarafından kabul görmeyen, bastırılmış duygularla ve hatta diğer hemcinslerine karşı nefretle bakan hatun önermesi olabilir.
(bkz: ben neden hala bakireyim bunalımı)
buradan küfür ederek durdurulamayacak bir adamdır.
buradan yaldır yaldır desteklenen akp bu adamları meclise almış diğer bir değişle destek vermiş cesaretlendirmiştir. haberalı hapsetmiş, nice vatanseverleri gözaltında öldürmüş, öldüremediklerini içeri atmıştır. bu adamlara küfür etmekle bir yere varamayacağınız gibi bu işlerin sorumlularına da cezayı veremessiniz. bu adam kendi işini yapıyor. bizim kendi işini yapması gereken devlet adamlarımız ne iş yapıyor?
banka satıyor, karlı işletmeleri yabancılara peşkeş çekiyor, vatan toprağını birilerine hibe ediyor, ihalelerle yandaşlarını zengin ediyor, televizyon kanalları ile bu şerefsizlere karşı çıkan namuslu adamları karalamaya çalışıyor, amerikanın israilin elini eteğini öpüyor, bop projesinde diyarbakır başkent olacak diyor, bu ne demektir? kürdistan kurulacak israil istediği gibi ortaduğuyu yönetecek demektir...
başka neler yapıyorlar?
televizyona çıkıp kriz teğet geçti diye bizimle tabiri caiz ise tşşak geçiyor, mustafa kemali tarih kitaplarından silmeye çalışıyor, bağımsız türk ruhunu arap kültürü ile değiştirmek istiyor.... vesair.
yani sonuç olarak gücü ellerinde tutmak için memleketi değil ruhlarını bile amerikalılara satabilecek adamlardan bahsediyoruz. bu adamlar kürtler ile türkleri -ki hepsinin bu coğrafya içinde yaşaması bile gerekmiyor azeri türkleri ve iran kürtleri bile olabilir- birbilerine kırdırarak kargaşa ortamını devam ettirip gücü ellerinde tutmaya çalışıyorlar.
bunlar saymakla bitmez sevgili sözlük yazar ve okurları. harekete geçmek istiyorsak buradan masturbasyon yapmak yerine elle tututlur gözle görülür bir icraat yapılmalı. hem insan hemde vatandaş olarak...
fotoşopla resmine sarık yerine kalpak konup milli mücadeleyi tek başına kazanmışcasına cumhuriyet bayramında iett otobüslerine resmi konmuş kişi. şayet cemaati amacına ulaşırsa tarih kitaplarından atatürkü silip bu adamı o kitaplara yerleştirecektir.
şimdi tayyip erdoğanın yeniden televizyonda yaptığı ulusa sesleniş konuşmasını izledim. dünyadaki ekonomi otoritelerine göre de türkiye krizden çok az etkilenmiş vesair. utanmadan televizyon kameralarını karşısına alıp bir devlet başkanı özür açıklaması yapacağı yerde böyle bir açıklamayı nasıl yapar tekrar tekrar bilemiyorum.
doğalgazda en soğuk aylarda yüzde 40 indirim yapıp kış geçtikten sonra nasıl doğalgazda indirim yaptılarsa aynı ötvde de uyut koyunu al parasını taktiği uygulanmakta. tayyip hükümeti başa geldiğinde geçici olacak diye getirdiği ötv vergilerini kalıcı yapmıştı ve fiyatı yaklaşık 30 bin lira olan bir arabayı 50 bin liraya alır olmuştu bu millet. şimdi noldu bu ötv geçiciydi neden kalkmadı diye sormak bir yana kuzu kuzu meleyen halkımız zaten en başta olmaması gereken bir vergi "geçiçi bir süre için" kalktı diye seviniyor.
işsizlik resmi rakalarda çoşmuş almış yürümüşken bile bu krize teğet diyebilen başbakan ve ona inanan halk varken benim söyleyecek fazla bir sözüm yok.
teğet geçmek değil badan çekmek adını yakıştırsak daha iyi olur bu krize...
