dünyanın en aptalca kısır döngüsü. birisini sevmeme birisine borçlu olunamaz.
atatürk bu rejimi kurmasaydı atatürk'ü sevmemek ufacık bile bir sorun olmayacaktı, rejimi kurduğu için sevmemek sorun oluyor. yani yanlış düşünüyorsunuz.
galiba bilinçaltında annesini orospu olarak gören ama bunu ifade ederse linç edileceğini bildiği için çarpıta çarpıta saptıra saptıra bir şeyler karalayan bir yazarın serzenişi.
aksi halde kimse "annenin biraz şey olması" yazamaz, bunun başlığını hiç açamaz.
kemalistlerin çoğu darwinci'dir de, darwin'in çapı kemalizmi fersah fersah aşacağından darwin'in kemalist olması imkansızdır. kemalizmi bilimsel yönden geliştirebilirdi tabii.
doğrusu , hem avrupalıların hem türkiyelilerin ahlaksız olmasıdır. boşuna birini ahlaksız ilan etmek için kavga etmeyin . bu çağda ahlaksız denmeyecek millet kalmadı.
o çok beğendiğiniz avrupa ülkelerinin bazılarında hayvanlara tecavüz etmek yasal olarak serbest. insana tecavüz türkiye kadar olmasa da , hayvana tecavüz çok daha fazla avrupa'da.
başka bir latince veya ingilizce nickle gelip türkçülük oynamaya devam edecek olan kolpa yazar . bunun gibiler yabancı nick alarak bilinçaltlarındaki yabancı hayranlıklarını ortaya koysalar da türkçü geçinirler .
dikkat çekmemek için sözlükten köşe bucak saklanan , boş beleş memleketçilik ve hemşehricilik yapan yazar . bunun gibi düz viteslere göre her farklı düşüncenin sebebi dikkat çekme isteğidir .
edit : ilk kendi saldırmasına rağmen kendisine saldırıldığını iddia eden bir yalancı aynı zamanda . bomboş hemşehricilik, memleketçilik yaptığına göre cahil olduğunu söylemek gereksiz.
bunun kişiliğinde pek çok arkadaşım olduğu için bunun kişiliğini bir saatte çok rahat çözdüm . konuşmalarından , ses tonundan , tavırlarından , bakışlarından anlaşıldığı kadarıyla gayet zeki bir sosyopat . bu yarışmada acun'un yazdığı aptalca senaryoyu oynuyor . zaten sosyopatların çoğu '' amaca giden her yol mübahtır '' anlayışıyla her kılığa girip işleri başarılıca bitirdikten sonra bir başka yola girerler . tam bir sıcak iklim çocuğu . agresiflikte eklenince sosyopatlık artmış . sürekli maceradan maceraya koşan , yeri geldiğinde psikopatlıktan kaçınmayan ve bundan haz duyan , insanların üstünde oyun oynamayı seven , insanları gayet rahat yönetebilen bir sosyopat . dediğim gibi bakışlarından ve ses tonundan kişiliği hakkında her şeye ulaşılıyor zaten .
son 3 aydır tecavüz - vahşet olaylarında türkiye birincisi olan iğrenç şehir . 25 yıldır yaşayan birisi olarak insana deli cesaretinden başka hiçbir şey kazandırmadığını fakat pek çok şey kaybettirdiğini söyleyebilirim .
fb'nin evindeki ilk 2 maçta olay yokken abdi ipekçi'de oynanan tüm maçlarda olay çıkaran, maç sonrası fb'nin otobüsünü taşlayan, skorborda "koyduk mu" yazan, kadınlar maçında mahmut uslu'ya yumruk atan,voleybol maçlarını bile küfürler ve sahaya atılan yabancı maddeler yüzünden yarıda kesen , kendileri buna karsılık locada misafir edilen mağaralıların aldığı karar.
basketbol şubesini zaten kapatacak olan camianın geri zekalı taraftarının gözünü boyamak için verdiği aşağılıkça ve sahtekarca karardır . gs yok olursa basketbol ligimiz büyük bir pislikten kurtulr . aziz yıldırım yıllardır vardı ama bu ünal aysal geldikten sonra gs - fb arasındaki gerginlik zirveye çıktı . botoks kraliçesi gelmiş geçmiş en çirkef insanlardan birisi .
önüne geleni vatan haini belleyen halk düşmanı yavşakların beğenmediği cumhurbaşkanı adayı . allahın sığırları 1930ların kemalizminde çakılı kalmışlar . yıllar ilerledikçe çakılı kaldıkları demir sap bunlara arkadan daha fazla girdiği için ayı gibi daha fazla homurdanıyorlar . ülkenin 10 - 15 yıllık politikasını binlerce yıl etkisini sürdürecek din sandı galiba bu gerzekler .
ilk kez chp'nin desteklediği birisini destekliyorum . ne olursa olsun tayyip'ten iyidir . idealist görünmek için artist artist entryler girip havalarda uçanlar gerçekleri görüp çenesini kessin .
bu kanunla birlikte '' irticai '' yayınlardan çok sol yayınlar susturulmuştur . çünkü ülkede irticai yayın yapan basın organı sayısı sol yayın yapan basın organı sayısından çok daha azdı .
kur'anı türkçeye çevirmesi istendiğinde verdiği cevap : "Oğlum, sen bu işi basit mi sanıyorsun? Tercümesi istenen eser roman değil, beşeriyetin (insanlığın) içtimaî(sosyal) mihverini değiştiren Kur'an'dır. Herhangibir ifade ve ibarenin bile her tabirinde, hatta her kelime ve harfinde -dilbilgisi bakımından- tasrih ve teşmil, ta'rif ve tenkir gibi incelikler vardır. Meselâ Kelâmullah'a gelince, ondaki eslâftan hikâyeleri ve ahlâka ibret tavsiyeleri, emir ve nehiyleri, temsil ve tenzihleri, tebşir ve tenzirleri, vaad ve vaidleri, tergib ve terhibleri başka bir dil ile söylemek mümkün mü?"
"Dahası var: Tefsîrsiz ve izahsız tercümeyi eline geçirenlerden bazı mızrak kafalı cüretkârlar türeyecek; "Kur'an'ın mânâsını -Arapça bilmediğimiz için- anlayamıyorduk amma işte tercümesi meydanda. Bizim de akıl ve idrakimiz, bizim de yeter derece kiyaset ve siyasete vukûfiyetimiz var" diyerek pis pabuçlarıyla mindere, minbere çıkacaklar ve oradan vaaz edecekler, hutbeler (nutuklar) iradına yeltenecekler, islâm'daki hakikî mânâ ve maksadı kavramadan irşad yerine ifsada kalkışacaklar. Öyle küstahların önüne ne ile ve nasıl geçilir?"