Çok güzel bir eylemdir.
Sokaklar sessiz , bir sonbahar sabahı
kahvemi yudumlarken sessizliği dinlemek
Kendini dinlemek
Her şeyden uzak
Ben , sessizlik ve hafif esinti
Her şey bu kadar.
Sevildikçe sevmeyi öğrenir insan.
Öğrenmemişse hiç sevilmemiştir.
Sevilmemişse hep kendini kanıtlamak ister,
istedikçe; insanlara hep hamal olur,
Belki kendini severler diye!
Bir sevilmek uğruna!
Oysaki....
Sevgi, gözlerde kendini görebilmektir,
Sevgi kıyılamamaktır
Sevgi bir yürek, bir bedendir
Sevgi birlikte ağlayıp birlikte gülmektir!
Hiç bir amaca hizmet etmediğini düşünmüyorum.
Eğer bir sınav olmalı ise o da uzmanlık gerektiren sınav olmalı.
Herkes mesleğinin sınavı ile sınanmalı sadece.
Adamların yaptıklarının neredeyse yüzde beşi mesleki yeterlilik taşıyor.
Bencil ,kıymet bilmemiş, nankör insanların yaptığı bir uygulama.
Bu durumda hep karşı tarafı suçlarlar ve bahanelerin arkasına sığınırlar; vicdan muhakemesinde iyi not almak adına.
Onların hep haklı nedenleri vardır.
Yolların, yılların üzerini çiğneyip ,bir eksiklik uğruna satabiliyorlarsa anıları ;zaten söyleyecek bir şey kalmamıştır artık.
Zaten onlar hep haklıdır.
Hiç yanlış yapmamışlardır.
Bırakın ve izleyin acıyarak ya da boş verin kendi çukurunda boğulsunlar ,
kendi düşen ağlamaz!
Belki de değer yılları da satmış olsalar, yolda buldukları uğruna.........
Artık kendin için bir şeyler yapmanın zamanı geldi uyan!
kendin için yaşamanın zamanı geldi kalk
artık kalk
yol uzun ,
sil baştan
,önümüz aydınlık olacak ,
seni mutlu edenlerle, isteyenlerle,kıymet bilenlerle yola devam...
Sana da bu son sözüm olsun ,
yinede yolun açık olsun.
bu da sana kalbimdeki son vedan olsun!
Bencillik derdim önceden, ama olmadığımı geç farkettim ruh sağlığınız için her şey den önce kendinizi düşünmelisiniz. her şerde vardır bir hayır deyip Eyvallah ile yolunuza devam etmelisiniz ki daha fazla akıl sağlığınızı yitirmenize kimsenin gücü yetmesin.
Şükretmeyi bilmeli insan.
Bir yerlere gelebilmek, yolu tırmalamaktalan geçer.
Güzelleştirecek olan yine sensin orayı ,sayılı gün değil mi tez zamanda gelip geçer , sen keyif almaya bak.
Kimseye katlanamıyorum artık.
Göz göre göre yalana dolana gelemiyorum.
Yapmacıklığa takadim yok.
Vicdan rahatlatmak için gösterişler istemiyorum.
Sadece diyorum bugünün yarınıda var!
Türkiye şartlarında zor olsa gerek. Ama bir de iş aramak ;aramakcık yapmak var! bunuda karıştırmamak gerekiyor. Kendi hikayemden biraz bahsetmek istiyorum. Bundan yaklaşık 8 yıl evveli, tam bir yıl boyunca çalmadığım kapı kalmadı . hepsi bir hüsran bir hayal kırıklığı....Sonrasında bu sektörde ilk deneyimimi yaşayarak, evime bir saat uzaklıkta ,bir ücra köşede kalmış mahalle okulunda, çalışmaya başladım. Metroyla gider sonrasında 20 dakika da yürürdüm. ilk deneyimim böyle geçti bundan sonraki yıl bulunduğum şehrin ilçesinde(1.5 saat yol)çalışmaya başladım ,8 gibi evimde oluyordum. O yıl ayrıca bir gün başka bir kurumda(Perşembe günü hiç unutmuyorum)akşam 20 /22 arası çalışıyordum 10 da evde oluyordum o gün ve aynı yıl hafta sonu öğleye kadar bir okulda hafta sonu kursu, oradan da özel derse gidiyordum. Offf o yıl ne çalışmışım yazmaya yoruldum: Şimdi soruyorum kendime o kadar ihtiyacın var mıydı diye! Biri 8 diğeri 6 yaşında iki ana kuzusunu evde bırakarak! !!var gücünle çalışmaya? şimdi mi aradan 8 yıl geçti yıllardır çalıştığım 2 kurumda çalışmaktayım. Her yıl seneye tek kurum çalışacağım dedikçe, ikna edilerek çıkıyorum. iki ay içinde yaklaşık 10 iş teklifini de geri çevirdim. insanlar iyisini istiyor ,gerçi kim ne kadar iyi o da tartışma konusu. Şu an bulunduğum konumdan çok ama çok memnunum, çok sevenim var sağolsunlar, çevrem epey kalabalık ,sürekli selam gönderiyorlar ve oturduğum şehir metropol şehir olmasına karşın bunlar onure ediyor insanı ama bazen de düşünmüyorum değilim değdi mi diye. Aman deyip dövünmesin ;geçmişe bakıp irdelemenin anlamı yok ,giden gitti artık kalan sahalar bizim yola devam.Sizde yılmayın yola devam.
