türkçe müziğin zirvesi, gelmiş ve geçmemiş en büyük ses sanatçısı, notaların kraliçesi, yaylı çalgıların perisi, vurmalı çalgıların kelebeği, dünyadaki bütün mikrofonların ve sahnelerin tek ve gerçek sahibi; bir ilkbahar rüzgarının uzun yeşil kavak ağaçlarının arasından salınarak papatyaları okşarken çıkardığı kadife sesin kaynağı; dağların tepelerine yağan ilk kar kadar beyaz, ilk kar kadar yumuşak ve serin tenin öznesi eda babanın konserine sadece beş gün kalması durumudur. zaman göreceli bir mefhum. biliyorum bu beş gün bir çoğumuz için asla sadece beş gün olmayacak, heyecan ve tutku geceleri gözümüzle uykunun arasına girecek ve uykusuz geceler o beş günü on, yirmi, belki otuz yapacak ama, ama kıymetli eda baba severler haftasonu gelecek. gelecek biliyor ve inanıyorum. bir düşünün. düşünün bir hangi gün gelmedi ki? dünyanın bütün gizeminin çözüleceğine inandığımız ilkokul, ilk defter, ilk kitap ve ilk sırt çantasıyla ilk zil... geldi geçti bakın bayram sabahları, tatiller, yılbaşılar, doğum günleri...
o da gelip geçecek biliyorsunuz. aylarca beklediğimiz konser iki saatte bitecek. ama üzülmeyin. beklemekten zevk almaya bakın. bu kutsal bekleyişe gereken ihtimamı gösterin. biletlerinizi öpüp okşayın ve yastığınızın altına koyun. bir ihtimal uyuyabilirseniz rüyalarınızda konseri görürsünüz kim bilir. bekleyin ve ümit etmekten vazgeçmeyin.
tarafımca ortaya atılmış bir iddia. hemen ispata geçelim.
ingilizler istanbul'u kuşatmamış mı? kuş atmış. atatürk bir savaş ve strateji dehası olarak naapmış? geldikleri gibi giderler demiş. ve onlar da gitmişler. bakınız bu doğal liderliktir. anlamsız aksiyonlara girmeden, okkalı bir aforizle ortalığı sakinleştirmek ve mücadeleyi kazanmak. isteseydi sırf tarih kitaplarında cümbüşlü anlatılarla anılmak için haliç'e zincir çektirip gemilerle kule yaparak üstünden aşar, lazerle gökyüzüne 'defolun lan buradan' falan yazdırabilirdi. ancak onun böyle şeylere ihtiyacı yoktu. başkalarının koyun gütmüşlüğü kadar onun çoban tokatlamışlığı vardı. ama tabi bunu anlamayacak insanların sonradan arkasından ileri geri konuşmaması için antrenman kabilinde, prova cihetinde anahaftalar'da, conkbayırın'da, arıburnu'nunda ( ki çok küçük olur arı burnu ) düşmana el ense çekmişliği, şaplak atmışlığı, korkunç şakalar yapmışlığı da vakidir.
Çünkü yaşlılık atlara göre bi şey değildir. Ayakta uyuyabilmelerini sağlayan diz kıkırdakları gevşer ve uyurken yere kapaklanırlar. Bu da onları çok incitir. imkanları olsa zaten kendileri indihar ederler.
Bunların yuvalarında acaba havlu oluyor mu? Hani yüze yüze gidip Yuvaya giriyor, bornozunu giyinip kahvesini yudumluyor mu? Şejlongları var mı mesela? Sürekli yüz yüz nereye kadar?
ya Bu seks ne acayip bi şey arkadaş. Daha ne oltalar icat edecek acaba? Tircih yipicik irkidişliri yirdimci ilibilirim. Amk keranecisi. Mesaj atıyorum erkek olduğumu anlayınca ya bilmiyorum ki, ama işte şöyle ki böyle ki diye savuşturuyor. Dininiz imanınız seks be allahlessler.
Böyle de bir seks çeşidi varmış. Yeni fark ettim. Ayrılınan sevgilinin evinde tişört unutulmuş gibi gidilir, yatak odasında tişört aranırken olaylar gelişir. Ooo ye beybi.
onlar zaten kendilerini kandırıyorlar. başkasına gerek yok. sırat köprüsünden geçerken bile allah yok uydurma bunlar hep, hanisinasyon görüyoruz diyecekler.
Az önce yerde tuhaf bi nesne buldum. Bu nedir diye aldım inceliyorum. Baktım dekoltesi kendinen büyük bi kız koşarak geliyor. Dokunma namusuma dedi çekti aldı elimden. Manav Orhan’la göz göze geldik. O dışarda gezen kızın namusuydu dedi.
yaşlı büyük memelilerin genç büyük memelilere yaklaşık bir sene beraberlerinde gezdirerek verecekleri dersler neticesinde alınacak ehliyettir. bazı büyük memeliler olaylarının farkında değilken özelliklerini heba ediyorlar.