yeni hükümetin göreve gelmesiyle sadece internet sitelerinde görebileceğimiz gaflardır. tarafsız gazetelerimiz ve tvlerimiz çok ama nedense sadece nette görebileceğiz. merak ediyorum bu seferki toplumun hangi kesimine vuracak. hatta vekiller "kes sesini,ananı al git" ile yetinmeyip daha bir güvenle coşacaktırlar.
söz sende vaşington: (50 senedir zaten hep öyle de neyse)
türkiyenin en büyük sorunu. toplumbilimcileri ve onları önemsemesi gereken siyasetçileri bu konuya eğilmeye ikna etmek gerekir. gerçi onları iknadan ziyade onlara konunun önemini kavratıp onları eğitmemiz sonra sağlam eğitim politikaları yaratmalarında onlara yardımcı olup kişisel bulgularımızı onlarla paylaşmamız daha önemli. biraz olsun çarpıklığı düzeltecektir.sanata verilen değerin yönünden milletin kültürlüleşme yönünü anlayabilirsiniz.
önceden gelen düzenleme: biraya yapılan bütün göndermeler alkole değil cansızlaşan bünyeleredir, yani isteyen içsin ama sadece içki zirvesi olmasın gelmek isteyen diğerleri de ortamın cidden manevi zenginliğini görüp gelsinler.*biracı arkadaştan kasıt zirvede sap gibi oturup hiçbir etkinlik göstermeyen , kendini kendiliğinden bilerek ya da bilmeyerek yaşlandıran hareketsizleştiren arkadaştır; yoksa içen de içmeyen de candır. içen de içmeyen de ölecek ; ama hayatın değerini bilmek lazım.neyse şimdi öneriler için söz yazarımızda:
öneri 1- piknik zirvesi : açık hava, kuşlar, böcükler, boğaziçinde koşan yeşilçamlı aşıklar kibin koşuşturmacalar, toplu bir oyun (hem o top ,hem de topluca), kuşbaşı, sucuk, sosis, tavuk, kola, sessiz sinema(ben yaşlıyım uğraşamam öle oturur kokonalar gibi içerim diyene saygılar sonsuz)
öneri 2-sinema zirvesi ve yürüyüş :güzel bir film, kafa dengi arkadaşlarla film sonrası sohbetleri, biz de bir kısa metraj yapak abi geyikleri, uzunca bir yürüyüş seansı(yok bu da beni açmadı ben gene içecem, tek eğlencem bu olm yaşım da zaten 20 küsür oldu ben yaşlandım diyene gene selamla saygılar)
öneri 3-uludağsözlük stüdyoda zirvesi : müzik aletleri, kaynayan kan, zıvanadan çıkmaya hazır kudurmuş eller ve parmaklar gitar , bateri, orglarda, hoş sedalar arka planda sen arka planı yaşıyor, adrenalin, grup kuralım , sözlüğümüzün grubu olsun ulan geyikleri..(yok ulan bu hiç açmadı, benim dinlediğim tek şey arabesk, elimde de biram, ne o öyle kafa sallamalar felan, deli misn olm diyenlere de gene selam ederim, amcalarım)
öneri 4-uludağspor zirvesi : herhangi bir spor dalında anlaşıldığı takdirde o spor dalında eğlencelik spor, sonra soğuk bir şeyler içilir, müsabakanın yorumları yapılır, ulan ne cırlazdınız be hep bölesiniz olm ve sözlük takımını kurak geyikleri..(yok bunu hiç tutmadım, zaten hem sigara hem bira içerim hem göbekliyim, hem de nefes alamam, yaşım da 21 oldu zaten yaşlandım koşamam, her yerim ağrıyor benim diyen amcalar ve teyzelerin ellerinden öperim)
öneri 5-uludağ yardım zirvesi: yaşlılar yurduna gidilir , yanlız hisseden bizden daha yaşlı veya genç ruhlu amcalarımız, teyzelerimiz ziyaret edilir, sohbet edilir, gerek olursa arkadaş olunur ve bir şeye ihtiyaçları olduğunda çağırmaları söylenir, tabi bunların hepsi onları mutlu eder, geleceği kimlere emanet ettiklerini görürler...(yok benim zamanım yok, aslında istiyorum içimde var ama zirvede sadece oturup içmek daha kolay geliyor, çözüm de oluyor zaten çok geç olmadan içimdeki isteği, yani onların yanına gitme isteğini gerçekleştiriyorum hayallerimde diyen arkadaşlara bir söz yarın çok geç olabilir, yarın gidecek birileri olmayabilir)
öneri 6- uludağ zirvesi
adrenalin, serin hava, sıcacık ter, pıt diye açılan kutu kola kapağı ve güneş batışına bakış. içkiciler siz gene gelmezsiniz.
