Şahsımın hakkında komik bir anısı olan kelime. Küçükken annem babam ve ben arabadayken bendeniz hiperaktif, eli dursa ayağı durmayan ayağı dursa çenesi durmayan bir velet olaraktan "ıptıs çıktıs" ritmiyle nereden duyduysam "amcık amcık amcık" deyip duruyorum. Anlamını da bilmiyorum benim için o an sadece ritim yaptığım anlamsız bir kelime. Annemle babam bi şok oldular tabii gülmemek için kendilerini zor tutuyorlar. Annem "ne diyosun öyle deme çok ayıp terbiyesiz bir söz" dedi ben de şaşırdım tabii ne demek ki diye sordum "meme demek" dedi. Benim için amcık hâlâ meme demek sözlükçüğüm.
Beş gün önce geçirmiş hâlâ ağzında dikişi olan biri olarak söyleyebilirim ki tüm uyarılara dikkat ettim, ilk gün dişlerimi fırçalamadım, sigara içmedim, sıcak/soğuk, çay/kahve tüketmedim, dört gün katı gıda yemedim, sıcak duş almadım, tükürmedim (dişimi fırçalamaya başlayınca fırçayı sık sık ıslatıp ağzımdaki macunun lavaboya akıp fırçadaki suyun temizlemesi suretiyle yetindim zaten ardından gargara yapılıyor o da nazik bir şekilde), antibiyotik ve ağrı kesicilerimi düzenli kullandım, ilk üç gün yüzümde şişme oldu şimdiyse gözle farkedilmeyecek kadar azaldı. Bu konuda verebileceğim en önemli öneri eğer romatoid artrit geçmişiniz varsa, vücudunuz iltihap kapmaya meyilliyse ve ilaç alerjiniz yoksa doktorunuza durumu önceden belirtin ya birkaç gün önceden antibiyotiğe başlayın ya da işlemden bir saat önce iki tane için. Ben işlemden bir saat önce içmiştim. Diş çekimlerinde önemliymiş bu ben daha önce çektirmediğim için bilmiyordum. Tansiyon, şeker rahatsızlığınız varsa da bildirin gerçi büyük ihtimalle işlemden önce sorarlar zaten ama varsa hafife alıp yok diyerek yanlış bilgi aman vermeyin sonra beklenmedik sonuçlar olmasın.
Ha her şeye dikkat ettim de hiç mi olumsuzluk yaşamadım tabii ki yaşadım. ilk gün çok can sıkıcı oluyor zaten. Ağzımda gazlı bezi bir saat kadar tutup çıkarttıktan sonra doktorun yazdığı ağrı kesiciyi içtim ve uyudum, uyumaz olaydım hep kan akmış ağzımdan battaniye falan kan lekesi oldu. O yüzden ilk 24 saatte uyumadan yastığınıza eski ya da kırmızı/kahve bir havlu serin battaniyenizi de yüzünüze kadar çekmeyin ben ettim bir eşeklik lol. Bir de üç gün yüksek yastıkta yattım. ilk üç günün sonunda artık ısırarak çiğneyerek yemek yemek için delirir vaziyete gelip güzel bir öğünün hasretini çekebilirsiniz. Bu yüzden bebe bisküvisi, meyve/sebze püresi, parçacıksız çorba gibi besin değeri olan şeyler tüketiniz ki güçten düşmeyiniz. Ben ilk iki gün hata edip sadece puding ve yoğurt yedim hiç hoş bir his değil gerçekten. Bunlar dışında diyebileceğim pek bir şey yok gibi. Benim gibi dişçi fobili, kan aldırırken bile bayılan, acı eşiği düşük, daha önce hiç ameliyat olmamış, bir yerini kırmamış büyük fiziksel acı geçirmemiş biri bile atlattıysa herkes atlatabilir. Geçmiş olsun.
