bekaretini evlenene kadar korumuş, madem bekaretimi korudum bakir bir erkekle evlenirim diyen kızdır. Kıssasa kısas mantığı. Ne kadar çabalasada bakir erkek bulamayacak olan kızdır.
eskilerden bir sanatçının söylediği şarkıyı, yenilerden kıytırık bir şarkıcı söyleyince her ayak bastığınız yerde ve radyoyu her açtığınızda çalmasıdır. sosyal paylaşım sitelerinde arkadaşlarınızın durmadan tekrar tekrar paylaşması, youtube de dinlenme rekoru kırmasıdır.
daha kimin nesi olduğu belli olmayan tarihe imza atmış sanatçıların fotoğralarını facebookta paylaşmaktır. ''bu kim, neyin nesi?'' diye sorulduğunda, ''bilmiyorum ama herkes koymuş bu adamın fotoğrafını..'' demesidir. bre, madem bilmezsin o adamın kim olduğunu, ne yaptığını, niye koyarsın fotoğrafını? niye popüler kültüre destek çıkarsın?
birde popüler olan kıytırık filmler var tabii. twitterdan ''ayy geçende recep ivediği izledim, gül gül öldüm.''* diye twit atmaktır. artık popüler kültür o kadar fena bir durum oldu ki, mizah anlayışımız bile değişti. recep ivedik bu, kim güler buna yahu? benim 10 yaşındaki kuzenim bile bu ne abla diyor. vay ak, ne durumlardayız.
gelelim şu moda ikoncanlara. fatmagülün dizide giydiği elbiseler normalde kimse giymeyecekken, üzerinde görüldükten sonra moda oldu, birçok dükkanda yer edindi.*birçok gerçek malın korsanı çıktı; gözlüklerin, çantaların, kıyafetlerin. bunların tek nedeni popüler kültür tabii ki. fakirin giydiğini kimse giymeyecekken, fakirin giydiğini zengin giyince adına ''bu yılın popüler modası.'' denildi.
işin kötü tarafı ne biliyor musunuz? henüz ergenliğe yeni girmiş kızlar popüler filmler, popüler kitaplar, popüler kıyafetler, kim olduğunu bilmediği kıytırık popüler insanlar arasında büyüyor, geleceğin kezban sıfatının temellerini atıyor. bu kız henüz 13 yaşında moda diye topuklu ayakabı giyip, yüzünde bir kilo makyaj ile karşıyaka çarşıda dolanıyor. bu kızın en çok sevdiği film recep ivedik, bu kızın en çok sevdiği sanatçı(!) demet akalın, bu kızın en sevdiği yazar canan tan.
belkide yıl 2020 olduğunda bu nesiller popüler kültürün ne anlama geldiğini dahi bilmeyecekler. belki de her şey popüler kültürden ibaret olacak. belki de sırf popüler diye bir dona 500 tl bayılacaklar. evet, 13 yaşındaki bir kızı karşıyaka çarşıda kıvırta kıvırta yürürken değil, mahalle arasında bisiklete binerken görmek daha harikulade olurdu.
ibretlik tespitim. ben şuana kadar en çirkin erkeklerin türkiyeden çıktığını, kıvanç tatlıtuğ, efenim mehmet günsür gibi yakışıklı türk erkeklerinin kökenlerinin farklı ırklara dayandığını düşünürken, aslında türk erkeğinin o kadar çirkin olmadığını fark ettim. türk erkeklerinden daha çirkin, daha pis, daha görgüsüz erkeklere hintli denir.
ateistler her şeyi bir sonuca bağlamaktadır. Onlara göre Her sonucun altında bir mantıklı neden vardır. Herhangi bir ateiste şeytana, cine vb inanıp inanmadığı sorulduğunda götüyle gülmesi muhtemeldir. Yaratana inanmayan insan, yaratılana da inanmaz.
sırtlarındaki uzun ve siyah kıllardan, yağlı ve sıfır kassız vücuttan, vasat bir tipten ve acınası özgüvenlerinde tiksinme durumu. Keşke gay olsalarda kurtulsak. Allah aşkına tipiniz iyiyse gay olmayın, gay olacak yurdumun birçok kıl yumağı erkeği var zaten.
attığı her saçma mesaja, yazdığı her boka cevap verme durumunda olma. Kırmamak için elden gelen ne varsa yapmaya çalışmak, ama aynı zamanda sıkılmak. Ne desem de uzak tutsam kendimden diye düşünmek, ama hiçbir çözüm yolu bulamamak.
