Bir çok ülkede kadınlar, erkeklerin sahip olduğu seçme ve seçilme hakkı için büyük uğraş verdi. Çeşit çeşit gruplar kuruldu, yürüyüşler yapıldı, protestolar edildi, femenler ortaya çıktı ve en sonunda kadınlar bir toplumda erkeğin yapabildiği hemen hemen herşeyi rahatça yapabilir hale geldi. Bu bahsedilen gruplar, protestolar, femenler tabii ki Türkiye'de olmadı. Türk kadınları bu hak ve özgürlüğü çok daha farklı bir yerden aldılar. Nerden aldılar? izdivaç programlarından. Evet evet, Esra Erol'lu, Zuhal Topla'llı izdivaç programlarından. Türk erkeğinin otoriter sıfatını kaybettiği an; bir kadının canlı yayında, izdivaç programında evlenmek istediği erkeğin döşünün kıllı olup olmayacağını söylediği andır. işte biz orda bittik. Sonra gelsin 3 numara saçlar, kirli sakallar, çıkık popolu erkekler, ve en önemlisi olan gamzeler. Bizde hâlâ "nefes alsın yeter" diyelim... Sonumuz hayrola.
yarısı dolu/boş olan bardak teorisinin saÇmalığı - insan vücudunun karmaşıklığı, psikolojik aÇıklamaları vb tamamen es geÇip olayı bardak iÇinde duran bir sıvı ile ilişkilendirmektir. ve verilen cevaba göre bir insanın optimist (pozitif) veya pesimist (negatif) olduğunu sanmaktır. kaldıki bu soruya verilen cevapların hangi sonucu doğuracağını soruyu cevaplayan büyük bir ihtimalle biliyor olması ve buna göre cevap vermesi bu teorinin saÇmalığını birkez daha ortaya koymaktadır.