Az evvel yapıp afiyetle yediğim pizza türü. Hamurla uğraşacak zaman yoksa evde de tortilla/lavaş (uno olanında lavaş yazmakta) varsa eldeki malzemelerle hızlıca yapıp tüketilesi doyurucu ve tembel işi bir lezzettir. Kendi yaptığım ve beğendiğim tarifini de paylaşayım:
Bir adet tortillayı genişçe bir cam tabağa alıyoruz, üzerine kaynar suyla seyrelttiğimiz domates salçasını sürüp kaşar rendeliyoruz. Tortilla çok ince olduğunran bir kat daha koyup aynı işlemi gerçekleştiriyoruz. Tereyağında kavurduğumuz küp küp doğranmış yarım soğanın üzerine dana kuşbaşı ekliyoruz tuz ve kekikle pişiriyoruz ve tortillaya dağıtıyoruz. Üç dört zeytin, küçük bir domates, üç dört ince dilim sucuk, birkaç dilim yeşil tatlı biberi de üzerine ekliyoruz. Ben az bir miktar beyaz peynir de ekledim, siz eklemeseniz de olur isteğinize göre. Sonra da mikrodalgaya atıp peynirlerin erimesini bekliyoruz ve pizzamız hazır, afiyet olsun.
Kendim yaptım diye demiyorum ama tarifin basitliğine rağmen en az pizzacılarda yediğimiz pizzalar kadar lezzetli oldu, bir şans verin derim.
Sesleri daha çok duyulsun diye boğazlarını kasarak oooooğğğğööaaaaa şeklinde yaptıkları bağırmadır. Hem duyan insana rahatsızlık verir hem de bir süre sonra eskicinin ses tellerinin deforme olmasına sebep olabilir. Buradan eskicilere önerim: alın abi bir megafon sakin sakin anlatın derdinizi. Bizi de sinir stres sahibi yapmayın sesinizi de kaybetmeyin.
Hemşire şırıngayla sanki kanınızı değil de ruhunuzu vakumluyor gibi bir his oluşur. O çekilme hissiyle tüm beden uyuşur ve baygınlık geçirilir. Bir de alkol koklatılıp uyandırıldıktan sonra laboranttan azar yenilir bundan korkulur mu diye. Napalım aq fobi işte millet bebekten, palyaçodan, kediden, kertenkeleden korkuyor da ben damarımın göründüğü hassas bir noktama iğne batırılıp kanımın çekilmesini hissedince bayıldığımda mı olmuyor oç. Demek ister insan ama demez tabii sözlükçüğüm insan psikolojisinden anlamayan bir hödüğe ne laf anlatabilirsin ki.
Şangır şungur tesbih sallamaktan, cak cuk sakız çiğnemekten ve yanındaki insanın gazetesini/telefonunu dikizlemekten yapacak daha iyi bir işi olan kişidir. Bırakın okusun ister şekilcilik olsun ister yolu değerlendirmek istesin isterse de kitap kurdu olsun kimseye bir zararı yoktur neticede. Sinirlenecek başka şey mi bulamadın ülkede sözlükçüğüm anlamadım ki.
Nez adlı şarkıcının sakın ha adlı şarkısında kurduğu cümle. ingilizcesi advanced seviyesinde olmayanlar için tercümesi "senin adın ne benim adım nez" şeklinde çevirilir.
Rennie/talcid gibi ilaçlara ulaşılamıyorsa bir bardak değil yarım çay bardağı süt yavaşça içilmelidir, fazla içilirse yanmayı arttırır evet.
Yatar vaziyette iseniz bir yastık daha alıp başınızı midenizden yukarıda tutmanız gerekir. Yemek yiyeli iki üç saati geçmediyse zaten yatmayınız.
Muzun da mide yanmasına iyi geldiğini duymuştum.
Bir de çay/kahve, sigara, alkol, çok acı, çok tatlı (özellikle aç karnına tatlı aman sakın) tüketmezseniz yanma ihtimalini en başından az tutmuş olursunuz. Geçmiş olsun.
