daha başımıza ne gelebilir ki demeyin? damacananın sikildiği ülkede seçim sandığının kıskanılması da olağandır heralde. ne güzel şeylere yer var ya bu ülkede. fabl sanatı muazzam. bazen harcandığımızı düşünüyorum.
dün chp den seçim sandığı görevlisiydim. akp'nin oy oranının fazla cıkması muhtemel ufak ve sevimsiz bir beldedeydim... aldığım talimat doğrultusu seçim sonrası gece 4 gibi sandık başından ayrılabildim ancak. eve geldim tık tık tık kapıyı vurdum bütün suratsızlık ve soğukluğuyla karşımda duruyordu yarenim... zır zır etti durdu. zaten kaybettik daha neyi bekliyorsun bu saate kadar dedi. kızım dedim bak görev bu, namustur lan oy dedim. sinirlendim, zaten seçimi kaybetmiş olmanın siniri ve üzüntüsüyle daha da gerildim ve bitane patlattım yanağına.
şimdi tek başına kahvaltı yapıyor. cayı bile sallama yapmış çiçeğim. gidip gönlünü alayım bari.
gerçekten insanı yoran bir gerçek.
bazı dönemlerde devlete fedailer lazım olur bilirsiniz... bu adamları kullanıp sonra faili meçhule yollarlar. sonra yaşayanları da hapse falan tıkarlar. sonra onlar kameraların önünden geçerken "bu devlet bana x'i öldürttü." diye bağırır falan.
burası da öyle işte.
yöneticiler size bütün pis işlerini yaptırır, risk taşıtır, gizliden över okşar o minnak egonuzu. sonra işleri bitince kıçınıza basar tekmeyi. sözlük kurallarını ihlal ettin diye.
sonra sizde kevgire dönmüş kıçınızla kalırsınız ulu orta.
pistir bu işler. birinin hayallerini süslersiniz yanlışlıkla. yüz vermek istemezsiniz sonra peşinizi bırakmaz iftiralar.
veya severler sizi bazen. ama yazdıkça.
mesela silinseniz üzülürler önce. 2 gün överler, sonra artık sarmıyor deyip bide arkanızdan söverler.
zordur bu camiada tutunmak. 50.000 entryli adamın bir günde harcandığını iki günde unutulduğunu gördü bu gözler...
türk kızını çağdaş izmir kızı medeniyetine yükseltecek yegane söz.
zan altında kalmaktan ve ezik görünmekten korkan bir türk kızı tepkisi aynı zamanda. al zallcım dabıl tanım!
her zaman instagramdan düşürdüğüm kızları bu cevabı verdirecek yönde sohbete maruz bırakmayı severim. eninde sonunda yarı kararlı bir halde " yoo benim ailem öyle açık görüşlü insanlardır hani bana karışmazlar." şeklinde dökülürler. belki de yarı kararlı olmalarının nedeni acaba yarrak götüme ne kadar yaklaşır bunu dersem gibi düşüncelerdendir.
ama gerçekten cesur bir iş. bu sözü söylettikten sonra rıhtımda kayalıklarda falan emiklemek oldukça kolay oluyor. bak gün batıyor ece, ne güzel demiş nazım hikmet "güneş batıdan batar" di mi? ihihih aynen deyip yaslıyor başını omzumuza. sonrası maharet ve şebeklik becerinize kalmış.
bu ses ki dünyada en mutluluk verici şeyin hala cinsellik olduğunu hatırlatan, bunu yüzümüze tokat gibi vuran ses.... şu sesin verdiği huzuru veremeyen kadınlar var. utansınlar onlar da!
kafanın yerle 120 derece açı oluşturduğu sırada aşağıdan gelen "pat ... patpatpat ve yine kaba bir pat" sesi ile yükselip düşüş yaşamak bile bağımlılık sebebi.
