kurulsa dahi kürtlerin %95 i hala türkiyede yaşamaya devam edecektir. mersin gibi kürtlerin türk nüfusundan 3 kat fazla olduğu bir yerde tanıdığım bütün kürtlere sorduğum bir soru var. kürdistan kurulursa gidip orda yaşarmısın? şimdiye kadar -ben yaşarım- diyen çıkmadı. nedenini sorduğumda ise genelde cevapları hep aynıydı işte o cevaplar:
* ailemin, çocuklarımın hayat garantisi olmayan yerde yaşamam.
* katili bizde, hırsızı bizde, tecavüzcüsü bizde, kaçakçısı bizde, pezevengi bizde sen olsan yaşarmıydın?
* ya sen ne saçmalıyorsun oğlum ben dünyada kürdün olmadığı bi yer bulsam gidip yerleşecem.
* kürdistan kurulsa nolcakki orada yaşayayım. ne iş yapacam ekonomisi sıfır ülkede. kaçakçılık yapsam hepsi kaçakçı kime satacağım, hırsızlık yapsam kürdistanda yaşayan bir insanın neyi olabilrki çalayım. amelelik yapsam hepsi amele zaten kesinlikle boktan bi sektör iş çıkmaz. fabrika desen böyle bi ülkeye kim yatırım yapacakki fabrika olsun? hangi iş adamı güvenirde yatırım yapar bize vs. vs. vs.
sıkıldım yazmakla bitmez zaten bunlar. bunların hepsi bizzat kürt arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde kendi ağızlarından sarfettikleri cümlelerdir. bunlar türkiye üstünde emelleri olan insanların yada ülkelerin yurdumuzda kaos ortamı yaratmak için ortaya attığı fikirlerdir.
hiç kimseyi günahından dolayı yargılamayın. günahını bilirsiniz belki ama tövbesinden haberiniz olmaz!
bir müslümanın felsefi düsturu bu olmalıdır. müslüman apaçık deliller olmadan kimseyi tekfir edemez, yargılayamaz iman noktasında.
ayrıca onlar kendilerine ırak şam islam devleti diyorlar diye biz neden öyle adlandırıyoruz ve anıyoruz? özellikle de islam ile bağdaşmayan hatta tam zıt kutbu gibi davranan bir katil sürüsünü hem de!!! ben kendime fatih sultan mehmet'in, kanuni sultan süleyman'ın ve yavuz sultan selim'in torunuyum desem herkes beni padişah olarak mı anacak yani? yoksa sadece meczup mu diyecekler? cevap net bence; meczup.
özetle; onları islam devleti olarak nitelemek bir müslümana yakışacak en son şeylerden birisidir.
platon; (bkz: devlet) kitabında, sokrates'in konuşmalarında bilgiyi zaten insan doğasında var olan bir kavram olarak açıklar. bilgi zaten insan doğasında vardır der ve bunu daha önce hayatında hiç eğitim almamış geometri ve matematik bilmeyen bir kadın köleye sadece sorular sorarak mükemmel bir şekilde bir karenin alanını hesaplatarak ispatlar. sokrates'e göre kadın zaten bilgiyi biliyordur. sadece onu tekrar hafızasına almak yani öğrenmek için yönlendirilmesi gereklidir. formül ezberletmeye bile gerek yoktur.
oradaki kürtçe yazıların (bkz: montaj) olduğu o kadar bariz belli ki. insan önce bir bakar değil mi? orada sadece bir tabela değişimi var. üstteki kürtçe yazılara yakınlaştırıp bakarsanız anlarsınız.
biz erkekler bile orgazm olurken çim biçme makinesi gibi hırıltılar çıkartıyorsak; erkeklerin cinsel organından kat ve kat daha fazla uyarıcı bulunması sebebiyle kızların sevişirken çığlık atması hiç de yadırganamayacak hatta olmaması durumunda endişe edilecek durumdur.