Yirmilik dişi icat eden adamın götünü SiKEYiM puşt oğlu puşt lan küçücük çeneye o kadar büyük ve yamuk dişi niye taktınız oç o dişleri söküp götümüze mi sokalım amcık bok mu yiyecez boğazıma kadar niye diş diziyosun piç.
Anında gelen edit: ıyy vazgeçtim sütlaç hariç onu unutmuşum ben.
Eksileyen üç kişi tatlısının içinde pirinç olmasından mutluluk duyan ve bundan mutluluk duymayan insanlardan nefret eden ruh hastaları. Tatlıda pirinç mi olur olm manyak mısınız?
Yirmilik dişlerini çektirmiş, bir dikişli bir de açık diş oyuğuna sahip olmak. Şakağımdaki sızı nikotin nikotin diye bağırıyor ama ağzımdaki taze yaralar için ölümcül bir hamle olacağı kesin. annemin arkadaşının kızı yirmilik diş ameliyatı sonrası sigara içmiş de bir buçuk yıl yaralarla iltihaplarla doktorlarla uğraşmış. Gerçi onun ya doktoru malmış ya bünyesi zayıfmış bir buçuk yıl ne yuh. Neyse ben yine de girmeyeyim de o topa nemelazım.
ihtiyaçtır, kapalı alan bulunamamıştır vs. Anlaşılabilir ama on metre ötede bebek bakım odası olan bir alışveriş merkezinde löks diye oturup bebek emzirenler biraz garip oluyor. Bir de karşısındaki koltuğa kimse oturmasın diye bebek arabasını falan kapatmıştı bir tane tip. Hayır benim o koltuğa oturmamı engellemen mantıklı değil, çok rahatsız oluyorsan birinin bakmasından az ötede bu iş için sana oda yapmışlar görgüsüz kadın. Bak yine sinirlendim.
Hep tadının kötülüğünden bahsedilmiş ama bana gayet ferah ve temiz bir his veren gargara/ilaç. Öyle ağzımı hissetmiyorum durumu yaşamadım. Gerçi yaşasaydım bile altlı üstlü çekilmiş iki yirmilik diş söz konusu, enfeksiyon kapıp bok yoluna gideceğime ağzımı hissetmemeyi tercih ederdim.
Hiç yaşamadığım bulantı. Ayrıca yaşayacak bile olsam şu an hiç sorun etmezdim. yirmilik dişini dün çektirmiş ve pipetle çorba içen biri olarak orta boy whopper menü + soğan halkası için sol böbreğimi bırakırdım.
Olmayan iticiliktir. Ten renkleri, gülümsemeleri, bembeyaz dişleri, burunları, hareketleri, şarkı söyleme yetenekleri, dans figürleri onları aynı anda hem sevimli hem havalı yapar. Ha her ırkta olduğu gibi onlarda da itici insan illa ki vardır. Ama aydınoğlu bir kuyuya taş attı diye siyahiler oturup ağlamayacak sonuçta lol.
Bir kişi görülmediğinde işleyeceği bir suçu arzuluyorsa görülmemek için fırsatlar yaratır yine o suçu işler. yaratamıyorsa da arzulamaya devam eder. Ama vicdanen bir suçun erdemli olmadığını düşünüyorsa ne kadar aklından geçirmiş de olsa fırsatını bulsa bile o suçu işlemez. Yani kişiden kişiye farklılık gösterecek durumdur.
Kaşı gözü burnu dudağı gayet güzel olan yazar. Bir eyeliner bir ruj sürüp, saçını açınca gayet de fıstık gibi bir görünümde olur. Tabii her önüne geleni yerme eğilimindeki yazarlarımız kendileri mükemmelmiş gibi, öyleyseler de bunu genleriyle değil de zekalarıyla edinmiş gibi, herkese çamur atan kötü kalpleriyle sanki mükemmeli hakediyormuş gibi yine ağzı olan konuşur lafındaki gibi boş boş şeyler söylemiş hakkında. Ama anladığım kadarıyla böyle lafları takmayacak kadar özgüvenli ki makyajsız, güzel görünmeye uğraşmadığı bir fotoğrafını paylaşmış. Ki makyajsız, ev hâliyle çok az istisna hariç herkes solgun görünür. insanlara saldırmaya yer aramayın lütfen, aşağılık kompleksinizi her fırsatta belli etmek zorunda değilsiniz.