bir de tuvaletin polimer kapak kısmı var. buraya düşen spermler daha yüksek frekansta sesler çıkarıyor genelde. paaattt! paaaaatttt!
bir buna çok gülerim bir de orospuluğun ve solculuğun cezasız kalacağını düşünenlere...
bu dallamalar her fırsatta türkiye'den gitmeyi dillendirip ve gittikten sonra batan gemiden kurtulmuş olacaklarını sanıyorlar ya şu lafı işiteceğime beni sikseler daha fazla hoşuma gider. yahu ne bu ikiyüzlülük? ne bu puştluk?
nereye gidiyorsun yoldaş daha devrim yapacaktık.
ee noldu nazım hikmet dolu vatan millet sevdana ? noldu ellerindeki nasır için canını vereceğin madenci ahmet'e? noldu yoldaşlığınıza?
sizin anladığınız tek dil bomonti içip göt siktirmek. kızlarınız da bordo, yeşil çıtçıtlı küt saçlarıyla amlarını dövdürsün. ulan bak sinirlendim yine sikim kalktı. gidip 31 çekeyim.
Az önce metroda yanlarında otururken şahit olduğum genc kızların sohbeti içinde geçen bir söz. Bir digeri galiba kanka yaaa dedi. ihihi daha az çalışcaz o zaman artık dediler. Siyah rujlu kızarlardı hepsi.
Taksim durağında indiler.
Mesai bitiminin iple çekilmesi için en haklı gerekçe. Işten çıkıp eve dönünce bir çift içi gülen göz ve olanca diriliğiyle hapsolduğu atletin içinden selam çakan tombul ve serin memenin sizi karşılaması kadar hoş bişe olabilir mi?
Yemekten sonra tam mayışırken gözünüzün dibinde sizi kışkırtan bir çift oyuncağa hayır demezsiniz sanırım.
Üzerindeki ter sogumuş ve hála enfes parlak duruyor düşünsenize.
Dur gidip de bir 31 çekiyim.
gülüşünde, ben neler gördüm geçirdim imaları vardır. sözlerinde ise sürekli penisi yarı erekte halde tutmayı başaran ufak şımarık mesajlar... ama kime karşı rollendiğini de bilmek lazım hanım kız...
söze girince, amcığının ortamda saygınlık kazanması için yeterli olacağını düşünerek konuştuğu için gayet özgüvenli konuşur. nasıl olsa belki sikerim umuduyla bu hanım kızımızı destekleyecek çok civan delikanlı vardır diye düşünür. haklıdır da. ben her zaman derim, am öyle bir muskadır ki kadını erkeğin onlarca adım önüne taşır. albert camus'un da böyle bir sözü vardı ama konumuz o değil şuan.
konuşurken herkesi süzmez bu karılar. belirlediği 1-2 kişiye anlatır gibi yapar ve ortamda geri kalanlara çok nadir bakar. bu da kişinin ilgisini ve "bu ırzını siktigim diyorsa doğrudur" düşüncesini artırmaya yarar. ve sonuçta muhabetin sonunda 2x2' nin 5 edeceğine inanan bir düzine erkek oluşur ortamda.
çünkü prenses öyle buyurmuştur.
am gerçekten çok tehlikeli bir dünya. hala keşfe açık...
--spoiler--
burda, bu entrymi girerken, benim bu sözlükte yaşadığım çok zor günlerde bir merhabasını istediğim, fakat o merhabayı benden esirgeyen, yazımsal anlamda aynı kaderi paylaştığım bütün arkadaşlarıma ve dostlarıma ince bir sitemdir. umarım bunu anlarlar...
