40 kişilik bir fakir grup ile yapılabilecek eylemdir.. şehrimize gelen adını bile unuttuğum bir caz grubu kapalı bir alanda konser verirken, biz 40 kişilik grup olarak en arka sıralara oturup caz konserini yarısına kadar dinledik. ardındanda planımızı devreye sokarak ''lililili'' diyerekten zılgıt çekmeye başladık. polislerin gelip bizi ''fakirler ne geziyor lan burada?'' diyerek siktir etmesiyle, zılgıtımıza dışarıda devam ettik. güzel bir eylemdir herkesin yapması gerekir.
büyük bir zevk veren olaydır. yol üstüne koyulan bu ne idüğü belirsiz kameraların her tarafı esir alması ve insanların doğru düzgün davranamaması yüzünden bolca yapılan eylemdir.
geçen gün 20 kadar fakir arkadaş toplanıp ilçedeki 9 adet bankanın tüm kameralarını ziyaret edip 5'er dakikalık nah çekme seansları düzenledik. bir kaç gün bu olayı ritüel haline getirmemiz üzerine polisler geldi bizde dağıldık.
şahsen benim külüstür bilgisayarımın yaşadığı traji komik durumdur. bilgisayarı çalıştırır çalıştırmaz aynen traktörü andıran sesler çıkartan bu kasayı atmayı onlarca defa düşündüm. fakat bu sesin artık hayatımda inanılmaz bir yere gelmesi beni bu işten soğuttu. her ne kadar arada bir insanlar rahatsız olsada, genel itibari ile çok zevk veren bir hadisedir.
ankaralı namık ve tarkan'ın karşılaştırılmasıdır.
tarkan megastar olarak bilinip durmadan magazin programlarında bir bok varmış gibi gündeme getirilip durur ve şarkıları müzik kanallarında hiç eksik olmaz.
ankaralı namık ise gönüllerin starıdır düğünlerde, kına gecelerinde şarkıları çalınıp insanları mest eder. magazin programlarına çıkmasada o tarkandan daha iyi şarkı yapan birisidir.
biraz önce kendimi bir entrye kaptırıp yazmam yüzünden 2 dakika kadar nefessiz durdum, birden vücudumun kasıldığını ellerimin titrediğini farkettim. ardından yanaklarımın şiştiğini ve hiç nefes almadığımı anlayıp ölmekten kurtularak sigaradan çektiğim dumanı doyasıya üfledim...
eli öpülesi eskimolardır bu insanlar. benim atalarımdır, benimdir.
mutluluğu aslında bu insanlar tatmaktadırlar, şehirlerde veya köylerde yaşayıp yarın yemek ne yapsam? nasıl geçineceğim? diyen insanlar mutluluğu tadamazlar, kutuplarda yaşayıp 1 yıllık yemeğini 2-3 hafta penguen ve balık avlayarak geçirip 6 ay gece boyunca hayal kuran insanlar asıl mutluluğu yaşarlar.
çok sık yaşadığım bir duygusal tramvadır.
an itibariylede belediyenin hoparlörlerinden ilan yapan kıza aşık olmuş bulunmaktayım... ilanda şunları demektedir:
''yaz spor okulları kapsamında, belediyemize başvuracak vatandaşların, belediyemizin beyaz masa birimine başvurmaları rica olunur...''
o kadar güzel konuşuyor ki, sesini aşık olmamak mümkün değil. her gün düzenli olarak bu ilanları dinliyorum.
kapitalist kızların anlayamayacağı bir mutluluktur.
tek derdi para olup, beton yığınlarının arasında o dükkan senin bu dükkan benim gezen civa gibi olan insanlar bu mutluluğu tabii ki anlayamaz. çünkü kapitalizm onların anlama ve kavrama kabiliyetlerini yoketmiştir.
büyük bir kitleyi dinlememektir. sözlüğün kapitalist moderatörlerinin yerine fakir moderatör alıp, fakirlerin sesinin her yazara duyrulması gerekir.
açıkcas ben, sözlüğe kemalist, şakirt, fakir, komünist, kapitalist(fakirler en yüksek mertebede ama belirtmedim)... tüm bu görüşlerden moderatör yapılması kanaatindeyim... böylece birbirimizi daha iyi anlayabiliriz.
tanım: insanı rahatlatan eylemdir.
geçen gün yaptığımız eylemdir, iki ayrı grup karşımızdan gelirken biz fakirler bunları bir kenara çekip bir güzel dövdük. kimileri bize karşı gelmeye çalışsada fakirler olarak kemalist ve şakirtlere bir güzel sopa attık. herkese tavsiye edilir.
