insanın elinde değilki aşık olup yada olmamak bir bakmışsın o güzel duygunun içerisindesin karşılıklı olursa güzel oluyor tabi bi yere kadar sonu pek mutlu olmuyor genelde geriye psikolojin bozulmuş bir şekilde kalıyorsun çok boktan birşey uzak durun aşk diye bişey yokkk.
insanın yaşı ilerledikçe hayatın gerçekleri yüzüne daha bi sert çarpıyor ve farkına varıyor önemsiz görünen şeylerin kendisine olan ciddi etkilerini fakat hayatı pek ciddiye almamalı insan, sağlığı yerindeyse ailesi yanındaysa şükredip idealleri uğruna yaşamalı geriye kalan maddi şeyler kazanılır kaybedilir. Elbet üzülür insan ama çokta tez canlı olmamalı, su akar yolunu bulur demiş büyüklerimiz.
karşılıklı güven ve kalpler bir olduktan sonra engel olmamalı, iki seven el ele verdiğinde aradaki hiç birşey engel değildir mesafe falan filan hikaye. şöyle birşeyde var taraflardan biri yan çizdimi hayata küsme derecesine geliyorsun verdiğin tüm emekler karşındaki ahmak yüzünden yok olup gidiyor. 4 senelik ilişkimin son 1 senesi uzaktandı 40-50 günde bir görüşürdük sağolsun çok severdi kendisi çok sözü vardı bize dair anlatırdıda anlatırdı ama gözden ırak olan gönüldende ırak olurmuş sözü kendini ispatlıyor burada insan gözüyle değil kalbiyle sevmeli, kalbiyle sevdikten sonrada hiç bir şey engel değil.
Özgürlüklerine düşkün olmaları evcilleştirelemeyen tek hayvandır, insanlar tarafından yakalandıklarında bir süre sonra ödlerini patlatıp kendi kendilerini öldürüyorlar.
“Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.”
Karıştıran sevgilin olsun ne var bunda gizlin saklınmı var karşılıklı güven önemli tabikide ama telefon karıştırmak ne alaka merak eder bakar art niyet aramaya ne gerek var.
Gülleri sarı severim; toprağı ıslak
Türküleri yanık, şiirleri hoyrat
Havayı nemsiz, çayı demsiz
Bir seni olduğun gibi, bir seni her şeye rağmen, Bir seni, hala...
Ben acılar denizinde boğulmuşum
işitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum Ayağının bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Şeker portakalı
Öldürmüyorda çok acıtıyor be özellike son 1 aydır yaşadıklarımın haddi hesabı yok,nasıl geldin nasıl gittin be gülüm 5 sene dile kolay 5 sene bi kız olarak bu ne cesaret takdir etmemek elde değil sebebsizce gittin yolun açık olsun.
Beni hiç bırakma dedin 4 sene boyunca gerçekten seviyorum seni dedin ama kendi sözünü çiğneyip gittin noldu şimdi mutlumu oldun arkanda paramparça bi kalp bıraktın ne gurur bıraktın ne bişey sana olan sevgimden hep sustum ama ben sustukça sen hakaretlerini savurdun yazık sana gerçekten yazık yanına kalmaz kızım bir gün o pişmanlığı yaşıcaksın hiç merak etme sen yaşattığını yaşarsın adam gibi sevdim seni kendimden çok seni düşündüm ama fayda etmedi karşına hayvanın teki çıktığında anlarsın neyin ne olduğunu karaktersiz verdiğin sözlere ihanet edip gittin.
‘yalnızlığı yaşayan insanların, kendi içlerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır.’ demiş oğuz abimiz bencede öyle yalnızlığınızı bozup sizi birşeylere alıştırıp terk etmelerine izin vermeyin en kötü yalnızlık kalitesiz insanların birlikteliğinden iyidir.