--spoiler--
evet, siz oturduğu yerden göbeğini kaşıyarak entry giren ve entrylerinin yarısı bakınız örneginden oluşan, espri kalitesi şişe git duvara işe düzeyinde olan, atletle oturup koltukaltı koklayan zevksiz ve tipsiz sözlük mahoları! haset insanlar... hayın insanlar hayın insanlar. hani konusuyorsunuz ya acımasızca hiçbirinizin yorumu benim için bir sözlük dilberinin "yazdıların çokoş ihihi" mesajı kadar değerli değildir.
ali koç'un aziz'e doğru dönüp "topunuz gelin ya neyiniz varsa alın da gelin" dediği psikolojiye büründüm şuan.
çilek kokulu vücutlar tarafından onaylanıyorsam, ve bir kez dahi olsa favori alıyorsam, o güzel tarhana kokulu memelerin onayını alıyorsam bundan daha ulu ne olabilir ki benim için.
bide bu hiçbir yarraktan memnun olmayan boş adam takımı var. sizin bana nasıl bir katkınız var ki benden ne bekliyorsunuz.
bakın yıl olmuş 2018. evet yıl 2018... sizin benden duymayı hakettiginiz bilgi en fazla budur. yılın 2018 olduğunu bilin yeter.
neyse yıl 2018 hala 2 satır entry giremeyip, beğenmedikleri yazılara troll deyip geçiyorlar. ya ben senin sayfana girince ıq seviyem düşüyor ona ne demeli?
neyse mahalle karısı gibi kavga etmicem sizle, şayet o sizin işiniz.
derin düşünür esra erol'un bir sözü vardı; "seviyesizlerle tartışma sakın. onlar seni kendi düzeyine çekip orada rahatlıkla alt ederler..." bu misal!
evet hiçbiriniz bir sözlük güzeli etmezsiniz bende. sevmiyorum birinizi bile. kötü kötü yorumlar yapıyorsunuz.
Sanırım en çok biz türk erkeklerinin başına gelen elim hadise. Hani bir SÖZ vardı cinsel açlığın afrikasıdır türkiye diye. Sanırım songül karlı ya ait. Tam olarak öyle bizdeki durum.
2 dk amcık emmek için, bikaç saniye am üstünde ekşına giricez diye bazen günlerce bazen ise haftalarca katlanıyoruz bu salakların yaptığı mantıksız şeylere.
Ya ben çok çılgınım falan diyo kendine. Yaptıgı en büyük çılgınlık da pantolon altına plaj terliği giyerek bakkala gitmek. Bak kendini bunu yapan sana neler yapmaz havası veriyor orospu. Biz de emsalsiz bir cesaret örneğine tanık olmuş gibi oooo diyoruz. Sahte gülücükler saçıp deli bu kız Diyoruz. Egosuna oynuyoruz. Karıncalanma payı yaratıyoruz rakiplerinin yanında onu yücelterek. Neden tüm bunlar? Bir am için.
Amı kücümsemiyorum. asla!
Fakat yoruyor bazen bu oyunlar....
Türk kızlarının çoğunun kendisini güzel sanmasının nedeni tam olarak budur...
Midem kaldırır da ben bunu sikebilirim diye kime baktıysanız o kız kendini güzel sanmadı mı dostlar? Peki ya siz kaçına güzel diye baktınız? Pek azına...
Bu, resmi olmasa da evrensel düzeyde bir ölçüttür. Hani yazılı olmayan kurallar vardır mesela ama herkes bilir ama resmen öyle değildir. Örneklendirirsek, Benim bu sözlüğün alfa erkeği olmam gibi.
Bu güzellik derecesi aslında pek çok işe de kapı aralar. Dar bir pantolon, tayt ya da mini etek sizi daha çekici kılarak güzel statüsüne yaklaştırabilir.
Ama biraz yürekli konuşmam gerekirse hepi topu bu kadarsınız kızlar... Sikilebilecek düzeyde güzelsiniz. Katlanılabilir seviye yani. En altın bir tık üstü. Kötünün iyisi.
Tıpkı uzun herif gibi...