öneri 7-kısa ama ulu metraj zirvesi
güzel bir kısa metraj film çekme projesini yönlendirecek, hatta film çekilecek zirve. rol yapamama, replikleri unutma, kahkahalar, ağlamalar, miksaj için tv kanallarına gidişler, filmi festivale sokmaya çalışmalar. ah ulan biracılar bunlar sizi de bozar gidin oturun barda kuluçkadaki tavuk gibi.
öneri 8-meditasyon zirvesi
sözlük yazarlarından yogi bir arkadaş bulunur*, sonra yemyeşil bir alana toplanılır, mp3 çalardan,kitaro, enigma,era,enya açılır sonra kaslar açılır, rahatlanır, huzur dolu nefesler alınır, sevgi kelebeği olunur, dünyaya farklı bakılır. biracı arkadaşlar zaten içerken meditasyon yapıyorlar, ellerinden öperim.
öneri 9-yerel yemeklere göre ziyafet zirvesi
adana için kebap, mersin için tantuni, bursa için döner...diye farklı türevlerini yaratabiliriz. lezzetli zirve olur vesselam. ha yok ben birasever bir insanım başka bir şey yemem zaten o yeterince göbiş yaptı derseniz, okey. gerçi bundan sonra içebilirsiniz amaç yemek içmek.
neredeyse her şehirde bir tane bulunduğundan eğlenceli ve sıradışı(eğer evde leopar beslemiyorsanız), geçecek olan zirve. binbir tür papağan, kobra, boa, anaconda yılanları, kaplan, aslan, ayı, tilki, pelikan, tavuzkuşu, hindi, fil, su aygırı, lama, geyik, kaz, ördek, zürafa, kurt, balıklar, güvercinler, iguanalar, maymunlar ve daha neler neler..tabi şimdi biracı arkadaşlar bunu da sevmezler, aslında gelsinler leoparla paylaşsınlar biralarını, aslanla 2 kadeh tokuşturup dertleşsinler.
örnek alırken severek , isteyerek incelersin; ama ders alırken sevmene, sempati duymana gerek yoktur. hatta saçmasalak ve özgürlük kısıtlayıcı işler yapan birinden ders alabilirsin onu örnek alman gerekmez.bak bu adam burada bu şeyi iyi yapmış o zaman bu işime yarayabilir, bak burada berbat bir şey yapmış, bunu biz yapmayalım diyebilirsin. farzedelim ki bir örgüt insan öldürüyor, güvenlik birimleri olayları ve yapılanları keşfediyor , örgütün hassas noktalarını buluyor ve ona göre davranıyor, bu ders almaktır , örnek almak değildir.**
haberlerde dile getirilmiş durum. o kadar da hissedilmiyor aslında.meteoroloji bazen yanılabiliyor. en iyisi şöyle güneş batmamışken 45 dk bi gezinmek sonra anlaşılır durum.
söz sen de istanbul:
bir hışımla önceden gelen düzenleme: herhangi bir ideolojik ve dini yakınlık,reklam söz konusu değildir, sadece araştırdığımda gördüğüm şeylerdir.
1-bilim her şeyden önce kendine, düşüncelerine güvenmeyle mümkündür.