Ben anlamıyorum öğretmenlerin neden bu kadar üzerlerine geliniyor. Eğer böyle düşünüyorsanız sizde alınteri dökün ve öğretmen olun. Aksi taktirde konuşmayın. Öğretmenlik erdemlik bence! hem dünyanın en keyifli işi ,hem de bir o kadar zor mesleği. Neden mi? Keyifli yanı yüzlerce mumu sen aydınlatıyorsun. Zorluğuna gelince biraz aktörlük kabiliyetinin iyi olması gerekiyor. içinde yanan köz de olsa onu mutluluğa dökmek zorundasın yoksa öğrenci o dersi bir daha sevmeyecek ve vebali siz ödeyeceksiniz. Bir öğretmen olarak bazı zamanlar mesleğimin onurunu yaşasamda bazende pişmanlığını duymuyor değilim.
Hayat kadınını midesi kaldırarak sevgili yapıyorlar da bu mu olmayacak? takılmayın bunlara insanlar her şeyi yapabilir. Boş işler bunlar insanlar ona takılmazlar icraate ve aradıklarına bakarlar partner kadın da biraz konuşturup aradığını yakalamışsa erkeğin; tamamdır iş ,dul olmuş, hayat kadını olmuş herkesin altına yatmış ,tecrübeleri birçok erkeklerle kazanmış hiç farketmez......
Her şeyden evvel temiz sayfa bırakmalı benliğinde, bu temiz sayfa ufak kaçamak yalanla bir iki bahanelerin arkasına sığınmakla kirlenmez. Ama sadakatsizlikle her sayfayı kirletebilirsin. Ondan aranan ilk özellik sadakat olmalı ,bu yoksa zaten güven hiç olmaz ve hayat insanlara çizmek istediğin, sahte göstermelik hayattan ibaretle kalır.
Hayat ayrıntıda gizlidir aslında. O ayrıntılara takılmadan ama yaşadıklarından ders alarak önüne bakmalı insan. Her şeyden önce kendi değerini bilmeli insan. Gözünü açmalı mayhoş yaşamamalı; bunun için her gün içmek gerekirse içmeli ,ne gerekirse yapmalı. Kendinin özel olduğunu hissettirmeli benliğine; bu hayata bir defa geliyorum demeli, kendi değerini bilmeli.
Bir anlam ifade etmedi. Sadece kızımda villa hayranlığı var o kadar. Ben kesinlikle iki oda bile alamam gözümde de artık yok zaten, kendi yapar mi bilemem. Bundan öncesi ve bundan sonrası diye bir çizgi oluştu hayatımda. Belki yaşantılar yaptı böyle düşünceler beslememi ama iyi olduğunu düşünüyorum. Önceleri kendime alacağım bir çikolatayı gereksiz bulup paranın hesabını yapardım. Şimdi düşünüyorum da ne kadar yanlış yapmışım! bu yıllar bir daha gelmeyecek canınız ne istiyorsa yeyin ....bu can sizin ,en değerli sizsiniz ,sizden daha değerli mücevher yok hayatta ,gezmek mi istiyorsunuz gezin, içmek mi istiyorsunuz için, yemek mi istiyorsunuz yeyin ,mutlu olun içerek yiyerek gezerek tabi ki çalışmakta cabası.
Kadını araç gibi kullanan adamdır. Vasıfsız kişilikten yoksun aciz insan dışı yaratık. Sen hiç yemek yapmayan her şeyi dışardan söyleyen kadını hakediyorsun. Kadının buna göre hayatına şekil vermesi gerekir.
Ankara anılarla dolu mutluluk kokan toz pembe Ankara. Hani atalar der ya insanın doğduğu yer değil doyduğu yerdir memleketi diye işte o doyulan yer Ankara. Her şeyin bir o kadar masum ,bir o kadar temiz olduğu Ankara. Tekrar yaşamak istediğim tek şehir, belki o heyecanı bulamayacak olsamda!. Ama şu da bir gerçek hayatınızı kirleten, dünyaya puslu bakmanıza sebep veren insanlar olduğu müddetçe her şehir karanlık, pus, kabus dolu. Mesleğinin zirvesini yaşasanda ,insanlar hayran hayran baksalarda sana, çok sevilen bir insanda olsan hayatta , yinede alamaz senin yerini kimse Ankara!
Böyle insan dışı yaratıklar olduğu müddetçe biz ne gelişir ne de ilerleme kaydederiz. Şimdi ne mi olacak! çocuk hapishaneye kız arkadaşı başka aşklara yelken açacak.
Severim ! Çünkü benden bir tane var . Adımı hiçbir yerde henüz duymadım. Severim! Çünkü farklı olmayı ,sıradan olmamayı seçerim her zaman aynı ismim gibi...