95 de trap Almanya'da doğup türkiye'ye girdiğinden beri! trap dinliyorum. bugün burada rap dinleyenlere ergen diyenlerin birçoğu; o zamanlar daha ya ekmeğe ''anne mamma, mammma'' diyordu, ya da hala babasının önünde geziyordu. siz bilmezsiniz babanıza sorun cartel grubunun ilk türkiye'ye giriş albümünü ve parçalarını. babanız size ezbere söyleyecektir zaten. hatta wikipedia da bile arama yapsan yeter. ilk 100.000 cd altın kaset ve 250.000 cd'yi de çifte platin ödülüne layık gördüler. toplamda da 543.000 adet satıldı. mtv'de röportajları yayınlandı. inönü stadında verdikleri konser michael jackson'dan sonra en kalabalık konser olarak time dergisine konu oldu.
cartel grubu o dönemde; almanya'da türk olarak anılmaktan, türkiyede'de alamancı diye anılmaktan duydukları rahatsızlığı ve vatansızlığı kendilerince ve dinlemeyi özledikleri türk ezgileriyle rap müziğe yansıttılar.
rap müziği türkiye'ye sokabilmek için belki biraz saçmaladılar bazıları zaman zaman, evet ama hiç bir çocuk doğar doğmaz koşmaz. önce sürünür, sonra emekler ve en sonunda da yürümeye başlar.
insanların emek sarf ederek yaptıkları bir şey hakkında kimse ''ergen müziği, yaş aralığı felan ile falan'' gibi saçma yorumlar yapma hakkına sahip değildir. kimin ne dinlediği, yaşı, başı ortada. siz kendi fakir edebiyatınıza bakın.
ayrıca bu iddia sahipleri kimi dinlediklerini yazıp bizi şereflendirirlerse kimlerle muhattap olduğumuzu daha net anlar ve yorum yaparız.
kuantum fiziğinden veya mekaniğinden hiç anlamam. ama werner heisenberg bu işten hiç anlamıyor. deterministler haklı.
dünya'nın en iyi fizikçilerinden biri olan pierre-simon laplace'in
ergenlerin fazlasıyla şişirdiği balon fizikçi werner heisenberg'e
fark atacağı süper ötesi müthiş fizik kuramı.
fizikten anlamayan çoluk çocuğa göre werner heisenberg alır.
fiziğe kafa yoranların yaşı 14'ü geçmez zaten.
marjinal görüneyim diye bu saçma kuramları ortaya atıyorlar
kendilerini küçük düşürüyorlar sadece.
ergenlerin çok sevdiği bu saçma sapan fizik kuramlarını ya da yasalarını hayatta umursamam. ikisini de sevmem ama pierre-simon laplace hertürlü alır.
doğruya doğru. kimsenin hakkını yememek gerek.
ayrıca;
(bkz: werner heisenberg şişirilmiş bir balondur/#999666999)
işte sende böyle komik görünüyorsun dostum. madem ki bilmiyorsun yorum yapma bir zahmet.
olmayan karizmadır. zira bütün büyük şirketlerin araçları kiralık olduğundan mütevellit; her yer 34 plakalı kiralık araç çöplüğü olmuş vaziyette. dolayısıyla da 34 plakalı araçlar kiralık şirket aracı muamelesi görmektedir.
sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur
herkesi sen dostmu sandın, belki ol ağyar olur
sadıkane belki ol alemde serdar olur
yar olur, ağyar olur, serdar olur, dildar olur.
rauf musavvir Allah; birsin, azze ve cellesin.
biliyorum sen herkeslesin, ama en güzeli benlesin.
sınırı yok hiçlik mertebesinin.