2-devletin ciddi bir bilim politikası olmalıdır ve politik liderler de maddi manevi desteği esirgemeden bilimadamlarına özgür bir ortam sağlamalıdır.
3-bilim yuvalarında yetişecek öğrencilerin seçimindeki kıstaslar çok seçici olmalı , hayalgücü geniş bilimadamları yetiştirilmelidir.
4-sadece başlangıçta sağlam bir bilimsel altyapı oluşturulmak üzere devşirme usulü bilimadamları getirilmelidir değişimler yapılmalıdır. ileriki safhalarda devşirmeye gerek kalmayacaktır nitelikli ve sağlam altyapıdan bilimadamları yetişince.*
5-dış destek alınmalı, ülkemizdeki bilim yuvalarının yurtdışında reklamı yapılmalı ve buraya kaliteli bilimadamlarının gelişi özendirilmelidir. bilim sadece devletin kurumlarının tekelinde olmamalı, devlet sermayesinin kısıtlı imkanlarına bakmayacak ve araştırmalar için mali yetersizlikten boynu bükük olmayan bilim insanları, nesli, politikaları yaratılmalıdır.
6-iran'ın başındaki insanın ne düşündüğünün önemli olmadığını görmeli ve ya da gördüğünün yanlış olduğunu anlamalı ve bilimi ideolojiden sıyırmalıdır.
7-ülkedeki aydın kısmının dünyadaki bilimsel gelişmeleri incelemesi ve yabancı bilimadamlarıyla, bilim kurumlarıyla iletişimlerini çok iyi düzeyde tutmalıdır,ki gelişmeler olsun.
onlar da candır, çolukları çocukları vardır ve çizgi filmlerdeki gibi hayat yaşıyordur diyerekten empati yaparak koruma içgüdümle ortaya attığım hipotezler bütünü.
1-etrafta böcek mi gördünüz, yatağınızda mesela, görmezden gelin.
2-ayakkabınızın içine örümcek ya da hamamböcüğü mü girmiş, bırakın efendim, kokuyla birlikte zaten kısa sürede kendiliğinden çıkacaktır.
3-ölmek üzere olan bir böceğe taze elma verin, iyi gelir, yerse!
4-bir böceğin sizi ısırabilme ihtimalini sevin, örümcek adam'a bakın, her şeyin bir böcekle başladığını unutmayın*. böylece böcek sizin zulmünüzden kurtulacak ve sonsuza kadar böcek eşi ve çocuklarıyla mutluluk içinde yaşayacak ve kötü kalpli insanoğluna artık zarar vermeyecektir, insanlar ve böcekler alemi barış içinde yaşayacaklardır.
5-mümkünse yaşamayın, böcek nüfusu kısa sürede katlanacaktır ve hayatları kurtarılan böcekler dünyaya hükmedeceklerdir.**
6-güve mi gördünüz, izleyin hareketlerini formülize eden bir bilim adam edasıyla,not alın. http://rapidshare.com/fil...3143865/dsci0008.jpg.html
7-çiftleşen sineklerin fotoğraflarını çekin böyle. http://rapidshare.com/fil...3143732/dsci0002.jpg.html
pulp fictionın ünlü parçası honey bunın videosunu ararken karşılaştığım ve ardından defalarca evde klasik gitarı (elektronun telleri çok pahalı ve kırılgan) düşük ve yüksek hızda mikseri çalıştırıp pena niyetine tellere değdirerek taklit ettiğim ama pek de beğenemediğim teknik. gidip bir izlemekte fayda var kotanız yiyorsa.*
veteriner hekimler odası bursa şube başkanı doç dr cem şenin yaptığı açıklama. kanatlı hayvanlarda azalma olmazken, sırf koyunların sayısının azalması bile 3 milyar dolar zarara sokmuş. et üretimi yüzde 300,süt üretimi yüzde 50 artırılmalıymış.
