bölüm şefimizdir kendileri, 52 yaşında aşırı seksidir ve ne zaman gördüysem göğüs çatalı hep ayan beyan ortadadır. bir anne şefkati hissetmiyor değilim o göğüslerde.
kuzenimin bize her geldiğinde yaptığı ve içtiğimiz, sonrasında ise mutlaka falıma bakmak istediği ancak tüm çabasına rağmen tutturamadığı "fal bahane gülmek şahane" mantığıyla doyasıya eğlenmemize sebebiyet veren masum içecek.
"bende bir resmin var, yüzüme bakmıyor" vurucu cümlesini geceler kara tren adlı şarkıda seslendirerek kendisi yorumlamada zirveye çıkarken bizleri de dibe çökermetmeyi başarmış, aşmış insan..severiz, dinleriz.
tutunamayanlar - oğuz atay
aylak adam - yusuf atılgan
babalar ve oğullar - turgenyev
akıl çağı - sartre
suskunlar - ihsan oktay anar
üç aynalı kırk oda - murathan mungan
ince memed - yaşar kemal
kar - orhan pamuk
ölmeye yatmak - adalet ağaoğlu
üç beş kişi - adalet ağaoğlu
yaş 30 ve üzerine varınca dişi insanların daha da bir dert ettikleri eylemdir. bu dişi insanlar, tanıdıkları her insana da sevgilin var mı sorusunu yöneltirler ve "evet" yanıtı üzerine sebepsiz üzülür, "hayır" yanıtında içten içe sevinirler.
tanıdığım suna'lar bazen kendilerine bile uzak, uzak olmasına rağmen sıcaklığı hissettirebilen, sakin, sessiz insanlardır. bir tane suna tanıdım ki bu tanımdan uzak gayet aşifte ruhluydu. fakat istisnalar kaideyi bozmaz diyerek suna'lar hakkındaki görüşlerimi koruma niyetindeyim.
deyişi güzel suna isminin erkek ördek olduğuna inanası gelmiyor insanın. derin anlamlar bekliyor ama basit ve açık işte erkek ördek.
susmak iyidir. öfkeliyken konuşmak anlık öfkenin dışavurumunu ve kısa bir sürelik rahatlamayı getirse de bir süre sonra insanın içini söylediği kelimeler kemirir. ve keşke söylemeseydim, keşke sussaydım der insan. söylenen söylenmiş, kırılması gereken kalpler kırılmış, bir yığın pişmanlık geriye kalmıştır. ve sonraa "merhaba iç huzursuzluğu"...
ankara nın gece ayazında uykusunu kaçırmak isteyen bir sivri zekalı arkadaşımız yüzünü soğuk suyla yıkadıktan sonra pencereyi açmış ve soğuk havanın onu kendine getireceğini düşünürken eylemi sırasında yüz felci geçirmiştir. yapılması, sonuçlarına bakarak tavsiye edilmez.
huzursuz eden, böyle bir yerde yaşasaydım bundan kaçmak için neler yapabilirdim sorusunu sorduran ve bulunan cevapların da insanı huzursuz ettiği distopya türünün en güzel örneklerinden. "yenikonuş" adı altında yaratılan yeni bir dil sayesinde kelimeleri en aza indirmeyi ve kelimelerden kurtulduktan sonra farklı düşüncelerden kurtulmayı hedefleyen, düşününce gayet mantıklı gelen mutlaka,mutlaka okunması gereken kitap
elleri, dişleri, düşleri, sade giyim tarzı, fikirleri, ses tonu. bi de bunların üstüne boğazlı kazak giydi mi tadından yenmez olur bu mıknatıs işlevini gören er kişi
al beni sarıl bana beni koru kollarında derken bir sığınma hissi, şefkate muhtaç insan hissi yaratır. çok güzel bir şarkıdır, belli zamanları vardır dinlemek için, o anlar gelince açılır, defalarca defalarca dinlenir. sonra unutulur ta ki yine zamanı gelene kadar.
böyle bir süre yoktur. kişi kendini şartlamamalıdır da hazır değilim diye falan vs. güzel bir insan çıkarsa kişinin karşısına durumu değerlendirmelidir. biten bitmiştir, giden gitmiştir.. seviliyorsa hala unutulmalıdır, önümüzdeki maçlara bakılmalıdır.
başarılı bir reklam filmidir. bu gazetenin moda sayfasında bile; şu kıyafetin üzerine şu başörtüyü takarsanız şöyle olur böyle olur demektedir. başı açık olanları yok saymakta ve ötekileştirmektedir. ve buna rağmen bütün kitlelere hitap etmeyi amaçlamaktadır. önyargılarınızı yıkın derken, kendileri acaba önyargılarından arınmışlar mıdır?
tek başına yaşayan arkadaşımın her eve gelişinde hatırlayıp da hüzünlendiği şarkıdır. ve bana açıklaması ''bir gün bir gün bir çocuk eve de gelmiş kimse yok. özünde çok hüzünlü bir şarkı bu'' deyişi. yalnızlığın yaramadığı, özlediğim canım arkadaşım.
konuşmaya mecali olmayan biri gibi görünmesine rağmen konser performansları beni benden almıştır. şaşırtıcı derecede iyidir, hatta çok iyidir. lavinya şarkısı ayrıca güzeldir, defalarca dinlenesidir.
üşüyorsan ceketimi al
günün en güzel saatleri bunlar
lavinya yanımda kal, yanımda kalll...
kısa zaman içinde fazla kavuşma ve ayrılık yaşadıktan sonra bünye ne hissetmesi gerektiğini bilemez duruma gelir. zaten yorulmuştur yoğun hislerden, biner otobüse boş gözlerle bakar çevresine, otobüs hareket eder hala birşey hissetmemektedir bünye. otogar melankolisi vs vs hakgetire.