Tarifi yok, dünyadaki sahipsizliğimin.
aşk; bir kedinin yalaya yalaya süt içmesi gibidir. umut taşırsın geleceğe dair bu sevimliliği izlerken. kavuşmanın hayalini kurarak herşeyin sona ereceği ve nihayet sevdiğini kucaklayacağın günün gelişini beklersin...
fakat yalaya yalaya da olsa o kaptaki süt zamanla biter!!!
Hadisleri kabul etmeyenlere ve sadece Kur'ân-ı Kerim okumak yeter diyenlere bir kaç sorum var. Eğer cevap verebilirlerse tamam kabul etmeyin fakat cevap veremezseniz bu konuları ağzına sakız yapmayın! Oyuncak değil bu konular!!! Dogrusu hadisleri reddeden ve dogruluguna inanmayan o hocalarinizda apışıp kalmıştı bu soruları duyunca.
!
Kur'âna gore nasıl namaz kılacaksınız? Kaç rekat ve kaç vakit?
Kurban kesiyorsaniz neye ve hangi şartlara göre kesiyorsunuz? Hangi hayvanlari kesebileceginiz ve şartları Kur'anda nerede yazıyor?
Resûlullah(s.a.v) hadisleri rehberliginde ancak anlayabiliyoruz bunları. insanları dinden sogutmak için Uğraşmayin.
Cübbeli Ahmet Hoca dediginiz adamın Şeyhi nin silsilesini bir okuyun önce ve kaynaklari bilmeden cahilce sorgulayip reddetmeyin.
Kadina el kaldiranlar dinciler değildir. Bir müslüman kadina el kaldiramayacagini, kadinin Allahin emaneti oldugunu bilir. Bilmeyende zaten müslüman degildir.
Kadını hergün döven tipler genelde içip içip eve sarhoş gelen tiplerdir.
beklenen paket açıldı ve yüz yıllık sır cevap buldu. Paketin içinde Norveç Kralı tarafından gönderilen bir bayrak, birkaç kumaş parçası, 1894 ve 1899 yılından kalma iki gazete, birkaç adet özel mektup ve kasabayla ilgili birtakım notların alındığı, üzerinde eski Norveççe yazılar bulunan bir ajanda çıktı. Paketin içinden çıkan belgeler incelenmek üzere müzeye yollanırken, dokümanlar üzerinde neler yazdığı ilerleyen zamanlarda belli olacak.
Zira Norveç'in 6 bin nüfuslu Sel kasabasının o dönemde görev yapan belediye başkanı Johan Nygaard'a teslim edilen ve üzerinde '100 yıl sonra açınız' ibaresi bulunan paket için süre doldu.
Radikal'in haberine göre gizemli paket bugün yerel saatle 18.00'de, uzun zamandır saklandığı Gudbrandsal Müzesi'nde açılacak. 100 yıldır kent konseyi tarafından özenle korunan, bugüne dek iki dünya savaşı ve sayısız felaket atlatan paketin açılışı ise ulusal kanalda, canlı yayında gerçekleştirilecek.
Paketin içinde şu an için ne olduğu bilinmiyor. Ancak yerel halk tahminlerini, kasabayı ilgilendiren tapular veya tarihi dokümanlar bulmak yönünde kullanırken, kent konseyi kasabanın yanında bulunduğu düşünülen petrol kuyularının haritasını bulmayı umut ediyor.
Pek çok kişinin korkusu ise gizemli paketin içinde '100 yıl sonra açınız' yazılı başka bir paket daha bulmak*.
ikisininde gözleri kapalı sanki ateşli bir öpücüğe benziyor. ramazan ramazan günahlarını da aldık belki ama bilemeyeceğim... insan kızını öperken ya da kız babasını öperken hele de dudaktan ise gözlerin kapanması nedir ya?
son duyumlarımıza göre tüp civciv* operasyonuna hazırlanan tavuktur. bu operasyon Başka bir tavuğun yumurtası uyurken altına koyulup; sen bunu uyurken yumurtladın diye hipnozla kandırılarak gerçekleştirilmektedir.