insanoğlunun nüfus ve nüfuz artışına paralel olarak her zaman bulunduğu bölgedeki yerde ego trampleninde zıplayıp önüne geleni asıp kesmesi ve diğer bütün varlıkları, bereketi kaçırması üzerine haykırılası cümledir.
genellikler bahar aylarına denk gelen süreye verilen ad. ne olur bu sürede? büyük abiler, babalar etrafta kargı arayışına girer ve bulabilirlerse ilk önce çatısını yapar, sonra kuyruğunu yapar, gövdeye de karizmatik kağıdını yapıştırır. sağlam bir ip bulunur, rüzgara karşı durulmaz tabi, rüzgar arkaya alınır ve uçurtma salınır, denemeler yapılır, uçmazsa koşulur ve bu yolla yapay rüzgar yaratılır, o da olmadı bu sefer yüksek bir yere çıkılır ve oradan aşağıya bırakılır uçurtma. sonra uçar gider yükseklere. etrafta rakip vardır uçurtma mevsiminde ,o zaman onlarla atışılır, "oğlum var ya benimki seninkinden daha yüksekte ehehe,yok lan benimki daha yüksekte" denir. sonra uçurtmanın ipi kopar, rakipler birbirini kollar ve gidip kaybolan uçurtmayı bulup, kurtarırlar. tabi bunlar şimdi büyükşehirlerde zor rastlanabilecek şeyler uçurtma yapımı açısından. şimdi kırtasiye,toys r uslarda satılıyor, hem de renkli renkli.
gece uykudayken bir susuzluk hissedip, uyanıp yataktan kalkarken , en sevdiğimiz, en sevmediğimiz kişilere nefret kusarken ya da sevgiyle sarılırken, evde tek başına karanlıkta loş bir ışıkta en sevdiğimiz şarkıyı dinlerken, en baba yazarların en güzel yapıtlarını okurken, film izlerken, dağa tırmanırken, arabayla ya da yaya giderken, bilimle, ilimle, felsefeyle, edebiyatla ve bilumum disiplin, bilgi, ilgi alanıyla uğraşırken insanın aklından geçen sorgulamalar zincirinin bir halkasının diğerlerinden ayrılmasıyla ortaya çıkan durumlarda yeni düşünceler, inançlar üretmesi sonucu çoğalan, her daim yeni bir halkanın kopma kendine yeni bir zincir bulma, yaratma durumuyla çeşitlenmesi. gerçekten milyarlarca düşünce var milyar insanın idealar dünyasında ölüm ve sonrasına dair. çoğu belli bir inanç dahilinde sorgulama sürecinden geçmeyen, yeterince renklenmeyen resimler gibi. ya yok oluş, ya tekrar varoluş. aslı ne olabilir acaba? sırf inandığımız için mi var olacak ölümden sonra yaşam; yoksa şu açıklamayla teoriden öteye gidebilecek mi?
bir teori: yokluktan varlık, varlıktan yokluk, yokluktan varlık süreç olarak vardır, bunun da kanıtı tabiat yasalarıyla çelişmez. günler doğar batar, gece sabaha kavuşur,sabah öğlene, öğlen ikindiye, ikindi akşama, akşam geceye. gece varken gündüz yoktur, gündüz varken gece yoktur. birbirinden doğarlar hep değişmeyen bir düzenle. gündüzün yokluğundan gecenin varlığı, gecenin yokluğundan gündüzün varlığı doğar.
insan insanlık özelliği kazanmadan önce,spermden önce yoktur canlı olarak.farklı madde formlarındadır.yani canlı olarak yoktan varolmuştur.(yokluktan varlık).sonra yaşar ve ölür,canlılık özelliğini yitirir ve başka madde formlarına dönüşür.(varlıktan yokluk)(ölüm-yaşam-ölüm-..). süreç olarak tabiat yasaları gereği birbirinden doğması gerekeceği için, yokluktan varlık, varlıktan yokluk ve yokluktan tekrar varlık doğacaktır. ilkçağ filozoflarından sokratesin düşüncesi buydu.