Şüphesiz ki bir gerçektir. Sanırım çekilen sancıların, fırlatılan bebeklerin ve yapılan ağdaların vücutta yarrattığı acı etkisinin bize nasıl faturalanacağını düşünen kadınların bir numaralı silahıdır bu kur. Bazen dolar kurundan fazla harekete sahiptir.
Yıllarca besleyip büyüttükleri o sevimli ve gizemli organın alıcısına biraz zahmeti de olsun ama di mi? ama anlamazsınız beni. Bu kulaklara göre ağız değilim ben....
bu yürümekten aciz tek kaşlı yıkık tipli orospunun günümüz yarrak arsızı kızlar ve feministleri tarafından sınırsız sikişe giden yolda verilen mücadelede aydınlatıcı meşale olarak görülmesinden hep kıl kapmıştım zaten. son zamanlarda yine revaçta...
bir zamanlar "osurdum" yazıp altına -nejat işler yazarlardı. her sözü ithaf ederlerdi...
şimdi de bu moda. kadınlar insandır erkekler insanoğlu yazıp altına bunun adını çakmışlar. yok neşet kahlo amk.
zaten sevenlerine bakarak nasıl bir karaterde oldugunu anlarsınız bunun. noldu diegoyla evliyken ölüyordu aşkından? yedi boynuzu götü tutuştu ama yine de vazgeçmedi.
sonra buldu kendine bakan birini tam 10 yıl aldattı. 10 yıl. dile kolay di mi?
acıların kadınıymış, tuvale attırarak resim çiziyormuş. hee ceketini yağmurlara falan da asıyordur bu şimdi. geçin bu ajitasyonları.
gelmiş geçmiş en büyük 2. orospudur. lilith'ten sonra.
Her tuttuğu eli sahiplenen erkeklerden gına gelen bir söZlük kızı serzenişi. Geçen aksam yine modern am teorileri üzerine oxfordda yazılmış bir bitirme teZini okurken mesaj kutum yandı.
" bak seni de uyarıyorum sapık orospu çocuğu! Sizene lan bizim amımızdan sizene? Istediğimize siktiririz. Her tuttuğunuz eli namusunuz olarak benimsemeyin artık çomarlar. Bir amcık sadece ve sadece sahibine sadıktır. Bunu unutma anladın mı? "
Ne denilebilir ki? Biz amcıkların seçme ve seçilme hakkından tut, geceleri dışarı çıkma serbestisine kadar savunucularıyız. Yanlış kişiye atılmıştı bu mesaj... Ama artık ben de ceketimi yağmurlara asmıyorum o geceden beri. Yok artık onların siktirme hakları için canını fena edebilecek biri!...
Bir am ancak böyle dersdest edebilirdi belki de insanı...
Instagramda öylesine gezinirken aykırı snaplerine denk gelinen öyle lazım olursa sikerim mantığıyla eklenen kızın verdiği cevaptır. Bakiyim şunu bir yokluyum yolu var mı hála diye geçirirsin içinden. Laf olsun diye naber napıyosun dersin... O kavurucu cevap gelir ansızın; yanıyorum der, yanıyorum...
gün gelir birden her şey terse döner, herkes yanından gidiverir, şehvet dolu gecelerde götünde itin olan erkekler bile sırtını döner gider.. ve geniş bir amcıkla 120 metrekare evinde kala kalırsın öylece. susarsın sadece..
akıllı bir insan. yaşadığı 5 dakikalık zevkin ileride ne tür sonuçlara neden olabileceğini düşünüyor.. bir gece banyodan çıktıktan sonra ayna karşısına geçtiği zaman sarkıt gibi olmuş bir amcıkla karşılaşmak istemiyor.. tipik bir orta yolcu.. her şeyi tadından bırakmaktan hoşlanan bir kız.. olması gerektiği gibi davranıyor.. hassas amcığına yüklenmiyor fazla. biliyor ki o güzellik gelip geçici, gün gelecek elinde kalan tek şey, koca bir amcık olacak!
