eskişehirliler için bir gurme sitesi,
eskişehirin bazen gizli kalmış mekanlarına bazen efsane haline gelmiş yerlerini gezen süha ve nuri'nin dilinden eskişehirde yemek mekanları.
değişik meslek gruplarına karşı hükumet adına uygulanan bir uygulama, hekimlere uygulanmış bitmiştir sırada öğretmenler mi var bilinmez.
hekim herkes için var, hekime yapılan itibarsızlaştırma herkese yapılmıştır.
hükumet bazı dinozor hekimler(hepiniz bilirsiniz kim bunlar) yüzünden yeni mezun hekimleri genç hekimleri alaşağı etmiştir;
ondan sonra acilde hekim dövülür, hekim öldürülür ses çıkmaz niye ama o paracı money money.
tüm bunların sonucu malpraktis davalarıdır, ve inanın zor ameliyatları artık hiçbir hekim yapmak istemez bilir ki ameliyat risktir ve kapıda avukatların beklediğini de bilir;
e sorarım öyleyse böyle bir durumda hasta ne yapar hekim ne yapar, bekler; ölmeyi.
yapılan en adice davranışlardandır, kendini insana adayan hekimlere karşı yapılan şiddettir;
hastanız ameliyatta ölmüş olabilir, 85 yaşındaki dedeniz kanserden ölmüş olabilir, hekimler birer sihirbaz değildir ve bunların hiç birisi hekime şiddeti hoş gösteremez;
dünyanın hiç bir yerinde kimse(!) evet kimse iyileştirme ve sağlık garantisi veremez o arada bir dayak atıp arada öldürdüğünüz türk hekimler dahil
bir hekimin yetişmesi demek bir insanın gençliğini sıralarda geçirmesi sosyal hayattan soyutlanması demek niye? iyi etme adına insan adına.
öyle bir yargıdır ki, elinizde kalır bazı bazı
"işlem yoluna puan verin hocam" diyen liseli gibi kalırsınız hayatta; hayat ise genelde size
10 üzerinden 0'ı sana layık görür
düşünsenize bir cerrahın operasyonda kaybettiği hastasının yakınlarına ama gidiş yolum doğruydu dediğini, sözün özü;
önemli olan sonuçtur.
sözlükte bolca gördüğüm insan tipidir, tamam inanmayabilirsin ateist olabilirsin bu senin özgürlüğün kimse bir şey demez diyemez, iyide bu yaptığının doğru olduğunu niye kanıtlamaya uğraşıyorsun her gün "din yalan" kisvesi altında yüzlerce cımbızlanan ayetle saldırıyorsun ya da arabistandaki irandaki şeriat diye asılan insanlardan örnekler veriyorsun, bir şeyi iran arabistan yapıyor diye islamda da böyledir demek değildir ki;
bende van gölü canavarına inanmıyorum ama her gün burada "vallaha yok billaha yok" çığırtkanlığı yapmıyorum,
tamam sen özgürsün, inanmazsın sen çağdaş ve ufku genişsin ben yobaz dinci künt kafayım ama sana kim hakaret özgürlüğü verdi ki, hangi özgürlükte var böyle bir şey;
amerikada var mı ya da senin gibi düşünenlerin türkiyeden çok olduğu hollandada isveçte var mı böyle bir özgürlüğün;
anı yaşamak mıdır bilemem ama hayali olmayan insandır, bu günü düşünür belki yarını ve hatta belki sonraki haftayı ama bir hayali uzun vadeli hedefi yoktur, yaşar gider.
farkına az bir zaman evvel farkına vardığım olay, bir süreden beri müziği sesi sona getirerek dinliyormuşum sonra fark edip bir iki diş aşağı almamla hayatımın en rezil müziğini dinliyormuşum hissine kapıldım, kısık sesli dinlemeye alıştırmak zor olacak.
ortamlarda kahkahalar atarken, bu ortamın neşe kaynağı olurken güldürüp eğlendirirken sevdiğin ya da aşık olduğun kişi ortama girdiği an ellerinin terleyip susmak zorunda kalmak dili damağı kurumak.
kafanda yüzlerce konuşacak konu varken, bir anda karşına çıktığında sadece "dersler nasıl?" gidiyor diye sormak.
cesaretini toplayıp yanına gittiğin anda kızın yanında kızın arkadaşlarını görmek konuşamamak.
uzun ince erkeklere giyim rehberi ve de kıyafet önerileridir.
sivri burunlu ayakkabıdan uzak durun,
dikey çizgili ne varsa çöpe atın,
dizin altına kadar gelen uzun kabanımsı şeylerden uzak durun,
çok bol da giyinmeyin.
çok doğrudur, bir şiiri kimin yazdığını şairin kim olduğunu söylemeyin kimse beğenmez o şiiri "ne diyo lan bu" tarzı tepkiler doğar ne zaman ki bak bu can yücelin özdemir asafın cemal süreyanın dersiniz "adam yazmış yea" gibi bir yorum duyarsınız.
bazı şiirler elbetteki kendini belli eder en uzaktan bile ben kaliteyim der ama bu olay da bir gerçek.
bdp nin 35 kişinin öldüğü saldırıdan nemalanmaya ve çıkar elde etme düşüncesiyle boy gösterdiği şu günlerde söylenebilecek en doğru tespit ve konuşmadır.
asıl kürt halkının sırtından nemalanmaya çalışan kürt düşmanları bellidir bdp bunlardan biridir.
hiç bir demokratik kanun ülkesinde olmayacak şekilde türk futbolunun geldiği içler acınası durumdur.
galatasaray ve trabzonspor'a söylenenler ortadadır;
bu başlıktaki güç nedir bu güç yeri geldiğinde,
paradır.
çıkar ilişkileridir.
al gülüm ver gülümcülüktür.
biz şikeli de olsa oynarız istemeyen çeksin gitsinciliktir.
kanunlar bize işlemezciliktir.
kanunları konjonktüre göre değiştiren değiştirebilen başka bir ülke gösterilebilir mi acaba?
kanunlara gerek olmadığını gösterdi bize tüm bu olaylar.
sonuç olarak kanunlar belli takımların belli grupların malımıdır, dere geçerken at değiştirir gibi kanun değiştiriliyor, tek endişeleri para.
fenerbahçe olmadan lig olmazmış, kabullenmeyenler her hafta kendi arasında maç yapsınlarmış