yine de savasacagim
258 (çağından bir adım önde)
on birinci nesil yazar 20 takipçi 279.88 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kızlara yazılabilecek absürt sözler

    1.
  1. Sohbete başlarken ufak da olsa bir tebessüm ettirmek amacıyla söylenen absürt esprilerdir.
    Örn. Buraya iki protein fazla sen protein tozu ol.
    0 ...
  2. entry girerken avd kılavuzu kullanılması

    1.
  3. tanım: sözlük yazarlarının entry girerken çok atasözü kullanması, adeta kılavuz açarak konuya uygun söz aramaları durumu.

    son zamanlarda sözlükte çokça karşılaştığım hadisedir. bir esnaf atasözü der ki; "atsana ulan taşı, sabaha kadar seni mi bekleyecez?"
    0 ...
  4. kürt dövüş skilleri

    1.
  5. kürt dövüşü iki temel hareketten oluşur;
    1- tornado: en çok kullanılan kürt dövüş skillidir. bildiğiniz üzere kürt dövüşünde guard yoktur. el, tokat veya yumruk şeklinde açılır. "babam ve oğlum" sahnesini aratmayan bir biçimde kollar iki yana açılır ve rüzgardan alınabilecek maksimum güçle rakibe saldırılır.
    rakibin block gücüne göre ıska oranları artar.
    2- kürt tekmesi: doğru kürt tarafından doğru zamanda vurulursa bel kırabilme olasılığı vardır. kürt, dizini neredeyse karnına kadar çeker, ayak bileğini sıkıp olabildiğince yukarı kaldırır ve yıkıcı bir darbeyle vurur. skillin başarıyla vurulabilmesi kürtün levelına göre değişkenlik gösterir. (2,5-5 saniye arası skillin dolma süresi vardır)

    eğer bir kürtseniz bu skillere doğuştan sahip olursunuz.
    fakat kürt değilseniz bu dövüş tekniklerini benimsemeyiniz. kafanızı kullanın onlar kendi kendine zarar verecektir...
    16 ...
  6. acaba penguenler mutlu mudur

    1.
  7. "abi bu seneki balıkların da tadı pulu yok yeaa" diye dertleniyorlar mıdır acaba?
    ya da "bu büyük tüyden bi cacık olmaz, kim şef yaptı bunu anlamıyorum ki" diyorlar mıdır?
    diye düşündüren soru.
    1 ...
  8. beykent üniversitesi iletişim fakültesi

    1.
  9. tercih zamanı geldi beyefendiler, hanımefendiler. bilenler, okuyanlar aydınlatınız lütfen.
    0 ...
  10. yalnızlık bağımlısı yazarlar

    1.
  11. Böyle bir grup olsa içinde bulunabileceğim topluluktur.

    tanım: bu yazarların dertleri olsa konuşmak istemezler, canları sıkılsa kalabalık bir ortam değil; sessiz sakin bir ortam isterler. tanım genişletilebilir. yoruma açıktır.
    5 ...
  12. türk halkının ayçiçeğine benzemesi

    1.
  13. türkiye'de yaşayan bütün insanları ayçiçeğine, türkiye'yi de ayçiçeği tarlasına benzeteceğim;

    ayçiçekleri diğer bütün varlıklarda olduğu gibi birbirinden farklıdırlar. kimisi daha uzun, kimisi daha kısa. kimisi daha koyu, kimisi daha açık renkli olabilir ama ne olursa olsun hepsi aynı tarladadır. toprakları birdir, güneşleri birdir. siz hiç güneşi beğenmediği için zıt yöne bakan bir ayçiçeği gördünüz mü? göremezsiniz çünkü her biri kendisi için yararlı olan neyse onu yapar, aynı güneşe dönerler yüzlerini. onlar için basittir. güneş onları yanıltmaz...

