bu yavruyu sahiplendirmek istiyorum. facebook'ta denemediğim sayfa/grup kalmadı ve yıldım. halihazırda 3 kedim var ve evdeki aile fertleri 4. bir kedi istemiyor ne yazık ki. eğer sahiplenmek isteyen olursa istanbul içi her yere getirebilirim.
tutanakları tutan insanların kafasının güzel olduğuna inanmamı sağlayan site. kullanılan oy 272, gecerli oy 272, toplam gecersiz oy 2. yav bu ne allam!
kişinin kendini daha rahat hissedebileceği bir ortam olmasından ötürü olan olay. izmir diye kısıtlamak yerine, tatil yöreleri diye genelleyebiliriz en azından biz istanbullular için. istanbulda şortla metrobüse binsen herkes garip garip bakıyor. o kadar şort aldık, nerede giyelim rahat rahat?
yarın gerçekleşecek festivaldir. heyecanla beklenmesinin en büyük sebebi de elijah wood'dur kanımca. selda bağcan, barış manço, erkin koray ve moğollar hayranı olan elijah wood djlik yapacak, belki de çoğumuzun unuttuğu şarkıları farklı bir yorumla sunacaktır bizlere. selda bağcan da sahne alacaktır. bu sebeple elijah wood'u seyirciler arasında veya festival alanında görüp bir fotoğraf çektirebilmeyi umuyorum.
eh bir de bedava davetiye ile gitmenin keyfi farklı olacak. *
izlediğim en güzel filmlerden biridir. yahu soundtrackleri nedir öyle arkadaş. annemin içeriden gelip kıs şunun sesini taa nereden duyuluyor demesiyle girdiğim transtan çıkmıştım. ayrıca hathaway'i önceden sevmezdim ama bu filmde ba yıl dım! ilk tokalaşma kısmı, sonda olayların bağlanışı. her şeyiyle muazzam bir filmdir.
demokrasi ve barış için doğru şeyi yaptığıdır. nedir sizin isteğiniz? savaşmaya devam etmek şehitlerin anısına saygısızlıktır asıl. ne yapacaksınız? kökünü kurutana kadar savaş mı? kimseyle müzakere edilmesin ama ülke de bölünmesin. barışı silahla sağlanır mı arkadaşlar? şu zamana kadar neden sağlanamadı o halde? birkaç litre kan, birkaç cenaze daha mı gerekiyor?
bundan sonra silahlarla değil siyasetle çözülmeli her şey. ve beğenseniz de beğenmeseniz de bu siyaseti en düzgün yapabilecek parti de hdp'dir. yüzde on barajını geçmesi sadece bu barışın sağlanmasında değil, tek adam diktatörlüğünün darbe almasında da rol oynayacaktır. bence iki taraf da yeterince kin kustu. fazlasıyla kayıp verdi. ölerek değil, yaşayıp yaşatarak barışabiliriz ancak.
gereksiz ve engellenebilir durumdur. bir sevgiliye sahip olmak para saçmak anlamına gelmek zorunda değildir. biriniz yemeği ısmarlar, biriniz sinema biletini.
aşkım onu sil, bunu engelle diye açık açık söyleyip sevdiğini bunaltmak istemeyen kıskanç kızdır. eğer kızın haklı sebepleri varsa pek de uzatılmadan muhabbet kesilmeli ya da azaltılmalıdır. böylece büyük sorunların ve baş ağrılarının önü kesilmiş olur.
hayat görüşü olmayan, varsa bile fazlasıyla sığ olan kadındır. kocasının/sevgilisinin kendisine bakmasını nasıl kaldırabileceğini pek anlayamıyorum.
zengin kocası olacağına göre temizlik, çocuk bakma gibi işlerden de büyük ölçüde muaf olacaktır.
alışveriş yapıp kankileriyle bebek'te kahvaltı keyfiii temalı fotoğraflar paylaşarak kaç yıl geçirebilirsin ki?
yaklaştığı fark edilince insanda stres yaratan, bir iki gün kala ise umursamaz bir tavır takınıp bitsin de ne olursa olsun dedirtebilecek hafta. yapılan devamsızlıkların vicdan azabını çekmek de vazgeçilmez bir parçasıdır.
mutlu olmayışım, olamayışımdır. insan kendi hatalarıyla, kendi mallığıyla ruh sağlığına nasıl bu kadar zarar verebilir sorusunu araştıran sosyolojik bir deney yürüteceğim yakında. sırf can sıkıntısından.
ha bir de, diyebileceğim tek şey: iyi ki varsın!
bir diğer modeli de sevilen parçayı alarm tonu yapmaktır. sonunda şarkıdan nefret edilir, müzik dinlerken denk gelince insanda uyanmam mı gerek lan? gibi bir hissiyat oluşturur.
nasıl kullanabileceğini biliyorsan, internettir aslında. kitap okumak, film izlemek, tiyatroya gitmek gibi etkinlikler de çok önemlidir elbette ama bir şeyler okumak için internet çok zengindir aslında.
özel bir ilgi alanı belirledikten sonra * izlenilen filmlerle ilgili eleştirileri * okuyup zamanla 'o film bok gibi yea' yerine daha entellektüel eleştiriler yapma becerisine sahip olunabilir.
burada mühim soru, her şeyden biraz biraz bilmek mi daha iyidir yoksa birkaç şeyi çok iyi bilmek mi?