asıl başlık facebookta ask me sayfasını paylaşan kız olacak. Gelelim bu kıza. Yurdumun şişko ve salak kezban kızlarının ego tatmini amaçlı kullanmaya başladıkları soru sorma sitesi. Ergen olduklarını belirtmeme dahi gerek yok, fakat aramızda mutlaka bunu yapan reşit birçok kezban kızımız vardır. ''Sana aşığım, senden vazgeçemiyorum '' diye yazılan birçok şeyi ciddiye alıp, ''anonimden çıksana ya.s '' diyen türk kızıdır. Tiksiniyorum hepinizden yemin ediyorum ha.
ne şakirtlikle, ne de şerihatçılıkla alakalı bir durumdur. 5 dakikalık bir zevki uğruna, ruhen bir kızın psikolojisini bozması, bedenen zarar vermesi sonucu idam edilmesi gerekliliği. acımayana acımama durumudur.
edit: tecavüze uğrayan bir genç kızın ruhen durumunu anlayamayacak, o kızın ileriki hayatının nasıl etkileneceğini kavrayamayan zihniyetin karşı çıktığı gerekçedir. ananıza, bacınıza yapılsa bu kadar sakin olamazsınız ya, neyse.
kürtçe öğrenmeyi modernlikten sayan insandır. Hatta ve hatta ''ingilizce modernlikten sayılıyorsa, kürtçe de modernliktir.'' diye facebook durumuna yazan insandır. Kürtçe öğrenince modern olunmadığını, ingilizce öğrenmenin de kültürden sayıldığını bilmeyen insandır.
hal ve hareketlerine anlam verememektir. nasıl bir kadın istediğini, bir lafıyla ne ima ettiğini, gönlü olup olmadığını bilememek, tahmin dahi yürütememektir. çok uğraştım yurdumun nacizade erkeklerini anlamaya; fakat her defasında bir çıkmaza giriyorum. ''ciddi bir ilişki istiyorum'' dedikten 5 dakika sonra dalgasına sevgili yapanları da gördü bu göz, ''ben kısa saçlı kızlardan hoşlanmıyorum. '' diyip de, kısa saçlı bir kızla çıkanı da gördü. hep bir dengesizlik hakim. şuana kadar erkeklere karşı ukala bir tavır takınmamaya çalıştım. zira sözlük ortamından okuduğum kadarıyla çoğu erkekte bundan yakınıyor. hep bir tatminsizlik, hep yeni yeni tatlar arama. kendisi başkalarının bacısını iğrenç fantezilere ortak ederken, kendi kız kardeşinin bu tarz iğrenç fantezilerde kullanılmasından raha olma. çok ilginç doğrusu. ya da rus kızı hayal ederken, evlenme çağı geldiğinde türk kızı aramak. sözlük ortamında durmadan türk kızlarını aşağılamak, küçük görmek. kızlık zarının pek bir değerinin olmadığını savunurken, evlenirken bakire kız arama. bunlar daha uzar da gider. dengesiz diyorum, başka da bir şey demiyorum.
daha birçok konu başlığı, başlığın altında yüzü aşkın entryler. uludağ sözlük ilk kurulduğu zamanlar bu tarzda gereksiz başlıklar pek yer edinmezdi. bir nevi ekşi sözlük gibiydi. şimdi bakıldığında itü sözlükten bile daha düşük seviyedeyiz. azalmıyor bu başlıklar, git gide ürüyor.
iki insan türünü ele alalım. birisi popüler kitaplar okurken, öteki dünya klasiklerini okuyor. ömer seyfettin in, halide edip adıvar ın, mehmeh rauf un ve birçok okunmaya değer yazarların kitapları okumuş, kültürlü birisi. ülkemizde daha çok popüler kitaplar yaygın olmakla birliktei git gide kitap okuyan birey sayısı da düşmekte. bilim kültür sanat filmlerinden çok, sikko filmler (recep ivedik vb) izlenme rekoru kırıyor. tabii, kültür sadece izlediğimiz filmler, okuduğumuzn kitaplar yahut bildiğimiz dil sayesinde oluşmuyor. yaşayış biçimi, hayata bakış açısı ve birçok konu kültürü etkiliyor. demem o ki, ülkemizde kültür seviyesi git gide düşmekte.
aslında bekaret ile ilgili başlık açmaktan, bekaret ile ilgili konuşmaktan nefret ederim. sol framede zaten çoğu zaman bekaret ile ilgili başlıklar açılıp, saçma sapan ayarlar veriliyor. ama burası sözlük ortamı olduğu için bir şeyleri paylaşmak, düşüncelerimi aktarmak istedim.