    maalesef aynı şeyler bizim için geçerli değil. aynı tarlada olmamıza rağmen ayçiçekleri gibi olamadık. bizim birden çok güneşimiz var ve bunlar yanıltıcı olabiliyor. ülkenin yarısı yüzünü batıya çevirmiş, güneşi orada ararken diğer yarısı da doğuya çevirmiş orada arıyor. halbuki güneş tam tepede. yapmamız gereken "sağa" ve "sola" ayrılmak değil; hep beraber yukarı bakmak. koyu olanı açık olandan ayırmak değil; ya da kısa olanı uzun olandan. idrak edilmesi gereken: hepimiz aynı tarlada yaşayan ayçiçekleriyiz ve güneş bizim için tepede. biz de bir olmalı ve göğe bakmalıyız.
    2 ...
  14. nerede o eski milliler

    1.
  15. euro 2008 a milli yakım kadrosu;

    MVK ISIM D. TARiHi - YAŞ MAÇ GOL

    1 KL Rüştü Reçber 10 Mayıs 1973 (35) 128 0 Türkiye Beşiktaş
    2 DF Servet Çetin 17 Mart 1981 (27) 21 1 Türkiye Galatasaray
    3 DF Hakan Balta 23 Mart 1983 (25) 6 1 Türkiye Galatasaray
    4 DF Gökhan Zan 7 Eylül 1981 (26) 17 0 Türkiye Beşiktaş
    5 OS Emre Belözoğlu 7 Eylül 1980 (27) 53 4 Türkiye Fenerbahçe
    6 OS Mehmet Topal 3 Mart 1986 (22) 1 0 Türkiye Galatasaray
    7 OS Mehmet Aurélio 15 Aralık 1977 (30) 17 1 Türkiye Real Betis
    8 FV Nihat Kahveci 23 Kasım 1979 (29) 53 14 ispanya Villarreal
    9 FV Semih Şentürk 29 Nisan 1983 (25) 3 0 Türkiye Fenerbahçe
    10 FV Gökdeniz Karadeniz 11 Ocak 1980 (28) 45 6 Rusya Rubin Kazan
    11 OS Tümer Metin 14 Ekim 1974 (33) 23 7 Yunanistan Larissa
    12 KL Tolga Zengin 10 Ekim 1983 (24) 2 0 Türkiye Trabzonspor
    13 DF Emre Güngör 1 Ağustos 1984 (23) 1 0 Türkiye Galatasaray
    14 OS Arda Turan 30 Ocak 1987 (21) 16 1 Türkiye Galatasaray
    15 DF Emre Aşık 13 Aralık 1973 (34) 26 2 Türkiye Galatasaray
    16 DF Uğur Boral 14 Nisan 1982 (26) 7 0 Türkiye Fenerbahçe
    17 FV Tuncay Şanlı 16 Ocak 1982 (26) 51 14 ingiltere Middlesbrough
    18 OS Colin Kazim-Richards 26 Ağustos 1986 (21) 1 0 Türkiye Fenerbahçe
    19 OS Ayhan Akman 23 Şubat 1977 (31) 7 0 Türkiye Galatasaray
    20 DF Sabri Sarıoğlu 26 Temmuz 1984 (23) 11 1 Türkiye Galatasaray
    21 FV Mevlüt Erdinç 25 Şubat 1987 (23) 1 0 Fransa Sochaux
    22 OS Hamit Altıntop 8 Aralık 1982 (25) 40 2 Almanya Bayern Munich
    23 KL Volkan Demirel 27 Ekim 1981 (26) 19 0 Türkiye Fenerbahçe
    1 ...
  16. pirlo nun gözünden fatih terim

    1.
  17. pirlo’nun ingilizce olarak yayınlanan “i think therefore i play” adlı kitabından alıntı yazıdır.

