kabe'ye ebu süfyan, ebu lehep, ebu şeybe gibi has putperestler hergün gidiyorlardı ama anıtkabire yalnızca atatürk'e vefa borcu olanlar ve önderliğine hayranlık duyanlar gidiyor.
arapça'da cehennem, ibranice gehinnom dan türemiştir. gehinnom ise israil'de idam edilmiş cesetlerin atıldığı çukur idi eski çağlarda. yani gehinnom israiliyat kavramıdır ki keza cehennem de öyle. yani hülagü kağan yanmıyor şu an, uçmağ da sefa sürüyor olasılıkla.
albayrak'ın kayınbiraderi bilal erdoğan'dan da aynı cehalet süzüldü bugün.
bilal erdoğan; "bor karışımlı camdan üretilen sıcağa dayanıklı cam, evlerimizde kullanıyoruz ya"
yahu bay bilal, neyini anlamıyorsun? borcam direkt bor'dan üretilmiyor!
borcam borosilikat'dan üretiliyor ve türkiye'de borosilikat üreticisi yok.
yok borosilicate companies of turkey,
yok borosilicate manufacturers in turkey,
varsa söyleyin. şu firma türkiye'de borosilikat üretiyor deyin. borosilikat nedir bilmeden enişte albayrak - kayınbirader bilal aynı borcamı geveleyip duruyorlar. bor madenini ihraç ettiğinde fransa'dan çin'den aldığın paranın mislini, onlardan borosilikat ithal etmek için ödüyorsun!
borcam'da kullanlıan borosilikat'ı fransa'dan ithal ediyoruz. yani bor'dan borosilikat üretemiyoruz ama borosilikat dan borcam üretiyoruz. eskişehir'den bor çıkartıp fransa'ya 5 liraya satıyoruz. fransa bor'u bizden alıp borosilikat'a dönüştürüyor ve bize 10 liraya borosilikat satıyor. biz de övünüyoruz ki fransa'ya bor ihraç ediyoruz! mâlesef 67 ülkeye bor ihraç ediyor olmamız bizi, topraklarından çıkardıkları petrolü alman shell'e ingiliz bp'ye fransız total'e satan araplardan farklı kılmıyor.
akp'nin 417 milyon tl'lik hazine yardımından almışlardır yolluklarını. hazinenin parti yardımından değilse örtülü ödenekten almışlardır yolluklarını. merak etmeyin cepleri tok dönecekler izmir'e ama gözleri tok mudur bilmem!
millet ittifakını azımsatmak için çok uğraşan bir aktrol bence epey yüklü bir maaş alıyordur. cumhur ittifakının sönük geçen mitingleri ile paralel doğrultuda cumhurun seçmen kitlesi de sönük diyor aslında kendisi.
tatlı suyun tuzlu su ile karışmadığı kur'an dan daha güzel bir anlatımla anlatılmıştır hem tevrat, vaiz 1:7'de, hem gaius plinius secundus - naturalis historia kitabında. kur'an'ın rakibi tevrat, vaiz 1:7'de tatlı suyun deniz suyunda yüzdüğü, yolculuk ettiği ve sonra çıktığı kaynağa (evine) geri döndüğü, pek de mucizevari olmamakla birlikte kur'an dan epey önce anlatılmıştır.
toyonizm denilen din, budizm'in bir versiyonu aslında. budizmde tanrı yoktur, buda’nın herşeyden ayrı bir varlıǧı yoktur. toyonizm de öyleydi. toyonizm toplumun kültürsel olgunluk sistemiydi.
mutluyduk ama ve mağdura yatacak konu aramıyorduk kendimize. her iddialı konu sonrası ilginç mazeretler uydurmuyorduk. fabrikası olmayan milli uçaklarımızın göklerde olması vs.
ibrahim tatlıses'in anısına göre tayyip erdoğan'ın başardığı eylem.
ibrahim tatlıses 1992 yılında villasındaki ido anısını şöyle anlattı:
"ben tayyip erdoğan bey'in neyine tavım biliyor musunuz? ido doğmuştu, iki aylıktı. tayyip erdoğan bey belediye başkanıydı istanbul'da.
dedim ki "sayın başkanım, bizim koca villamız var ama üşüyoruz. doğalgaz bağlanmış ama bizde yok. ido iki aylık, üşüyor".
10 dakika sonra tayyip bey aradı dedi ki "yokmuş ama ben kendi şeyimden vereceğim" ve 2 ay sonra doğalgazımız bağlandı ve ido üşümekten kurtuldu".
sorun şu ki ibrahim tatlıses'in oğlu ido 1992 doğumlu, tayyip erdoğan ise 1994 yılında ibb başkanı oldu. 1992'de ibrahim tatlıses'in villasında neler oldu allah bilir ama gerçek bir anıya benzemiyor veya tayyip erdoğan villa'da ido üşümesin diye 1994 yılından 1992 yılına varıp zamanda geriye doğru yolculuk yaptı gerçekten!