kapitalizmin milli değerlerin önüne geçtiğinin bir örneğiyle daha karşı karşıyayız. ben anlamıyorum abi. akıl sır erdiremiyorum. şampiyonlar ligi organizasyonu, kulüpler bazında olduğu kadar milli çerçevede bir organizasyondur. şampiyonlar ligine gitmeye hak kazanan kulüplerimiz kendi marka değerlerini temsil ettikleri kadar ülkenin marka değerini de temsil eder, alınan iyi sonuçlara göre yükseltir veya alçaltır. en nihayetinde formasında taşıdığı ayyıldızla gururlanır, üzülür, seviniriz. maç reklamı medyadan izleyiciye servis edilirken kullanılan sloganlar milli iken, maç yayınını izleme hakkı nedense şahsidir. böyle bir ikiyüzlülüğü kaldıramıyorum ben. cidden anlamıyorum. senede 5-6 maç izlemek için(tabi gruptan çıkıp tur geçilirse) d-smart'a abone mi olacağım ben? 90 dakika heyecan yaşamak için bir sene boyunca haybeye yayıncı kuruluşa(deyim yerindeyse) kendimi mi siktireceğim? kimse kusura bakmasın da sikerler öyle işi. beni futboldan soğuttunuz ibneler.
ilham perim gitmez oldu, geliyor ara ara
sanırım onun da ayakları otuzyedi numara
o gelmişse elbette bana da yazmak düşer
nazlı yarin ayaklarını düşünürken kara kara.
37 numara bıraktı yüreğimde bir sızı
yok mu ayağı 37 numara olan bir sözlük kızı?
footbuddy'n olayım, bir pm atsan yeter
usandırma beni canım yapma artık şu nazı.
bir ayakta bulunması gereken tüm özelliklere sahip ayak. ayak parmağı yüzüğüyle taçlandırılması durumunda servise hazır hale gelir. önce kokusu derin derin içe çekilmeli, pembe topuklara masum buseler kondurularak bu eşsiz ve büyüleyeci manzaranın keyfi uzun uzun çıkarılmalıdır.