    berlusconi ve ancelotti arasında karşılıklı sevgiye dayanan, oldukça sağlam bir ilişki vardı. fakat bunun milan’ı çalıştıran herkes için geçerli olduğunu söyleyemem, örneğin fatih terim…
    fatih oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi gözüken garip bir insandı. daha en başında milan’da uzun süre görev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir süre sonra da kovuldu.
    terim milan’dan önce, canının istediği her şeyi yapabildiği daha düşük profilli takımlarda görev almıştı, ama burası milan’dı. burada bazı hareketlerin tolere edilmeyeceğini herkes bilirdi…
    mesela; öğle yemeğine canı isteyince geç katılıyordu. ac milan’ı temsil etmesi gereken resmi aktivitelere kravat takmadan gelebiliyor; sonra bu aktivitelerden, evinde “biri bizi gözetliyor” seyretmek için kimseye haber vermeden erkenden ayrılıp, galliani’yi masasında tek başına bırakıyordu. kendisini tesislerde john travolta gibi garip, cafcaflı ve renkli kıyafetler giyerken görüyorduk.
    görevi boyunca kendisinin adeta gölgesi gibi olan deli bir tercümanı vardı. terim’in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz şekilde 5 saniyede tercüme eden bir adam… tercümanı bir ara terim’e medya ile tüm ilişkileri süresiz kesmesini tavsiye etti… medya ile ilişkileri kesmek… süresiz… ac milan’da… iletişimin her şeyden önemli olduğu ve mükemmel yönetildiği bir kulüpte…
    özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki; hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarşılık bir hal alırdı. kısacası tam bir kaos… sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos…
    toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, “costacurta, tam burada olman gerekiyor” diye konuşmaya başlardı. bir gün dayanamayıp, “ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, costacurta değil ki” demek zorunda hissettim.
    işin daha da kötüsü konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu berlusconi’nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.
    ancak şaka bir yana, terim’in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun bir süre almadı… belki böyle bir plan başka yerlerde geçerli olabilirdi, ancak milan’da işlemezdi. işlemedi de, milan’da uzun süreli görev alabilmek için bundan çok daha fazlasına ihtiyaç vardı.
    9 ...
  18. oçi chernye

    1.
  19. rusça "siyah göz" anlamına gelen sözdür. bu adı paylaşan nadide müzik efsanelerden sayılır. louis armstrong gibi üstatların da elinden geçmiştir.
    bkz: https://www.youtube.com/watch?v=UnoCI2N9nWw

    tabii ki türkiye'ye de gelmiş zamanında. o insanı büyüleyen müziği kalmış, sözleri değişmiş. bugün seslendirenlerin arasında eski bando da mevcut. şahsen benim için en güzel yorum bu olmuş;
    https://www.youtube.com/watch?v=KsAQFCjjjYA

    bir günah giibiiiğ özlediiim.
    1 ...
  20. makyaj faciaları

    1.
  21. en çok balo, düğün vb. etkinliklerde gördüğümüz yürek burkan, göz seğirten faciadır. organizasyondan önce bir hırdavatçıya uğrayıp kafayı birkaç kutu boyaya sokma sonucunda gerçekleşir sanırım. faicanın en can yakıcı zamanları gecenin ilerleyen saatleridir, insanın hayatında kalıcı yaralar bırakır.
    2 ...
  22. paypal kartı

    1.
  23. internet üzerinden alışveriş yapmak için kullanılan kart. birçok teknoloji mağazasından 5 tl gibi bir ücret ile temin edilebiliyor. ilerleyen günlerde bir adet edinmeyi düşünüyorum.
    2 ...
  24. bent pixels

    1.
  25. youtube üzerinden para kazanmak için kullanılan bir aracı site.
    1 ...
  26. kirli konuş benimle

    1.
  27. filmlerde sıkça rastladığımız repliktir. avrupalı kadınların hoşlandığı bir fanteziymiş, öyle bir deneyimim olmadığından bilemiyorum.
    2 ...
  28. oğuş

    1.
  29. islamiyet öncesi türk dillerinin bir çoğunda erkek çocuk anlamına gelen sözcük.
    2 ...
  30. osmanlıyı halifelik yıktı