onun bu düşüncesiyle tamamen aynı olmasa da semavi dinlerde ve kimi mitolojilerde ölümden sonra yaşam inancı oldukça güçlüdür. tabi bunun tam tersi olarak kimi kabilelerin inancı yoktur ölüm sonrası yaşama. kimsenin düşüncesi ölmeden tanıtlanamaz, o düşünceye ancak inanılır. bana sokrates'in teorisi gerçekçi gibi geliyor. inanmayan olursa ona da saygı sonsuz, ne de olsa tanıtlanabilir ölümümüz ortak kaderimiz. belki bulutlar üzerinde geçmeyecek ölüm sonrası hayat öncesi bekleme süresi, belki mezarda gözyaşı dökerek de geçmeyecek. bunlar inanılan resimler,sorgulanabilip başka formlara dönüştürülebilecek düşünceler. ölüm sonrası bir inanç, ister inanalım ister inanmayalım.
muhtemelen dünyanın en çok para kaldırılan, kaybedilen ve bilinen kumarhaneleri.
las vegas kumarhanelerinde bir para kazanma yolu olarak:
(bkz: work and travel)
googleın yeni hizmeti.birazdan spoiler ile göstereceğim metin tamamen google ın kendisinden çalıntıdır.
"daha önce, e-posta yoluyla gönderilmiş e-tablo veya sözcük işlemci dosyalarının farklı sürümlerini izlemeye çalıştıysanız, google belgeler ve e-tablolar tam size göre olabilir. google belgeler ve e-tablolar, belgelerin güncelliğini koruyan ve sizin seçtiğiniz kişilerin kendi bilgisayarlarından dosyaları güncellemesine olanak sağlayan ücretiz, web tabanlı bir sözcük işlemci ve e-tablo programıdır. örneğin öğrenci grubunuzun ödevlerini düzenleyebilir, iş yerinizden veya evinizden ailenizin yapılacaklar listesine erişebilir ya da uzaktaki iş arkadaşlarınızla birlikte yeni bir iş planı üzerinde çalışabilirsiniz"
mersinde açılan süper mimarili(cam duvarlar, çatı kafe, sahil, deniz, kum, güneş manzarası* )alışveriş merkezi.bir logosu var, microsoftun vistasının logosunun renkleri, adı da vista. merak uyandırıyor microsoft binası mı diye. bu arada sineması 3 boyutlu film de gösteriyor.
gönüllü çeviri yapan çevirmenlerin dünyanın dört bir köşesinden her dilde çeviri yaptığı site. çevirilmesini istediğiniz bir metin olursa, yollayın güzelce çeviriyorlar, hem de hiç ücret ödemiyorsunuz.*
dünyanın ilk hızlı posta ulaştırma şebekesiydi. trenler ortalıkta yokken ama yapım aşamasındayken ilk tren yolculuğa başlamadan 16 ay önce ortaya çıkan bir hizmetti. amerika kıtasında 3200 mil boyunca her 16 milde 1 istasyon vardı. şebeke elemanları bir atın dörtnala gidebileceği mesafe olan 16 milde 1 at değiştiriyor sonra 160 km gittiklerinde diğer bir eleman onun yerini alıyordu. işe yaradı ama 16 ay içinde yerine başka bir hizmet geldiği için çok geçerli olmadı sonraları.
bir zamanlar çin'deki komunizmde boy göstermiş olan bir gruba verilen ismin ingilizcesiydi. daha ayrıntılı bilgi için national geographic temmuz 1980 sayısına bakabilirsiniz.
geçinemeyen ve deyimlere bile söz konusu olan ikili. gerçi benim bir köpeğim vardı ne hikmetse bahçemize etraftan gelen bir kedi bizim köpek yatarken koynuna girerdi. anlamadım ne tür bir ilişkiydi; ama doğala tezattı, keşke resmini çekseydim diye içimden geçiriyorum dev gibi köpek(alman kurdu)+ sıcakkanlı bir kedi=enteresan.
