Birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeleri, birbirlerini yeyip bitirmeleri, sonra da ülkeden defolup gitmeleri şeklinde sonuçlanmasını gönülden istediğimiz kavgadır.
kendini bilmez insan beyanatıdır. 'sen kimsin?' diye sorarlar adama. inancınız, örfünüz, adetiniz ne olursa olsun eğer birazcık aklınız var ise bu cümleyi destekleyemezsiniz. Bu adam bize uyguladığı her yasak için halkı arkasına alacak bir bahane uyduruyor, türk örf ve adetlerini, islam inancını bahane ediyor ve malesef hepimiz buna inanıyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığından başka bir şey değil bu. yavaş yavaş tüm hak ve özgürlüklerimizi elimizden alıyorlar, hem de göz göre göre, bize istete istete.
Bak arkadaşım, bugün senin istediğin, inandığın, benzer düşüncelerini paylaşan bir hükümet başta olailir, bu kısıtlamalar senin yıllardır hayallerini süsleyen şeyler de olabilir, fakat gün gelir devran döner, senin onaylamadığın, görüşlerine taban tabana zıt olan bir hükümet gelir, sana dini yasaklar, konuşmayı yasaklar nefes almayı yasaklar, ağzın açık bakar kalırsın, ses çıkaramazsın. adamlar bunun yolunu açıyor farkında değilsin. iyi düşün, bugün oynaya oynaya kabul ettiğin yasalar/yasaklar, yarın ananı ağlatacak haberin yok. ucu sana dokunmuyor sanıyorsun ama, dokunacak emin ol.
içki yasağını 'oh çok iyi oldu gavurlara, içmesinler haram günah' ve yahut 'sen istediğin kadar yasak koy ben eve stok yapar içerim, şerefine tayyip' diye karşılayan arasında fark yoktur benim gözümde. ikisi de yeterli tepkiyi gösterememiş olayın önemini ve derinliğini kavrayamamıştır. zaten bizim en büyük hatamız da bu bencilliğimiz değil mi? bize zarar vermedikten sonra dünya umrumuzda olmuyor. fakat gün gerçekten uyanma vakti, farkına varma, düşünme vakti. yoksa çok geç olucak. Cumhuriyet gazatesi reklamıymışcasına fakat Cidden soruyorum, tehlikenin farkında mısınız?
Taksim gezi parkı hareketini her ayrıntısıyla anlatmaya çalışan kanaldır. Yandaş medyanın yapamadığını yapmıştır. Fakat bu kanalın tarafsız olduğunu iddia etmek düpedüz yalan söylemek olacaktır. Halk olarak gaza gelmemek ve olayları kontrollü tutmak gerekmektedir.
Taksimde yaşananların kemalizmin değil halkın hareketi olduğunu anlamak istemeyenlerin kullandığı ifadedir. Oysaki bu hareket halk hariç hiç bir başlık altında toplanamaz, kimseye mal edilemez. Hiç kimsenin de bundan nemalanmasına izin verilemez. zira bu hareketin bu kadar büyümesinin temel sebebi de tarafsızlığıdır.
eski başbakan yardımcısı ve bakan. bu adamın son açıklamalardan sonra niyeti nedir bilinmez. nemalanmak istiyor olabilir, akp'ye, recep tayyip erdoğana olan hıncını haızr yeri gelmişken dışa vuruyor olabilir, bazı kesimlerce desteklenen bir kukla olabilir, direnişin önderi olabilir, tamamen iyi niyetli haklının yanında haksızın karşısında olabilir. her ne ise bu adam yıllardır muhalefete hasret olan bu ülkede kimsenin söyleyemediğini söyledi. bu ülkede kimden, neden, ne zaman olduğuna bakılmaksızın çok ihtiyaç vardı bu sözlere.
Taksim gezi parkı hareketinden nemalanmaya çalışan partidir. fakat umduğunu bulamayacağı kesindir, zira şu ülkede kendisini ciddiye alan ve taksim gezi parkı hareketi ile arasında bağ kuran tek kişi recep tayyip erdoğandır.
Mantıklı bir insanın yapmaması gereken açıklamadır. Olayları yatıştırmak şöyle dursun, ortamı kızıştırmak, provake emek, insanları ötekileştirmek, ayırmak, düşmanlaştırmak için konuşan başbakanın acilen kendine gelmesi gerekmektedir. istediği nedir? kardeşi kardeşe düşman etmek midir? zamanında bu ülke bu olaylardan çok acılar çekmiştir. Tekrarlanması herkesin zararınadır. Tekrarlanmasına sebep olacak söz ve davranışların ise vebali büyüktür.
Ortalığı karıştırmak ve provake etmek amacıyla ortaya atılan bir iddiadır. Zira 'dinci' kelimesi ile dindar insanlar kastediliyor ise, bir çoğunun sokaklarda eylemi desteklemekte olduğu unutulmamalıdır. Bu şekilde çirkin ithamlarla ancak toplumda ayrılık ve bölücülük yaratılacağının, eylemi din karşıtı olarak lanse edileceğinin farkına varılmadır. Öyle ki bu hareket, 'halk' hareketidir ve başka hiçbir üst başlık barındıramaz, insanları üst başlıklarla sınıflara ayırmak isteyenler başka yerden nemalansın.