    1.
  31. osmanlı imparatorluğu 16. yüzyılda yavuz sultan selim'in halifelik makamına getirilmesiyle yıkılmıştır. bu makamın gelmesinden sonra islamiyet öncesi devlet düzeni, askeri düzen, şehzade eğitimi gibi önemli meseleler sekteye uğradı. araplara yakınlaşma, gelişmenin durmasına, yobazlaşmaya, bağnazlaşmaya, öz kültürden kopmayı beraberinde getirdi. bunun gibi belirtilebilecek birçok nedenden ötürü osmanlı'nın yıkılış tarihi mısır seferi'nin son savaşı olan ridaniye savaşıdır. (1517)
    2 ...
  32. konyalılara karşı antipati beslenmesi

    1.
  33. anlam getiremediğim olaydır. genellikle doğu illerinden olmak üzere. batı şehirlerinde yaşayan insanların da duyduklarında burun çevirdikleri oluyor. neden?
    6 ...
  34. mitolojik ve dinsel dizi ve filmler

    1.
  35. dizi olarak; supernatural, lucifer, originals tarzı,
    film olarak ise; titanlar'ın savaşı, öfkesi vs.

    önceden ilgi duyardım ve sayıları azdı. şimdi sayıları çoğaldı ama kaliteli olmuyorlar genelde. paylaşalım...
    1 ...
  36. türk mitolojisinin asıl amacı mesaj iletmektir

    1.
  37. sırlar saklanmalı ve açıklanmamalıydı... ama geçmişe ait anıların unutulmasına da izin verilemezdi! sonunda bir çözüm bulundu...

    bir zamanlar orta asya'da yaşananlar, atalarımızın bilinmeyen gizli tarihini oluşturmuş bir süreçtir. bugün bile hala gizemini koruyan o günlerde yaşananlar, eski türk mitolojisi'ni oluşturan bazı efsanelerle günümüze kadar gelebilmiştir.

    bir zamanlar dünyada yaşayan iki büyük uygarlık arka arkaya yaşanan büyük tufanlarla tarih sahnesinden silinmiş, sadece çevre kıtalara göç edenler hayatta kalabilmişlerdi.
    insanlar yaşanan bu iki büyük yıkımın sonunda her şeye yeniden başlamak zorunda kalmışlardı. yüzyıllardır süren göçler sonunda bizim kıtalarımızda yeni yerleşim birimleri oluşturulmuş ve buralarda insanlık yeni bir devreye hazırlanmaktaydı.
    binlerce yıl süren o muhteşem günler çoktan geride kalmış, insanlık artık aşağıya iniş sürecine girmiş, her geçen gün o eski bilgeliğin yerini yeni başlayan demir çağ'ın yaşam standartları almaya başlamıştı.
    o büyük trajedi ve sonrasında yaşananlar gelecek kuşaklara aktarılmalı ve bu yaşananlar gelecekte de hatırlanmalıydı. o büyük mu kültürü unutulmamalıydı. gelecekte birçok dine kaynaklık yapacak ve inisiyelerin yolunu aydınlatacak olan "altın çağ"a ait anılar ve bilgiler yok olup gitmemeliydi.
    ancak ortada bir sorun vardı... mu'ya ait bilgiler açık olarak aktarılamazdı. çünkü insanlık farklı bir çağa doğru ilerlemekte ve bu çağda artık açık bilgilere yer olmayacaktı. aksi takdirde tüm gidişat allak bullak olur ve insanlık aşağıya iniş sürecine geçemezdi. bir taraftan da tüm olup bitenler ve mu'ya ait bilgilerin hiç değilse bir kısmının aktarılması gerekiyordu.
    hem açıklanmalı, hem de saklanmalıydı... ama bu öyle bir saklama olmalıydı ki, saklayalım derken tamamen unutlup gitmemeliydi.
    bu hayli zor bir işti... adeta içinden çıkılmaz bir sorun gibi görünüyordu.
    işte o gece ra-mu'nun başkanlığını yaptığı ve yüzlerce naacal rahibinin toplandığı o büyük mecliste buna bir çare arandı. sırlar nasıl açıklanacak ama nasıl saklanacaktı?... naacal rahiplerinin ve eski mu halkının hiç alışık olmadıkları bir durumla karşı karşıya kalmışlardı. o güne kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmamışlardı.
    mu da böyle bir şeye ihtiyaç yoktu. herşey apaçıktı.
    bilgiler herkese aynı şekilde apaçık aktarılabiliniyordu. şuursal yapıları buna uygundu. şimdi ise farklı bir kıtada farklı bir sürecin içine girilmişti. "altın çağ"ın aydınlığı artık yavaş yavaş kararacak, "demir çağ"ın karanlığı tüm dünyayı saracaktı. bu insanlığın aşamalı aşağıya iniş sürecine gireceği anlamına geliyordu. bu çağrda insanlık açık bilgiden uzak kalacaktı. bunu da en iyi bilenler bu toplantıya katılan rahiplerdi.
    kıtaları yaşanılan büyük tufanın sonunda parçalanmış ve geriye sadece küçük ada parçaları bırakarak okyanusun derinliklerine gömülmüştü. ardından da atlantis aynı kaderi yaşamıştı.
    bu büyük trajedilerin yaşanmasından önce çevre kıtalara göçler düzenleyenler bu geldikleri yerlerde her şeye yeniden başlamak zorundaydılar. yeni yapılar, mabetler kuracaklar ve geçmişin anılarını burada yaşatarak geleceğe aktaracaklardı. ama en büyük zorluk bu anıların üstüne örterek anlatmakta yaşanıyordu. hem anlatacaklar hem de saklayacaklardı. açıkça değil, üstü perdelenmiş bir şekilde...
    sonunda bir yol bulundu ve mitolojiler oluştu...

