yalnızca kişiye fiziksel zarar vermeyi amaçlayan bir olay olmaktan çok, psikolojik açıdan da incitmeyi hedefleyen, hak ve özgürlükleri kısıtlayan eylem olarak tanımlanan eylemlerdir. şiddetin nedenlerini willianm golding sineklerin tanrısı adlı romanında adaya düşen çocukların toplumun denetim mekanizmasından uzakta kalması sonucu içlerindekişiddet dürtüsünün açığa çıkmasına bağlamıştır. birçok bilimadamışiddeti içimizde var olanve dışarı yansıtılması gereken enerji birikimi olarak izah etmeye çalışmıştır. fakat bu yansımaları günlük yaşantılar sırasında orataya çıkarmak çok mümkün olmadığı için bunların yığılması sonucu hasarları daha yıkıcı olmaya başlamıştır.
latince philo-sophia yani bilgi sevgisi anlamına gelen bilimlerin anası sayılan bir kavram. denilir ki felsefe pek de cevaplarla uğraşmaz; felsefe soru sormaktır. "neden" sorusuyla baslayip bilimlerin doğuşuna sebep olmakla kalmamış insanlığa her yönden düşünme alanları açmış bilimler üstü bir konudur. bilim değildir, çünkü genel geçer kanunlara ulaşmaz, birikimli olarak ilerlemez, sadece soru alanları yaratarak bilimlere ve diğer disiplinlere katkıda bulunur.
platon dan sonra gelenen önemli yunan filozoflarından olan, platon un büyük ölçüde etkisinde kalmasına karşın, yine de biçimler kuramı na en ağır eleştiriler getirmiş fiozof, fizikçi, matematikçi, biyolog ......
platon a göre maddeini özünü oluşturan ideler, hakikatler alemindedir ve dünyaya yansımları gelmektedir. aristo ise form olarak adlandırdığı idelerin gerçek dünya da olduğunu, bunların madde ile iç içe olduğunu iddaa etmiştir.
diğer bir eleştirisi ise; platon un hakikatler aleminde ilk yaradılış düşüncesi olarak ideaların ideası ii idea vardır. yansımaları dünya ya gelen ideaları anlamak için akıl ve mantığı yeterli gören platon, ii idea için sevgi yi şart koymuştur. bu da islam felsefesindeki tasavvuf anlayışı ile örtüşmektedir. aristo bu yaklaşıma karşı 4 bölüme ayırdığı ve madde den sonra gelen fail ilkesinde yaradanı salt forum olarak tanımlamış ve faili olmayan sebepsiz olarak var olan yaratan olarak ifade etmiştir.
son olarak da platon a göre bilgi doğuştandır. idealar alemindedir. akıl ise taşıyıcıdır. aristo ise bilgi yi etken ve edilgen olarak ikie ayırmıştır. akıl ise edilgen bilgiyi duyular ile sentezledikten sonra etken bilgi hale dönüştürür; yani akıl üreticidir.
benzetme ögelerinden sadece benzeyen veya sadece kendisine benzetilen ile yapılan söz sanatıdır.
benzetmenin sadece kendisine benzetilen ögesiyle yapılan açık istiaredir.
örnek olarak; '' aslanlarımız dünki maçta yardırdı. ''cümlesinde aslan gibi futbolcularımız demek yerine sadece aslan kelimesini kullanarak açık istiare de bulunmuş olmaktayız.
kapalı istiare ise benzetmenin ögelerinden sadcece benzeyen kullanılır.
misal olarak ise; '' tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok! '' tümcesinde dağa küsen tavşan, insana benzetilmiş fakat insan saklı tutulup cümlede yer almamaktadır.
agnosticism sözcüğü ilk olarak 1869 yilinda th huxley tarafindan kendi ınancını tanımlamak için kullanılmış. oysaki kavram, çok çok eskilere dayanıyor. eski yunan filozoflarindan protogoras "tanrılarin ne var olduklarını, ne var olmadiklarını, nede var iseler neye benzediklerini biliyorum" der...buna günümüzda kat agnostizm denir...
önce komünistleri götürdüler, sesimizi çıkarmadık, çünkü komünistleri götürüyorlardı ve komünist değildik. sonra sosyalistleri götürdüler, sesimizi çıkarmadık, sosyalist değildik. sonra yaşlıları, akıl hastalarını, başka milliyetten olanları, yahudileri götürdüler, hiç biri değildik ve sesimizi çıkarmadık. bir gün bizi götürmeye geldiklerinde, sesimizi duyacak hiç kimse kalmamıştı."
zihin açmak için sınavlardan sonra yenmeli tavsiyesi çikolata için geçerli değildir. zira glikozun kana karışıp beyne gitmesi uzun zaman alır. eğer amaç zihnim açılsın ise direk kesme şeker alınmalı.
"bizler, barışsever insanlar olduğunu iddia eden amerikalılarız. kan dökmekten nefret ederiz: şiddete karşıyız. ama şehrin korumasız insanlarının üstüne, uçan makinalarla dinamit bombaları atma fırsatı olduğunda da, zevkten kıvranırız. ekonomik zorunluluklar yüzünden, bir endüstri kodamanının canına kastedip kendi hayatına riske atan birini asmaya, elektrikli sandalyeye oturtmaya, ya da linç etmeye hazırızdır. ve de amerika'nın yeryüzündeki en güçlü ulus olduğunu ve nihayet demir pençelerini diğer ulusların boynuna yapıştıracağını düşündüğümüzde, koltuklarımız kabarır.
bolşevikler bu adamı tehlike olarak görüyor ve troçki idam fermanı veriyor. mahno direniyor. o sırada patlaması muhtemelen dünya savaşı sebebiyle anlaşma yapıyorlar. anlaşma karşılığında rusya da hapisteki anarşistler serbest bırakılıyor.