sizi bilmem ama ben bu sahneyle çok karşılaştım.. şeytanın kahkahalarını işittik sonra sigara içmek üzere bir kenara çekildiğim zaman yatakta amını gözetleyen bir kamu denetçisiyle karşı karşıya kaldım..
bilim adamlarının ender görülen böceklere baktığı gibi merakla bakıyor amına.. acaba diyor hep.. acaba.. esenler otogarı olmasından korkuyor, haklı! iyi güzel seviştik tamam ama bu da demirden değil diye endişeleniyor..
acaba? acaba...
ne kadar genişlemiştir? bu hızla 4 ay daha devam edersem selçuklular gelip kervansaray yapabilir mi? belki çaka bey gelip ilk tersaneyi açar? tanrım.. her şey çok belirsiz..
bekaretin beyinde olduğunu iddia eden kızların çoğunluğunun solcu olması ve bunları destekleyen erkeklerin de çoğunluğunun sönük pipili olması gibi gözlemleri kapsayan tespitlerdir. bazı tespitler sadece sorunu açığa çıkarır çözüm size kalmış ağalar...
sanırım en az kelimeyle en çok imge yarattıracak 3 kelimedir bunlar. bütün pipili varlıklar şuan içten içe hınzırca gülümsedi. çünkü hayatlarının değil, günlerinin uyanık oldukları kısmının tamamı bu umutla hareket ederek geçiyor.
umut insanı yavaş yavaş öldürür demiş niçe. akıl hocamdır kendisi ama ilk defa haddimi aşarak katılamıyorum bu söze. bu öyle bir umut ki.. nasıl ki ilkbahar hayat veriyor kurda kuşa, çalıya çırpıya bitkiye böceğe... işte belki sikerim umudu da topuktan saç uçlarına kadar inanç ve enerjiyle dolduruyor insanı. iksir gibi yeniliyor yorgunluktan zayıf düşmüş bünyeleri. bu umut işte yaşamı çekici ve gizemli kılmaya devam eden. göğüs dekoltesinin devamını beklerken ki o ürkek ve sevimli heyecan var ya ona benziyor bu umudu beslemek de...
boşuna dememişler.... dünya erkeğin amcığı elde etme çabası ve elde edemeyişi sonucunda ortaya çıkan tantanalar sebebiyle dönüyor diye....
acaba diye düşündürür insana... acaba? yıllardır ortamlarda amparator diye anılan, sözlük kızlarının nickini duyduğunda dahi amlarının karıncalanma sebebi olan ben! ben yoksa sikişmeyi bir kızı kanırtmayı, hatta yarrağa tövbe ettirmeyi beceremiyor muyum?
yada hatunda gariplik var içindeki küçük fahişeye engel olamıyor, aşkım havaya at beni sikinle yakala ve biraz öyle siksene beni gibi mülteci istekleri var. yat yattığın yerde deyip kırmak olmuyor. yetişemiyorum bazen ama, zaman bizi de yıprattı.
neydi ölüm? canlıların zamanın yıpratıcı etkisine karşı koyamayarak hücrelerinin iflas etmesi.
yoksa yavaş yavaş mı ölüyoruz? bilemiyorum kafam karışık bugün.
kara toprak da olsa yüzüstü gömün beni. bunu kabul edemem...
yine sıcak bir haziran akşamı her zamanki gibi çilek yiyip sezen aksu dinlerken sözlükte duyarlı entryleri okuduğum duygusal bir anıma denk gelen bir süreç. mesaj kumun yanmasıyla birlikte "acaba yine hangi denyo ne yüzden hakaret edecek bana" bıkkınlığıyla imleci sürerken nereden bilebilirdim böylesi ilginç bir teklifle karşı karşıya kalacağımı?
bize hep okullarda mutsuz bir kadının ancak yarrakla mutlu edileceği öğretilirdi, o zaman anarko düşünürdük eleştirirdik.. şimdi öyle mi? bizzate hayatın içinden kesitler bu yaşadıklarımız..
