yoklama kacagi spartali
80 (sürprizlerle dolu)
yedinci nesil yazar 0 takipçi 0.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    50 milyar dolar

    1.
  1. çılgın bir rakam. bir oda dolusu kadar 0,5 mm kalınlığında kağıtlar düşünün. bir oda dolusu paha.

    napılabilir? hayali bile baş döndürücü...

    mesela;

    çocukluğumda imrendiğim çizgi filmler aklıma geldi ;hepsini bozuk para yaptırıp kendime bu paralardan birkaçtane olimpik havuz kurdurabilirim,500 bin tane camarro alabilirim,
    bu meblağ aynı zamanda 500 milyar tane sakız alabileceğime, 1500 adet istanbulun en yüksek binasından inşa ettirebileceğime, türkiye çimento üretiminin 5 yıllık ürününü satın alabileceğime de delalet. toptan alıcağımı da düşünecek olursak, hepsini bir de 1,5 ile çarpmam gerekecek.

    böyle bir param yok. ancak; kütle olarak hareket edecek 50 milyar doların milyonlarca ortağından biriyim. bu para inşaat sanayicileri tarafından kanal istanbulun maliyeti için ön görülen bedel;

    bu bir yatırım. ve aynı denli getirisi olacak imiş. maliye bakanı mehmet şimşek bu yatırım ile yıllık 40-50 milyon turist çekeceğimizi söyledi. mevcut turist konsolidemizin üzerine 40-50 milyon ekleyin. afaki konusarak aradaki oynama payını 10 milyon olarak görmüş maliye bakanımız. ne kadar bilimsel bir rakam tespiti oldugu belli değil mi.
    2,5 milyon istihdam olacakmış. zannımca 500 binini yeni yapılacak havalimanında 200 binini yeni kongre salonlarında geri kalanını ise kıyıda balıkcı olarak istihdam edecekler. yoksa gsmh yükselmeksizin, mevcut üretim statik kalarak, sektörel büyüme olmadan bu istihdam nasıl sağlanabilir?
    gemiler geçecek, gemilerin istanbul boğazında bekleme maliyeti ortadan kaldırılacakmış. ne güzel. zengin sınıfı bayramına hazırlansın.

    50 milyar dolar. kimin yatırımı olacak? kime yarayacak? buradan nemalanacak ihaleden cukkasını dolduracak küresel ekonomik güç olan firmalar, paraların önemli bir kısmını isviçreye kaydıracaklar. gelen yatırımcılar da öyle yapacak.dolayısıyla ekonomi üretim yapamayarak ithalata dayalı temeliyle oluşturduğu cari açığı, bu proje ile aynı şekilde devam ettirecek. asıl yararlanması gereken işçi ve emekli kendi parasını peşkeş çekenlerin meskenlerine uzaktan bakarak, toplu taşıma aracı bile kullanmayıp eve yürüyerek giderek yapıtğı tasarrufla, çocuğunu, torununu okutmaya devam edecek. 1 saat 15 dk hastahane hastahane doktor ve yatacak bir sedye arayarak hastane kapısında vefat eden taksi şöförünün acısının üstüne çimento dökülecek. işsizler istihdam edilmeyecek, zengin daha zengin olacak.

    ecnebiler bize boşuna çılgın türkler demiyor...

    edit: moderatorlerimiz "50 milyar dolara neler yapılır" adlı başlığımızı 50 milyar dolar olarak revize etmişler. ne güzel durmuş değil mi? bu da soru formatında bir ironi. bunu da rötüşlerler mi ki?
    2 ...
  2. beyazların siyahlardan üstün olduğu gerçeği

    1.
  3. --spoiler--
    aşırı derecede ırkçılık içerir
    --spoiler--

    erkek egemen toplum kavramı aslında bir ayırt edici özellik değildir,toplumuna göre değişmez. global bir gerçektir. doğa erkeğin egemenliği üzerine kurulmuştur. dolayısı ile ırkçılıkta üstünlük materyalleri erkek nüfusundan kaynak tutularak bulunur:

    siyahlar kategorisindeki koyu tenli homo sapiensler beyaz ırktan farklı olarak gırtlakları oktav oktavdır, yirmibilmemkaç tane daha kas çeşidine sahiptirler. bunların yüzde olarak önemli bir kısmı belli bölgelerde toplanmakta zahar. hani izlenilen belgesellerde insanın içini soğutan nicellikler göze çarpmıyo değil. dolayısıyla şıppadanak, hoppp maç bitti galip siyahlar.

