Hep şu dizeleri hatırlatır. 25 Mektup'tan, "Bugün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim. işte! Hepsi önümde duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım, hatırladın mı? Üzerini “Seni daima seveceğim” diyerek imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi biliyorum. Bana en yakın olduğun resimdi… Karşında ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi… için benimle doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım, bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak sonunda. Ya mektupların? Her birini çok çok öptüğüm mektupların… Satır satır içimde çakılı duran mektupların. Onlar da yanacak. Senden madde olan hiçbir şey kalmasın istiyorum."
bir türlü anlaşamadığımız ve asla da anlaşamayacak olduğumuz anlamsız bir tartışmanın içinde dolanıp durduğumuz, çıkamadığımız, asla ve de asla aynı dili konuşmamakta olduğumuz anlar.
3 dk önce hayatınızın anlamı, herşeyiniz, gitmemesi gereken büyük varlık olduğunu bildiren bir mesaj atmışsanız, üzerine arayıp "bitti" diyorsa sözün de bittiği yer oluyor haliyle.