2500 sayfalık içi boş kofti iddanameyi hazırlayan savcıların sadece sanık ifadeleri bile ancak 40 50 sayfa tutacak deniz feneri dosyasının tercüme ettirememesi bir yana.
silahlı kuvvetlerin kimi öldürdüğünü de sormak lazımdır.
fetullahçı polis mi ki bu doğalgaz zammını protesto eden genç adamlar coplasın, gencecik adamları göz altında öldürsün, sadece ehliyeti olmadığı için kaçan bir çocuğu kafasından vursun ve sonra sorumluluğu kendinde olan bir silahı düşürdüğünü idda ederek 3 ay çezayla kurtulsun.
fetonun kulu olan gencecik çocuklar şimdi polis üniforması altında topluma geri dönüyorlar. türk silahlı kuvvetlerinden rahatsız olan kesim bu gücün yerini boşaltarak sizi koleleştirmek, bilinçsizleştirmek, beyinsizleştirmek istiyor. şu kadarcık özgürlüğünüz varsa emin olun bunu türk silahlı kuvvetlerine borçlusunuz.
demokrasiyle uzaktan yakından alakası olmayan kişi ve kurumlar tarafından her seferinde yıpratılmaya çalışılan ordu aslında şu güne kadar kendine yapılan saldırılara karşı en demokratik tavrı gösteren kurumdur. dikkat edilmeyen nokta elinde güç bulunduran haşereler devletin şefeli polis memurlarını savcılarını hakimlerini kendi iğrenç işlerine alet ediyorlar. kimse de çıkıp bu duruma karşı tek bir laf etmiyor.
türk silahlı kuvvetleri muzaffer bir ordudur. savaşı kazanmıştır. almanya, fransa vb..ordusu gibi yenik pasif bir ordu olması beklenmemelidir.
dillerini anlamadığımız arap spikerler bile maç anlatırken daha heyecanlı geliyor olması durumu maç anlatıcısı bazında ne kadar talihsiz bir millet olduğumuzu göstermekte. murat kosovanın maç anlatırkenki samimiyeti bu serzenişi çok daha haklı kılmakta.
şu an yaşanılanlarda herhangi bir yönden pozitif bakan herhangi bir insan varsa vatan hainliğine ilk adımı atmış demektir.
zira yargı ile susturmak olgusunun açılımı yargının sadece tek taraflı çalışmasıdır. bu da yargı değil diktedir.
bundan sonra bunlara afferin diyerek fışfışlayan her insanın bir gün o yargıya çaresizce ihtiyaç duymasını temenni ederim.
sallama mı değil mi bilmem ama kadınların yüzüne sırf türbanı siyah değil diye kezzap atıldığı bir rejim ise bu rejimmin gelmesini istiyen insanlar topluluğu böcektir haşeredir.
fragmanlarının birinde komutanın askerlerine.
"size ölmeyi yasaklıyorum" emrini verdiği film.
bu aslında saçma veya asker mantığı olarak yorumlanabilecek bir cümle değil. askerlerinin öldüğünü gören bir komutanın ölüm karşısında aslında onları tanımadan bile askerlerini ne kadar sevdiğini gösteren bir cümle, bir anektoddur.
topbaşın hesap vermek için yolsuzluk yapmasına gerek olmadığını istanbulu soktuğu hali iyi bilen belediye başkan adayıdır. e5 ten iki şerit keserek şehrin altından gitmesi gereken raylı sistemi kazıklarla otobüs sistemine çeviren topbaş bu hareketinden dolayı bile görevinden istifa etmelidir. çünkü kılıcdaroğlu dahil tüm istanbullular bilir ki e5 ten şerit kesmek demek tüm istanbullu şöförlere küfür demektir.
cemaat medyası kendisine ancak yaptığı dil sürçmeleri ve hayali iddialar üzerinden çamur atabilir. belediyecilikte topbaş ın hayal satmak diye nitelendirdiği şey istanbuldan çok daha küçük bütcesi ve nüfusu olan belediyelerce başarılabilmiştir. yurdum evladı "ışık evleri" mensubu üniversite öğrencisi evlatlar. yada yıllar boyu ekmeği cemaat üzerinden gelmiş işleri cemaat üzerinden yürüyen çocuklar. bu devlet senelerce parayı muhterem fetullah gülen e aktardı şu an muhterem gülen amerika ile kolkola amerikan çiftliklerinde padişah hayatı sürmektedir. allah için yardım diyerek para toplayıp o paralarla gencecik üniversite öğrencilerini minnet borcu altına sokarak onları köleleştirmiş beyinlerini yıkayıp robotlaştırmış bu cemaat yine o çocukların uyanışı ile inşallah çökecektir.
o vakitdir ki bir parisi bir berlini geçtim bir dandik prag kadar olamamış istanbulun nasıl bir belediye başkanına sahip olması gerektiğini sadece kendi muhakeme kudretleri ile göreceklerdir. bu ülkenin tüm kaynaklarını amerikan kulu haline getiren zihniyet elbet çekirdeğinden başlayarak çürüyecektir.
ingiliz edebiyatı epik örneği olmasına rağmen bir kuzey isveçlinin maceralarını anlatır fakat dili anglo-saxon dilidir. Bu özelliği ile ingiliz edebiyatına mal edilebilir.