çok erken gerçekletiyse insan giderek alışıyor olabilir.en zoru başka yerli olan babanın orada kalmaya devam etmesi. baba başka yerli olunca çocuğu da oralıdır kısmı bazen doğru olmuyor...açıklaması zor etnisiti, ne oralı ne buralı kalmak, ne anneyle ne babayla büyümek gibidir.
soluk aparatı gibidir. şehrin kargaşasından sıyrılıp ara sıra kaçılan, bir dönem yaşanılmış, yine yaşanacağı günleri bekliyen sığınaktır. dostlukları ve gecesi, denizi kadar güzeldir. maviden demini alanlar, sıcak bir dost evinde kahkahayla karşılar günü.
bir türkiye klasiğidir. çok fazla "roman" hayatlar olduğundan, her derdi ve fikri olanın yazmaya yazarlık demesiyle baş gösteren bir hadisedir. yazmanın bir birikim işi olduğunu anlamak içinse biraz olsun terbiye gereklidir. imla bile bilmeden, anlatacak çok şeyi var diye yazmaya sarılmak, insan içine çıkmayacaksa zararsızdır. aksi halde bir cahil cesareti daha devrededir.
insandaki karakter oluşumunda etkilidir. söz gelimi bu, gri ise kişinin yıllar boyu alacağı şekil ve nitelik pek değişmeyecek, sabitede ısrar edecektir.
özellikle son zamanlarda hele ki konu siyasetse, insanların severek, kendilerini küçük düşürme pahasına, dışarıdan ne kadar komik göründüklerini bilmeden atıldığı hadisedir. sağdan soldan duyulanla koca koca laflar eden küçük insanlar ne yazık ki hep küçük kalacaktırlar.
ailede ve eş dost arasında katliam çıkmasına sebep olacak en yadırganası harekettir. yapılır, göze alınan şey bir ömürdür çünkü. iyi bir mimar olamayacaksam boşuna durmayayım burada, bana müsaade demektir.
orada geçen süreden çok anları kapsayan bir serzeniştir çok zaman. yeşili yeşil, denizi başkaydı. değişmekte, özlenen şey olmaktan çıkmaktadır ama yine de değerlidir. dün gibidir.
zorlayıcı bir durumdur. iki tarafı da yıpratabilir. ama sigara küt düye bırakılmadığından ve aşktan da kolay geçilmediğinden, ne seninle ne sensiz tadında bir ilişkiye dönüşür
bir çocuğa yapılacak en iyi ve en kötü şey, ona şeker portakalı okumasını salık vermektir. iyisi, ömrü boyunca bir yol arkadaşı olacak ve kitaplar hep bir adım ötesinde duracatır; kötüsü ise daima insanları anlamak ve dünyada olan her şeyi algılamak üzerine bir yaşamı olacaktır.
benmerkezcidir, haz ve zevk üzerine yaşar, işine gelmediğinde kaçma eğilimi gösterir. zarif ve ince zevklidir. yardım etmeyi sever ama bir şey yapacak dermanı kendinde hiçbir zaman bulamaz. aklı karışık, ruhu hep derbederdir. o ruhtan büyük sanatçılar, düşünürler çıkar. geri kalanı sadece düşünür... eyleme geçmek yengeç için her zaman iyi ihtimaldir. yalnızdır. bunu sevdiğini zanneder, sebebi bedenini örten kabuğun ruhunu da kaplamasındandır.
bildiğini nasıl kullandığına bağlı olarak gelişme gösterecek insan türüdür. genelde her şeyi bilmenin mümkünü yoktur, öyle gibi yapanlar vardır. tehlike arz ederler. kaçınılması gereken cesareti overdose yapmış, cehaleti de peşinden gelen kişidir.
çıldırtma ihtimali yüksek aktivitedir. tabii oturmak eylemi geçerli anlamında kullanılıyorsa. zorunlu haller söz konusu olduğunda hepten bunaltır. ama dışarı çıkmanın anlamsız ve mümkünsüz olduğu anda yaratıcılığı geliştirmesi mümkündür.
dünyanın en güzel gülüşüdür bu kadın. hayat boyu sımsıcak bir kahveyle kapınızı çalacağını, ansızın ve en zor zamanlarda yanınızda olacağını hissettirir o gülüş. doğalın ender bulunduğu bir yüzyılda sadece güzeldir. içi ve zekasının yanında sözünü ettirmez bile. kafanın dışı değil, içiyle konuşur. hak ettiği yerdedir.