mahalle baskısını başından savmak için taktik geliştirmiş çakal esnaftır. bir müddet sonra yemezler ne yazık ki. cemaat tanır yoklamayı gözüyle bile yapabilir çünkü.
cezaevlerine sırf gözönünde bulunmadan öldürülsün diye bile gönderilebiliyor suçlular. Bir hırsız cezaevinde sorunsuzca cezasını çekerken, bebek katilleri, tecavüzcüler, özellikle sübyancılar araya gidiyor, öldürülüyorlar. kim vurduya gidiyorlar. eğer sıradan biri olsaydı bu suçla cezaevinde hükümlüler arasında cezai işlem uygulanabilirdi cem garipoğluna fakat bu katil istanbulun orta yerinde saklanıyor da biz yurt dışına kaçtı sanıyorsak vardır bir bildiği. arkası sağlamdır. sürttüren olmaz.
çevredeki ramazan ruhu. istanbulda yok ama televizyorlarda oluyor en azından o tat. 1 ay önce dansözler çengiler varken ramazanda hacivat karagöz, iftara doğru,sahura eğri gibi gudik isimlerle ruhumuzu şad ediyorlar. oruç tutmanın lezzeti artıyor.
Kablosuz internetin sadece tuvalette çekmesi sonucu, parazitliğin mığakoyma pahasına sinsice klozete mevzilenip laptop ışığının kör etme tehlikesi göze alınarak entry yazma çabasıdır. durumun çirkinliğinin ve ortamdaki koku basıncının farkındayım ama siz içimdeki entry yazma aşkının farkında değilsiniz. ağla1.
fırsat bulursam bizzat, katılımcılardan bir iletişim numarası bulursam telefonla katılmama kesin gözüyle baktığım zirve. (katılımcılardan özel mesaj bekliyorum.) istanbul ayağı yapılacak mı diye sormak istediğim zirvedir bir diğer yandan. lord lucifer gelirse finansmanı benim tarafımdan yapılacaktır da demek istediğim..neyse. zirve.
herkesin kafasını dinlediği bir dünyanın yaratılması için ilk adımdır. kimse yanlış yapmaz, kimsenin gururu kırılmaz, kimse incinmez lan. "bir insan gözü yüzünden yüz gün ardarda uyumamak" diye bir dize de olmaz. aşk olmaz. aşkın olmadığı yerde ayrılık da olmaz arkasında kalp kırıklıkları bırakan. ayrılıklar olur ama koymaz, herkes mantıklıklıdır, seçimler mantıklı gelir, vazgeçişler vazgeçilenlere koymaz. bu fikir neden benim aklıma daha önce gelmedi aq, şu okların işini görecek bir ekip kurmak lazım tez zamanda.
yazarlar arasında oy verme alışkanlığını yaymaya çalışırken verilen oyların taraftan çok, türk karakterini yansıtırcasına çekimserliğe kaymasıdır.
oy verin dedikçe artıyor bu eh işte oyu. artık yazarlar okumadan oy verme telaşında, eksi veya artı oyu yanlış kullanma korkusuyla çekimser hallerde oy sayılarını artırıyorlar. sanki bonus anasını satiym. nakit dönüşü yok bunun, yeni koparılmış goncam, çiçeği burnunda gencim. bir iş yapıyorsan, hayra geçsin. daha tanıdık bir tabirle sike sürülsün amq.
karakterin olsun, fikrin olsun. iyi veya kötü birşey düşün yazılan hakkında. son oylananların hepsi mi eh işte olur lan. otomatik oylayıcılar. 29 harf anlamlı kelime oluşturunca algılama zorunluluğu doğması bu kadar mı yorucu geliyor size, anlayamıyorum ki.
yapmayın etmeyin. eh işte demeyin. delleniyorum.
edit: ah bu ironi. bayılıyorum buna. eksi bile vermiyor adam. eh işteye basıyor. amuda kalkıp alkışlıyorum seni.
uludağsozlukte yazar olup da anket açmayan veyahut anket cevaplamayan yazar bulunmamaktadır, bu nedenledir ki nesil ayrımı gözetmeksizin böyle bir yazarın varlığından söz edilemez.
kariyeri ve parası olan bir sevgiliye sahip olup rahat edecek öğrencidir.
düşün ki en iyi ihtimal seninle mezun oldu kız. iş ara iş bul, tecrübesizlik, maaşı az, sen askere gideceksin durumlar kel.. "ölme eşeğim ölme. yoncalar biter de yersin." askerden dönüyorsun, evlenilecek para biriktirilememiş. bekle ki birikim olsun.
okul bitmiş, askerlik desen çakı gibi. işe başlarsın acemiyetten. kariyerli bir hatun, işi gücü öğrenmiş, parayı yaşamayı da biriktirmeyi de akıl etmiş. okutup büyütüp bir de eş diye evime mi alayım? alırım işi gücü olan bir hatun, keyfime bakarım.
üniversiteyi sevgili sahibi bitirdim ben. sonuç değişmeyebiliyor. sonunda üniversite mezunu sevgilisiz adam da olunuyor. kriter değil.