yazdığın erkeklik kokan entyrlerinle amparator imajı yaratıyorsun, sanki onlarca berkecan biraraya gelse senin gibi sikemezmiş gibi hissettiriyorsun diye girmişti söze. daha sonra erkeklerin şerefsizliğinden ve eski aşklarından bahsetti. onu hayata ve cinselliğe küstüren eski başarısız ve yetersiz erkek arkadaşından bahsetti... yaşıtları yediği yarraklar sayesinde hayat dolu ve neşeli neşeli gezerken kendisi varoluş sancıları çekmeye başlamış ve depresyonun eşiğine gelmiş dediğine göre.
işte insan yazarken bu kadar hassas hayatlara da dokunduğunu görünce duygulanmıyor değil.
onu sakinleştirdim önce. her genç kızın tecrübesizliklerden geçeceğini ve önemli olanın o amın hakkını verebilecek birini eninde sonunda bulmak olduğunu falan söyledim. amın henüz kıymetini kavrayamayan insanlardan uzak durması gerektiğini de tembihledim. son 2 haftadır olumlu bakıyor hayata. sikilmenin hazzını yaşıyor adeta her an.
mutluluğuun formülü çok açık aslında.
bazen sadece yazmazsınız, derman olursunuz yalnızlıklara ve mutsuzluklara.
bazı geceler meraktan uyutmama sebebidir. evet gerçekten hanginiz itiraf edecek acaba rüyalarını süsleyen görkemli ve haşmetli o kocaaa yarrağı? hanginiz gezide tomaya karşı göğsünü siper eden o naif kadının cesaretini sergileyecek?
peki var mıdır hala bakire kalmayı beceren?
geçen gün konuşuyordum bir tanesiyle özelden. bu tür cinsel entrylerin çokluğundan falan dem vuruyordu, seviye falan bişeyler söyledi. kendi uydurduğum sikişli sokuşlu sözleri freud'un bunlar bak o böyle düşünmüş kadınlar hakkında dedim, inandı hakverdi. solcuydu cünkü.
ama neyseki türk kızı sözlük kızına evrildi de verebiliteleri arttı bunların. şöyle zorlayın bir hafızayı. çevrenizde bakire sözlük kızı var mı? tanıyor musunuz ya da hatırlıyor musunuz? varsa bile 2-3 güne sikerler onu da.
"yerli otomobil. ne otomobili? çok eskide kaldı bunlar. sayın erdoğan 20 yıl geriden takip ediyor dünyayı. bu projeyi zaman kaybı olarak görüyorum, devam ettirmem." sözlerini içeren yorumlardır.
ayrıca kanal projesini de "kime ne yararı olacak" diyerekten durduracağını söylemiştir.
yani muharrem bey zaman kaybı olarak gördüğü yerli otomobili yapmak yerine heralde milli büyük hadron çarpıştırıcı kurmayı, higgs bozonu keşfini falan hedefliyor. ya da likörlerin su gibi aktığı ortamlarda rölativite sohbetleri veya heisenberg'in belirsizlik ilkeleri tartışılacak. kime neyi vaadettiğinin de farkında olmak lazım sir muharrem ince.
öyle bir bahsediyor ki sanırsın seçildiği günün ertesi gününde tüm ülkeyi alelacele uzay mekiğine koyup uzaya yollayacak.
entel ortamlarda stalinci ceylanları tavlamak için başlatılan sohbetlerde mükemmel bir olumlama cümlesi. dün ortamda sağlam alkış aldı bu söz ve dans ettik birden.
20 liralık köpek öldüren şarapla başlayan bu devrimci sohbetlerin kölesiyim. gezide de öyle olmadı mı zaten? az mı bez çadırda meme yaladık bu sözlerle... yine bize görünür biberli yeşil zeytin gibi am kokuları..
direngezi!