    yok öyle...3 adam sayıcam siz de inanacaksınız.

    frank sinatra; hergün gırtlağını kuyruk yağıyla rektefiye edermiş. kebap yermiş broadway in en sağlam köşe restorantlarında. ortada bir emek var. ses deyince üstüne tanımam ben, var mı tanıyan?

    blake griffin;whites can fly! da neymiş. kime gaz veriyosunuz. can de sensin ryu da sana girsin derler adama. tabi uçarlar. üstüne izlemedim. josh smith, vince carter, dwight howard'ı bir potada eritip yek vücut yaparsanız anca rekabet eder.**
    en önemlisi

    nihat doğan;insan oğlunun varabileceği en üst komplikeliğe,nitelliğe haizdir. şairdir, bestekardır, müzisyendir, arabesk, pop country... o derece. siyasidir, filozoftur.sakal gibidir. 3 bıçaklı jiletlere meydan okur. kestikçe daha gür çıkar. ortadoğudaki zulme göğüs gerendir. israile posta koyar. kimseye yalakalık yapmaz,bir ordunun içine dalacak cesarette aslandır.

    sözün vardığı son nokta, martin luther'e gelsin;

    "eğer ruhlarımızı ortaya koyacaksak, senin ruhun ve benim ruhum ortaya gelecekse allahıma yemin ederim ki senin ruhun benim ruhumun önünde oturur diz çöker"
    3 ...
  4. trollüğün ayağa düşmesi

    1.
  5. efil efil troll arıyorum hacı, hayvan gibi altına entry kasıp sövecek. ancak denk gelemiyorum şöyle uyanığından birtanesine;

    tanımı kest:liberal piyasa güdümlerinden dolayı arzın potansiyel talep karşısında çoşmasından ötürü oluşan süreçtir. arz olayına girişim; trollüğün ruhunu, samimiyetini, çocuksuluğunu, baskın abazalığını, hoş muhabbetliğini hiçe sayan günümüz alternatif rock akımları gibi türleri üreyen yeni versiyonlarıyla patlama yaşamış; troll popülasyonunun çokluğundan radara yakalanacak balık kalmamıştır. hal böyleyken eski usül oltacılık bile özlenir hale gelmiştir.

    ulusözlüğün troll akımının en eski, bayagı ama başarılı trollerinden salvatore di stefano'yu bile özlemek; varın siz düşünün. cool adam ile devam serisi oluşadursa da yeni jenerasyonun bol miktarda al yanaklı liseli ile trollük ruhunu da gömeceği aşikar durmakta.

    trollugun raconunda atatürk din çatışması yapmak, çocuk fetişizmi yapmak, küfürlerde sınır tanımadan kışkırtmak ve en önemlisi sabri sarıoğlu'nu malzeme yapmak yoktur. ayıptır olum adam hassas...
    5 ...
  6. pavlov un köpeğinin intikamı

    1.
  7. kırmızı eti lüks bir gıda maddesi olarak belleyen p.k., bunu bir zaafiyet haline getirmiş, ve kendisine bu gıdayı temin eden sahibisinin köpeği olmuştu. pavlov'un köpeği...

    zil nerede çalıyorsa orada it gibi! pavlov'un peşinden koşup, vereceği bir dirhem kırmızı et için salya tüketmekteydi. her açlığın zirve yapadurduğu anı, o zil sesi ile son bulmakta, etini afiyetle midesine indirmekteydi. taki 1900 ların başındaki o 'büyük et buhranı'na kadar.

