Bende normal diyetlerin etkisinden çok da farklı bir etki yapmayan diyettir.
Ha devam ediyor muyum ediyorum fakat başladığım şeyi yarım bırakmak istemediğimden. Hani bak bende sorun yok diyeyim sonunda.
Günü gününe yazayım da tam olsun;
66 kilo ile başladım bu diyete. Sitede dukan emminin dediği gibi 3 gün yaptım atak evremi. 3 günde 64,5-65 arasında gidip geldim. Aç kaldım çoğu zaman.
sabahları jambon beyaz peynir ve yumurta tükettim. Öğlen köfte. Akşam yoğurt ve yumurtayla geçiştirdim. Sıfır şeker ve karbonhidrat ile birlikte.
Seyir evresinin ilk günü tavuklu salata, akşamında yağsız menemen ile geçti arada yoğurt süt ve bilumum etler tükettim.
Şimdi seyir evresinin 2. günündeyim protein günü. Kabızlık revaçta. Çartpıntı bulantı cabası...
2 hafta yapar sonucu bildiririm. Amacım 10 kilo vermek.
not: ne kötülediniz lan... bende öyle bir etki yaratmıyor olabilir arkadaş sen hızlıca veriyorsan benim entrymin günahı ne?
şimdi sakin ol ve öfkeni yavaşça yere bırak. düşman saydıkların,
ateş edebilirler diye gard aldıkların ailen ya da en büyük aşkların unutma.
yavaşça bir kenara çekil ve haline bak. ihtiyaç duyma kimseye. bırak gitsinler.
sevgilerini kazanmak için yetmedi mi yaptıkların. hala korkuyor musun giderler diye tıpkı bir aptal gibi.
yak bir sigara ve muhtaç olduğun herşeyi kül tablasında bırak. sigaran biterken bitsin işkencen de.
özgür bırak kendini. seni bağlayan duygular zincirini. tek tek kopar her dumanda. ve sigaran bittiğinde
derin bir siktir çek hayallerine, isteklerine, sevdiklerine.
hah işte son nefes geliyor. özgürlüğe ramak kaldı. artık öğrendin insanlara ancak sevgiyle bağlanırsın.
ama bağlanmak ki ne bağlanmak zincirlerle. şimdi kır onları.
uzaktan bak her şeye hayatla ak...
isteme, istemek kötüdür.
ve son nefesi çek.
evet kendi önünden çekil ve yoluna bak.
psikoterapi günümüzde henüz önemi ve gerekliliği anlaşılmamış bir olgudur. Kişi kendini kötü hissettiği anda psikiyatr'a gider ve derhal ilaç tedavisine başlanır. oysa ki eğer kişi benim kadar şanslı ise psikiyatrı sabırlı olup, ona bir ilaca değil konuşmaya ihtiyacı olduğunu söyler ve bir psikoterapiste yönlendirir.
Şöyle ki; psikoterapi çocukluğumuzda bir vaka sonucu anlam yükleyip bilinç altına attığımız olumsuz anıların yetişkinliğimizde benzer sahneyle karşılaştığımızda aniden ortaya çıkan rahatsızlıklarını çözer. Çocukken yaşadığımız o vakayı bulur, ve ona yüklediğimiz anlamı değiştirir.
Örneğin; çocukken daha 3-5 yaşındayken pazarda kayboldunuz, anneniz babanız yok. etraf kalabalık, çaresiz ve güvensizsiniz. bu olay küçük bir çocuk için büyük bir travmadır. ve annesi babasını gördüğünde o anlık ağlaması dursa da bilinçaltı zamanı geldiğinde tekrar güvenlik ve çaresizlik hissettiğinde onu tekrar ağlatacaktır. işte psikoterapi o anıyı bulup onu acı çeke çeke anlatmanızı ister. tıpkı pazarda olduğu gibi. yoksa zamanı geldiğinde her yalnız kalış bir uyaran olur ve güvensizlik duygusunu doğurur.
Psikoterapi asla öğüt vermek değildir. iyi hissetmek de değildir çoğu zaman. psikoterapide kötü olayları konuşur anlatır yorulursunuz, üzülürsünüz o anılara gömülürsünüz fakat bir hafta sonra o anıları hatırlamak artık acı vermez, etkilemez bile.
bazı çocuk tacizi vakaları ve daha büyük travmalar da sabırlı düzenli ve uzun bir süreç sonrasında bilinçaltından davranışlarımızı etkilemeyi bırakıp atmosfere karışır.
Sosyal fobi, panik atak ve depresyon için ilaç kullanılsa dahi psikoterapi olmazsa olmazdır.
etkisini 3 ay sonra aynaya baktığınızda belirgin bir şekilde görebileceğiniz, aktif sivilcelerin düşmanı, düzenli kullanımda cillop gibi bir cilde sahip olmanızı sağlayan ilaç.
eğer hap kullanmayı tercih etmeyen ve bol keseden sivilceleri olan biri iseniz ilk 4 ay gece isotrexin gündüz clindoxyl ile var olan sivilceleri kurutup sonraki 4 ay ise izler için eritretin+sivex ile tedavi edilen bir cilt hastalığıdır. bu yaratıklardan korunmak için nilera limonlu sabun en iyisidir.