"go to match" a tıklayınca veya maça girmek için space'e basınca "emin misiniz ?" diye soran ekranda yanlıslıkla "bunu bir daha sorma" kutucuğunu tiklediğim ve yaptığımı geri almanın yolunu bulamadığım, defalarca yanlış kadroyla maça girdiğim, köşe bucak çare aradığım oyundur.*
edit : bu sorunu benden başka yaşayan da olur diye yazayım; preferences ekranından "reset disabled messages" kutucuğunu tikleyip confirm ederek halledilebiliyormuş.
ya ben antreman olayını beceremiyorum ya oynadığım ligden dolayı ya da bu oyunda çok ciddi bir sakatlık problemi var. standart ilk on birimle bir maça bile çıkamadım ve çoğu zaman kadromda en az 5-6 oyuncum sakat. ayrıca iyice ayrıntılı hale sokmadan private chat olayını keşke oyunun içine sokmasalarmış. son 5 maçtır 5 veya 6 gibi puanlarla oynayan bi adama gidiyorum "bir kaç haftadır kötü oynuyorsun, kendine gel" diyorum, adam "yok hacı ben iyi oynuyorum kafan mı iyi" diye atar yapıyor. "göz var nizam var hayvan herif bildiğin geziyosun sahada" diyince de kız gibi trip atıyor. ne kadar negatifi olsa da bırakılmıyor ya şu oyun..
okuldaki zengin olmayan nadir öğrencilerdenseniz şöyle diyaloglara girdiğiniz olabiliyor arada sırada :
- kanka param yok ya.. (burada param yok derken kastedilen şey cepte toplam 10 lira bulunmasıdır. yazar "acaba bugun kantinde yemeyip, eminönü'ne kadar yürüyüp orda tavuk döner yesem de, artan 5 lirayla çıkışta taksim'e gidip bi saat takılsam mı" hesabı yapmaktadır.)
+ bende de yok amk arabanın jantları yaptırcaktım hala yaptıramadım..
- allah başka dert vermesin kanka..
+ amin. ben yemek yemeye gidiyorum kantine geliyon mu ?
şimdi eksiye boğacak fanboyları ama, bu adamın yaptığını türkiyede hangi türk futbolcu yapsa yerden yere vurulur. hele ki arda turan falan yapsa "arda içip içip sikişiyor" diye televizyona çıkar erman hoca. adın guti olunca sadece "geçmiş olsun". valla hiç kusura bakmayın da geçmiş falan olmasın. öyle hayvani bir promil değeriyle arabanın direksiyonuna geçen bir adam iett aracına çarpmışsa, o otobüsteki yolculara geçmiş olsun, ucuz atlatmışlar.
birincisi rezalet bir sese sahip olduğu halde "pop yıldızı" olması ve sanatçı diye lanse edilmesi.
ikincisi "beğenmiyosan dinleme" diyeceklere geliyor, amk dinlememek mümkün değil ki ülkenin her barında, cafesinde, sokağında, televizyon kanalında bu kadının şarkıları çalıyor.
yaptığı en ufak hatada başlığını dolduran, videosunu paylaşan, "heuhuehe sabri heheyauhkö" diye gezen tipler 2 asist yapıp yıldızlaştığı kasımpaşa maçından sonra ağzını bile açmamıştır. adın çıkacağına canın çıksın amk.
sadece konuşan kızlar çok güzel olduğu için mi bilmiyorum ama inanılmaz seksi bir dildir litvanca.
alfabesini anlamak çok zor değildir zira türkçe'den çok farklı harfler barındırdığı söylenemez. fakat bu dilin gramer kuralları oldukça zordur. anlıyorum "ama konuşamıyorum" seviyesine çabuk vardığınız halde bir türlü cümleleri litvanlar gibi kuramaz, şekilden şekile girersiniz.
bizdeki gibi ismin hallerini kullanıyor olmaları da dili öğrenmek isteyen türkler için büyük kolaylık sağlar. erkek isimlerinin sonuna as getirmeleri de bundan dolayıdır. çünkü litvanca'da ismin halleri bizdeki gibi kelimelere ek getirerek değil, sonları değiştirerek yapılır. örneğin adınız samet olsun, litvanca dilinde t ile biten -özel veya değil- hiç bir isim olmadığı için isminizi cümlede kullanırken sıkıntı yaşanır. bundan dolayı da ismin sonuna bir -as eki eklenerek sorun ortadan kalkmış olur. böylece isminiz sametas olur. samet'e gidiyorum derken "sameta*",samet'ten geliyorum derken "sameto" gibi, "as" sonuna göre değiştirilir.
haklı olarak, el kadar ergenlerin gece kendisini düşleyip ellerinde selpak mendille çeşitli aktivitelere girişmesi zerre kadar umrunda olmayan öğretmendir.
elano blumer'i komik bir rakama elden çıkarıp bir de üstüne "şu kadar para yükünden kurtulduk" diye daha da komik bir açıklama yapmıştır. lan gören de sanar ki spor kulübü değil mobilyacı işletiyor adam, mal satmış bir de masraftan kurtulmuş gibi açıklama yapıyor.
adını sol frame'de görünce bir an gitti diye korktum. harbiden de gitmiş. ben bundan sonra çaykur rizesporluyum arkadaş, bu takımı bu yönetimle tutmuyorum.
kimse nasıl dile getirmemiş bilmiyorum ama dünkü el clasico'da kariyerinin en harika performanslarından birisini sergilemiş, yardırmış geçmiştir. dünyanın en iyi orta sahalarından birisi.
dünyanın hassas bir dönemde olduğu gerçeğinden dolayı yaptığı şeyin zamanlaması yanlıştır.
örneğin senin karın başka bi adamla çatır çatır sevişiyor. elbette bunu bilen birisi varsa sana gelip söylemesini istersin. bunu sen televizyon başında çay içerken, kafan rahatken öğrenmek mi istersin yoksa tam işten kovulup bir de üstüne babanın öldüğü haberini aldığın anda birisi sana söylesin mi istersin ? daha da önemlisi ikisine aynı tepkiyi mi verirsin ?
bakalım dünya buna nasıl tepki verecek. v for vendettacılık oynarken kafamızda nükleer silahlar patlamasa iyidir.