Not: yürümüyorum zaten cinsel yönelimim ve ilişki durumum buna müsade etmiyor lol.
Uykuya dalmadan önce bir tutam saçı üç parmakla (işaret ve orta parmak bitişik, baş parmakla aralarında bir tutam saç olacak şekilde) tutup parmakları ileri geri ovuşturarak parmaklar arasındaki saç yoğunluğunun azalmasıyla hissedilen o ince bir frekans gibi sanki hayattan kopuyormuş, boşluktaymış gibi, adı olmayan garip duygu. Sanki uyuşturucu bir madde almışsın da normalde hissetmediğin garip bir şey yaşıyormuşsun gibi. Bazen o duygu saçla oynamadığın zaman da aynı şekilde hissedilir. Tanım olarak sadece kalınlıktan inceliğe geçiş ve frekans gibi sabit kalan o ince histen bahsedebiliyorum. Ama duygu desen duygu da değil. Adı üstünde tarifi olmayan. Bir miktar rahatsız edici bir his diyebilirim. Anlatabildim mi bilmiyorum, çocukken daha çok hissederdim bunu ama o kadar anlamsız ki sadece iki kişiye anlattım biri hiçbir şey anlamadı biri de benzer bir şey hissettiğini söyledi. Acaba adı falan var mı bunun, sanmıyorum ama.
Defalarca dinlense de bıkılmayan şarkılardan. En azından ben Yıllardır bıkmadım kendisinden. Belki fincenin muazzam sevimli fonetiğinden belki de ville valo beyin eşsiz sesinden, ya da her ikisinden de olabilir.
Gençlerin merak duygularını, ruhsal boşluklarını ve manipüle edilebilirliklerini kullanıp küçük ama korkunç görevlerle başlayıp 50 gün sonunda intihar etmelerini söyledikleri ve etmemeleri durumunda çeşitli tehditlerde bulundukları iddia edilen sapıkça bir akımdır. Tüm verdikleri görevleri bayağı merak ediyorum aslında, tam olarak nasıl görevleri hangi üslup ve alt metinlerle verip de insanları intihara sürüklüyorlar acaba. iyi ki şu anki hâlimden 10 yaş genç ve rusça bilen biri değilim, yoksa kesin sırf meraktan atlardım buna lol.
Ahır gibi kokan, hem yağsız hem tuzsuz, küflü, tuzlu ama yağsız, haddinden fazla sert, haddinden fazla yumuşak, plastik gibi olan peynirlerse benim için korkunç x korkunçtur. Bilemiyorum belki daha sağlıklıdırlar ya da daha iyi özellikleri vardır ama benden uzak olsunlar öğ.
Alttaki saat beş ulan beş saat beş diyen yazar için edit: ee aq?
Aklıma geleni istediğim saatte yazdım diye ne rezilliğim ne peynir kokululuğum ne mandıra inekliğim kalmış ve normal bir entry girmeme rağmen eksilenen ben olmuşum, artılanan da alttaki hakaret eden dingil olmuş. Sizin seviyenize de, yaşama hırsınıza da, başkalarına her fırsatta hakaret etme çabanıza da. Ayrıca sabah olunca peynir yemenin neresi anormal acaba da bu kadar hırs yapmış bu andaval. insan gerçekten hayret ediyor. Gerçi pardon %90ı recep ivedik izleyip demet akalın falan dinleyen bir ülkedeyiz. Böyle zeka yoksunu çıkışlara ve aptalca her halta atlamalara şaşırmamak gerek sanırım. Ben peynirimi yedim, sen de seviyene yaraşır şekilde git bok falan ye madem pelte beyinli denyo seni.
