benim de canım yemek istemiyor iki gündür. hayatta sevmediğim şu an aklıma gelen dört şeyden dördü:
hiç iştahımın olmaması
çok iştahımın olması
zamanın geçmemesi
zamanın geçmesi.
"her şeyin tam anlamıyla farkında olmak bir hastalıktır, hem de tümüyle gerçek bir hastalık. sıradan bir bilinç insanın yaşamı için fazlasıyla yeterlidir."
gayet de başörtüsü olarak geçer. örtünün diyor örtünmenin şeklini nur 31 deki "humur" kelimesinden çıkarıyoruz.
arapça kelime türetme vezinle yapılır. "humur" "hamr" kökünden gelir "hamr" şaraptır. kelime anlamı köken olarak soyuttur "başı örten şey" dir yani aklı örter bulandırır.
nur 31 deki humur "hamr"ın çoğuludur başörtüsü anlamına gelir. "humur"larını omuzlarının üstüne salsınlar der. kullanılan kelimenin kökeni başla ilgili olduğu için bunun başörtüsü ayeti olduğu açıktır.
bununla birlikte kuranın fırkalara ayrılanları, peygamber adına allah adına kendi fikirlerini söyleyip iftira edenleri çok kez uyardığı da ayetlerle açıktır. kuran ı kerim mealini açıp en arkadaki konulara ve gösterdiği ayetlere bakmak lazım çok kolay çok gerekli.
çoğu insan okumamak için kitap alıyor zaten. dekorasyon malzemesi olmuş kitaplar. dandik yayınevlerinden okunmayacak puntolarla yazılmış google çeviri kitap setleri alıyor insanlar. hatta içi boş cilt satılıyor küçük burjuva kitaplığını doldursun diye.
şiirlerde de tüfenktir.
duvarına tüfek asılmış bir evde hiç bulunmadım bireysel silahlanmaya da karşıyım ama düşününce nedense rahatlatıcı geliyor bana bu görüntü... keşke tahta bir tüfeği duvarıma assam baksam.