    ... "altın çağ" artık sona ermişti. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. ama eskinin anıları geleceğe de bu bulunan yolla aktarılabilecekti...

    Kaynak: Ergun Candan - Atalarımızın Gök Tanrı dini
    2 ...
  38. pkk nin avrupa ülkelerindeki propagandaları

    1.
  39. çok başarılı olduğu aşikar. öyle ki avrupa halkını türkiye cumhuriyeti'ne ve türk halkına karşı kışkırtmada oldukça taraftar topluyorlar. zaten sırf türk olduğumuz için bize zıt düşmek isteyenlere güzel malzeme sunuyorlar. işin acı tarafı dışarıdan sanki zulmeden, bebek öldüren biziz de; onlar gerçekten mazlum halk ve masumlar. durduk yere canımız sıkıldığı içinkafalarına bomba atıyormuşuz gibi. bu ülkenin gücü yok mu dışarıdaki medyayı takip edecek ve karşı çıkacak yahu?
    4 ...
  40. the guardian ın can alıcı sorusu

    1.
  41. the guardian adlı ingiliz gazetesi, 13 mart 2016'da ankara'da yaşanan patlama ile ilgili Makalede patlamanın dünya kamuoyunda yeteri kadar ilgi görmediğinden ve Paris saldırılarının ardından gösterilen hassasiyetin ortaya konmadığından bahsedildi.

    ardından ingiliz bir piyanist facebook hesabından can alıcı bir soru yöneltti: "charlie oldunuz, paris oldunuz, ankara olacak mısınız?"
    alttaki yorumları okuyun lütfen:

    http://onedio.com/haber/t...e&utm_medium=facebook

    bana sorarsanız ne zorluklarla kurulmuş bir demokrasi ülkesinde bugün diktatörlükten bahsediliyor ise, bizler orta doğuda bir arap devleti gibi görülüyor isek biz bitmişiz. tarih bizi barbar diye yazdı, zalim diye yazdı. ama arap? diktatör? işte bu sonun başlangıcıdır...
    2 ...
  42. dünyada sadece türk askerinin yapabildiği 3 şey

