programa hazırlanmak skeç yapmak değildir. oraya getirmişsin serkan keskin gibi bir oyuncu, sorduğun soruya bak bir de: "rolünüze kendinizden bir şeyler katıyor musunuz?" e heralde katıcak kendinden bir şeyler. katmaması elinde mi ki... aynı rolü serkan keskin başka oynar, bir başkası başka oynar. demek ki neymiş, oyuncular rollerine kendilerinden bir şeyler katıyorlarmış. bir de "doğaçlama yapıyor musunuz?" sorusu var ki; akıllara ziyan. ben onların yerinde olsam hiç çıkmam böyle anlamsız televizyon programlarına.
dinamo kiev kalecisini hakem sanmamdan ötürü, "o hakem napıyo orda ya, topa mı vurdu o?" diye hayretlere garkolmama neden olmuştur. karambole gelince, burası beşiktaş...
her filmi için farklı bir arabası olan komedyen(miş). (bkz: öyle diyorlar) zeka küpü olduğu kadar, altın küpü de anlaşılan.
bu da böyle "zenginin malı züğürdün çenesini yorar" hesabı bir giri işte...
dişçi, diş satan kişiye denir. o yüzden kendilerine doktor diyemezler. bir de diş hekimleri vardır ki, zaten adı üzerinde...
(anlamayanlar için; hekim=doktor... kapiş!? zor değil dostum, başarabilirsin)