aslında tüm sözlükleri bir bok zannetmektir. gerçek hayatta hiç bir değeri olmayan bu sözlükler sanal alemde göklere çıkartılıp durmaktadır, yurdum vatandaşına gidip sorduğun zaman ''siktir git başımdan'' cevabı alınma olasılığı çok yüksektir.
adı üstünde dengesizdir. efendim kemalistle şakirt asla bir tutulmamalıdır, şakirt daha çağdaş dünya'ya adapte bile olamamıştır, oysa kemalistler asıl çağdaş dünya'nın doruklarında gezmektedirler. yazık yazık gidin yüzünüze bir su serpin aynı kefeye koyulur mu hiç?
çok doğru bir önermedir efendim. kemalistler kişilikleri ve tarihten aldıkları ilkeleri itibari ile çok anlayışlı insanlardır. hiç bir kişiyi dışlamayıp tüm 74 milyon insanı kucaklayıcı bir bakış açıları vardır. yıllarca kemalistlerin aleyhinde söylenilenler hep yanlıştır, onlar yıllarca söylenilen o şeylerin hiçbirisini yapmamışlardır.
kısacası: tüm türkiye'lilerin kemalistlerden gelip ders almaları gerekmektedir. hatta bazı kemalist arkadaşların girişimciliklerini gösterip kurs ve toplum bilincini yükseltme yerleride açmaları gerekebilir.
bilmez efendim, onlarca yıldır kardeşin birisini(kürt) baba(devlet) hep dışlamışsa, evden siktir etmişse, onun adını anmayı yasaklamışsa, onun yazdığı kitapları okutmamışsa bilmez...
vecizeyi, şiiri, mektubu, komposizyonu, romanı, hikayeyi, denemeyi aşmış insandır. hem sevgilisine hemde tüm insanlığa katkı sunar. kalemi öpülesi bir insandır.
her ortamda ''tarafzısız, demokratiğiz, özgürlükçüyüz, insan haklarına saygılıyız'' diye geçinen sözlüğün içler acısı halidir. sözlük moderatörlerinin çoğunun kemalist görüşle taban tabana paralel olması ve bu durumun her ortamda kendini belli etmesi, tarafsızlığı ve sözlüğün bağımsızlığını yok etmektedir. aslında kemalist oldukları ilgili bir bilgim olmasada hepsinin chp'ye yakın akp'ye çok çok zıt olması bu durumu bence hiçde özgün kılmamaktadır.
aslında şakirt olmasada olur fakat görüşleri zıt olan bir moderatör kesinlikle alınmalıdır. bütün görüşlerin aynı olduğu seri üretim tipi moderatörler sözlük için sağlıklı değildir.
bizim sokakta çok sık yapılan bir eylemdir. sanırsın ki işe gidenler 1 yıllık gurbete gidiyor. çoluğu çocuğu, yaşlısı, genci, evlisi, bekarı herkes toplanıp bu işe gidenleri uğurluyor. bizim sokakta bu adet olmuş durumda, balkonda oturan yaşlı amca koşup işe gidenlere ekmek veriyor, yalşı teyzenin biri ''oğlum aç gitmeyin'' diyor. nasıl bir sokak olduğunu hala çözemedim...
tanım:
güzel bir eylemdir. herkesin doya doya yapması gerekir.
2 saat önce ekmek almaya giderken önümde birden sarışın orta boylu güzel bir kız beliriverdi. iyice yaklaştım yanına, saçları daha yeni yıkanmış gibi burnuma buram buram şampuan kokusu geliyor. içimden ''acaba nasıl bu kızla muhabbet kursam'' diye düşünürken, birden ''aklını düşürdün'' deyip muhabbet kurmak geldi.
+şey şey bayan bi bakarmısınız?
*ne oluyor ya? ne var?
+şey aklınızı düşürdünüzde, buyrun benimkini kullanın.
*hı nediyorsun sen ya?
+telefon numaranız var mı, muhabbet ederiz filan?
*var ama sana veremem, ne aklı düşürmesi, ben gidiyorum...
+durun gitmeyin bayan, aklınızı düşürdünüz bende bende aklınız biliyorum.
*!?
tabi telefon numarasını alamadım. fakat biraz muhabbet kurdum orası ayrı...
Chp'nin meclisi boykot etme girişimiyle olmayacak eylemdir.
onun yerine şerefattin elçi olacaktır. gerçi onlarda boykot edecek. oda olmazsa, mehmet sağlam olacaktır.