hayatımız boyunca örf ve adetlerimiz gereği bazı şeyleri ailelerimizden gördüğümüz gibi uyguladık, benimsedik. annelerimizin çoğu 15 yaşında, babası tarafından para karşılığı ile kocaya verildi. her kız çocuğu ergenliğe girdikten sonra, ''aman kızım bak biri çağırır sakın gitme.'', ''hava kararır kararmaz gel bak bişi olur mazallah.'' diye annelerimiz tarafından tembih edildi. ergenlikten itibaren namus kavramı her kadında bir yer etti. lise çağlarında bir kız ile bir erkeğin el ele tutuşması yahut öpüşmesi namussuzluktan sayılırken, yaş ilerledikçe aslında pek bir abes gelmemeye başladı. bununla birlikte kızlık zarı insanların gözünde büyürken, erkeklerin bakirlik konusu göz ardı edindi. misal, hiçbir anne erkek çocuğuna ''oğlum bak karanlığa kalma, erken gel.'' demedi. bir nevi kızların namusu erkeklerinkinden üstün tutuldu. şerihatçı bir ülkede, bir kız bekaretini kaybettiğinde ölüme terk edildi; fakat bir erkekte böyle bir şey söz konusu değil. çoğu genç kızın abisi, kız kardeşine baskı uygulamıştır. yemeyin şimdi beni. arkadaş ortamlarında bekaret konusunda rahat olduğunuz kadar evde rahat değilsiniz. erkeklerin çoğu kzılara seks objesi olarak bakıyor. çoğu abilerde kız kardeşlerine bu tarzda yaklaşımlardan hoşnut olmaz. konuyu nereye bağlamak istediğimi, ne yapmaya çalıştığımı anlamadınız büyük bir ihtimal. henüz konunun başında sayılırım.
yaklaşık olarak 1-2 ay evvel bir çocuk tanıdım. bu yıl mezun olacaktı. yakışıklı, boylu poslu bir çocuk. huyunu suyunu henüz bilmiyordum. ilk başlar ülkücü olarak tanıdım onu. ailesi kapalı kendisi de vatanını fazlasıyla seven birisi. hani bazen ''bu nasıl bir zihniyettir?'' deriz ya, buna yakışır birisiydi. ülkücüydü. bir o kadar da şerihatçı. çelişkiler arasında yüzen, ne olduğu belli olmayan birisi. mustafa kemal atatürkü bazen seviyor, bazen de yaptıkları yenilikleri sevmiyordu. allaha fazlasıyla tapan, ateistlerden de nefret eden birisiydi. ailesinden gördüğü gibi yaşıyordu. bir keresinde muhabbet kızlık zarından açıldığında bana düşüncelerini aktarmıştı. ne kadar ''geri kafalı'' gibi gözükse de, bir yerde haklıydı.
''bir bayanla, bir erkeği bir tutumazsın ax14. bayanlar narindir, kırılgandır. erkekler yapısı gereği güçlü. bir bayan kuyruk sallamazsa hiçbir erkek ona laf atmaz. bir bayan sevişmeyi istemezse hiçbir erkek onu seks objesi olarak görmez. ben başı açık bayanlara orospu damgası yapıştırmıyorum. ben mini etek giyip, yolda erkeklerin attığı laflarla ego tatmini yapan kızlara orospu diyorum. ben erkeğim. benim gömleğim siyah. ne kadar leke bulaşırsa bulaşsın bu toplum tarafından yadırganmaz. ben, bekareti olmayan bekar bir kadın gibi itilip kakılmam. 10 dakikalık zevkim uğruna rahatlıkla bir kızla sevişebilirim. benim ileride yaftalanacağım hiçbir şeyim yok çünkü. bakir olmasam dahi, bir kız benimle rahatlıkla evlenir. ama aynı şey kızlar için geçerli değil. erkeklerin çoğu bekaret problem değil der; fakat gerçekten geçerli değil bu durum. bir erkek evleneceği kızla sevişmez, evleneceği günü bekler. ''
merdiven çıkmak, basketbol oynamak, koşmak vb birçok eylemden sonra bacakta oluşabilmektedir. gelişim döneminde bacakla ağırlık kaldırmak gelişimi durdurmaktadır. ayrıca bacak kasını en çok bisiklet sürerken yapıldığı söylenilmektedir.