    1.
  43. 1- Güven atışı: Bordo Bereliler tarafından yapılan talimdir. dünyada başka hiç bir askeri birlik böyle bir talim yapmamakta. bir bordo bereli sabit bir şekilde, başında kitap büyüklüğünde bir cisim varken durur. diğer bordo bereli ise; elinde iki tabanca ile üstüne doğru yürürken durmadan ateş eder. yolun yarısına geldiğinde arkasına döner, ve bacak arasından bakarak ateş etmeye başlar. tüm mermiler bitince rol değişilir.
    2- Solotürk: dünyanın en iyi savaş uçağı pilotları olarak tanınırlar. youtube'a 'f16' diye arattığınızda en başlarda onların haberi çıkar. akrobatik hava gösterilerinde çoğu hareketin ismini vermişlerdir. yaptıkları işlerin dünyada başka eşi benzeri yoktur.
    3- skorskye takla attıran türk pilot: duyduğumda kahkaha attığım haberdir. 1990 yılında türkiyeye ilk skorsky siparişi geldiğinde, türk askerler uyarılır. "bununla takla atamazsınız, denemeyin" diye. jandarma pilot üsteğmen vecihi iyigün inatlaşıp bu işi yapar. dünyada gelmiş geçmiş bunu yapan tek kişidir. daha sonra üretici firma skorksy nin ters dururkenki fotoğrafı ile çok reklam yapmıştır.

    askerlik bu millet için bir meslek değil; yaşam tarzıdır. o kışlaya girildiği günden, -tezkereyi alsanız bile- gözlerinizi tamamen kapayıncaya kadar sürer. tsk'nın başarısız olduğunu iddia eden arkadaşlar için küçük örneklerdir, saymakla bitmez.
    3 ...
  44. sommaliere

    1.
  45. fransızca "şarap garsonu" anlamına gelen kelimedir. wine waiter olarak da geçer. işi sadece şarap siparişi almak ve servisini yapmaktır. gerçekten tescilli bir şarap garsonu iseniz yabancı dil ile birlikte dünyanın her yerinde çalışma fırsatı bulabilir, güzel paralar kazanabilirsiniz. tabi bu işi yaparken diksiyonunuzdan kişisel temizliğinize, sohbetinizden, duruşunuza kadar her şey önemlidir. bu tarz garsonları kafelerde, çorbacılarda ve kebapçılardaki abilerimiz gibi düşünmeyin, avrupada çok değer veriyorlar onlara...
    1 ...
  46. dinin yanlış sorgulanması

    1.
  47. yapılan en büyük hatalardan biri de dinin veya tanrının somut olarak kanıtlanmaya çalışılmasıdır. "allahı kim yarattı" gibi sorularla sıkça karşılaşıyorum bu sözlükte. bu iş inanç meselesi ve kalpten hissedilmesi gereken birşey ve kuralları belli. senin kişiliğine, mantığına, ahlakına vs. uymuyor ise inanmazsın (layk mi) ve yoluna bakarsın, her din muhabbeti açıldığında saçma sapan sorular sorarak din ile doldurulmuş, dogma bilgiler empoze edilmiş beyinlere zıt giderek sorgulamaktan itiyorsunuz insanları. bunu yapmayın. bakın yolunuza zira inanmayanlar olarak hepimiz şunun farkındayız; mutsuzuz. çünkü her türlü bilgi mutluluk getirmez ve bazen mutlu olmak birşeyleri bilmekten daha çok tatmin eder insanı. bizler bir nebze de olsa kaybettik bunu. iyi insanlar kaybetmesin, dinlerin amacı da bu zaten.
    3 ...
  48. iliklerine kadar üzen filmler

    1.
  49. kimisi ağlar, kimisi şoka girer, kimisi etkisinden günlerce çıkamaz. bazı filmler değişik duygular içinde bırakır insanı ya. hah işte öyle filmler paylaşırsanız, yararlanalım lütfen...
    0 ...
  50. bugünkü türklerin başarısızlığının nedeni

    1.
  51. bozkırlarda at koştururkenki savaş başarılarına kimsenin söyleyecek sözü olacağını sanmıyorum. bütün dünyaya diz çöktürmüş, düşmanlarını tir tir titretmiş olan bir kavimin torunları bugün neden bu kadar kötü halde?