    piyasada kırmızı et stokları tükenmiş, damızlık hayvanlar iktidarsızlaşmış, taşaklı joe efsanesi yerine veliahtını bırakamamış; dolayısı ile piyasadaki et fiyatları tavan yapmış. zaten savurgan ve alkolik bir fizikçi olan pavlov, nobel ödülünden aldığı sembolik parayıda tüketince, meteliğe kurşun atar olmuş. bırakın kırmızı eti, yiyecek pasta, saracak tütün bile bulamadığı zamanlar olmuş. ama köpeğine zili şangırdatmaktan vazgeçmemiş. pabucumun fizikçisi köpeğinin ağzından akan salyaları izleyip 'şartlı reflekstir, geçer' diye tiye alıyormuş.

    birgün bizim köpek havlayarak koşa koşa pavlovun yanına gelmiş, hart diye kapı vermiş baldırından. ertesi gün yine aynı sahne. sonraki günler yine, havlaya havlaya gelip ısırmalar. sonrasında ne zaman bizim köpek havlasa, pavlov bağırır olmuş. biz buna şartsız şurtsuz pavlov'un köpeğinin intikamı diyoruz ve saygı duyuyoruz.
    6 ...
  8. apaçilerin istedikleri

    1.
  9. 80 sonrası süt liman olan pokemon yurdum gençleri(ki bunlara zat-ı alim de dahil olmakta oluyor), günümüz zaman dilimine kadar bu boşluğunu yeni bir fikir akımı ortaya koyarak bertaraf etmek istedi. özellikle popüler kültürde ön plana çıkan sanat yapıtları ve dans kareografileri ile çekinik kalan güruh önemli bir atılım kaydedip yurdumun sosyolojik katmanlarında en üst sırada yer almayı başarabilmişti. onlar ülkemizin geleceğini ışıldatacak apaçilerden başkası değil...

    90 ların başında tayfun, harun kolçak, yonca evcimik kliplerini ironiye dayandırarak, yaratacağı çığ etkisini hiçbirimiz tahmin edememişti. o zamanlarda söz sahibi olamayıp şimdi gündemi yöneten apaçiler popülaritelerinin yanında taleplerini de genişlettiler;

    önceleri kendilerini "modifiye arabaları" ile gösteren bu güruh şimdilerde ; dansları, müzik kültürleri, kendine özgün modaları (özellikle "hot male" yazılı tişörtler çok yaygın), internet portallarıyla ifade etmeye de başlamışlardır;

    CHılgınnn ashıkk, craaaazzzzyy, made in agrılı * mahlaslarıyla artık onlar cabrio arabaları,caddebostandaki güzel kızları, siber alemde hegemonyayı istiyorlar. sizce bir 15 sene sonrası ne olacak?
    4 ...
  10. marjinal ilkokul zili melodileri

    1.
  11. genelde 'üsküdaraaa gider iken aldı da bir yağmur....' tınısını kullanan eğitim yuvalarımızdan ayrı olark marjinalitesini okul ziline yansıtmış okullarda kullanımında olanlardır. benim müdürüm "mozart'tan, chopin'den banaane benim kendi topraklarımın öz melodilerini kullanmalıyım" kafasında olmalı. kullanmayanlar da zaten toplumsal baskıdan yılanlar aslında. ama olsun...

    vakti zamanında, altunizade araba pazarının alttarafına taşınmıştı otobüs durakları. ve emektar 129 buradan start almaktaydı yorgun koşusuna. ucu bucağı olmayan yolcu kuyruklarının talebini karşılamak namına belediyemizin ne kadar körüklü ikarusu var ise bu hattan sabah mesai saatinde 3 dakikada bir kalkmaktaydı. genelde otobüste denk geldiğim, sanki servismişcesine aynı yolcular, aynı şoför ve durağın öbür yarısındaki ilk öğretim okulunun zili. dedimya yurdum topraklarının öz değerleri kullanılacak diye; okul melodisi son bahar boyunca 'seni gidi fındıkkıran'*daha sonralarında 'every way that i can' repertuarıyla devam etmesiydi bu fikri zikre döken.
    bu inanç viyana'yı aşsaydık, belki de arap şükrünün permalı saçlarıyla tüm babagandiliğini gösterdiği portleri bilimum batı avrupa müzelerinde sergilenecek olamsının tetikleridiği bir paranormal aktivite olabilir. öbür taraftan sıradan olma zorunluluğuna karşı durmaktır, helal olsundur...
    0 ...
  12. © 2025 uludağ sözlük