Benim de vardı zamanında böyle bir arkadaşım. Hep berber öğle yemeğine çıkardık. Herkes birşeyler yerken bu bir simitle günü geçirirdi. Oğlum sen de birşeyler yesene diyince ona vereceğim paraya iki at fazla yazarım derdi.
inönü nasıl bir adammış ki Mustafa Kemal gibi bir adamın bu ülke için yaptıkları dahi cuhape ye yetmemiş. Onları bile gölgelemeyi Başarmış. Aralarında ki fark. Mustafa Kemal çıkarcı bireylerle inönü islamla uğraşmış
Ulu sözlüğün dışında ki bütün sözlükler metres gibidir. Hevesinizi aldıktan sonra yedekte kalırlar. Kafanızı eğip, Yuvanıza, çoluk çocuğunuza dönersiniz. Ara da bir de gidip gönlünü alırsınız. Bu mekan ne normal sözlükler gördü. Herşey zaman meselesi.
En sevdiğim tüp kuyruğunda muhabbetti. Ordan çıkar yağ kuyruğuna uğrardım. Yağ kuyruğuna daha çok kızlar girerdi. Namusuz bakkal yağ ile şekeri aynı kuyruktan vermezdi. Yağ kuyruğundan çıkıp bir de şeker kuyruğuna girerdik. Ah o eski güzel günler. Bu tayyip beyde bütün kuyrukları yok etti neşemizi kaçırdı yahu. O kuyruk günlerini özledim be. Keşke o günlere dönebilsem.babam da inönü zamanında ki ekmek kuyruğunu özlüyordu. Kupon verip yarım ekmek alırdım diyordu rahmetli. Ne güzel günlermiş o günler.
Yeter ya 25 senedir aynı şarkı. baydı artık. Öldük, bittik, mahvolduk, ekonomik kriz, bla, bla, bla. Gidin bakın etilere, cihangire, nişantaşına, Kadıköye, taksime, Beyoğluna, şişliye. Ne kadar entel, dantel, tatlısu solcusu mekan varsa ağzına kadar dolu. Gece birde toplu taşımada yer yok. Bu nasıl oluyor arkadaş bana bir anlatın