resim (yağlıboya, karikatür, karakalem, ebru sanatı)
şiir
müzik
yemek, ekmek (yufka, bazlama, çavdar ekmeği, tandır), pasta, börek, tatlı yapımı ve sofra süsleme sanatı.
bahçede sebze yetiştirmek. lezzetli, kütür kütür ve envai çeşit turşu yapmak. reçel yapmak.
yazın sebzelerimi kökünden kaldırma eylemine girişmek sureti ile bahçeme musallat olan köstebekleri uzaklaştırmak.
trambolin akrobasi.
taklit yapmak.
masa tenisi
voleybol
yabancı dil öğretimi. (ingilizce, almanca).
mutfak ile aşk yaşar. mantı,baklava, sarma onun için çocuk oyuncağıdır. özenle yoğurduğu hamurdan yaptığı bezelere, oklavasını ustalıkla sallayarak yufka ekmek açmak bile hiçtir onun için.
öpöz müslüman vatanseverlerdir. osmanlı'ya atılan iftiralarla dolu bir eğitim çarkında yoğrulmalarına rağmen, basiretleri bağlanmamış ve yeterince araştırma yapmış olanlardır. kurucusu osman gazi'nin, oğuzların bozok kolunun kayı boyuna mensup öpöz türkoğlu olduğunu ise, türkçülük ayağına yatan faşolardan daha iyi bilirler ancak ırk sevdası ile vatan sevdasını birbirine karıştırma aptallığından münezzehtirler.
padişah, saltanat kaldırıldıktan sonra, kendi mührü ile anadolu'ya gönderdiği kemal tarafından zorlanmıştır gitmeye. kurtuluş savaşında halkı savaşmaya teşvike çoktan başlamış olanlar ise, has mı has din adamlarıdır, kazım karabekir bile kemalden daha önce başlamıştır kuvayi milliye hareketine. müslüman osmanlı halkı, birdenbire beliren bir adamın etrafında toplanır mı idiler? mantıklı bir insan bunu kolayca anlayabilir. eğer kemalin elinde padişahtan aldığı tam yetki olmasa idi, onca din adamı ve halk onu desteklemez, emirlerine uymazlardı.
1918de mondros mütarekesi imza edilerek, birinci dünya harbi mağlubiyetimizle bitti. vahdeddin han bu mütarekeye imza koyan delegeleri kabul etmedi. mütarekeden hemen sonra yurtdışına asıl kaçanlar ise, osmanlı Devletini sebepsiz yere savaşa sokan, milyonlarca vatan evladını cephelerde eriten talat, enver ve cemal paşalar idi. sultan vahdeddin'e ise düşmanın eline teslim edilmiş bir milleti idare etmek kaldı.
1920de düşmanların hazırladığı ve anadolunun işgalini ihtiva eden sevr antlaşmasını bütün baskılara rağmen imzalamayan da vatan haini sandığınız vahdeddin han idi. ordu lağvedildi. kendisini korumak için bırakılan 700 kişilik taburu ise ayasofya etrafında siperledi. hain olan korkaktır, kelle korkusuna vatanını satabilecek karakterdedir. kaldı ki, 1 kasım 1922 de saltanat kaldırıldı. sultan vahdeddin ise 17 kasım 1922'de vatanından ayrıldı. kaçmadı, mecbur edildi. osmanlı'nın bedeni üzerinde yapılması gereken bir lozan ameliyatı var idi.
üzerinde yaşadığın toprağa senin köklerini kazıyan osmanlı'dır, selçuklu'dur. vatanı kurtaranda hilafete bağlı din adamları ve müslüman halktır. o sıralar kimin halife olduğunu belirtmeme lüzum var mı?
sanata düşkündür. resim ve müzikte yeteneklidir.
yemek yapmayı ve yemeyi sever. rahatına önem verir.
titiz ve inatçıdır. genel yapısı sakindir ancak nadiren sinirlendiğinde ortamdan kaçılması gerekir.
asla dırdırcı değildir. utangaçtır. duygusuz görüntüsünün ardında sümüklü bir sulugöz barındırır.
zekidir. sizinle kavgaya atlayacak kadar merttir ancak kullanıldığını anladığı an miktiri çeker.
seküler (mason merkezli) bir tapınma çeşididir. inancı olmayanlara birşey diyemeyiz. seküler seküler tapınabilirler özgür herkes tıpkı biz inananlarında inancımız gereği allah'tan başkasına tapınmayı reddettiğimiz gibi. sırf bu yüzden girilen büyük tartışmalar nekadar gereksiz.
bir arabistan yarımadası tasarımı olarak allah, milattan önce 2000lerde ideolojik bir kimlik kazanmıştır. islamiyet, sümer mitolojyasının üçüncü aşamasıdır. islamiyet de arabistan ve mekke merkezli bir ticaretin hediyesidir. hristiyanlık, musevilik ve zerdüştlük Muhammedin ideolojisini hazırlayan ideolojilerdir.
kaynak: sümer rahip devletinden halk cumhuriyetine doğru
yazar (!): abdullah öcalan.
diğer dinleri inkar edişide buradan açıkça anlaşılmaktadır.
tövbe edebilmesi için öncelikle müslüman olması gerektiğini akla getiren saçmalıktır.
tek tanrılı din ideolojileri, baştan sona siyaset ideolojileridir. dini söylem, Allah, peygamber ve melek gibi kavramlar dönemin siyasi literatürüdür
''allah bir nevi ortaçağın feodal manifestosudur, temel yasası ve bildirgesidir.''
namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur
kaynak: sümer rahip devletinden demokratik uygarlığa
yazar (!): abdullah öcalan.
''lise dönemlerinde büyük felsefik bunalımı yaşadım. tanrı ile savaşı verdim, bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum.
kaynak: özgür yaşamla diyaloglar
yazar (!): abdullah öcalan.
ateist olduğu açıkça görülüyor.
dakikalar önce üye olmuştur, coşup yazası gelir efendim sonra bu çaylak kuşu atmacagiller familyasının zompirik dalının tömbürtü boyunu aşıp uçmuş buradan. yazarların sklenmediği yerde seni kim ciklesin hadsiz!