    birçok nedeni var elbet fakat genel kapsayacak olursak dört madde altında açıklayabiliriz;

    1- Göçebe yaşam sürülmesi ve buna bağlı olarak teknolojik, bilimsel ve sanatsal alanda gelişmelere yeterince ağırlık verilmemesi.
    2- Etnik dışı evlilik yapılması (en basitinden dışarıdan gelen yabancı gelinlerin her daim sıkıntı getirmesi.)
    3- islamiyetin kabul edilmesi (kültürel, askeri, sosyal bozulmaların çok büyük bir kısmı din ile birlikte içimize giren arap kültürüdür.)
    4- birçok kültür ve toplum ile etkileşim içine girerek benlik ile yabancı kültür çarpışmasının sonuçları (başlıca göçebeliğe bağlı olarak mecburen başka yapıdaki insanlarla etkileşim haline giren türkler ister istemez muazzam bir bozulmaya gitmiştir.)

    Yozlaşma ve bozulma millet içinde olduğu kadar devlet içinde de hat safhada. bunun oldukça farkındayım. dolayısıyla birçok insanın yaptığı gibi: oturdukları yerden vatan kurtarmaya çalışmaya devam ederek, iktidara küfrederek, sırf muhalif olmak için eleştirerek veya atatürk adını bolca zikrederek maalesef vatansever olunmuyor. zira bütün bu olanların suçunu iktidar dahilinde olan kimselere atmak bize yakışmaz. madem bu kadar sıkıntılı herkes o zaman çekilecek yine kılıçlar, sürülecek dört nala ve hatırlayana, öze dönene kadar durulmayacak. türklük artık kanda dolaşan bir ırk değil; beyinden ve yürekten gelmesi gereken bir duygudur. o halde hissetmek lazım, düşünmek lazım, inanmak lazım, en önemlisi artık harekete geçmek lazım!
    3 ...
  52. bir çekirdeğe paramparça olmak

    2.
  53. yapılan habere anlamsız tepkiler

    1.
  54. hayata at gözlüğüyle bakan veyahut prim peşinde koşan insanların kendince 'baş kaldırma' girişimidir. çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde, haber sitelerinde, haber uygulamalarının yorum kısımlarında sıkça karşılaşırız. gündemi meşgul eden haberlerin yanında magazin, spor vs. haberleri yapılınca "ulan o kadar şehit veriyoruz sizin yaptığınız habere bak", "memlekette bu kadar şey olurken böyle bir haber yapmanızı şiddetle kınıyorum ve sizi takipten vazgeçiyorum" tarzındaki yorumlara aşırı derecede sinir oluyorum...
    memlekette o kadar şey yaşanıyor da sen napıyorsun? sen kınınca bu adamlar işlerini mi bırakıyorlar?
    1 ...
  55. aydemir akbaşın dişlerinin fırlaması

    1.
  56. Kolpaçino 3 filminin galasında hararetli hararetli birşeyler anlatırken takma dişlerini havada kapma olayı. saç stilini de değiştirmiş aydemir abi.

    http://www.hurriyet.com.t...agzindan-firladi-40065794
    1 ...
  57. türkiyede batarist olmak

    1.
  58. sıkça "sen batari mi çalıyorsun?" sorusuna rastlamak. öğrenen çoğu insanın yüzünde beliren vurma aşkı ve bazen işaret parmaklarını bazen de yumruklarını havayı yararcasına hareket ettirmesine tanık olmaktır.
    daha acı olmak üzere 'bateri' kelimesini kullanmaktır. uzaktan yakından alakası olmayan fındık ağızlı fransızlardan alınmış bir sözcük olan bateri zamanında fransız edebiyatından etkilenmiş aydınlarımızın dilimize soktuğu gereksiz ve sinir bozucu sözcüktür.
    buradan bütün bataristlere ya da kendim gibi batari çalmaya çalışanlara selam olsun...
    1 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük