elhamdulillah müslümanim dini vecibeleri ne kadar yerine getirebiliyorum yahut getiremiyorum tamamen ben ile yüce yaradan arasında bir durum... kişinin herhangi bir dine mensup olup olmaması kişisel tercihi biz müslümanlar için bu fani dünya bir imtihan dünyası ise kişiler tercihlerini istedikleri şekilde kullanabilirler... Müslüman bir ülkede doğmuş olmasak kaçımız müslümanlığı araştırır ve müslüman olmayı kabul ederdi tartışma konusu o vakit kişileri inançları yahut inançsızlıkları göz önünde bulundurularak yaftalamak bir kere dinimize göre hoş bir davranış değil... yunus emre yaradılanı yaradandan ötürü severken müslümanlığı ve ilahi aşkı bu denli temizlikte ve anlaşılırlıkta açıklamışken ateistler hakkında bir müslümana yakışmayacak şekilde yaftalamalarda bulunmak neye hizmet etmekte... bu tanımlamalar ateistleri lan biz şöylemişiz, böyle beyinsizmişiz vb. o vakit müslüman olalım yahut bir dine inanalımda bu yaftalamalardan kurtulalım mı dedirtecek yoksa müslümanlığa daha çok antipatiklikle yaklaşmalarına mı vesile olacak... bir kişi sırf bu tanımlamalar yüzünden müslümanlığa karşı az biraz dahi olsa mesafesini arttırmışsa bunun hesabını vermek çok zor olacaktır kanaatindeyim
evet efendim trollerin ayarlar ile beslendikleri su götürmez bir gerçekliktir. ilgi çekme, varlığını ispatlama ve farklı olma adına her türlü saçmalığı ishal olmuş rahatlığı ile sıçan troller ayarlar ile benliklerini gündemde tutmakta ve bu yolla beslenmektedirler.
Ayar verilmeyen bir troll, daha fazla ilgi çekebilmek için ilk anda daha şiddetli sıçmaya çalışır bundan da istediği ayarı alamaması durumunda son kez tüm şiddeti ile sıçmayı dener lakin bu eylemin de ayarsızlıkla sonuçlandığını gördüğünde içine kaçar, hayattan soğur, yazma ve yaşama isteğini yitirir du durum trollümüzün intihara bile sürüklenmesine yol açabilir.
Troll için destek görmekten ziyade kendisine ayar verilmesi daha fazla bir haz duygusu demektir. Bu haz duygusunu trollere yaşatmak yahut kendilerinin intihara kadar sürüklenecekleri yolda ayarsız ve yalnız bırakmak bizlerin elindedir.
ister Trollere ayar vererek kendilerini gündende tutar ve haz duygusu yaşamalarına izin verirsiniz yahut aksini yapar yok olmalarına vesile olursunuz.
Kime sorsan hemen patlatır lafı dahi anlamında ki ''de'' ayrı yazılır. '' niye ayrı yazılır ? '' diye sorduğumda kimse çıkıp ta ayrı yazılır çünkü şöyle şöyle demedi sorduğum kişilerden aldığım cevaplarsa sonunda belli bir noktada kesişiyordu...''TDK öyle dedi'' tamam TDK öyle dedi de ''mantık ne?'' diye sorunca hemen cevabı yapıştırdılar '' çünkü anlam karmaşası olmasın diye'' iyi ya o zaman madem olay bundan ibaretti madem yalnız anlam karmaşası olmasın diyeydi bu çektiğimiz dert o vakit dahi anlamında ki ''de'' yi bitişik yazalım diğerini ayıralım gene anlam kayması olmaz. bunu daha önce ''ki'' lerede yaptılar.. soru sorucaz diye ''mi'' yi de ''miyim'' i de ayırdılar artık buna bir dur demenin vakti gelmiştir... dahi anlamında ki ''de'' neden koca bir kelimeden dışlanıyor...''ki'' , ''mi'' ve ''miyim'' ya onlar. Artık onlarında kelimenin içinde onlarla kaynaşık şekilde yazılmak hakları... önce ekleri sen ''çekimsin'' sen ''yapımsın'' diye ayırdınız... bir kelimeye çekim eki gelirse ardından yapım eki gelemez diye yapım eklerini dışladınız ve hakir gördünüz... şimdi de göz göre göre ayrımcılık yapıyorsunuz.... yazıktır!...Ayıptır!.... hey yazar ve yazan arkadaşlar ellerinizi klavyeden * kaldırıp yüreğinize koyun ve sorun ben ''ki'' leri ''mi''leri ''de''leri ve diğerlerini neden ayırıyorum deyin... artık birileri çıkıp ''Yeter'' demeli gelin birlikte Ayrımcılığa son verelim bütün ekler kökleri ile birlikte kucak kucağa yazılsınlar... kelimeler ayrımsız bir bütün olsunlar... *
gülmek için yüz kaslarının kasılıp gevşemesi gerekliliğini ortadan kaldırıp farklı kas sistemini kullanarak değişik organları ile gülebilen kişi söylemi
1930 yılında yapılmaya başlanan ve 2. dünya savaşı sebebi ile 2 kere yapılamayan dünya kulası hali hazırda milli takımlar düzeyinde dünyanın en büyük kupası ve en önemli futbol organizasyonudur.
Dünya kupası, milli takımlar düzeyinde dünyanın en önemli futbol organizasyonuysa ve hali hazırda en önemli kupaysa neden eleme sistemi kategorize edilmiştir. Kategorize edilmiş eleme sistemi seyir zevki yüksek, oyuncu kalitesi iyi durumda olan takımları dünya kupasından uzaklaştırmakta yerine futbol oynamaktan uzak seyir zevki düşük takımları kupaya dahil etmektedir. Rusya, Türkiye gibi takımlar dünya kupasında boy göstemeyecekken Honduras, Kuzey Kore gibi takımların Dünya kupasında ne işleri vardır. Amaç Dünyanın en iyi milli takımlarının mücadele ettiği bir dünya kupasıysa, Dünya kupasının kategorize edilmiş eleme sistemi amaca hizmet etmemektedir.
Edit : Bu olaya sinirlenebilecek tek bir kişi tanıyorum o da sayın Sepp BLATTER biri bunu eksilediğine göre Sepp BLATTER aramızda ... Wellcome Blatter...
1 hafta içinde bir kadınla sevişemezse pipileri Eros tarafından kesilecek olan 2 tipin o hafta süresince başlarından geçen olayların anlatıldığı sadece 1 günde * çekimleri tamamlanmış yalnızca korsan olarak dağıtılan ayrıca internet üzerinden indirilebilen film
Jo, Neill ve Santos'un oynadıkları futbol, Geçmişte yaptıklarına bakmaksızın sırf galatasaray'ın yapmış olduğu transferleri eleştireceğim diye şapkadan tavşan çıkartırcasına akıl ürünü olmadığı apaçık belli eleştiri yapan fenerbahçe başkanı aziz yıldırım'a ithaf olunur.
--spoiler--
TFF 2. Lig 1. Klasman Grubu'nda mücadele eden Sakaryaspor, yarıda kalan Pendikspor maçında hükmen yenik sayıldı.
--spoiler--
10. dakikada taraftar olayları sebebi ile tatil edildikten sonra gözlemci raporları doğrultusunda sakaryaya 3 maç seyircisiz oynama pendikspor'a da bir maç saha kapatma cezası veren profesyonel futbol disiplin kurulunun bu müsabakada çıkan olaylar sebebi ile sakaryaspor'u hükmen yenik sayması durumudur.
Adama madem pendikspor ceza alıyor ve olay sebebi ile kabahatli bulunuyor neden galip sayılıyor. Madem adamların olaylar sebebi ile kabahatleri yok galip sayılıyor neden bir maç sahaları kapanıyor dedirten karardır.
farklı olabilmek adına her türlü mallığı yaparak homejen yapı içerisinde farklılaştığını, sivrildiğini ve değer kazandığını sanan lakin mal olmaktan ileri gidemeyen kişi
fenerbahçe emeklilik... Bir ayağı çukurda olan ispanyolları türkiye şartlarında misafir ettikten sonra... Üvey oğullarını 10-15 milyon euro arası bir bedelle işe alan... Yüksek tazminat ödeyerek ülkesine geri gönderen kuruluş
Atatürk'ü dinden, maneviyattan ve yaradandan soyutlamaya çalışan kişilerin unuttukları gerçekliktir.
inanan her birey bilirki imanın şartları vardır bunlardan biride Kazaya ve Kadere imandır. Kader, herşeyin yaradan tarafından daha önceden bilinmesi... Kaza ise yaradan tarafından bilinen olayların yaşanmış olmasıdır.
Atatürk yaradan tarafından seçilmiş bir insandır... Bu neden Ahmet, neden ismail değilde Mustafa Kemal Atatürk diye düşünün Allah rızası için... çanakkale cephesinde türk askerlerinin yanında yeşil sarıklı beyaz cübbeli ihtiyarlar gördüm diyen anzaklının cümlesi altındaki olağanüstülüğü kavramaya çalışın... Herşey yaradanın rızası ile olduğuna göre biz inananlarda kaderin varlığına inanırken... Yaradan tarafından görevlendirilmiş ve bu ülkenin kurtuluş savaşında sindirilmiş yığınları ayağa kaldıran ve yokoluşun evresinden bir vatan kurulmasında önderlik eden Mustafa Kemal ATATÜRK'ü neden dinden, yaradandan ve maneviyattan soyutlarız ... Bilakis Atatürk tamda bu kavramların düpedüz ve açık ispatıdır. Haşa bir peygamber değildir. Lakin bir önderdir ve Yaradan tarafından görevlendirilmiş ve seçilmiş bir önderdir. Yaradan hepimizden ve herşeyden daha iyi bildiğine göre Atatürk'ü yok görmeye çalışmak. Onun yaptıklarını aşağılamak densizlik ve yaradanın görevlendirdiği lidere yüz çevirmektir.
Bundan yıllar evvel ki internet o zamanlar evimize yeni yeni girmeye başlamıştı ki böyle internet aleminde popüleritesi yüksek olan irc serverlar vardı... saltanatı çok uzun sürmedi tüketildi... akabinde başta icq olmak üzere bir çok iletişim aracı türedi tüketildi halende tüketilmeye devam ediliyor... hemen bunların akabinde forum siteleri internet alemini kuşatması altına aldı. sağolsun onlarıda tükettik bir köşeye kaldırdık... akabinde bloglar başladı ve bitti...şimdi kişisel paylaşım siteleri ve sözlükler internet aleminin kralları ne olacak evet bildiniz onlarıda tüketeceğiz ki sözlükler zaten bu çarkın dişlilerini yavaş yavaş enselerinde hissetmeye başladılar... yeni birşeyler ortaya koymak yerine yapılmışı taklit ederek aslını öğütmeyi seven bir milletiz..
Sizde çarkın dişlilerinin çıkardığı sesi kulaklarınızın dibinde hissetmiyor musunuz ?
MEB tarafından 2005 yılında hayata geçirilen onaylı 100 temel eser projesinin hali hazırda Türk edebiyatını haftada birgün ve mutlak suretle 2 yada 3 kere yiyişme içeren dizilerden öğrenen bir nesil için uygulamaya sokması gereken projedir.
