Bu şarkı, Alt-J üyelerinin aşık olduğu, uzun zaman önce ölmüş iki tarihi kadın hakkındadır: 20. yüzyılın ortalarında Amerikalı fotoğrafçı Elizabeth "Lee" Miller ve VIII. Henry'nin ikinci eşi Anne Boleyn.
"ikinci albümümüz This Is All Yours'u yazmayı bitirirken, şans eseri telefonlarımızdan birine kaydettiğimiz hızlı bir jam ile karşılaştık. Bu, 'Deadcrush'a dönüştü, bu da birini tanımlamak için uydurduğumuz bir kelime. artık sandığın gibi hayatta değil. Dolayısıyla ilk mısra Joe'nun aşık olduğu Lee Miller hakkında, ikincisi Gus'ın Anne Boleyn'i hakkında."
alt-j isimli indie rock yapan grubun bence en iyi parçalarındandır. bir ara proje üstünde çalışırken çokça dinlememden ötürü ne zaman duysam aklıma o projeyi getirse de şimdilerde tekrar barıştık kendisiyle. Grubun diğer en çok dinlenen şarkıları için
(bkz: taro)
(bkz: Left Hand Free)
(bkz: Fitzpleasure)
(bkz: Breezeblocks)
(bkz: Tessellate)
sürekli kıl almak durumunda olmayan erkeklerin bomboş salladığı gerçektir. Bunun normal bir durum olduğu kavrayamamış trollerin bu dünyadan olmadığını, en azından bir kere bile sevgililerinin olmadığını düşünmekten kendimi alamıyorum.
yarışmacıların neden sürekli kendilerinden 'biz' diye bahsettiklerini anlamadığım tv programı. Daha mütevazı görünmeye çalışıyorlar sanırım ama etkisi bunun tam tersi.
Sadece cillian murphy için bile izlenebilecek bir gerilim filmi.
--spoiler--
Tuvalet sahnesi biraz daha uzun olabilirmiş eheheh. Film boyunca yahu bu konuşmaları kimse duymuyor mu diyip durdum. Onun dışında klasik bir gerilim filmi. Aslında sonunda kadının kazanacağını mutlu sonla biteceğini tahmin edebiliyorsunuz ama yine de uçak sahneleri keyifli geçiyor.
--spoiler--
Temposu oldukça yüksek bir psikolojik gerilim dizisi. Ben oldukça beğendim. Ahs türü yapım sevenler için de tatmin edici olacaktır.
--spoiler--
Sırayla dizide görünen herkesten şüphelendim. Kesin bu yaptı diyemiyorsunuz kimse için. Mektupları bu gönderiyor dediğinizi bir bölüm sonra yok ya bu değildir diyorsunuz. Böyle dizilerde suçlunun kim olduğu ortaya çıkmadığı için biraz üzülsem de kendi teorilerinizi üretebiliyor olmak güzel. Gerçek bir hikayeden uyarlanmış olduğunu görünce de insanlar neler yaşıyor dedirtiyor.
Dizide normal tek bir insan yok bu arada. Ev sahibi aile de dahil herkes aşırı garip. Tek masum ilk bölümlerde öldürülen erkek çocuğun evcil hayvanıydı.
Hocanın verdiği ödev yine gerçekten müthiş garip. Eve yazılmış övgü dolu mektupları kim neden sever anlamış değilim. Çok korkunç.
--spoiler--