Eylemcileri gaza getirmemesi, tam aksine sakinleştirerek eylemin amacından sapmasına ve şiddete dönüşmesine engel olması gereken ünlülerdir. Bir kısmı da gerçekten hakkıyla davranmaktadır.
kendini bilmezlik ve fazla kibirden başka bir şey değildir. Başbakan her ne kadar kabul etmek istemese de çapulcu dedikleri dün ona oy verenlerdir, komşusudur, eşidir, dostudur, mahalle bakkalıdır, manavıdır, öğretmenidir, öğrencisidir, onun efendisi, hizmet ettiği halkıdır. Başbakan bunu acilen farketmeli ve hepimiz için geri dönüşü olmayan yollara girmeden önce iyi düşünmelidir.
Demokrasinin bir gereği olarak, ancak sandık başında yapılması gereken eylemdir. Taksim Gezi parkı eyleminden böyle bir sonuç çıkaracağını düşünenlerin biran önce aklını başına toplaması gerekmektedir. Öyle ki bugün yıkılan bir parti olarak görülse de gerçekte olan demokrasiye olacaktır. Eylemin amacının toplumda ve hükümette 'farkındalık yaratmak' olduğu unutulmamalı, eylem amacından sapmamalıdır.
Eylemin gerçek amacıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlardır. Tek amaçları halkı provake etmek, eylemi 'dinsiz' göstermek olan, bunu da halkın dini değerlerine saldırarak yapacağını iyi bilen insan(!) topluluğudur.
Acunn medyanın yaptığı harekettir. Taksim gezi parkı ile ilgili yapılan haberde 'Halk polisle birlik olarak eylemcilere müdahalede bulundu' denilmiştir. Özneyi karıştırdıysanız açıklayayım, buradaki 'halk' polisin arkasından ellerinde çivili sopalarla dolaşan, yürüyüş yapanları ara sokaklarda sıkıştırıp döven insan grubudur. Eylemcileri söylememe gerek yok sanırım, sen ben o'dur.
Bir darbenin ülkemizi ne kadar geriye götüreceğinden haberdar olmayan, veya olayın gazı ve sıcağıyla bunu düşünemeyen kişilerdir. Zira bu bir halk hareketidir. Demokrasilerde herkesin istediğini söylemeye hakkı vardır. Askerin müdahalesi gibi bir durum ve istek asla söz konusu olamaz, olmamalıdır.
Dün akşamki yayınında Başbakanı nasıl öveceğini şaşıran haber kanalı. Olayların en başından beri tüm sosyal medyayı takip etmekteyim. Bir kere bile Adnan Menderes, Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan'ın birlikte görüldüğü bir görsele, bir yoruma rastlamadım. Dün akşam bu kanal bahsettiğim görüntüyü dakikalarca ekranda tuttu ve bunun Türk Halkı tarafından en 3 gündür en çok paylaşılan görsel olduğunu iddia etti. Ardından da 'halk bu görselde ne demek istemiş' konulu bir tartışma açıp, 'Halk başbakanına sahip çıkıyor, onu yedirmeyiz diyor, onu halkın adamı olarak görüyor, en sevdiği ilan ediyor, e haklı da' demiştir. Televizyonun karşısında hayretle izledim bu anları. Bu insanlar nasıl bu kadar yanlı haber yapabilirler? Nasıl mesleklerini ve onurlarını bu şekilde satabilirler? Tamamen objektif olması gereken bir meslekten bahsediyoruz, nasıl bu kadar gözümüze sokarak bu kadar 'korkusuzca' yalan ve yalaka olabilirler? Bize yıllarca neler yedirdiler kimbilir, Allah sonumuzu hayır etsin.
biraz önce sezen aksu'nun küçüğüm şarkısındaki piyano sesini parmaklarımı masamda gezdirmek suretiyle taklit etmeye çalıştığımı farkettim sözlük. hayır piyano çalmışlığı olan bi insan değilim sadece proje çalışmak bana yaramıyor. *
'bu ürün standart bedendir' ibaresine güvenerek alıdğım kazağın xl çıkmasından sonra standartlarını tekrar düşünmeme sebep olan online alışveriş sitesi.
italyada bir trende oturduğum koltuğun rahatsızlığından dolayı havlumu yere serip koridorda uyumama sebebiyet veren olaydır, gençken yapılması tavsiye edilir.
Ryanair, wizzair gibi ucuz havayolu şirketlerinin kullandığı milano'daki havaalanının adıdır. Merkezdeki tren istasyonundan buraya 10 euroya otobüsler kalkar.
Genellikle ucuz havayolu şirketlerinin** kullandığı, romadaki havaalanının adıdır. Havaalanından roma merkezdeki termini bölgesine 4 euro ödeyerek, yaklaşık 45 dakikalık bir otobüs yolculuğuyla ulaşmak mümkündür. Ayrıca havaalanının gece açık olan küçük bir bölümü bulunmaktadır. Bu sebeple avrupada ucuza yolculuk için kullanılan havaalanları arasında sevilen sayılandır.